Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/264 E. 2022/609 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/143 Esas
KARAR NO : 2022/594
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 13/01/2011
KARAR TARİHİ : 06/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacının akaryakıt dağıtım işi yaptığını, bayilerin faaliyet gösterdiği istasyonlardaki taşınmazlara ilişkin olarak bayilerine istasyon geliştirme desteği, kredi ve ekipman verildiğini, bu tür değerler verilir iken akaryakıt istasyonunun ne kadar süre ile davacı ile birlikte bayi olarak faaliyet göstereceğinin dikkate alındığını ve elde edilecek kazanç ile orantılı bir rakamın bayilere verildiğini, Rekabet Kurulu’nun kararları ile bayiler ile imzalanan sözleşmelerin 5 yılı aşan süreler bakımından muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının belirlendiğini, bu nedenle de bayiler ile imzalanan sözleşmelerin Rekabet Kurulu kararlarına göre muafiyet koşullarının ortadan kalkan kısımlarından dolayı bayilere ödenen edimlerin geri istenmesi gerektiğini, bu durumda da BK sebepsiz zenginleşme halinde iade kapsamını belirleyen 63 ve 64. maddelerinin uygulanması gerektiğini, sebepsiz zenginleşenin aleyhine zenginleştiği tarafa geri verme borcu altında bulunduğunu, iktisap edilen şeyin getirdiği semereler ve diğer yararların sebepsiz zenginleşme kapsamında bulunduğunu, sebepsiz zenginleşenin devamlı temerrüt halinde bulunduğunu, sebepsiz zenginleşen iyi niyetli olsa bile zenginleşmeye konu parayı semereleri ile birlikte iade etmesi gerektiğini, davalı ile imzalanan bayilik sözleşmesi gereğince de dikey anlaşmanın intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak istasyon bina inşaatı, zemin betonu ve mütemmümcüz parçaların geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının güncellenmiş 11.422,59 TL sının ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, ve davalı şirket vekili cevabında; görevli ve yetkili mahkemenin … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, 1998 yılında … İli … Mahallesi … Ada … parsel ve … Ada … Parsel de ki taşınmazlar için 20 yıl süre ile …A.Ş. lehine intifa hakkı verildiğini, taşınmaz maliklerinin … ve … olduğunu,18/09/2010 tarihinde … Ada … nolu Parsel de ki intifanın terkin edildiğini, diğer parselde ki intifanın süresinin dolduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili cevabında, intifa sözleşmesinden bir süre önce taşınmazın malik …’a devredildiğini, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini beyan etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, taraflar arasındaki sözleşme, tapu kayıtları, intifa senetleri dosyamız içerisine getirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 38. maddesi gereğince, davalı tarafın yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacıdan, davaya konu ettiği yaptığı masraflara ilişkin açıklama yapması talep edilmiş, davacı 31/03/2007 tarihinde alt yapı ve betonlamanın 1.663,80 TL, 30/04/2007 tarihinde otomasyon alt yapısı ve betonlamanın 2.156,78 TL, 31/05/2006 tarihinde de alt yapı ve betonlamanın 7.794,62 TL karşılığında dava konusu istasyona yapıldığını beyan etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ilk raporda; dosyaya sunulan delillere göre ve davacının genel ifadesine göre raporun bu aşamada tanzim edilemeyeceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce bilirkişilerden, davacı tarafın sunduğu ek belgelere ve beyana göre rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi heyeti; davacının söz konusu istasyona yapmış olabileceği masraflardan istenebilecek kısmın 11.615,50 TL olduğunu rapor etmişlerdir.
“Davacı tarafından yapıldığı iddia edilen masrafların davacının uzun süre boyunca akaryakıt dağıtarak kar elde ettiği bir bayiine yapılması mutad olan ve tüketiciye satış yapılması için gerekli olan masraflar olduğu, bu masrafların yapılmaması halinde akaryakıt istasyonunun faaliyette bulunamayacağı, bu nedenle de davacının yaptığı bu giderlerden faydalandığı, davalıların iyi niyetli malik ve bayi olup, … ve …’ın malik dahi olmadıkları, sunulan faturaların akaryakıt dağıtımındaki tankların otomasyonu, akaryakıt dağıtım sistemine ilişkin masraflar ve bu sistem kurulur iken yapılan zemin betonuna ilişkin olduğu, davacının kurumsal malzemelerini davalılardan aldığı, bu durumda tank otomasyonun da kullanılan malzemeleri de bu hali ile akaryakıt istasyonundan söküp alabileceği, dökülen betonun da yerinde sökülmesinin her zaman mümkün olduğu, bu nedenle davacının yapabileceği bir işlemi yapmayarak bedelini talep etmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, kanısına varıldığından davacının davasının reddine dair” Mahkememizin önceki kararı, (Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.04.2013 tarihli kararı) davacı vekilince temyiz edilmekle, Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2013/… Esas, 2014/… Karar sayılı 30.01.2014 tarihli kararı ile onanmış, davacı vekilinin 18.04.2014 tarihli karar düzeltme talebi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2014/… esas, 2014/… karar sayılı 13.10.2014 tarihli kararı ile ” mahallinde yapılacak keşif ile davacı yanca iddia edilen kalıcı yatırımların taşınmaz üzerinde yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise akdin feshinden sonra da davalı yanın aynı kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam edip etmediği bir başka deyişle anılan kalıcı yatırımların taşınmaza değer katıp katmadığı tespit edilerek şayet bu yatırımların taşınmaza değer kattığının yani davalı yanın yapılan kalıcı yatırımları kullanarak ticaretine devam ettiğinin saptanması halinde bunun davacı yanca talep edilebileceği gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu karar verilmesi” gerekçesi ile ile bozularak Mahkememizin 2015/… Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı ile davalı bayi arasında imzalanan 01.03.2008 tarihli sözleşmenin 3. maddesinde sözleşme süresinin 5 yıl olduğu yazılıdır. Davacı lehine 03.07.1998 tarihinde tesis edilen intifa hakkının süresi ise 20 yıldır. Aynı taşınmaz üzerinde 25.06.1996 yılında da davacı lehine intifa hakkı tesis edilmiştir
Rekabet Kurulunun 5 yıldan uzun süreli anlaşmaları rekabet kurallarına aykırılık kabul ederek muafiyet hakkı tanınmayacağından bahisle aldığı karar üzerine davacı lehine 1998 yılında tesis edilen intifa hakkı 18.09.2010 tarihinde kendiliğinden sona ermiştir.
Taraflar arasındaki bayilik ilişkisi ilk olarak 1996 yılında başlamıştır.1998 tarihli İntifa hakkının tesis tarihine göre taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin daha önce başladığı anlaşılmaktadır.
Buna göre davacı lehine tesis edilen intifa hakkı taraflar arasındaki 18.09.2010 tarihine kadar yenilenegelen bayilik sözleşmelerinin teminatı niteliğindedir. Yani davacı zemin betonu ve bir kısım inşaatların beşer yıllık süreler halinde yenilenegelen bayilik sözleşmesine göre değil de intifa hakkının süresine göre yaptığını ispatlamakla yükümlüdür.
Davacının bir kısım ekipmanlarını ve kurumsal malzemelerini davalılardan aldığı da dosyaya sunulan 11.02.2011 tarihli belge ile sabittir.
Rekabet Kurulu kararına göre intifa hakkının beş yıl veya daha kısa süreli olarak tesis edilse dahi, taraflar arasında yenilenegelen beşer yıllık bayilik sözleşmeleri gereği bayinin faaliyetine başlaması ve devam etmesi için zemin betonu ve bir kısım inşaatların yapılmasının zorunlu olduğu ve sözleşme sona erdiğinde bunların sökülüp götürülmesi mümkün olmasa da, intifa hakkı süresi ile sınırlı olmadığı ve bunun davacı tarafından yapımı üstlenildiğine göre bunun bayilik sözleşmesinin süresi değil de daha uzun intifa hakkı süresi dikkate alınarak yapıldığı veya eğer intifa hakkı süresi bayilik sözleşmesi ile aynı olsaydı bu beton ve inşaatın yapılmış olmayacağı yahut intifa hakkının süresi sonuna kadar bayilik sözleşmesinin devam edeceği inancı ile yapıldığı davacı tarafından ispatlanamadığından mahkememizin önceki kararında direnilmesine davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 2015/… Esas 2015/… Karar sayılı kararı taraf vekillerince temyiz edildiği, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince bozulmasına karar verilerek mahkememizin 2022/143 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Davacı vekili 24/08/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini, feragat beyanları doğrultusunda gereğinin yapılmasını vekaleten talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekilinin 24/08/2022 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirdiği, vekaletnamede feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmıştır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 169,65- TL harçtan mahsubu ile bakiye 89,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-…nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır