Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/6 Esas
KARAR NO : 2023/335
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusunun, davalının yayın hakkı sahibi olduğu odatv.com isimli haber sitesinde 28.06.2019 tarihinde yayınlanan “… ” başlıklı haberde müvekkilinin yayın hakkı sahibi olduğu … kanalı aleyhine, hayal ürünü bir olay üzerinden başlatılan karalama kampanyası nedeni ile müvekkilinin tieari itibarının gördüğü zarara dayalı olduğunu, haber içeriğinin aynen şu şekilde olduğunu, ” … ” söz konusu mesnetsiz ve asılsız açıklamalar ile her ne kadar müvekkili şirketin yayın hakkı sahibi olduğu kanal hakkında şaibe yaratılmak istenmiş ise de. dava dilekçesi ekinde yer alan ve diğer haber kanallarına ait görüntülerden de …’de yayınlanan haberin, diğer televizyon kanalları ile aynı dakikalar içinde yayına girdiğinin görüleceğini, bu aşamada mahkemece RTÜK e müzekkere yazılarak … nin 15 Temmuz 2016 tarihli 23:15- 23:35 saatleri arasındaki yayın kayıtlarının celbi davalarında haklılıklarını, davalının iddialarının ise dayanaksız ve asılsız olduğunu doğrulayacağını, izah olunan nedenlerle 100.000 TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 28/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Tazminat rakamı fahiş olduğunu, Haber gerçek/görünür gerçektir, yayınlanmasında toplumsal ilgi ve kamu yararı olduğunu , “… ” diğer kanallarda da okunduğunu, Yani … tv’nin yaptığı haber cümlelerinin aynısı ile kendi haberini tanımlamakta olduğunu, Okunan saat dilekçe ekinde de görüleceği üzere 23.22 olup, ilk Davacının kanalında okunmak üzere …’den önce okunduğunu, bu koşullarda davacının kişilik haklarına bir saldırı olmadığını, … tv internet sitesi hukuki olarak haksız şekilde kapatıldığını ve iki yazarı tutuklandığını, . Bütün bu süreçte ağır maddi kayıtlara uğradığını, Haberinin gerçek, görünür gerçek olması, haberin gerçek olduğu hususun Davacı dilekçesinde de … tv haberinde geçen aynı kelimelerle tanımlanarak açık olarak kabul edilmiş olması, haberin yapılmasında kamu yararı bulunması, güncel olması, Basın özgürlüğü ve toplumun haber alma özgürlüğünün TC Anayasası ile korunması, Müvekkilimin kusursuz sorumlu olması nedenleriyle Davacının kişilik haklarına da bir saldırı olmadığından tazminat talebinin reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla fahiş tazminat talebinin indirilmesini, yargılama giderleri ile ücrcti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dosya kapsamına göre sunulan deliller dosya arasına alınmış, bilirkişilerin düzenlemiş olduğu rapor dosyamız içerisine alınmıştır.
Alınan 09/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Rekabet Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla rekabet ortamının ve Mad 37/1 ;Yayın hizmetleri alanında ifade ve haber alma özgürlüğünün düşünce çeşitliliğinin, çoğulculuğun güvence altına alınması, yoğunlaşmanın önlenmesi olduğu, Dava konusu haber yayının kamuyu bilgilendirme amaçlı ve Davaya konu haber canlı yayın günccl ve görünür gerçek olduğu, Kamunun bilgilendirmesi, haberdar olması gereken toplumsal bir konu olup toplumun aydınlatılması gerektiği, Kayıtları incelenen …’nin dosyanın tarafı olmadığı, Canlı yayın ve haberin gerçek olması, kamu yararı bulunması, toplumsal ilginin varlığı, konunun güncelliği, haberi verirken özle biçim arasındaki dengenin korunduğu, … tarafından darbe bildirisi saat 00:13’de aynı metin …de saat 23:22’de okunduğu, …’de yayınlanan haberin, diğer televizyon kanalları ile aynı dakikalar içinde yayına girdiği, … nin 15 Temmuz 2016 tarihli 23:15- 23:35saatlcri arasındaki yayınlandığı, … TV 23:23. … 23:30, … 23:23, … 23:25 ve … TV tarafından 23:30 da eş zamanlı olarak kamuoyunu aydınlatma amacı ile yayın yapıldığı, … de darbe bildirisinden değil, TSK’nın internet sitesinde paylaşılan bildiriden bahsedildiği, Hukuka, yasaya uygunluğu özellikle ifade seçimlerinde bilginin kaynağının araştırılması gerektiği konusunda diğer kanallarda cümle başlıkların itina edildiği Rapor edilmiştir.
GEREKÇE
Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Bunun içindir ki bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Somut olaya gelince; Davalı şirkete ait gazetenin İnternet sitesinde 29/06/2019 tarihinde “… ” başlıklı haberin içeriğinde;”.. … darbe girişiminin bildirisi saat gece yarısı 12:00 den sonra … ‘de okunmuştu. Ancak FETÖ’cülerin darbe bildirisinin …’den önce …de okunduğu ortaya çıktı. … temsilcisi… Saat 23:23 sıralarında …’ cülerin darbe bildirisini okudu. Daha sonra ‘ … ‘ın yaptığı açıklamadan … ‘ ifadelerini kullandı. …’in … bildirisi için ‘ … ‘ demesi ve bildiri aleyhinde ifade kullanmaması dikkat çekiyor…” ifadelerinin yer aldığı görülmektedir.
Eleştiride kullanılan dilin şaşırtıcı, sert ve kırıcı olması tek başına manevi tazminat takdiri için yeterli değildir. Yazıda medya sektöründe rakip olan tarafların tutum ve davranış açısından sert ve şaşırtıcı nitelikte eleştiri içerdiği bu kapsamda basın ve ifade özgürlüğünün öncelik aldığının kabulü gerektiği, yazı ve içeriğin bir bütün olarak değerlendirildiğinde kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığının ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla Davaya konu yayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde; … de okunan darbe bildirisinin …de yayınlanmadığı, darbe bildirisinin …de okunmadığı, ancak …de yayınlanan ” … “, şeklindeki haber göz önüne alındığınd…in davalı tarafından bir başka bakış açısıyla muhalif gözüyle değerlendirilerek gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı başlık kullanılarak eleştiri sınırları içerisinde aktarıldığı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda yapılan yayının basın özgürlüğü kapsamında kaldığı kanaati ile davacıyı aşağılayan, kişilik haklarını zedeleyen herhangi bir ifade kullanıldığının tespit edilemediğinden ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.707,75 TL karar harcının iş bu karar ve ilam harcı olan 179,90-TL den karar harcından mahsubu ile kalan 1.527,85-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde istinafı kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2023
Katip …
E-İMZA
Hakim …
E-İMZA
*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*