Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/587 E. 2022/876 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/642 Esas
KARAR NO : 2022/877

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait … plakalı araç ile davalı … tarafından sigortalı olan … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda davalı … tarafından sigortalı olan … plakalı aracın %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkili tarafından 23/12/2019 tarihinde davalı-borçlu sigorta şirketine başvuru yapılmış olmasına rağmen sigorta şirketi kanunun emrettiği 8 iş günü içerisinde ödemekle zorunda olduğu tazminatı ödemediğini, müvekkilinin haklarını (tazminatını) sebepsiz yere ödemeyerek ihlal ettiğini, ödemekle zorunlu olduğu tazminatı sürümceme de bırakarak sebepsiz zenginleşmeye gittiğini, tazminat alacağının yasal süresinde tahsil edilemediğini, müvekkilinin borcu tahsil etmek amacıyla 23/12/2019 tarihinde borçluyu temerrüde düşürdüğünü ancak borcunu Sigorta Tahkim Komisyonu nezdinde başvuru yaparak 24/11/2020 – 2020.E.105544 27/01/2021 – K-2021/12312 Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı sonucunda elde ettiği ilam ile 15/02/2021 tarihinde icra kanalı ile tahsil edebildiğini, müvekkilinin davalıdan talep ettiği ödemenin temerrüde düşürdüğü tarihteki alım gücü ile tahsil edeceği tarihteki alım gücünün de aynı olmayacağını ve müvekkilinin zarara uğrayacağını, dosyada tahsil edilen avans faizi ile alacaklı müvekkilinin zararını karşılar nitelikte bir bedel olmadığını belirterek HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500-TL’sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; başvuru sahibine ait aracın ticari değil, hususi kullanıma tashih edilmiş bir araç olduğunu, bu sebeple davanın bir ticari dava niteliği taşınmadığını, HMK madde 2 hükmü uyarınca davada Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, davanın mahiyeti itibari ile belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde düzenlenen sigortacıya başvuru şartı yerine getirilmeden dava yoluna başvurulduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin genel şartlar uyarınca teminat dışı olduğunu, başvuru sahibinin munzam zarara dair taleplerinin reddi gerektiğini, davacı tarafın munzam zarara uğradığını somut veriler ile ispat edemediğini, munzam zarar talebine dayanak olarak yüksek enflasyonu gösterdiğini, oysaki Yargıtay’ın istikrarlı kararları munzam zararın objektif değil sübjektif bir zarar olduğu ve enflasyon, kur artışı vb. genel durumların munzam zarar olarak değerlendirilemeyeceği yönünde olduğunu, hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydı ile, sigorta hukuk prensibi itibari ile, müvekkili şirketin sorumluluğunun mal varlığında riziko anında meydana gelen azalma ile sınırlı olduğunu, izah olunan sebeple “munzam zarar” kavramı ile “sorumluluk sigortası” kavramının nitelik itibari ile örtüşmediğini, ikrar anlamına gelmemekle birlikte munzam zarar talep edilmesinin şartlarından birinin de borçlunun kusurlu olması olduğunu, müvekkili şirketin kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacıyı zarara uğratmak maksadı ile ödeme yapılmadığı hususunun gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin hasar aşamasında 13.230,00 TL tutarında hasar tazminatı ödemesi yaptığını, hiçbir surette kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacının munzam zararının meydana gelip gelmediğinin tespitinde önem taşıyabileceğinden dava konusu araç üzerinde yerinde inceleme yapılmasını ve aracın güncel durumunun tespitini talep ettiklerini, davacının faiz talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın öncelikle usulden reddini, işin esasına girilmesi halinde esastan reddini, aksi taktirde sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Davalı tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazası nedeni ile cismani zarara uğrayan davacının davalıdan kusur durumuna göre tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili 14/11/2022 tarihli dilekçesi ile davalıya karşı açmış oldukları işbu davadan feragat ettiklerini, bu nedenle sonuç ve istemlerimizden vazgeçtiklerini belirterek feragat istemleri yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 15/11/2022 tarihli duruşmada; feragate bir diyeceklerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin kontrol edilmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmekle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca talep olmadığından vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, davalı vekilinin yüzene karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*