Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/58 E. 2022/1001 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/58 Esas
KARAR NO : 2022/1001
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2012
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında bayilik bölgesi …/… olan 18/08/2010 tarihli ve bayilik bölgesi …/… olan 20/09/2010 tarihli 5 yıl süreli iki adet bayilik sözleşmesi tanzim edildiğini, ayrıca taraflar arasında 17/08/2010 tarihli protokolünde bulunduğunu davalının 28/02/2012 tarihli ihtarnamesi ile 18/08/2010 tarihli sözleşmeyi mesnetsiz ve haksız gerekçelerle feshettiğini bildirdiğini, gönderilen ihtarname ile davalı tarafından 18/08/2010 tarihli sözleşmenin feshedilmiş olup, 20/09/2010 tarihli sözleşmenin yürürlükte kalmaya devam ettiğini, davalı şirketin gaz alım kayıtları incelendiğinde yürürlükteki 20/09/2010 tarihli sözleşme uyarınca Şubat 2012 ayından itibaren herhangi bir LPG alımı yapılmadığının görüldüğünü, davalının bu davranışının bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle taraflar arasında yürürlükte olan 20/09/2010 tarihli sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğinin davalıya bildirildiğini, davalı tarafından keşide edilen cevabı ihtarnamede ise 28/02/2012 tarihli ihtarname ile feshedilmek istenilen sözleşmenin 20/09/2010 tarihli sözleşme olduğunun belirtildiği, ancak bu açıklamanın tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmemek içen yapıldığının aşikar olduğunu, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle müvekkilinin kar mahrumiyetine ugradığını, davalının bayilik sözleşmesinin 32.maddesine göre müvekkilinin uğradığı müspet zararı tazmin etmek durumunda olduğunu, davalının yine sözleşmenin 33.maddesine göre cezai şart ödemekle sorumlu olduğunu, 17/08/2010 tarihli protokolün 2/g maddesine görede 75.000USD ceza şart yükümlülüğü bulunduğunu beyanla kar mahrumiyeti olarak ileride artırılmak üzere şimdilik 5.000,00TL’nin cezai şart olarak ileride artırılmak üzere şimdilik 5.000,00TL nin ve 17/08/2010 tarihli protokolden kaynaklanan 75.000 USD tutarındaki cezai şartın karar tarihindeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuru üzerinden hesaplanacak şekilde olmak üzere şimdilik toplam 145.172,50 TL nin fesih ihtarnamesinin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden ise; Dava dilekçesinde belirtilen 18/08/2010 tarihli bayilik sözleşmesi ile 17/08/2010 tarihli protokolun hiçbir surette yürürlüğe girmediği gibi, bu sözleşme hükümleri gereğince davacı taraftan herhangi bir mal alımınında gerçekleşmediğini, 20/09/2010 tarihli sözleşme ve protokol hükümleri gereğince müvekkili şirketin edimlerini eksiksiz yerine getirmesine karşılık davacının taahhütlerini yerine getirmemesi ile edimlerini ifadan kaçınmış olması nedeniyle müvekkilinin ciddi miktarda maddi zarara uğradığını, bu sebeple davaya konu akdin haklı feshi zorunluluğunun ortaya çıkması üzerine müvekkili şirketçe … Noterliği’nin 28/02/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de davacı yana sözleşmenin feshi ile davacı şirketçe ariyet olarak müvekkiline teslim edilen malzeme ve teçizatın sağlam ve eksiksiz olarak teslimine hazır olduklarının ihtaren bildirildiğini, ne varki anılan ihtarnamede yer alan sözleşme tarihinin sehven 18/08/2010 olarak yazılmış olarak, maddi hata yapıldığının fark edilmesi üzerine yeniden … Noterliği’nin 17/07/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile düzeltme yapılarak feshedilen sözleşmenin 20/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesi olduğunun ihtar edildiğini, davacı tarafın feshe dayalı olarak kar mahrumiyeti, cezai şart ve tazminat taleplerinin kanuna aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
18.11.2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacının ibraz olunan e-defterlerinin, e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğunu, ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/8494 Esas – 20221/6969 Karar sayılı ilamı çerçevesinde davacının fesih sonrası aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gerekli makul süre 3 ay olarak tespit edilmiş olup bu durumda davacının talep edebileceği kâr mahrumiyeti tutarı 32.378,77 /1159gün X 90 gün = 2.514,31TL olarak hesaplandığını, yine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/8494 Esas – 20221/6969 Karar sayılı ilamı çerçevesinde, taraflar arasındaki 20.09.2012 tarihli sözleşmenin 33. maddesine göre, davalı şirketin en yüksek alımının Aralık 2010 döneminde olarak yapıldığı tespit edildiği, EPDK LPG Oto gaz ürününün davacının fesih tarifesindeki satış fiyatı 2,13TL/lt olup davacının satışları kg cinsinde olmakla 1 İt = 0,56kg LPG’ye eşit olduğundan 1lt / 0,56kg= 1.7857 LPG’nin kg fiyatı 1.7857 ile çarpılarak 3.8036 olarak hesap edilmesi gerektiğini, buna göre davacın 18.250 kg X 3,8036 = 69.415,18-TL cezai şart hesaplaması yapıldığını görüş ve beyan etmişlerdir.
GEREKÇE:
Mahkememizce daha önce verilen 15.03.2016 gün ve 2012/… – 2016/… sayılı kararı onayan Daire’nin 27.04.2017 gün ve 2016/… – 2017/… sayılı kararı aleyhine davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulduğu, Yargıtay 11. H.D’nin 2020/8404 Esas 2021/6969 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılarak mahkememizin kararının davalı yararına bozulmasına karar verildiği, anılan karar düzeltme ilamı doğrultusunda yapılan yargılamada;
Dava, haksız fesih nedeniyle mahrum kalınan kârın ve cezai şartın tahsili istemine ilişkin olup, davalının bayilik sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini kanıtlayamadığı, bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 32. maddesi kapsamında davacının kâr mahrumiyeti talebinde bulunabileceği, davacının fesih sonrası aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gerekli makul süre için mahrum kalınan kârını isteyebileceği, davacının fesih sonrası aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gerekli makul sürenin bilirkişi heyetince 3 ay olarak tespit edildiği, bu durumda davacının talep edebileceği kâr mahrumiyeti tutarının 2.966,88-TL (her ne kadar bilirkişi raporunda 2.514,31 TL olarak hesaplanmış ise de, davalıya son uygulanan kg satış fiyatının 3,386 TL (KDV hariç) olup hesaplama bu miktar üzerinden resen yapılmıştır) olduğu tespit edilmiştir.
Cezai şart istemi yönünden ise; 17.08.2010 tarihli protokolde imzalanacağı belirtilen … İlçesindeki LPG otogaz bayiliği için taraflar arasında 20.09.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi aktedilip faaliyete geçtiğine göre, artık bayilik sözleşmesinin ve bu sözleşmenin 33. maddesinde öngörülen cezai şart düzenlemesinin protokolün 3.2.g. maddesinde düzenlenen cezai şart hükmünü değiştirdiğinin, dolayısıyla protokole dayalı olarak cezai şart istenemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu durumda cezai şart istemi yönünden sadece 20.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi hükümlerinin nazara alınması gerektiğinden; taraflar arasındaki 20.09.2010 tarihli sözleşmenin 33. maddesine göre, davalı şirketin en yüksek alımının Aralık 2010 döneminde olarak yapıldığının tespit edildiği, EPDK LPG Oto gaz ürününün davacının fesih tarifesindeki satış fiyatı 2,13TL/lt olup davacının satışları kg cinsinde olmakla 1 İt = 0,56kg LPG’ye eşit olduğundan 1lt / 0,56kg= 1.7857 LPG’nin kg fiyatı 1.7857 ile çarpılarak 3.8036 olarak hesap edilmesi gerektiği, buna göre davacın 18.250 kg X 3,8036 = 69.415,18-TL cezai şart alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf, 27.12.2013 havale tarihli ıslah dilekçesinde, açıkça sözleşme nedeniyle cezai şart talebini 5.000,00 TL ‘den 45.000 TL’ye, kar mahrumiyet talebini de 5.000,00 TL’ den 19.827,50 TL’ye artırmıştır.
Karar düzeltme ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacının haksız fesih nedeniyle fesih sonrası aynı veya benzer şekilde sözleşme yapması için gerekli makul 3 aylık süre için 2.966,88-TL kar mahrumiyet talebinde bulunabileceği, ayrıca 20.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi hükümlerine göre cezai şart isteyebileceği, davacının sözleşme nedeniyle cezai şart alacağını 45.000-TL olarak ıslah ettiği, 45.000-TL cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağı tenkisi gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, bu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 2.966,88-TL kar mahrumiyeti ile 45.000-TL cezai şart olmak üzere toplam 47.966,88-TL’nin 16.03.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 3.276,62-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 3.092,85-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 183,77-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 23.804,97- TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.114,00-TL ilk gider, 296,00-TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.910,00-TL. yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 4.024,41-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan 215,88-TL tebligat ve müzekkere giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 164,10TL nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine.
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda karar verildi. 21/12/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)