Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/7 E. 2023/801 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/7 Esas
KARAR NO : 2023/801
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacı ile davalı arasında 17.04.2019 tarihinde Satış ve Servis Sözleşmesi imzalandığını, bunun sonucu KDV dahil 185.000,00 TL bedelle dokunmasız otomatik araç yıkama makinesi, su yumuşatma sistemi, döner yıkama kolu, oto paspas yıkama makinesini yekün olarak tüm sistem davacının işlettiği araç yıkama tesisine monte edilmek suretiyle teslim edildiğini, davacının … İSTANBUL adlı etkinlik ve ofis projesi içindeki otoparkın içinde araç yıkama faaliyeti yaptığını, davacıya satılan malın ayıplı olduğunu, davacının malın ayıplı olduğunu anladığı an karşı tarafa ihtarname gönderdiğini, ancak makinenin gerektiği gibi iş görmemeye başladığını, arabaları yıkarken kirli bıraktığını, bu ayıp karşısında sözleşmeden dönmek istediklerini 14.02.2020 tarihli ihtarname ile karşı tarafa bildirdiklerini, karşı tarafın verdiği hizmetler için fatura düzenlediğini, davacının makinenin yerleştirilmesi için masraf yaptığını, toplam 29.500,00 TL harcadığını, delil tespiti davası açtıklarını, …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/… D.İş sayılı dosyasıyla bilirkişi raporu düzenlendiğini, yapılan incelemede davacının zararının 215.208,00 TL olarak tespit edildiğini, davacının yoksun kaldığı kar zararının olduğunu, şimdilik 10.000,00-TL talep ettiklerini, davacının faydalanamadığı ayıplı makineden kaynaklı zarara uğradığını, söküm ve depolama maliyetini çıktığını, 3.363,00 TL masraf yaptığını, deponun aylık maliyetinin 1.180,00 TL olduğunu, 18.02.2020 tarihinden beri 10 ay geçtiğini, depolama zararının 11.800,00 TL olduğunu, arabuluculuk anlaşamama tutanağı düzenlendiğini belirtmiş ve makinenin ayıplı olması nedeniyle 215.208,00 TLnin davalıdan alınmasına, alacağa avans faizi işletilmesine, şimdilik 10.000,00 TL kar kaybının davalıdan tahsiline, 3.363,00 TL söküm masrafının davalıdan tahsiline, 11.800,00 TL depolama maliyetinin davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davanın kabulünün mümkün olmadığını, davalının 15 avrupa ülkesine ihracat yaptığını, Türkiye ve uluslararası CE işaretine sahip olduğunu, ilk defa şikayet olduğunu, davalının başlangıçta 2 yetkilisiyle makineyi görüp incelediğini, 17.05.2019 tarihinde teknik şartname üzerinde anlaştıklarını ve satış sözleşmesi imzalandığını, 10.05.2019 tarihinde oto paspas yıkama makinesinin davacı işyerine kurulduğunu ve kullanım biçiminin anlatıldığını, 26.06.2019 tarihinde otomatik dokunmasız araç yıkama makinesinin kurulduğunu, gerekli ayarlarının yapıldığını, 08.11.2019 tarihinde davalının tekrar arayıp köpük sisteminin vanalı olması yerine yeni sistem yani otomatik köpük sistemi olan dozaj sistemine geçmek istediğini belirtip yeni bir köpük sistemi istediğini, davalının da yeni bir köpük sistemi uyguladığını ve teslim ettiğini, davalının 10.01.2020 tarihinde köpük sisteminin arıza yaptığını bildirdiğini, davalı şirketin incelediğini ve arıza görmediğini, su vanasının kapalı olduğu için arıza verdiğinin tespit edildiğini, akabinde 14.02.2020 tarihinde davacının ihtarname ile makinenin ayıplı olduğunu ve geri alınmasını istediğini, ancak mal ayıplı olmadığından bu nedenle kullanıcı hatası olduğunun davacıya bildirildiğini, davacının kötü niyetli olarak kendilerinden habersiz şekilde makine üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırdığını, ancak gerekli vana ve kabloların takılı olup olmadığını bilmediklerinden hangi program ile çalıştırıldığını bilmediklerini, akabinde makinenin başka bir şirket tarafından yazılımı bozulacak şekilde söküldüğünü, davacının makineyi inceleyip satın aldığını, … isimli otomatik dokunmasız araç yıkama makinesinin insan eli değmeden araç yıkama makinesi sistemi olduğunu, makinenin yıkama faaliyetini köpükleme, su ile köpükten arındırma ve kurutma işlemlerini insan eli değmeden yaptığını, bu makinenin su ve köpükleme programının 5 dakikada tamamlandığını, kurutma işleminin istenilen kuruluğa uygun şekilde programlandığını, davacının da ihtarnamesinde belirttiği üzere bu makineyi almasının amacının hızlı araç yıkamak istemesi olduğunu, makinenin teknik şartnamesi de incelendiğinde görüleceği üzere insan gücü kadar etkili olmadığının görüleceğini, zira bir araç yıkamada püskürtülen suyun basıncı 200 bar iken makinede 80 bar olduğunu, bu seviyede aracın insan eliyle yıkamadaki kadar etkili olmasının zaten basiretli bir tacir tarafından beklenmemesi gerektiğini, bu makinenin amacının araç yıkama hızı olduğunu, normal bir yıkamada önce araca su püskürtüldüğünü, sonra köpükleme ve sonra yıkama, sonra kurutma yapıldığını, bu işlemlerin 30 dakika sürdüğünü, ancak makinede su ve yıkama işleminin 5 dakika sürdüğünü, davalının ne sözleşmede ne de teknik şartnamesinde makinenin araçları insan eliyle yıkamış gibi temizleme garantisinin olmadığını, davacının teknik şartnameyi kabul ettiğini, fazlasını beklememesi gerektiğini, davacı tarafından 4 ayrı makine satın alındığını, birinin ayıplı olduğunun iddia edildiğini ancak tüm makinelerin bedellerinin talep edildiğini, davacının makinenin su yumuşatma sistemi, döner yıkama kolu ve oto paspas yıkama makinesi satın aldığını, sonrasında köpük dozaj sistemi satın aldığını, makineye ilişkin olarak davacıda bir arıza kaydının olmadığını, doğrudan para tahsilinin hedeflendiğini, davalı şirketin makineye sistem üzerinden erişebildiğini ve arıza kontrolü yaptığını, bu süreçte makinenin hiç arıza yapmadığını ve normal çalıştığını, davacının kendince arızalı olduğundan bir bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bu sırada teknik şartname gereği işlem yapıp yapmadığının, vanalarının kapalı olup olmadığının, kablolarının kesik olup olmadığının, deterjan kullanım miktarının kontrolünün yapılmadığını, sadece araçları iyi yıkamadığından bahisle ayıplı mal olduğunu iddia ettiğini, devamında makineyi hemen kaldırdığını ve inceleme olanağını yok ettiğini, makineye söküm sırasında zarar verilmiş olabileceğini, davalının makinesinin ayıplı olmadığını, tamamen davacının kötü niyetli taleplerinden kaynaklı dava açıldığını, davacı taleplerinin haksız olduğunu belirtmiş ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-05/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, Davacı ile davalı arasında imzalanan 14.07.2019 tarihli “Satış ve Servis Sözleşmesi ” sözleşmesi ile davacıya satılan otomatik dokunmaz araç yıkama Makinesinin ayıplı olduğuna ilişkin açılan davada davacının zararını tazmin ve talebi olduğu, Davacının defter ve kayıtlarında sözleşmede belirlenen 185.000 TL değerindeki oto yıkama Makinasının değerinin tamamının şirket defterlerinde kayıtlı olmadığı, 52.510,00 TL kısmının kayıtlı olduğu,kayıtlı bu bedelinin tamamının şirket hesaplarından ödendiği,geri kalan kısmının ise 85.000 TL firma yekilisine senet düzenlendiği,47.500 TL’nin ise ödeme belgesinin dosyada olmadığı, Davacının defter ve kayıtlarında makine ile ilgili yapılan giderler faturaların toplamının 21.063 TL olduğu, İnceleme günü davacı firma tarafından dava konusu makine ile iliği olduğu izahlı faturanın ;sunulan dava dışı … İNŞAAT A.Ş.’nin yardımcı muavin defter dökümündeki 30.04.2019 tarihli 74052 n.olu 11.800 TL tutarındaki malzeme ve montaj bedeli faturasının ödemesinin dava dışı firma taradından ilgili düzenleyen firmaya ödenediği, Davacının depo maliyetinin 8.160 TL KDV dahil hesaplandığı, Yoksun kalınan karın maliyet ayrımı yapılmadığı ve sektör karlılık oranları bilinemediği için hesaplanamadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
-28/02/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Dava konusu makinede yıkama sırasında kullanılan deterjan miktarı, su püskürtme debisi, suyun püskürtme basıncı, kurulama hava debisi gibi işlem ayar parametrelerinin seçiminin, yıkanan aracın temizlik seviyesine önemli etki yaptığı, düşük debi, az deterjan kullanımı ve daha kısa programda çalıştırma durumlarında aracın yıkanma seviyesinin düşebileceği anlaşılmaktadır. Bu durum, evlerde kullanılan çamaşır makinesindeki program seçimiyle kıyaslanabilir. Örneğin çok kirli beyaz çamaşırların uzun programda ve 95 °C sıcaklıkta yıkanması gerekirken az kirli çamaşırların kısa programda ve 30 °C sıcaklıkta yıkanması yeterli olacaktır. Bu durumda çok kirli beyaz çamaşırların kısa programda yıkanması sonucu makineden kirli çıkmalarının, makinenin bozuk olduğu anlamına gelmeyeceği tartışmasızdır. Dava konusu makinede de araçların kirlilik seviyesine göre program ayarları yapılması gerekli olup farklı kirlilik seviyesindeki araçların tümünün aynı program ayarlarıyla yıkanmaları, doğal olarak her araçta farklı temizlik seviyeleri oluşturacaktır. Zira aracın üzerindeki kirin üzerine deterjan püskürtüldükten sonra bu deterjanın aracın kirinin tümüne nüfuz etmesi için belirli bir süre geçmesi gerekmekte olup bu süre beklenmeden su püskürtülmesi halinde araçtaki kirin sökülmeyeceği açıktır. davacı şirketin davalı şirkete gönderdiği 14.02.2020 tarihli İhtarnamede, dava konusu makinenin ilk satın alındığı günlerdeki performansının giderek düştüğü, son zamanlarda araçların daha kirli olarak yıkanabildiği belirtilmiş olup, makinede başlangıcından itibaren hiçbir değişiklik olmadığı ve herhangi bir arıza halinin de olmadığı, davacı şirketçe makinede bir arızaya yönelik bir servis talebi de olmadığı dikkate alındığında, makinenin yıkama seviyesinin son zamanlarda azalması için teknik olarak hiçbir neden olmadığı, dolayısıyla araçların kirli kalmalarının nedeninin makinedeki bir farklılıktan veya bozulmadan kaynaklanmadığı, yıkama sırasında kullanılan ayar değişkenlerindeki farklılıkların bu sonuca neden olacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla araçların son zamanlarda daha kirli çıkmalarının nedeninin, makinedeki bir ayıptan kaynaklandığı söylenemeyeceğinden, makinede bir ayıptan da söz edilmesi mümkün değildir. Dosyaya sunulan gerek 20.08.2020 tarihli tespit raporunda ve gerekse 10.05.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda yapılan teknik değerlendirmelerde, makinede herhangi bir arıza olmamasına rağmen makinenin ayıplı olduğu iddiasının hatalı olduğu, makinenin satın alındığı hali ile aynı seviyede ve kalitede yıkama yaptığı, bu nedenle makinenin son zamanlarda daha kirli yıkadığından bahisle makinenin ayıplı olduğundan söz edilmesinin uygun olmadığı kanaatine varılmıştır. Anılan nedenlerle dava konusu makinenin satın alındığı aşamadaki özelliklerini koruduğu, aynı kalitede yıkama yaptığı, dolayısıyla makinede sonradan ortaya çıkan bir ayıp olmadığından, 14.02.2020 tarihli ihtarnamede ileri sürüldüğü şekilde makinenin gizli ayıplı olduğunun söylenemeyeceği, makineden faydalanamama halinin süreklilik kazanmadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
-24/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök raporda yapılan değerlendirmelerin doğru ve geçerli olduğu, Dava konusu makinenin döner yıkama kolu (FIŞKIRTMA KOLU) üzerinde herhangi bir değişiklik tespit edilemediği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
-14/06/2023 tarihli bilirkişi raporu özetle; Tespit raporunda ayıbın gerekçesine ilişkin tespit yapılmamış olması, Davalı tarafça, 10.01.2020 tarihli servis raporu ile sensör ve köpük dozaj ayar hizmeti haricinde başkaca bir arıza kapsamına girebilecek hizmette bulunulmamış olması, Tespit raporunda tespiti yapılan aracın bazı bölümlerinin yıkanmadığı belirtilmiş, bu durumun döner yıkama kolu üzerindeki yetersiz su ve kimyasal püskürtme nozul sayısı ile alakalı olabileceği, ancak bu hususta 27.04.2022 Tarihli Bilirkişi EK Raporunda, makinenin davacı şirketçe teslimi aşamasında çekilen video görüntülerinde, “FIŞKIRTMA KOLU” denilen parçanın üst yatay kısmında 3 püskürtme nozulu olduğu, dikey kısmında ise 10 püskürtme nozulu olduğu tespit edilmiştir. Aynı hususlar, kök rapordaki fotoğrafta da görüldüğü üzere keşfen inceleme sırasında tespit edilmiş olup makinenin bu parçasında herhangi bir değişiklik yapılmadığı, orijinal halini koruduğu keşfen tespit edilmiş olunması nedeniyle Tüm dosya kapsamından ve 27.04.2022 Tarihli Bilirkişi EK Raporunu hazırlayan bilirkişilerce makine başında yapılan keşifteki tespitler doğrultusunda, dava konusu makinenin ayıplı olamayacağı heyetimizce değerlendirilmiştir. Şayet döner yıkama kolu üzerinde nozul sayısı arttırılmışsa, yapılan bu uygulama makine performansını artırıcı bir uygulamadır. Böyle bir uygulama yapılmışsa tespit raporunda belirtilen ayıbın da önüne geçilecektir. Bilirkişilerce keşif mahallinde yapılan incelemede makinenin sorunsuz işlevini gerçekleştirmekte olduğu ve nozul sayısının arttırılmadığı hususlarının sabit olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.

GEREKÇE:
Dava, davalıdan satın alınan dokunmasız otomatik araç yıkama makine sisteminin ayıplı olduğu iddiasıyla alacak ( menfi, müspet zarar, ihtarname ve depo masrafı) istemine ilişkindir.
Somut olayda, davacı yan …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/… D.İş sayılı dosyasında tespit isteminde bulunmuş olup, tespit dosyasında bir otomotiv/makine mühendisi bilirkişi tarafından ”makinenin dış yıkama işini layıkıyla yerine getiremediği” kanaati belirtilmiş, mahkememizce 05.10.2021 tarihli bir makine mühendisi bilirkişinin içinde bulunduğu heyetten, makine incelenmeden alınan raporda makineden kullanıcının beklediği faydanın sağlanamadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan bu rapor, hüküm kurmaya elverişli olmadığından uyuşmazlığa konu makinin ayıplı olup olmadığı ( ayıplı ise gizli veya açık), onarımının mümkün olup olmadığı, onarım maliyetinin malın değerindeki eksikliğin hesabı için akademisyen üç kişilik teknik bilirkişi heyetinden makine üzerinde inceleme yapılarak rapor alınmış olup, alınan kök ve ek raporlarda makinenin ayıplı olmadığı tespit edilmiş, davacı vekilinin makinenin ayıplı parçasının değiştiriliği iddiası üzerine sunduğu delillerle birlikte talebi gibi dosya üzerinden akademisyen üç kişilik teknik bilirkişi heyetinden alınan son raporda, makinenin parçasında değişiklik yapılmadığı ve makinenin ayıplı olmadığı tespit edilmiştir.
Alınan tüm raporlar, sunulan tüm deliller dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığa konu makinenin davacı tarafça söküldüğü, makine üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesi üzerine davacı yanın davacının işletmesi dışında başka yerde inceleme yapılmasını ve masrafın davalı yanca karşılanmasını talep ettiği, davalının da bu yönde talebi üzerine uyuşmazlığa konu makinenin davalı iş yerinde incelendiği, inceleme gününden davacının haberdar olduğu ve incelemeye katıldığı, davacının makinenin ayıplı parçasının değiştirildiğine yönelik iddialarının soyut olduğu, iki ayrı üç kişilik akademik unvana sahip teknik bilirkişilerden alınan raporlar ile makinenin ayıplı olmadığı anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 4.113,06-TL’nin 269,85-TL nispi karar harcından mahsubu ile fazla 3.843,21-TL harcın kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde davacıya iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 38.126,96-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 2.000,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*