Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/102 Esas
KARAR NO : 2022/949
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 02/01/2016 tarihli trafik kazası sonucu müvekkillerin murisi … ‘un vefat ettiğini, müteveffanın vefatı ile müvekkillerinin yoksun kaldıkları destek miktarının tanzimi için 12/08/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketinin tazminat taleplerini teminat dışında kaldığı ve sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu gerekçeleri ile red ettiklerini ve tüm bu nedenlerle müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatı tutarı belirlenerek kaza tarihi olan 02/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davaya konu 02/01/2016 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkil şirkete … numaralı poliçe ile sigortalı olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’na göre kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücünün yakınlarının talebinin teminat kapsamında olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Bam kaldırma gereğince inceleme yapılmış, sonrasında kusur ve hesap yönünden bilirkişi incelemesi yapılmış, hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi sunmuş, ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
GEREKÇE:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, aynı Kanun’un 85/son maddesinde ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası dışında kalan hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nin 53/3. maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar arasında gösterilmiştir.
Araç sürücüsü miras bırakanın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/17669 (E) – 2017/919 (K), Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 (E) – 411 (K), 22.2.2012 gün ve 2011/17-787 (E) – 2012/92 (K), 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 (E) – 2013/74 (K) sayılı ilamları)
Dava konusu olayda, davacılar desteğinin sevk ve idaresindeki araçla meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiği, davacılar, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulunduklarından, miras bırakanın kusurunun davacılara yansıtılamayacağı, belirlenen tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nin 95. maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı Kanun ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, Genel Şartlar’a göre değil, Kanun’un emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun ile, 2918 sayılı KTK’nın 92. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik Genel Şartlar’da düzenlenen hükümler uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonra meydana gelen olaylarda, Genel Şartlar’da yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, poliçe tarihi, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun’dan öncedir. Başka bir deyişle, ZMSS poliçesi 20/02/2015 tarihinde düzenlenmiştir. Bu durumda, poliçenin düzenlendiği tarih itibariyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talepleri ZMSS teminatı kapsamı içerisinde kalmakta olup kaldırma ilamı da bu yöndedir.
Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmeler ile bam ilamı ışığında yargılamaya devam olunmuş. Kusur ve zarar hesabı yönünden inceleme yapılmış, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporu ile müteveffa …’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, kusur yönünden itiraz bildirilmemiş olup, kusuru ilişkin tespitler yerinde görülmüş, hesap raporunun da yerinde olduğu, hesaplama içeriğinin doğru olduğu, davalı vekilince her ne kadar müteveffanın anne babasının sağ olup olmadığı araştırılması istenilmiş ise de; uyap üzerinden yapılan incelemede, müteveffanın anne ve babasının sağ olmadığı anlaşılmış, hesap raporu ile davacı … ‘ün (müteveffanın eşi) destekten yoksun kalma tazminatı 307.104,55 TL, davacı …’in(müteveffanın kızı)ise 2.895,44 TL olarak belirlenmiş, Sgk yazı cevabına göre davacılara rücuya tabi ödeme yapılmadığı, davalı tarafça da ödeme yapılmadığı tetkik edilmiş, davanın belirsiz alacak davası olduğu, davanın da süresinde açıldığı anlaşılmakla; dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda; davacı …’ün ikame ettiği destekten yoksun kalma tazminatı davası yönünden; dava 4.000,00 TL olarak açılıp, dava değeri ıslah işlemi ile 307.104,55 TL’ye yükseltildiğinden; dava ve ıslah dilekçesi nazara alınarak; davacı … ‘ün ikame ettiği destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile; 307.104,55 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 23/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı …’in ikame ettiği destekten yoksun kalma tazminatı davası yönünden; dava 4.000,00 TL olarak açılmış olup, yukarıda yapılan tespitler ışığında davacı …’in ikame ettiği destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kısmen kabulü ile; 2.895,44 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 23/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı … ile … ‘ün birlikte ikame ettiği 2.000,00 TL değer ile açılan cenaze, defin ve merasim masraflarına ilişkin davanın, davayı açan kişilerin iş bu masrafları kendilerinin yaptığına dair ispat külfetini yerine getirememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …’ün ikame ettiği destekten yoksun kalma davasının kabulü ile 307.104,55-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 23/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı …’e ödenmesine,
2-Davacı …’in ikame ettiği destekten yoksun kalma davasının kısmen kabulü ile 2.895,44-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 23/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı …’e ödenmesine,
3-Davacı … ve …’in birlikte ikame ettiği 2.000-TL üzerinden açılan cenaze, defin ve merasim masraflarına ilişkin davasının reddine,
4-Davanın kabulüne konu değer üzerinden alınması gereken 21.176,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,16 TL peşin harç ile 5.176,27 TL ıslah harcının toplamı olan 5.210,43 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 15.965,67 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yapılan başvurma harcı, ıslah harcı, peşin harç, bilirkişi ücretleri, posta ve tebligat masraflarından oluşan 7.135,13 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları nazara alınarak; 7.064,38 TL olan kısmın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 45.994,64 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e ödenmesine,
7-Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 2.895,44 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı …’e ödenmesine,
8-Davanın reddine konu kısım olan 3.104,46 TL üzerinden hesaplanan 3.104,56 TL vekalet ücretinin 1.104,56 TL olan kısmının sadece davacı …’den(iş bu redde konu kısım sadece …’in ikame ettiği dava yönünden verilmesi hasebiyle), bakiye kalan 2.000,00 TL olan kısmının ise davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya ödenmesine,
9-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda reddedilen miktar itibariyle davacılar yönünden kesin, davalı yönünden istinaf yasa yolu açık olmak üzere kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*