Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/262 E. 2022/841 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/262 Esas
KARAR NO : 2022/841

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

İstanbul 13. Tüketici Mahkemesi’nin 2022/104 Esas 2022/126 Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin …plaka sayılı aracı, davalılardan …A.Ş.den 23/06/2020 tarihinde garanti kapsamında noter satışı yapılarak satın aldığını, söz konusu aracın müvekkiline satışı yapılırken aracın garanti kapsamında olduğu ve araçtan kaynaklanan bir arızanın meydana gelmesi halinde arızanın garanti kapsamında herhangi bir bedel istenmeden karşılanacağının beyan edildiğini, araç garanti kapsamında bulunurken 30.11.2021 tarihinde müvekkili araç ile seyir halinde iken aracın müvekkilinin anlam veremediği şekilde arıza yaptığını ve stop ettiğini, bunun üzerine aracı sürekli olarak bakıma götürdüğü davalılardan … A.Ş. … yetkili servisine çekici çağırarak götürülmesini sağladığını, yetkili servis görevlilerince “araç üzerinde yapılan incelemede aracın garanti kapsamında olmadığı için ücretsiz tamirinin yapılamayacağı” söylenmiş ise de, söz konusu aracın garanti süresinin devam ettiğini ve tamirinin ücretsiz olarak yapılması gerektiğini, müvekkilinin ücretsiz onarım hakkını kullandığına dair Beyoğlu … Noterliğinin 20/12/2021 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, müvekkili tarafından seçimlik hakların kullanılması ve aracın onarımının sağlanarak bedelin karşı taraflardan talep edilebilmesi için İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin …değişik iş dosyasından alınan bilirkişi raporu ile tespit yapıldığını, raporda da araçta meydana gelen hasarın garanti kapsamında giderilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, müvekkilinin tamirat için 51.560,00-TL harcama yaptığını, ayrıca aracı ticari işlerinde kullandığı için, tamir esnasında iken yerine araç kiralamak zorunda kaldığından 15.900,00-TL araç kiralama ücreti ödediğini, bu süreçte de müvekkilinin tespit dosyası ve ihtarname için 2.250,00-TL masraf yaptığını, ayrıca bu süreçte moral olarak yıprandığını ve işinden gücünden kaldığını, bu nedenle de 3.000,00-TL manevi tazminat talepleri bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 95.897,00-TL alacağın, ihtar tarihinden itibaren, en yüksek ticari faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı…A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının aracında yaşanan sorunların kullanıcı hatası kaynaklı olduğunu, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini, dava konusu araçtaki şikayetlerin tamamının basit ve kolayca giderilebilecek nitelikte olduğunu, dava konusu araçta, araç onarım bedeli ile ücret iadesini ödenmesini gerektirecek sürekli kullanıma engel önemli bir ayıp bulunmadığını, müvekkili şirketin uğradığı zararlara ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla gerçeğe, usul ve yasaya aykırı olarak ikame edilmiş davanın bir bütün olarak reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; “…” plakalı … marka aracın “ticari” vasıflı olduğunu, davacı tarafın tacir olduğu dikkate alındığında dava konusu aracın farklı kişiler ve farklı kullanım alışkanlıklarınca kullanıldığının sabit olduğunu, müvekkili firmanın ise aracın ve yedek parçanın üreticisi olmadığını, işbu sebeplerle müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini, davaya öncelikle husumet itirazları bulunduğunu, davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davacı tarafın, aracın onarımını tercih ettiğini, davacının aracında yaşanan sorunların kullanıcı hatası kaynaklı olduğunu, araç kiralama bedeli talebinin müvekkiline yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkili şirketin uğradığı zararlara ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz işbu davanın öncelikle husumet yönünden usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili şirket merkezinin İstanbul sınırları içinde olmadığını, davada görevli ve yetkili mahkemenin müvekkili şirketin merkezinin olduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin aracın üreticisi, satıcısı veya hizmet veren tarafı olmadığını, davacının satın aldığı araç için aracın satıcısı, üreticisi veya servis hizmeti veren tarafı olmayan sadece distribütörü olan müvekkili şirket aleyhine dava açılamayacağını, dağıtıcıya husumet yöneltilemeyeceğini, söz konusu davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yasal süresi içerisinde yerine getirmediğini, davacının Türk Ticaret Kanunu’na göre faturaya süresi içinde itiraz etmediğini, davacının ileri sürdüğü hakkın zamanaşımına uğradığını, kullanım hatası kaynaklı arızaların, garanti kapsamında değerlendirilmediğini, dava konusu araçta üretim kaynaklı ve servis hizmeti kaynaklı teknik bir arıza bulunmadığını, aracın kullanıcı hatasından dolayı arızalandığını, davacının satın almış olduğu aracın teknik bir problemi bulunmadığını, davacının aracı teslim alırken, muayene ettiğini, aracı eksiksiz ve hasarsız olarak teslim aldığını, aracın kazalı olabileceğini, aracın iddia olunan ayıbının işbu kazadan kaynaklanmasının mümkün olduğunu, kazalı bir aracın üretimden ayıplı olduğunun iddia edilemeyeceğini belirterek öncelikle husumet itirazlarının kabulü ile her halükarda iş bu haksız ve mesnetsiz davanın usule, esasa, yasaya ve hukuka aykırı sebeplerle davanın reddine; mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 26/09/2022 tarihli bilirkişi raporunda;
”Davaya konu taşıt arızasının, mevcut belgelere istinaden, imalat kaynaklı gizli ayıp vasfına haiz olduğu, garanti kapsamında giderilmesi gerektiği,
Onarım evrakından hareket ile onarım bedelinin fatura ile de sabit olduğu üzere KDV dahil 51.560,-TL şeklinde kabulü gerektiği,
Taşıt onarımına malikinin onay verdiği dikkate alındığında onarımın layığında olduğunun kabulü gerektiği, zaman ile aşınan parça değişikliği yapıldığı, tescilde motor değişikliği kaydı bulunmayacağı değerlendirildiğinde değer kaybından söz edilemeyeceği,
Taşıt onarımının teknik yönden 5 iş günü içinde gerçekleştirilebileceği, dönem muadil taşıt kira bedelinin 350,-TL/gün olduğu, onarım süresinde oluşacak zararın KDV hariç 1.750,-TL mertebesinde olacağı, hukuki mütalaa gerektiren diğer süreye ilişkin hususun Sayın Mahkemenin uhdesinde bulunduğu,
Ayıp ihbarının kanuna uygun şekilde ve zamanaşımı süresi içerisinde yapıldığı,
Sadece usul ekonomisine hizmet etmek adına, dava dosyasında davalı taraflar arasındaki hukuki bağın tespitine ilişkin veri bulunmadığı” sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusunun … plakalı aracın garanti kapsamında tamiri yapılmaması iddiası nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın tahsili istemi olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davalı … vekilince yetki itirazında bulunulmuş ise de davalılardan … araçları şirketinin adresinin Kağıthane olduğu ve bu kapsamda diğer davalılar aleyhine açılan davada davaya bakma yetkisinin mahkememizde olduğu görülmekle YETKİ itirazının reddine dair karar verilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar husumet itirazında bulunmuş ise de; her bir davalının kabulünde olduğu üzere davalı Mais şirketinin distribütör, davalı Acarlar şirketinin satıcı, diğer davalının ise servis olduğu, oluşan zararlardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu sabit olup, husumet itirazı yerinde bulunmamıştır.
Davalı taraf her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; TTK m. 23/1,c ve TBK m. 223/2 kapsamında gizli ayıpların derhal/ meydana çıkar çıkmaz satıcıya bildirilmesi/ ihbar edilmesi gerekmektedir. Aksi durumda satılanın bu ayıp ile birlikte kabul edildiği varsayılır. Ayrıca belirtilmelidir ki gizli ayıplarla ilgili olarak derhal ihbar yükümlülüğü bakımından TBK m. 231 hükmüyle 2 yıllık zamanaşımı süresi getirilmiştir.
TBK m. 221 hükmü “(1) Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. (2) Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” şeklindedir.
Bu bağlamda ayıplar, meydana çıkar çıkmaz derhal, ancak her halde satılanın alıcıya devrinden itibaren iki yıllık süre içerisinde ihbar edilmesi gerekir. Ayıp ihbarları, TTK m. 18/3’de öngörülen ihtar ve ihbarlar kapsamında olmadığı için herhangi bir şekle tabi değildir,
Huzurdaki uyuşmazlık açısından değerlendirildiğinde ise ortaya çıkan ayıp, ancak malın kullanılması neticesinde anlaşılabilecek niteliktedir. Dolayısıyla davacının ayıp ortaya çıktığında hemen ihbar yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacı vekilin 03.02.2022 tarihli dava dilekçesinde aracın 30.11.2021 tarihinde arıza yaptığı ve …A.Ş. … yetkili servisine çekici çağrılarak götürülmesinin sağlandığı ifade edilmektedir. Dava dosyasında yer alan … markasını içerir şekilde hazırlanmış … A.Ş. ticaret unvanını barındıran kaşe ve imzanın yer aldığı … Motorlu Taşıtlar Servis Randevu Formu’na ise, 01.12.2021 tarihinin ve 08:07 saatinin işlenmiş olduğu tespit edilmiştir. Keza bu davalı tarafından sunulan 29.04.2022 tarihli cevap dilekçesinde kendileri aracılıyla çekicinin çağrılmadığı vb. bir beyan yer almamaktadır.
Bu bağlamda davacının ayıp ihbarının “hemen” yapılmış olarak değerlendirilebileceği, ayrıca dava dosyasında yer alan “Araç Satış Sözleşmesi”nden 06 BNM 680 plakalı aracın satışının 23.06.2020 tarihinde yapıldığının tespit edildiği bu bağlamda TBK m. 221’de yer alan 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmadığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu olayın: davacı adına kayıtlı, yetkili servis bakımlı, …plaka numaralı, … marka, … 1.5 … Koltuk tip, 2019 model, 54.952km’deki taşıtın seyir halinde dişli kayışın hasar görmesi neticesi motorunun kullanılamaz ve onarılamaz seviyede hasar görmesi neticesi, davalı tarafın garanti kapsamında onarımı gerçekleştirmemesi neticesi dava açılması şeklinde ortaya çıktığı, dosyada mevcut… firması cevabi yazısı ve Bilirkişi Raporunda mevcut fotoğrafların incelenmesinden: krank mili ve kam mili arasında senkron çalışmayı sağlayan şekil bağlı dişli kayışın dişli kasnaklar üzerinde olduğu, birçok dişinin kesilerek ortadan kalkmış olduğu, fotoğraflarda davalı taraflar iddiasına konu olabilecek partikül veya malzeme birikimi gözlemlenmediği, dosyaya taşıt kontrol ünitesi kayıtlarının sunulmadığı, sistemin aşırı yüklendiğine dair de kayıt bulunmadığı, otomobil motorlarının aşırı yükleme halinde diş kaydırabildikleri hatta bazı durumlarda dişlere hasar da verme potansiyelinin bulunduğu, kasnaktan çıkma halinde başka elemanların arasına girerek zarara neden olabildikleri fakat fotoğraflarda görülen seviyede çok sayıda diş hasarının evsafında olan kayış için makul ve mantıklı olmadığı, kimyasal bozulmadan söz edilmediği, bu durumun ancak uygun olmayan malzeme veya plastik elemanlarda yaşanan yaşlanma sonucu oluşacak seviyede bulunduğu, mevcut belgelere istinaden dolayısı ile kullanıcı hatasından kaynaklandığı hususunun ispata muhtaç bulunduğu, yedek parça kaynaklı imalat kusuru olarak değerlendirilmesi gerektiği, gizli ayıp vasfı kazandığı ve yine delil tespiti dosyasında da ayıbın gizli olduğu belirlenmiş olup, anılan sebeplerle davalı tarafın ayıbın gizli olmadığı yönündeki savunmaları mahkememizce uygun bulunmamış, davacı yanın ayıba ilişkin bildirimde bulunmuş, ücretsiz onarıma ilişkin talepte bulunmuş ancak onarım gerçekleşmeyince kendi imkanları ile onarımı gerçekleştirmiş olup, davacı vekilinin taleplerinden biri aracın kendi imkanları ile onarılması hasebiyle onarım bedelinin tazmini istemine ilişkin olduğu, dosya kapsamında yapılan inceleme ile onarım evrakından hareket ile onarım bedelinin fatura ile de sabit olduğu üzere KDV dahil 51.560,-TL şeklinde kabulü gerektiği, bilirkişilerce yapılan onarım bedeli tespitinin yerinde olduğu, tespiti yapılan bu miktara ilişkin somut bir itirazda da bulunulmadığı, itirazların davalı tarafça kullanım hatası olması sebebiyle zarardan davalının sorumlu olmadığına ilişkin olup, hesaplama ile tespiti yapılan zarar miktarına ilişkin itirazın bulunmadığı, anılan sebeple araç onarım bedeli olarak davacının 51.560,00 TL’ye hak kazandığı mahkememizce tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin bir diğer talebi değer kaybı tazminine ilişkin olup, yapılan tetkik ve değerlendirmede; taşıt onarımına malikinin onay verdiği dikkate alındığında onarımın layığında olduğunun kabulü gerektiği, zaman ile aşınan parça değişikliği yapıldığı, tescilde motor değişikliği kaydı bulunmayacağı değerlendirildiğinde değer kaybından söz edilemeyeceği, dosya kapsamına alınan İtü makine mühendislerinden oluşan heyet ile ticaret hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavirin olduğu 5 kişiden oluşan heyetin hazırladığı 26/09/2022 tarihli rapor ile de bu durum tespit edilmiş, anılan sebeple davacı yanın değer kaybına ilişkin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin bir diğer talebi tamir esnasında araç kiralanması sebebiyle davacı yanca ödenen araç kiralama ücretine ilişkin olup, dosya kapsamına alınan İtü makine mühendislerinden oluşan heyet ile ticaret hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavirin olduğu 5 kişiden oluşan heyetin hazırladığı 26/09/2022 tarihli rapor ile taşıt onarımının teknik yönden 5 iş günü içinde gerçekleştirilebileceği, dönem muadil taşıt kira bedelinin 350,-TL/gün olduğu, onarım süresinde oluşacak zararın 1.750,-TL mertebesinde olacağı, değerlendirilmiş, tespiti yapılan kira bedeli ile tamir için gereken iş günü sayısı somut olaya ve dosya kapsamına uygun bulunmuş, tespiti yapılan iş günü sayısı ve emsal kira bedeline davalı taraf itiraz etmemiş, davacı yanın itirazı da bilirkişinin yapmış olduğu tespitinin aksini ispatlamaya matuf ölçüde bulunmamış, anılan sebep ve gerekçeler ile davacının 1.750,00 TL araç kiralama ücretine hak kazandığı tespit edilmiştir.
Davacı vekilinin bir diğer talebi tespit dosyası için yapılan masraflar ile ihtarname gideri olarak toplam 2.250,00 TL’nin tazminine ilişkin olup, talep konusu hususların esasa ilişkin olmaması dava öncesi yapılan yargılama gideri olarak kabul edilip, yargılama giderleri hesabında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla, bu yöndeki taleplerin reddi mahkememizce uygun bulunmuş, yapılan 2.250,00 TL yargılama gideri, yargılama gideri kısmında değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup, yapılan incelemede, davacının manevi zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığı, davanın mahiyeti gereği manevi zararın söz konusu olamayacağı mahkememizce değerlendirilmiş, anılan sebeple manevi tazminat istemli davanın reddine dair karar verilmiş, aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
-Araç onarım bedeline ilişkin talebin tam kabulü ile 51.560-TL’nin ihtar tarihi olan 20/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
-Araç kiralama ücretine ilişkin talebin kısmen kabul kısmen reddi ile 1.750-TL’nin ihtar tarihi olan 20/12/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
-Değer kaybı tazminatına ilişkin talebin reddine,
-Manevi tazminat talebinin reddine,
-Delil tespiti dosyasında yapılan masraflar ile ihtarname giderine ilişkin taleplerin reddine,
-Davalı tarafın husumete ilişkin itirazının reddine,
2-Alınması gereken 3.641,61-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.637,69-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.0003,92-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 1.718,39-TL ilk gider, 442,50-TL tebligat ve müzekkere gideri, 5.000-TL bilirkişi ücreti, dava öncesi yapılan 2.250 TL tespit dosyası masrafı ve ihtarname gideri olmak üzere toplam 9.410,89-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 6.234,49 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın kabulüne konu kısım üzerinden hesaplanan 9.200-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davanın reddine konu kısım üzerinden maddi tazminat yönünden hesaplanan 9.200-TL ve manevi tazminat yönünden hesaplanan 3.000-TL olmak üzere 12.200-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile ret sebebinin 3 davalı için de aynı olması sebebiyle 3’e bölünmek suretiyle eşit olacak şekilde davalılara ödenmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 840-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları nazara alınarak; 466,96-TL olan kısmının davalılardan (müştereken ve müteselsilen), bakiye kalan kısmının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası resen yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*