Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2022/160 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/10
KARAR NO: 2022/160

DAVA : Banka Teminat Mektubunun İadesi ve Alacak
DAVA TARİHİ : 24/08/2011
KARAR TARİHİ : 01/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, müvekkili şirketin bayisi olan davalı şirkete 44.317,00 TL intifa bedeli, 252.433,00 TL inkişaf bedeli olmak üzere toplam 296.750,00 TL ödeme yaptığını, davalılardan …’in taşınmaz maliki olduğunu ve doğacak tüm borçlarının 200.000,00 TL’ye kadar ayrıca münferiden işlemiş ve işleyecek faizi, tazminatı ve sair fer’ileri ile birlikte nakden ve defaten ödemeyi taahhüt ettiğini, Rekabet Kurulu kararları gereğince intifa süresinin tamamının kullanılamadığını, cezai yaptırıma maruz kalmamak için müvekkili şirketçe terkinin gerçekleştirildiğini ileri sürerek,
bakiye intifa süresi ve inkişaf bedeline, kıstelyenim usulü hesaplama sonucunda isabet eden 180.444,37 TL’nin KDV’si ile birlikte iktisap ettiği tarihten itibaren ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalılar yerinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 267.513,93 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı … yönünden 200.000 TL ile sınırlı olmak üzere aleyhine hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekili, davacının yasal zorunluluğa uymadığını, Rekabet Kurumu tebliğinin yürürlükte olduğu 01.03.2005 tarihinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesisini içeren sözleşmeyi akdetmek ve tapuda intifa hakkının tesisini gerçekleştirmek suretiyle kusurlu olduğunu, ayrıca geçiş dönemi içerisinde (yani 18.09.2005 tarihine kadar) yasaya uyumlu hale getirerek 5 yılla sınırlamadığını, kaldı ki davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerinin kanunun amir hükmü gereğince zamanaşımına uğradığını, müvekkile ödenen inkişaf bedelinin amacına uygun olarak kullanıldığını, dava konusu istasyonun malikinin de işleticisinin de …AŞ. olduğu için ödenen intifa ve inkişaf bedelinden …’in sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 50.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2011/276 E. 2012/85 K. SAYILI DOSYASINDA:
BİRLEŞEN DAVADA :
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde ; Taraflar arasında 15 yıl süreli olarak Bayilik Sözleşmesi imzalandığını ancak Rekabet Kurulu’nun kararları doğrultusunda, sürenin azami 5 yıl ile sınırlandırılması nedeni ile, sözleşmenin 18/09/2010 tarihinde kanun gereğince sona erdiğini, davacı tarafın davalıdan 5 adet fatura nedeniyle 153.899,96 TL alacaklı olmasına rağmen, davalı tarafça envanterden satış adı altında muhasebe kaydı yaratılarak müvekkilinin cari hesabına 200.511,19 TL tutarında bir borç girişi yaptığını, müvekkilinin alacaklı konumdan borçlu konumuna getirildiğini, bunun yanında sona ermiş bulunan ticari ilişkinin teminatını oluşturmak üzere davalıya tevdi edilmiş bulunan, … A.Ş Sivas Şubesinden verilme 19/04/2010 tarihli 200.000,00 TL’lik ve … A.Ş Sivas Şubesinden verilme 18/01/2010 tarihli 200.000,00 TL’lik teminat mektuplarının iade edilmesi gerekir iken davalı tarafından iade edilmediği gibi teminat mektuplarının nakde çevrileceği yönünde davalı tarafından tehditte bulunulduğunu belirterek banka teminat mektuplarının iadesi ile, 156.496,34 TL’lik faturaya dayalı alacaklarından şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Müvekkili şirket tarafından Davacı …şirketi aleyhine İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi (dilekçede 5 Asliye Ticaret yazılmış ise de duruşmada 15.Asliye Ticaret olarak düzeltilmiştir.) 2010/741 E. Sayılı dosyası ile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tazminat davası açtıklarını, bu dosyadan olan alacaklarının dikkate alınarak takas mahsup definde bulunduklarını, davacı tarafın İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/741 E. Sayılı dava dosyası ile talep edilen alacağı henüz ödememiş bulunduğundan banka teminat mektuplarının iadesi talebinin yerinde olmadığını, her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeni ile dosyanın İstanbul 15.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış ve yapılan yargılama sonunda 11/06/2013 tarih ve …-… sayılı karar ile;
“davacının vermiş olduğu intifa ve inkişaf bedeli sayesinde ticari kazanç elde ettiği, bu nedenle bayilik gereğinin yerine getirilmesi için verilen bedellerin geri istenemeyeceği, davalı şirketten talep edilemeyecek kalemlerin davalı …’ten de talep edilemeyeceği nedeniyle asıl davanın reddine,
birleşen dava yönünden; 29.03.2012 havale tarihli teminat mektubunun birisinin hükümsüz kaldığı ile ilgili dilekçede “ıslah kelimesi kullanılmış ise de ıslah harcı yatırılmayan bu dilekçenin ıslah değil, beyan dilekçesi olduğu 25.12.2012 havale tarihli ıslah dilekçesinin usulüne uygun bir ıslah dilekçesi olduğu, karşı tarafın ikinci ıslah dilekçesi verilemeyeceği yönündeki itirazına da yerinde görülmediği, bilirkişi kurulu raporu ile birleşen davada talep edilen 153.994,73 TL alacak isteminin yerinde olduğunun anlaşıldığı, teminat mektuplarından birisinin süresinin dolduğu diğerinin iadesine karar verilmesi gerektiğinden birleşen davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davacı … AŞ.(birleşen davanın davalısı) vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/6852 E- 2015/13747K sayılı ve 02.11.2015 tarihli ilamı ile mahkememiz kararını bozmuştur
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay Bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Bozma ilamında belirtildiği üzere ,Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin bayisi olan davalı şirkete 44.317,00 TL intifa bedeli, 252.433,00 TL inkişaf bedeli olmak üzere toplam 296.750,00 TL ödeme yaptığını, davalılardan …’in taşınmaz maliki olduğunu ve doğacak tüm borçlarının 200.000,00 TL’ye kadar ayrıca münferiden işlemiş ve işleyecek faizi, tazminatı ve sair fer’ileri ile birlikte nakden ve defaten ödemeyi taahhüt ettiğini, Rekabet Kurulu kararları gereğince intifa süresinin tamamının kullanılamadığını, cezai yaptırıma maruz kalmamak için müvekkili şirketçe terkinin gerçekleştirildiğini ileri sürerek, bakiye intifa süresi ve inkişaf bedeline, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 180.444,37 TL’nin KDV’si ile birlikte iktisap ettiği tarihten itibaren, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalılar yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olarak da 267.513,93 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı … yönünden 200.000.- TL ile sınırlı olmak üzere aleyhine hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, Rekabet Kurumu tebliğinin yürürlükte olduğu 01.03.2005 tarihinde 15 yıl süreli intifa hakkı tesisini içeren sözleşmeyi akdetmek ve tapuda intifa hakkının tesisini gerçekleştirmek suretiyle kusurlu olduğunu, ayrıca geçiş dönemi içerisinde (yani 18.09.2005 tarihine kadar) yasaya uyumlu hale getirerek 5 yılla sınırlamadığını, kaldı ki davacının sebepsiz zenginleşmeye dayalı taleplerinin kanunun amir hükmü gereğince zamanaşımına uğradığını, müvekkile ödenen inkişaf bedelinin amacına uygun olarak kullanıldığını, dava konusu istasyonun malikinin de işleticisinin de …AŞ. olduğu için ödenen intifa ve inkişaf bedelinden …’in sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı … A.Ş. vekili ise, teminat mektuplarının iadesi ile faturaya bağlanmış bulunan 156.496,34 TL tutarındaki müvekkili şirket alacağından şimdilik 10.000.- TL’lik kısmının ödenmesi gerektiği tarihten itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında teminat mektuplarından birisinin süresi sona erdiği için hükümsüz olduğunu, 200.000.- TL’lik diğer banka teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkememizce, yapılan yargılama neticesinde asıl davaya yönelik olarak, 01/11/2004 tarihinde başlayan ve rekabet kurulu kararı gereği 29/09/2010 tarihinde sona eren bayilik sözleşmesi nedeniyle davacı…tarafından davalıya ödenen ve sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle kullanılamayan intifa hakkı için 29/09/2010 – 01/11/2019 tarihleri arasına isabet eden ve kullanılmayan artan süre için 18.181,82 TL intifa bedeli olduğu hususu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 13/02/2018 tarih 2017/746 esas 2018/119 karar sayılı kararı ile;
“1-Mahkememiz asıl dosyasında 29.09.2010-01.11.2019 tarihleri arasına isabet eden artan süre için 18.181,82 TL intifa bedelinin KDV’si ile birlikte davalının iktisap ettiği 01/03/2005 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine
2-Birleşen İstanbul 50. ATM nin 2011/276-2012/85 K sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay 19.Hukuk Dairesi kararı ile kesinleşmiş olması nedeniyle yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
Davacı vekilinin kararı temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 24/11/2021 tarih, 2020/5970 esas 2021/6541 karar sayılı ilamında;
“Dava, taraflar arasındaki hukuksal ve ekonomik ilişkinin T.C.Rekabet Kurumu’nun tebliğ ve kararları nedeniyle öngörülenden erken sonlanmasından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulmak suretiyle intifa bedelinin kullanılmayan kalan süreye isabet eden miktarına hükmedilmiştir. Ancak, hüküm kısmında “davalıdan” şeklinde ifade edildiğinden hükmedilen meblağın hangi davalıdan tahsili ile davacı tarafa verileceği açık değildir. Zira dava, …ve…A.Ş. hasım gösterilmek suretiyle açılmıştır. Bu durumda, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin kabulü ile sözkonusu karışıklığın giderilmesi bakımından kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı …’in temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararını bozmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma ilamı sonucunda davacı-birleşen dosya davalısı …vekilinin birleşen dosya yönünden olan temyiz itirazlarının reddine karar verildiği gözetilerek birleşen İstanbul 50. ATM nin 2011/276 dosyası hakkında mahkememizce verilen kararın kesinleştiği anlaşılmış bu dosya nedeniyle yeniden hüküm kurulmamıştır.
Mahkememizin asıl dava dosyasında ise uyulan bozma ilamı gereğince ; 01/11/2004 tarihinde başlayan ve rekabet kurulu kararı gereği 29/09/2010 tarihinde sona eren bayilik sözleşmesi nedeniyle davacı …tarafından davalıya ödenen ve sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle kullanılamayan intifa hakkı için; kullanılmayan süreye isabet eden 18.181,82 TL intifa bedelinin (KDV’si ile birlikte) davalının iktisap ettiği , 01/03/2005 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalı… AŞ den tahsiline karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı … AŞ arasında mevcut akaryakıt sözleşmesinde her ne kadar intifa ivazı ve inkışaf bedeli düzenlemesi yer almasa da taraflar arasında 01.03.2005 tarihli Protokolün 4 ve 6. Maddelerinde düzenlenmiş ,protokolün 15/2 maddesi ile ise Bayilik sözleşmesinin ayrılmaz parçası haline getirilmiş, protokolün sözleşme ekleri başlıklı 33. Maddesi ile bu husus teyit edilmiştir.
Her ne kadar davalı … sözlemeyi imzalayan taraf olmasa bile davalı … ‘in 01.04.2004 tarihli taahhütname ile diğer davalı şirketin 200.000 TL sına kadar doğmuş ve doğacak her türlü borcunu müştereken ve müteselsilen üstlenmiş olması nedeni ile davalı …’ ın da hükmolunan alacaktan taahhüt limiti olan 200.000 TL sı ile sınırlı olmak kaydıyla müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmış ancak davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebi doğrultusunda taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin asıl dosyasında 29/09/2010-01/11/2019 tarihleri arasına isabet eden artan süreli için 18.181,82-TL intifa bedelinin KDV’si ile birlikte iktisap tarihi olan 01/03/2005 tarihinden itibaren işleyen değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile (davalı …’in sorumluluğunun 200.000-TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Birleşen İstanbul 50. ATM’ye ait 2011/276-2012/85 karar sayılı dosyasında verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararı ile kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 1.242-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 6.652,20-TL harçtan mahsubu ile 5.410,20-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iade edilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.100-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Red edilen kısım yönünden avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 25.903,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 6.669,35-TL ilk gider, 497,40-TL tebligat ve müzekkere gideri ile 2.250-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 9.416,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 6.856,08-TL sinin davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 50,80-TL tebligat ve müzekkere giderinin red ve kabul durumu nazara alınarak takdiren 47,35-TL nin davacıdan tahsili ile davalı …’e verilmesine.
8-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal süresi içeresinde Yargıtay ilgili dairesinden temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır