Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/181 E. 2022/874 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/181 Esas
KARAR NO : 2022/874

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2016
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketin kimyevi madde üretimi, iç dış ticareti ve pazarlaması işi ile iştigal etmekte olduğunu, Müvekkili tarafından davalıya, aralarındaki anlaşmaya ve davalının siparişlerine uygun olarak değişik tarihlerde ürün satışı ve teslimi yapıldığını, bu ürünler nedeniyle toplam 5.151,12-Euro alacağının doğduğunu, Davalının, müvekkilinin alacağını ödemekten imtinaetmesi nedeni ile alacağının tahsili talebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafından, müvekkili şirket ile arasındaki ticari ilişki, ürün satışı ve teslimi kabul edilmiş olmasına rağmen 6.476,00-TL cari hesap borcu dışında borçlarının bulunmadığını ve kur farkı borcunu kabul etmediklerini beyanla icra takibine kısmen itiraz edildiğini Müvekkili şirket ile davalı tarafından, fatura tanziminde sevkiyat tarihindeki Merkez Bankası Satış kurunun esas alınacağı ve Euro dışında yapılacak ödemelerin Merkez Bankası satış kuru esas alınarak işlem göreceği kararlaştırıldığını, Müvekkili şirket tarafından, müşteri sipariş formu, müşteri onay formu ve taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak, ürünlerin EURO olarak belirlenen birim fiyatı üzerinden fatura tanzim edilmiş ve davalı tarafından TL olarak ödeme yapıldığından davalının ödemeleri o günkü veya ödemenin tatil gününe denk gelmesi halinde bir önceki iş günü Merkez Bankası EURO/TL satış kuru üzerinden EURO’ya çevrilerek kayıtlara işlendiğini, Taraflar arasında faturaların vadesinde ödenmemesi halinde vade farkı ödenmesi kararlaştırılmasına rağmen müvekkili şirket tarafından davalıya herhangi bir şekilde kur farkı veya vade farkı faturası kesilmediğini, davalının itirazına konu edilen ve cari hesapta kayıtlı olan 10.017,37-TL’lik kalem, cari hesap bakiyesini değiştirmeyen ve sadece muhasebe programındaki uyumsuzlukları gidermek için yazılan bir kayıt olduğunu, Bu nedenle davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı tarafından 6.476,00-TL asıl alacak tutarı kabul edilerek ödeme yapıldığından, takip tarihi itibariyle Merkez Bankası Euro satış kuru olan 3,1840 esas alındığında davalının ödemesinin 2.033,92 Euro’ya tekabül ettiğini ve müvekkili şirketin 3.177,20 Euro bakiye asıl alacağının kaldığının sabit olduğunu beyanla haksız itirazın iptaline , davalının %20’den aşağı olmak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Davacı şirketten müvekkili şirketin bir makine ve hammadde satın almış olduğunu, bunların bedelini çeşitli çekleri ciro ederek ödemiş olduğunu, geriye kalan 6.476-TL cari hesap borçlanın da İcra Müdürlüğünde kapak hesabı yaptırarak 8.66,65-TL olarak ödemiş olduklarını, davacının gönderdiği muavin defterine göre kur farkı olarak 10.017,37-TL borç çıkartılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı şirketi ile yazılı bir anlaşmanın olmadığını, davacı şirketin müvekkiline her hangi bir kur farkı veya vade farkı faturası kesmediğini kendisinin de belirtmekte olduğunu, bu nedenlerle haksız davanın reddine, bu dava nedeniyle reddeddecek miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davalıya verilen reklam hizmet nedeni ile düzenlenen fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura ve cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuş, bam kaldırma ilamı da nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmıştır.
Davacı yanın huzurdaki davaya konu alacağın doğmasına dayanak olarak gösterdiği 05.05.2015 tarihli fiyat teklifinin 1.300,83 Euro ve 259,60 Euro bedelli faturalar muhteviyatı ürünler için düzenlenmiş olduğu açıktır. Buna göre de dava konusu edilen alacağın (kur farkı hariç davacı alacağı kendi kayıtlarına göre 6.477,55 TL olarak tespit edilmiş olup, takip tarihi itibarıyla Euro karşılığı 2.034,40 Euro) bu iki fatura toplamından (1.560,43 Euro) yüksek olması karşısında, davacı alacağının bu faturalardan kaynaklanmadığı, bu durumda dava konusu alacağın, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında en son keşide edilen 24.07.2015 tarih 463669 nolu 122.652,89 TL bedelli faturadan kaynaklandığı aksi durum ise ispata muhtaç olup, tahsilat belgelerinde tahsilatın hangi faturadan kaynaklı alacak için gerçekleştirilmiş olduğu belirtilmediği sürece ispatlanabilir nitelikte olmadığı sabittir.
Dava dosyasında 122.652,89 TL bedelli bu ürün için düzenlenmiş Euro bedelini de gösteren herhangi bir Müşteri Onay Formu veya sözleşmeye rastlanılmadığı, davaya konu alacağın doğmasına dayanak olarak gösterdiği 05.05.2015 tarihli fiyat teklifinin, bu fatura muhteviyatı ürünler için geçerli olmadığı görülmekte olup, bilirkişilerce de bu hususta tespitler yapılmış, mahkememizce yapılan tespitler yerinde bulunmuştur.
Bu bağlamda da yine dava dosyasında alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, alacağın dayanağı olarak değerlendirilen, 24.07.2015 tarih 463669 no.lu Kdv dahil 122.652,89 TL bedelli fatura ile ilgili olarak, taraflar arasında Kur Farkı istenebileceğine ilişkin yazılı bir sözleşme bulunmaması, tarafların ticari defterlerinde kur farkına ilişkin herhangi bir fatura kaydına rastlanılmaması, yürürlükteki yasal mevzuat, faturaların döviz üzerinden kesilmesine olanak tanımasına rağmen, her 3 faturanın da faturaların düzenleme tarihindeki Euro karşılığı TL tutarı üzerinden düzenlenmiş olması, bu uygulamanın da fatura bedellerinin, faturaların keşide edildiği tarihteki kur üzerinden TL olarak sabitlenmesi anlamına geldiğinin değerlendirilmiş olması karşısında, davacı yanın bir döviz alacağından bahsedilmeyeceği, buna dayalı olarak da Bam kaldırma ilamına dayanak olarak gösterdiği kur farkı alacağının bulunmadığı mahkememizce değerlendirilmiş, buna göre davalı yanın takip tarihi itibarıyla davacı yana 6.166,65 TL borçlu olduğu tartışmasız olup, davalı yanın bu tutarın tamamını yasal yükümlülükleri ile birlikte takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce icra dairesinde ödemiş olduğu anlaşılmış, dosya kapsamına en son alınan 01/06/2022 tarihli rapor ile bam ilamı ışığında gerekli tetkik ve tespitlerin usule uygun, denetlemeye elverişli yapıldığı görülmüş, hazırlanan rapor ile de davacının alacak talebinde bulunamayacağı değerlendirilmiş, anılan sebeplerle ile açılan davanın reddi mahkememizce uygun bulunmuş, davalı her ne kadar tazminat talebinde bulunmuş ise de; davalı yanın ancak kötüniyet tazminatı talebinde bulunabileceği bunun için de davacı tarafın takipte kötüniyetli olması gerektiği ancak kötüniyete delalet edecek delilin bulunmadığı anlaşılmakla iş bu talebin reddi ile aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Davalının cevap dilekçesinde talep etmiş olduğu tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 96,57 TL nin 35,90 TL nispi karar harcından mahsubu ile kalan 60,67 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 9.200 TL vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatıran tarafa iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*