Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/440 E. 2023/473 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/440 Esas
KARAR NO : 2023/473
DAVA : Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kara Taşımacılığı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dava …çesinde özetle;06/08/2019 tarihinde müvekkilinin davacının sahibi olduğu malların nakliyesinin sağlanması için müvekkili şirket yetkilisi … … tarafından, sürekli iş ilişkisi içerisinde bulunulan … … arandığını ve nakliye için araç temininin istendiğini, kendisinin de … Nakliyat firmasından … …’a ait … plaka sayılı kamyon ile Top Kumaş ve Paket nakliye cinsinden malları önceden … … tarafından bildirilen sürücü … …’ün olacağı bildirilerek saat 01:00 sıralarında yükleterek sevkıyat için emtiaların yola çıktığını, ancak yola çıktıktan sonra sürücünün başka bir sürücü olduğunun beyan edildiğini, şir¬ketin de bu isimleri sonradan öğrendiğin i,arada güven ilişkisi olduğu için de müvekkilinin … …’i sorgulamadığını, 06/08/2019 tarihinde sabah saatlerinde şirket yetkilisi aranarak malların ulaşmadığının bildirildiğini ve … … tarafından … … tarafından verilen bağlantılar kullanılarak aranmış ise de sonuçsuz kalındığını, bunun üzerine şirket yetkilisinin Karakola gittiğini ve ifade verip, zarara sebebiyet veren kişilerden davacı ve şikayetçi olduğunu. … Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/… no’lu dosyası üzerinden soruşturmanın halen devam ettiğini, Davacı ile davalı arasında, meydana gelebilecek her türlü riske karşı -hırsızlık, emniyeti suistimal ve her türlü sürücüden kaynaklanan hadiseler de dahil olmak üzere – teminat altına alınması için … no’lu poliçe ile yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigorta poliçesi bulundu¬ğunu, rizikonun gerçekleşmesi sonrasında sigortacı tarafından … no’lu hasar dosyasını- nın açıldığını ancak hasarın reddedildiğini, davalının poliçeyi zamanında müvekkile teslim etmediğini, imzalamadığını, sigortacının TTK m. 1423 uyarınca aydınlatma yükümlülüğünü yerine ge¬tirmediğini, belirterek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere. Yurtiçi Taşıyıcı Mali Mesuliyet Poliçesi çerçevesinde HMK107. Madde uyarınca mahkemece toplanacak deliller ışığında, trafik kazasında davacının uğramış olduğu hasar bedelinin şimdilik 500,00.-TL (KDV Dahil)’sinin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap …çesinde özetle, Öncelikle işbu dava trafik kazasından kaynaklanan bir dava olmadığını, taşıma hukukundan kaynaklı bir dava olduğunu, bu nedenle işbu davanın HMK madde 107’ye dayalı olarak açılmasına itiraz ettiklerini, ayrıca dava …çesinde müvekkili şirket adına yazılan vergi numarasının … Sigorta şirketine ait olduğunu, davalı müvekkili şirketin vergi numarasının “…” olduğunu, ve her hangi bir karışıklığa mahal verilmemesi adına davalı müvekkili şirketin vergi numarası kaydının düzeltilmesinini talep ettiklerini, davacının dava …çesinde üstlenmiş olduğu taşıma işleminin dava dışı alt taşıyıcı tarafından ifa edildiğini ve başka kişilerce (sürücü, araç maliki vb) çalındığını belirttiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirket aleyhine davanın kabulüne karar verilmesi halinde ödeme yapılması zorunluluğu doğabileceğinden bu miktar kadar sorumlululara rücu edilmesi söz konusu olacağını, davanın …, …, … … ile … … …’ e ihbar edilmesinde müvekkili şirketin hukuki yararı bulunduğundan HMK’nııı 61/2 maddesi gereği davanın üçüncü şahıslara ihbar edilmesini talep ettiklerini, 06.08.2019 tarihinde meydana gelen hadiseye istinaden 04.03.2021 tarihinde ikame edilen işbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, yasal süresi içerisinde açılmayan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini husumet itirazları doğrultusunda aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, işbu dava niteliği gereği belirsiz alacak davası olarak açılmayacağından davacıya talep miktarını açıkça belirtmesi ve ilgili harçları yatırması için kesin süre verilmesini talep ettiklerini, müvekkil sigorta şirketinin sorumluluk sigortacısı olup, kabul anlamına gelmemekle birlikte sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğunu, davacının sigortalı taşıyıcı özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini poliçe gereği dava konusu hasarın/hadisenin teminat dışı olduğunu, basiretli bir tacir olan davacı, poliçede yer alan hususları/klozları/teminat şartlarını bilmediğini ileri sürcmeyeğini, kaldı ki ortada imzalı bir poliçe (geçerli bir poliçe) dahi yok ise davalı sigortacı müvekkili şirketten hangi gerekçe ödeme yapılmasını talep ettiğini, bilgilendirmeme iddiası ile hangi zararı doğduğunu ve hangi belgeler ile zarar talebinde bulunduğunun belirtmesi gerektiğini, KDV dahil ödeme talebinin haksız olduğunu belirterek müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe teminat şartlarına aykırı olarak yapılan taşıma işi nedeniyle müvekkili şirketin her hangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı itirazlarını, yetki itirazlarının ve aktif dava ehliyeti yokluğu itirazlarının da dikkate alınarak usule ve esasa ilişkin tüm itirazları doğrultusunda müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dava …çesinde ibraz edilen eksper rapor sureti, savcılık dosyası dosyası incelenmiş bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Poliçede yer alan hükme göre “… teminat, taşıma taahhüdünde bulunan ve taşıma işini Hilen yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkıyatın sigortalı ile nakliyeci firma arasında düzenlenmiş olan hukuken geçerli bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması hallerinde geçerlidir. Aksi takdirde geçersiz olacaktır.” şeklindedir.
Dava …çesinde açıklandığı üzere davacı … Nakliyat, taşıma işini (dava dışı … … aracılığı ile) dava dışı “… Nakliyat” firmasından … …’a ait … plakalı araç ile yaptırmış: dava dışı … … tarafından araç şöförii olarak sürücü … … olarak bildirilmiş ise de araç yola çıktıktan sonra davacı sürücünün farklı bir kişi olduğunu öğrenmiş ancak aradaki güven ilişkisi sebebiyle … …’i sorgulamadığı, Dosyadaki 15.11.2019 tarihli ekspertiz raporunda emtiaların çalınması sonucu yapılan suç duyurusunda yer alan ifadelerden anlaşıldığı kadarıyla araç, malik … … tarafından … ve …’na kiralanmıştır.
Buna göre dava konusu taşıma işi TTK m.888 uyarınca fiili taşıyıcı tarafından yerine getirilmiştir. Bununla birlikte davacı … Nakliyatsın sorumluluğu da devam etmektedir. Nitekim TTK m.888/3 uyarınca “Asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilcn sorumludurlar.” Dolayısıyla … Nakliyat asıl taşıyıcı olarak taşımadan sorumlu olmaya devam etmektedir. Dava konusu olayda, taşımanın gerçekleştirildiği araç ve emtialar birlikte çalınmış ve dolayısıyla emtialar tam zıyaa uğramıştır.
… CBS 2019/… soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, şüphelilerin … , … …, … …, … olduğu, güveni kötüye kullanma suçundan dolayı soruşturmanın yürütüldüğü ve dosyada araştırmaların, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır.
Alınan 05/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, Taşımayı gerçekleştiren fiili taşıyıcının gerçek kişi olması nedeniyle sigorta sözleşmesinde öngörülen teminat şartına aykırılığın söz konusu olduğu ve bu sebeple ortaya çıkan zararın teminat harici olduğu, sigortacının tazminat ödemekle yükümlü olmadığı, mahkeme aksi kabulü halinde sigortacının tazminat ödemekle yükümlü olduğu kanaatine varırsa, ödenecek tazminat tutarının tenzili muafiyet dikkate alınarak 525.487,697 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık , sigortalı davalının taşıma işini üstlendiği emtiaların zıyaa uğramasından kaynaklanan sorumluluğu sebebiyle sorumluluk sigortasına dayalı olarak tazmini istemidir.
TTK m.875/1 hükmüne göre “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyamdan, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” Buna göre emtiaların zıyaa uğramasından davacı taşıyıcı olarak sorumludur. Diğer taraftan taşıyıcının sorumluluk sınırı da değerlendirilmelidir.
TTK m.882/ uyarınca “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.” şeklindedir.
Taraflar arasındaki sigorta sözleşmesine ait poliçenin özel şartlar kısmında (sayfa 5) “…teminat, taşıma taahhüdünde bulunan ve taşıma işini fiilen yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması ve sevkiyatın sigortalı ile nakliyeci firma arasında düzenlenmiş olan hukuken geçerli bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak yapılması hallerinde geçerlidir. Aksi takdirde geçersiz olacaktır.” denilmekle taşıma taahhüdünde bulunan ve taşımayı fiilen yapan taşıyıcının bir tüzel kişi olması teminat şartı olarak öngörülmüştür.
Dava konusu olayda davacı … Nakliyat Ltd. Şti. taşıma işini taahhüt eden nakliyeci olarak tüzel kişiliği haizdir. Fiili taşımanın … Nakliyat tarafından (… …’a ait … plakalı araç ile gerçek kişi tarafından) yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla fiili taşıyanın bir tüzel kişi olmadığı tespit edilmekle (yapılan ticaret sicil sorgusu uyarınca) bu sebeple taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinde öngörülen taşıma taahhüdünde bulunan ve taşıma işini fiilen yapan nakliyecinin bir tüzel kişilik olması yönündeki teminat şartının gerçekleşmediği, bu sebeple sigortacının tazminat ödemekle yükümlü olmadığı sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olayın yapılan incelemeler ve değerlendirmeler sonucu Taşımayı gerçekleştiren fiili taşıyıcının gerçek kişi olması nedeniyle sigorta sözleşmesinde öngörülen teminat şartına aykırılığın söz konusu olduğu ve bu sebeple ortaya çıkan zararın teminat harici olduğu, sigortacının tazminat ödemekle yükümlü olmadığı anlaşılmakla davacının davalı sigorta şirketinden talep edebileceği bir tazminat miktarı bulunmadığı (teminat dışı kalmakla) kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 59,30-TL den 179,90-TL karar harcının mahsubu ile kalan 120,60-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 500,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 163,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde istinafı kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*