Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/575 E. 2023/279 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/575 Esas
KARAR NO : 2023/279
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 28/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile Davalı arasında 05/11/2018 tarihli Satın Alma ve Dağıtım Sözleşmesi imzalandığını, Bu sözleşme unsurları gereği sözleşmeye konu ürünlerin tedarik, teslim, satış, iade koşulları, Davalı ve Müvekkil Şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemeleri hususları belirtildiğini, Müvekkil Şirket, Davalı ile aralarındaki Dağıtım Sözleşmesi neticesinde faturalar kesildiğini, Buna karşılık Davalı, Müvekkil Şirket tarafından gerçekleştirilmiş olan kitap satım hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken ücreti ödemediğini, Bu fatura değerlerinin toplamı … cari hesap kodundaki bakiyeye göre 7.064,30 TL olarak çıktığını, Müvekkil Şirket taraflar arasında imzalanan 05/11/2018 tarihli Satın Alma ve Dağıtım Sözleşmesi gereğince ifa yükümlülüğünde olduğu kendisine verilen tüm edimleri eksiksiz bir şekilde yerine getirmiş olmasına rağmen Davalı – Borçlu taraf tek yükümlülüğü olan para verme edimini gereği gibi ifa etmediğini, 21/03/2022 tarihinde toplam tutarı 7.064,30 TL’yi bulan cari hesap bakiyesine ilişkin mutabakat yazışmaları ve faturaların listesinin sunulduğunu, 14/06/2022 tarihinde Borçlu tarafa ihtarname gönderilerek 3 günlük ödeme süresi verildiğini, buna müteakip ödeme yapılmadığından … İcra Dairesindeki 2022/… E. Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, Bu icra dosyasının borçlu tarafa tebliğinden önce Takibe konu edilen belirtilen cari hesap alacağı bedelinin 2.331,00TL’lik kısmı borçlu şirket tarafından müvekkil şirkete 24/06/2022 tarihinde ödendiğini, Bu nedenlerle, takibin asıl alacak yönünden devamına, 4.733,33 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizle Davalıdan tahsiline ve faturaya dayalı bu alacağın likit olması nedeniyle, kötü niyetli Davalının İcra İflas Kanunu m.67/2 uyarınca asıl alacak ve tüm ferileri üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdedilen 05.11.2018 tarihli Satın Alma ve Dağıtım Sözleşmesi gereği taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, Müvekkil Arasta ile davacı-alacaklı firma; -hiçbir şekilde kabul etmemekle birlikte- 6.394,15TL C/H bakiyesinde 25.03.2022 tarihinde mutabık kalındığını, Taraflar arasında her ay düzenli olarak cari mutabakat yapılıyor olup, çalışma şekli gereği cari stoklar hakkında karşılıklı teyitleşme sağlandığını, Zira müvekkil şirketin çalışma kültürü gereği; firmalarla hak ediş üzerinden ödeme yapılmakta, stok iadesi olan ürünler ise iade çıkılarak kalan bakiyenin ödemesi gerçekleştirildiğini, Nitekim bu husus taraflar arasında akdedilen ve cari mutabakatın kaynağı olan Satım Sözleşmesi’nin 5.1. Maddesinde “YAYINEVİ, (davacı) DAĞITICI’nın (müvekkilin) her zaman iade hakkının olduğunu kabul etmiştir.” şeklinde düzenleme ile de sabit olduğunu, Cari mutabakatın yapılmış olması; davalı müvekkilin söz konusu Sözleşme kapsamında stok iadesi ürünleri davacıya iade hakkını kullanarak takas-mahsup-ödemezlik def’inde bulunmasına engel teşkil etmeyeceğini, Mutabakat mektubu taraflar arasındaki cari hesap bakiyesi ile ilgili bir ara hesap durumuna ilişkin doluğunu, cari hesap bakiyesi ile ilgili kesin ve nihai bir hesap mutabakatı olmadığını, bununla beraber cari hesap mutabakatlarına ilişkin şirket imza yetkilisinin imzasını taşımayan mutabakatların bağlayıcı olmayacağı ve de bu sebeple karara gerekçe kılınamayacağı Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiğini, Müvekkil şirket tarafından yukarıda belirtilen ödemenin yapılması akabinde takip alacaklısı firmaya kalan stok fazlası ürünlerin iade edileceği bildirildiğini, taraflar arasında yapılan harici görüşmelerde müvekkil kalan stok iadesini yapmak istemiş olsa da davacı tarafından sözleşmeye aykırı bir şekilde müvekkilin iade hakkının kullanılması, iade amacıyla gönderildiği bilinen ürünler kargodan teslim alınmamak suretiyle, alacaklı firma tarafından engellendiğini, 6102 sayılı TTK 18.maddesi gereği her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, Sonuç olarak; davacı firmanın takip çıkışından sonra yapılan ödeme mahsubu ile 4.733,30’TL alacağı var gözükse de; müvekkilin Sözleşmede kararlaştırılan stok bakiyesi 3.627,45TL olup, davacı tarafın Sözleşme’nin 5.1. Maddesi gereği müvekkilin iade etmek istediği ürünleri iade alması gerektiğini, . Müvekkilin iade, takas ve kalan bakiyeden mahsup edilmesi talepleri taraflar arasında akdedilen Satın Alma Sözleşmesi kapsamına uygun olduğu gözetilerek, kötü niyetli olarak ileri sürülen işbu itirazın iptali davasının reddi gerektiği, bir diğer anlatımla; davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu nihai bakiyeden söz edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalının taahhüde aykırı davranması nedeniyle cayma bedeli adı altında kesinlen fatura bedeli alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
HMK nın 324. maddesi ile de delil ikamesi avansı düzenlenmiş ve bu madde, “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır”. yönünde düzenleme yapılmıştır.
Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi olanağı HMK. nın 324. maddesi düzenlemesi karşısında yoktur. Ayrıca delil ikamesi avansının da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir.
Delil avansının yatırılmaması halinde ilgili taraf “o” delilden vazgeçmiş sayılarak mevcut delil durumuna göre işin esası hakkında karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta; Mahkememizin 20/12/2022 tarihli duruşma zaptında ” Dosyanın günsüz olarak 1 mali müşavir (ismail bektaş) ve 1 borçlar huk. Nit hes. Konusunda uzman bilirkişiye (Murat can yürek) tevdii ile dava konusu olaya ilişkin davalının takas-mahsup talebi dikkate alınarak olarak tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak var ise davacı alacağının varlığı ve miktarı, davalının bu borçtan sorumluluğu konusunda bilirkişi raporu alınmasına,
HMK.nun 218/1 maddesi gereğince bilirkişiye şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme bakımından yetki verilmesine,
Bilirkişilere 1.500.er TL ücretle atnarak toplam 3100 TL bilirkişi giderinin davacı tarafça karşılanmasına, Rapor sunulduğunda ve sürenin yeterli olması halinde raporun bir örneğinin takip eden taraflara tebliğine, giderin davacı avansından karşılanmasına, Toplam 3100 TL bilirkişi ücretinin yatırılması için davacı vekiline iki haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve mevcut dosya durumu dikkate alınarak karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı)” dair karar verildiği ancak verilen kesin süre içerisinde dava cı tarafın bilirkişi ücretlerini yatırmadığı, (bilirkişi ücretinin kısmen de olsa (tek bilirkişi ücretinin) yatırılmaması nedeniyle rapor aldırılmadığı anlaşılmakla) bilirkişi ücretinin yatırılmadığı gibi defter ve kayıtların incelemesinin de yapılamadığı anlaşılmakla davanın çözümü için teknik bilgi ve tecrübenin gerektiği anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcının davacılar tarafından peşin yatırılan 80,70-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 4.733,33-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6- HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacılar tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacılara iadesine,
Dair miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/03/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*