Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/55 Esas
KARAR NO :2023/631
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/01/2022
KARAR TARİHİ:22/06/2023
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili 3.038.440,08TL asıl alacak, 123.815,68TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.162.255,76TL olan alacağının tahsili için …. İcra Müdürlüğü …. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, alacağı fatura, irsaliye ve ticari defter kayıtları ile sabit olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu alacağın varlığının saptanacağını,
Müvekkili şirketin davalıdan, taraflar arasında imzalanmış bulunan “… Tedarikçi Satın Alma Sözleşmesi” başlık sözleşmenin ekiolan “Satıcı Kondisyon Özet Tablosunda” 30 günlük ödeme vadesi belirlenmiş olduğunu, belirlenen 30 günlük vadede ödenmeyen fatura bedelleri için, sözleşme ve T.T.K. 1530 md.si doğrultusunda avans faiz oranı üzerinden hesaplanarak talep edildiğini, beyan ederek; İtirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili, Türkiye’nin ilk Yapı Marketi olarak uzun süredir perakende sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, davacı şirketin, müvekkilinin mağazalarında satılmak üzere ürün tedarik ettiği firmalardan biri olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerden konsinye sözleşme olanın 24.02.2021 tarihli, diğeri satıştan ödemeli olan 06.03.2019 tarihli olduğunu, ayrıca sanal mağazada satılan ürünler ile ilgili 27.12.2019 tarihli sözleşmede mevcut olduğunu, bu sözleşmelerden, 06.03.2019 tarihli sözleşmeye göre, taraflar arasında çalışma ve ödeme şeklinin, satıştan ödemeli, 30+30 şeklinde olacağı kararlaştırıldığını, bu sisteme göre, ay içinde satılan ürünlerin ödemesi, satıldığı ayın son günü vade kabul edilmekte ve bu tarihten 30 gün sonra sadece satılan malın ödemesi yapıldığını, faturanın vadelendirmeye esas teşkil etmeyeceği, vade ve ödenecek tutarın sözleşmede kararlaştırılan usule göre belirleneceğinin açık olduğunu, taraflar arasındaki sat-öde sözleşmesinin 3.27 maddesine göre davalı müvekkili şirketin, satış devir hızları arzulanan seviyeye ulaşmayan, üretimden kaldırıldığı için devamı ve satışı olmayan ürünleri veya mevsimsel ürünleri, nakliye bedelleri de Satıcı’ya ait olmak üzere iade etme ve bedellerini Satıcı’nın piyasada geçerli olan satış fiyatı üzerinden geri fatura etme hakkına sahip olduğunu,
Satıcı’nın kabul ve taahhüt ettiği sözleşmeye uygun şekilde ticari ilişki devam ederken, …. İcra Dairesinin …. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan takibe itiraz edildiğini, açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, belirterek ; davanın reddine,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
09/06/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık; “…. İcra Müdürlüğü nün … sayılı dosyasında vaki itirazın iptali ve takibin devamı, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı istemi konusunda olduğu, davacı alacağının dayanağının taraflar arasında imzalanan “… Tedarikçi Satın Alma Sözleşmesi” ve bu sözleşmenin eki olan “satıcı kondisyon özet tablosu” nedeniyle 30/09/2021 tarihi itibariyle faturalı cari hesap alacağı ” şeklinde tespit yapılmıştır.
Dava dosyası ile birleşen mahkememizin 2022/56 esas sayılı dosyası hakkında 22/06/2023 tarihli duruşmada tefrik ara kararı verilerek … esasa kaydı yapılmıştır.
… .İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası takip dosyası uyap üzerinden getirtilerek incelenmiş; Davacı – Takip alacaklısı 13.12.2021 tarihinde 3.038.440,08TL’si asıl ve 123.815,68TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.162.255,76TL alacağının icra gideri, vekâlet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %16,75 oranındaki avans faizi talep etmiştir. Davacı takip alacaklısı takibe dayanak olarak toplam tutarı 3.038.440,08TL olan 14 adet faturasını sunmuştur.
Takip borçlusu 21.12.2021 tarihli itiraz dilekçesinde, borca, takibe konu alacağın tamamına, anapara, ödeme emrine, işlemiş ve işlememiş faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte takibe itiraz etmiştir. Davalı takip borçlusunun yasal süresi içindeki itirazı üzerine takip durmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller dosya içine alınmış, mahkememizce davacı alacağının varlığı ve miktarının tespiti bakımından SMM bilirkişi Mustafa Yıldız’ın 08/03/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre;
Davacı şirket tarafından ibraz edilen dava konusu 2019 – 2020 – 2021 yıllarına ait e- defterlerin e-defter beratlarının açılış noter
tasdikinin süresinde yaptırıldığı, yasalara ve muhasebe tekniğine uygun olarak,
zamanında işlenmiş olduğu, ticari defterlerin, birbirini teyit ettiği bu haliyle 6102 sayılı TTK’nın 64. Maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı şirket lehine delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır.
Davalı vekiline 12 Aralık 2022 tarihinde ve 20 Ocak 2023 tarihinde olmak
üzere gönderilen maillere rağmen davalı taraf ticari defterlerini sunmamıştır. Davalı vekilinin 13.05.2022 tarihli dilekçesi ekinde davalı şirketin kayıtlarındaki davacıya ilişkin muavin defter / hesap ekstresini sunmuş olup, 13.12.2021 takip tarihi itibariyle davacının 3.037.034,14 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
Davacı tarafın 2019 – 2021 yılına ait ticari defterleri, yardımcı defter kayıtları incelendiğinde;
120 – alıcılar ana hesabı altında 13.12 2021 takip
tarihi itibariyle;
a) … – … Ticaret ve Yatırım A.Ş e-ticaret cari hesabında
borç/alacak kaydı davacının 36.930,81TL davalıdan alacaklı olduğu görülmektedir.
b) … – … Ticaret ve Yatırım A.Ş. cari hesabında borç/alacak
kaydı davacının 3.000.112,05TL davalıdan alacaklı olduğu görülmektedir.
c)
Böylece davacının 13.12.2021 takip tarihi itibariyle toplam (36.930,81TL + 3.000.112,05TL=) 3.037.042,86TL davalıdan kaydi alacağı olduğu tespit edilmiştir.
d)
davacının ticari defterleri içeriği davalıya dair hesap hareketleri incelendiğinde, hesap
hareketlerinin ağırlıklı olarak davacının ürün satış faturaları, davalının iade faturaları, davalının ödemeleri ve az miktarda fark ve davacının iade faturalarından oluştuğu görülmektedir.
e) Taraflar arasındaki 06.03.2019 tarihli “… – tedarikçi satınalma esas
sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin “Satıcının Yükümlülükleri” başlıklı 3. maddesinin 3.6 alt
maddesi ve “…’in yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinin 4.4 maddesinde işaret
edilen “Satıcı Kondisyon Özet Tablosu” içeriğinde yer alan 30 günlük vadelere tam olarak
uygun şekilde ödeme yapıldığına dair davacı defterlerinde kayıt bulunmamaktadır. Diğer bir
ifade ile davalının davacıya yaptığı ödemelerin ekseriyetle 30 günlük vadeleri aştığı
görülmektedir
f) Buna mukabil, gerek davalı vekilinin 13.05.2022 tarihli dilekçesi ekinde yer alan ve
içeriğinde davalı şirketin kayıtlarındaki davacıya ilişkin muavin defter / hesap ekstresine göre
gerekse de davacının ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında vade farkı uygulamasına
dair kaydi bir veri tespit edilememiştir.
Davacının ticari defter kayıtlarına göre davacının 13.12.2021 tarihindeki kaydi alacağının toplamı 3.037.042,86TL’dir. Ancak söz konusu tutarın içerisinde taraflar arasındaki sözleşme
kapsamında 30 günlük ödeme vadesinin doldurmamış faturalarda vardır. Yukarıda arz ve izah
olunduğu üzere 13.11.2021 tarihinden sonra düzenlenen faturalar 13.12.2021 takip tarihinde
istenebilir değildir. Yukarıdaki tabloda arz edildiği üzere 13.11.2021 tarihinden sonra
düzenlenen (14.11.2021 – 30.11.2021 tarihi arasında 217.971,71TL ve 01.12.2021 –
13.12.2021 tarihi arasında 265.869,57TL olmak üzere) toplam 483.841,28TL alacağın
13.12.2021 takip tarihinde muacceliyet kazanmadığı tespit edilmiş olmakla davacının asıl
davaya konu alacağının (3.037.042,86TL – 483.841,28TL=) 2.553.201,58TL olduğu tespit
edilmiştir.
Davalı vekilinin 13.05.2022 tarihli dilekçesi ekinde yer alan ve içeriğinde
davalı şirketin kayıtlarındaki davacıya ilişkin muavin defter / hesap ekstresine göre 13.12.2021
takip tarihi itibariyle davalının 3.037.034,14TL davacıya borçlu olduğu görülmektedir. Bu tutar
davacının ticari defterleri üzerinden tespit edilen takip tarihindeki kaydi alacak miktarı ile
uyumludur. Söz konusu muavin defter / hesap ekstresi içeriği ile davacının ibraz olunan ticari
defter kayıtları karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda davacının
takip ve dava konusu alacağının dayanağı olan faturalarının tümünün davalı tarafın sunduğu
muavin defter / hesap ekstresinde kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu itibarla davacının alacağının
dayanağı faturalarının ayrıca bir teslim/tebliğ şerhi aramaya mahal olmaksızın davalı aleyhine
borç doğurduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce … ATM nin … esas sayılı dava dosyasında; …. İcra Müdürlüğü nün … sayılı dosyasında 2.553.201,58 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, fazla istemin reddine, 2.553.201,58 TL alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında faiz yürütülmesine, İİK 67 nin yasal koşulları oluştuğundan hüküm altına alınan 2.553.201,58 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı takipte TTK 1530. Maddesi kapsamında faiz talep etmiştir.Taraflar arasında akdi faiz yönünden bir sözleşme yoktur.TTK.m.1530’da ihtarsız temerrüt hallerine yer verilmesinin sebebi TBK.m.117/
f.2’den oldukça farklıdır. Gerçekten de maddenin Türkiye Büyük Millet
Meclisine sunulan önergesinin gerekçesinde aynen şu ifadelere yer verilmiştir:
“… Hüküm
üreticileri, KOBİ’leri ve fatura ya da eşdeğer ödeme talepleri karşılığı hizmet veren ticari
işletmeler ile kişileri, şartları dayatma konumları güçlü ticari işletmeler, özellikle market, süper
market, hiper market gibi alışveriş merkezleri karşısında korumaktadır. … Çoğunlukla finansal
açıdan pek de güçlü olmayan üretici, KOBİ ve benzeri işletmelerin teslim ettikleri malların ve
hizmetlerin bedellerini zamanında alarak ekonomik yapılarını güçlendirmelerine yardımcı
olmak, pazar ekonomisine hâkim yeni bir yaklaşımdır. AT yönergesi ve değişikliği bu
yaklaşımın somut örneğidir. Yönergenin giriş kısmında da belirtildiği gibi birçok büyük ve güçlü
ticari işletme geç ödemeyi bir finansman aracı olarak kullanmaktadır. Ancak bu araç
marketlere, süper marketlere, hiper marketlere ve benzeri güçlü ticari işletmelere mal ve
hizmet verenleri çok güç durumda bırakmakta, finansal durumlarını sarsmakta, hatta iflasa da
sürüklemektedir. Hüküm bu kötü uygulamanın önüne geçmek için öngörülmüştür.”
Buna göre TTK.m.1530’un amacı; üretici, KOBİ ve fatura ya da eş değer ödeme talebi
karşılığında mal veya hizmet sağlayan ticari işletmeler ile kişileri, güçlü konumda olan market,
süper market, hiper market gibi büyük işletmelere karşı korumaktır. Bu gerekçe hem
TTK.m.1530/f.2 hem de TTK.m.1530/f.4’te öngörülen ihtarsız temerrüt halleri için geçerlidir.Şöyle ki, özellikle büyük işletmeler karşısında zayıf konumda olan sözleşme tarafları
mal veya hizmet tedariki borçlarını ifa etmiş olmalarına rağmen, karşı edim alacağı olan para alacaklarını alamamış olabilirler. Esasında para alacaklıları böyle bir durumda ihtar göndermek suretiyle borçluyu temerrüde düşürmek ve alacaklarını tahsil edinceye kadar ticari faiz
işlemesini sağlamak imkânına sahiptirler. Fakat nasıl olsa alacağım ödenir, ihtilâf çıkarsa
büyük işletmeyle baş edemem gibi düşünceler ve karşı taraf ile ticari ilişkilerin bozulması
riskinden kaynaklanan müşteri kaybetme korkusu zayıf konumda olan kişilerin ihtar göndermekte veya ihtar yerine de geçecek olan eda davası açmakta çekingen davranmalarına
sebebiyet verebilmektedir. Bıçak kemiğe dayanıp da ihtarda bulunulduğunda veya eda davası açıldığında ise, bu ana kadar geçen sürede ihtarda bulunulsaydı talep edilebilecek olan
temerrüt faizinden mahrum kalınmaktadır. Sonuç olarak TTK.m.1530’da ihtarsız temerrüt
hallerine yer verilmesindeki temel amaç, TBK.m.117/f.2’dekinden farklıdır. Hemen yukarıda da
belirttiğimiz üzere TBK.m.117/f.2’de temerrüt için ihtara gerek görülmemesinin temelinde,
hükümde öngörülen hallerde ihtarın borçluyu koruyucu işlevinin kendiliğinden gerçekleşmesi
ve borçlunun korunmasına gerek olmaması yatmaktadır. Oysa TTK.m.1530’da kanun
koyucunun zayıf taraf olarak gördüğü para alacaklısını korumak amacıyla hareket ettiği
görülmektedir. TTK.m.1530/f.2 ve f.4 tatbik edilirken, kanun koyucunun bu amacı daima göz
önünde tutulmalıdır. Bkz. (Mustafa Göktürk Yıldız İstanbul Hukuk Mecmuası – İstanbul Hukuk Mecmuası, 76 (1): 359–380 – TBK.m.117ile Karşılaştırmalı Olarak TTK.m.1530 Uyarınca Borçlu Temerrüdünün İhtarsız Gerçekleşmesi)
Bu itibarla TTK 1530 hükmünün taraflar arasındaki ilişkide uygulanması uygun
düşmemektedir. Dolayısı ile takipten önce temerrüt oluşmadığından davacının işlemiş faiz talebi kabul edilmemiştir.
Yukarıda Açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1- Asıl Dava dosyası; … ATM nin … esas sayılı dava dosyası;
…. İcra Müdürlüğü nün … sayılı dosyasında 2.553.201,58 TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, fazla istemin reddine,2.553.201,58 TL alacağa takip tarihinden itibaren takip koşullarında faiz yürütülmesine,2.553.201,58 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline
2-Birleşen dava dosyası; … ATM nin 2022/56 esas sayılı dava dosyasının mahkememiz dosyasından tefrikine yeni esasa kaydına yeni esas üzerinden belirlenecek duruşma tarihinin taraflara tebliğine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 174.409,20 TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 38.364,65 -TL harcın mahsubu ile bakiye 136.044,55 -TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince kabul nispetine göre hesaplanan 226.660,08-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince red nispetine göre hesaplanan 84.995,96-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 38.445,35 TL ilk gider 5.667,10 TL tebligat , müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 44.112,45 TL nin kabul nispetine göre 43.020,96 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine , kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
22/06/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır