Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/272 E. 2022/409 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/272 Esas
KARAR NO : 2022/409
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2021
KARAR TARİHİ : 13/05/2022

Mahkememiz 2021/… Esas sayılı dosyasında yapılan 07/04/2022 tarihli duruşma da karşı dava yönünden yapılan tefrik sonucu dosya mahkememizin 2022/… sayılı esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememiz 2022/… Esas sayılı dosyasında verilen 19/04/2022 tarihli tensip ara kararı gereğince dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili 13/09/2021 tarihli karşı dava dilekçesinde ve özetle; … İnşaat’ın dava dilekçesindeki iddialarının aksine taraflar arasında Eser Sözleşmesi tahtında Müvekkili Şirket’in … İnşaat tarafından yapılmış iş ve işlemlere ilişkin bakiye borcu ve borcun nasıl ifa edileceği üzerinde tam bir mutabakat sağlanmadığını,
Taraflar arasında dava tarihine değin bakiye borç hususundaki müzakereler sürdürüldüğünü ve müzakereler sonucunda herhangi bir mutabakat sağlanamadığını, üstelik müzakere sürecinde, Müvekkili Şirket taraflar arasında mutabakatın sağlanarak Eser Sözleşmesi uyarınca ifa aşamasına geçilebilmesi için birçok harcama yaptığını,
Müzakereleri yürüten … İnşaat yetkilileri, müzakereler kapsamında, Eser Sözleşmesi kapsamındaki edimlerden tenzil edilmek üzere … …’na ait taşınmazlarda ikamet ettiklerini ancak … İnşaat ‘ın Müvekkili Şirket’e herhangi bir ödeme yapmadığını,
… İnşaat’ın, Eser Sözleşmesi tahtında yürütülen müzakereler çerçevesinde Müvekkil Şirket’e, … …’nın taşınmazlarının kullanılması sebebi ile karşı dava konusu edilmiş fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 Türk Lirası ile müzakerelerin yürütülmesi sırasında yapılmış olan masraflardan kaynaklı 2.950 Avro ve 37.760 Türk Lirası bakiye borcu bulunduğunu, Müvekkili Şirket … İnşaat tarafından başlatılmış icra takibine, … İnşaat’tan olan bakiye alacağına ilişkin ödemezdik def’i hakkını kullanarak 22.4.2021 tarihinde itiraz ettiğini,
Müvekkili şirketin işbu cevap ve karşı dava dilekçesi kapsamında … İnşaat’ın mesnetsiz icra inkar tazminatı ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine, Müvekkil Şirket’in Eser Sözleşmesi konusu edimlerin müzakeresi kapsamında … İnşaat’tan olan bakiye alacağının tespit edilmesine ve nihayetinde her durumda bu alacağın … İnşaat’ın alacak taleplerinden mahsup edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı … Anonim Şirketi vekili 04.10.2021 tarihli cevap dilekçesinde ve özetle;
Usule ilişkin beyanlarında ; davanın usulden reddi gerektiğinin aksini kabul anlamına gelmemek üzere, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 133. Maddesinde karşı davanın cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içerisinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılacağı, süresinden sonra karşı dava açılması halinde mahkeme tarafından davaların ayrılmasına karar verileceğini, davalı-karşı davacı tarafça cevap süresi içerisinde karşı dava açılmadığını,
Dava dilekçesi davalı-karşı davacıya tebliğ edilmiş ancak davalı-karşı davacı tarafça süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığını, bu sebeple, davalı-karşı davacı tarafça süresi içerisinde sunulmamış olan cevap dilekçesi ve delillere muvafakatlerinin bulunmadığını
Davalı-karşı davacı tarafça arabuluculuk yoluna başvurulmamış olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini bildirmiştir.
Esasa ilişkin beyanlarında ; davalı-karşı davacının ödemezlik defini kullanarak icra takibine konu borcu ödemediği iddiası da haksız ve hukuka aykırı olup, davalı-karşı davacının iddiasının hiçbir hukuki temeli bulunmadığını, ödemezlik definin ileri sürülebilmesi için karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmenin varlığının yanında, edimlerin birbirleri arasında değişim (mübadele) ilişkisi içerisinde olması gerektiğini,
Müvekkili şirket tarafından üstlenilen işler gereği gibi ifa edildiğini, davalı-karşı davacıya teslim edildiğini, düzenlenen faturalar davalı-karşı davacıya gönderilmiş ve davalı-karşı davacı tarafça gönderilen faturalara itiraz etmediğini, Müvekkili şirket tarafından üstlenilen işlerin gereği gibi ifa edildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmadığını,
Davalı-karşı davacı tarafça müzakere aşamasında yapılan masraflara ilişkin ödemezlik definin kullanıldığı iddia edilmiş olsa da, müvekkili şirket tarafından üstlenilen işler ile davalının müzakereler sırasında yaptığını iddia ettiği masraflar arasında bir değişim (mübadele) ilişkisi bulunmadığını, masrafların müvekkili şirket tarafından karşılanacağına ilişkin sözlü ya da yazılı herhangi bir anlaşma yapılmadığını , davalı-karşı davacının yaptığı masraflara karşılık ödemezlik defini kullandığı iddiası haksız ve hukuka aykırı olduğu gibi hiçbir hukuki temeli bulunmadığını belirterek ; asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddine, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; para alacağı istemine ilişkindir.
07/04/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlık; “Taraflar arasında imzalanan 08/07/2017 tarihli sözleşmesine konu ve davalı … … …AŞ ye ait taşınmazların konaklama için kullanılması /tahsis edilmesi, devri planlanan gayrimenkullerin değerleme çalışması sebebi ile oluşan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL ile müzakereler için yapılan masraflar karşılığı 2.950 Avro ve 37.760 TL nin -karşı davacının … inşaat tan alacaklarının tespiti ile- … inşaatın alacaklarından mahsubu” olarak tespit edilmiştir.
Davalı taraf karşı davaya cevap dilekçesinde arabuluculuk dava şartı itirazında bulunmuştur. Mahkememizce 19/04/2022 tarihli ara karar sonucu; davacı tarafa arabuluculuk son tutanağını ibraz etmek üzere tebliğden itibaren 1 haftalık kesin süre verilmiş, tebligat yapılmıştır.Davacı taraf 02/05/2022 tarihinde yapılan ihtar tebliğine rağmen bir haftalık kesin süre içinde tarafların anlaşamadığına dair arabululucuk son tutanağını ibraz etmemiştir.
18/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi ile; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” ve geçici 12. maddesi ile de “(1) Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.” düzenlemesi getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na (HUAK) “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile eklenen 18/A maddesinin 2. fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler gereğince 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava açılmadan önce uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurup anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir. Dava şartı olan zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olması gerekir. Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nun 4. maddesinde yapılmıştır. TTK’nun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan, ticari dava niteliğindeki alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Davanın konusu (müddeabih), dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirlenir. Neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminata ilişkin olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartıdır. Ancak, öncelikle hangi dava şartının inceleneceğinin ortaya konulması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusunun bir miktar para alacağına ilişkin olduğu, TTK’nın 4/1.maddesi uyarınca nispi ticari dava olduğu, davanın 15/09/2021 tarihinde açıldığı, dava dilekçesi ve dosya içeriğinden davacının, davalı bakımından arabulucuya başvurmaksızın dava açtığı anlaşılmaktadır.
6325 sayılı HUAK’nın 18/A maddesinin 2. fıkrasına göre dava açılmadan önce arabulucuya başvurup anlaşamama tutanağının aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunlu olduğu halde davanın arabulucuya başvuru yapılmadan doğrudan açılmış olmasına göre davalı yönünden zorunlu dava şartı arabuluculuk koşulu yerine getirilmediğinden ve 6325 sayılı Kanun’un ek 18/A/2. fıkrası gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK ‘nun 114/2 delaletiyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 ve HMK’nın 115/2 maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.164,82-TL den 80,70-TL. nispi karar harcının ve 80,70 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, kalan 1.084,12-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 13/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır