Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/63 Esas
KARAR NO : 2022/930
DAVA : Kar payı alacağının tespiti ve tahsili
DAVA TARİHİ : 27/01/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Kar payı alacağının tespiti ve tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili davacı … , 01/07/1898 doğumlu, … t.c. kimlik numaralı müteveffa … ’nın mirasçısı olduğunu, mirasçılık belgesinin bir sureti dava dilekçesi ekinde olduğunu, müteveffa … , cumhuriyetin ilk yıllarında kayseri tüccarlarından olup hali vakti yerinde bir şahsiyet olduğunu, … a.ş’nin kurucusu olduğunu, sivas – kayseri demiryolu inşaatını yaptığını, . kayseri’de sümerbank’ın ana temsilcisi olduğunu, Kayseri’ye geldiğinde ilk görüştüğü kişilerden birisi de … olduğunu, müteveffa … …, davalı … bankası A.ş . 1924 yılında kurulurken yüklüce hisse satın alarak bankanın hissedarı (ortağı) olduğunu, müvekkil davacı ve diğer mirasçılar tarafından bu durum çok iyi bilindiğini, … …, 08/07/1969 tarihinde vefatı ile işbu hisseler halefiyet ilkesi gereğince müvekkil davacı ve diğer mirasçılara intikal ettiğini, müvekkili davacı 2020/… başvuru ve 2020/… arabuluculuk numarası ile davalı … Bankası’nın ortaklarından olduğunun tespiti ile bu tespit neticesinde hesaplanacak kâr payı alacağının ödenmesi hususunda arabuluculuk yoluna başvurmuşsa da arabuluculuk süreci anlaşamama ile sonuçlandığını bunun üzerine de işbu tespit davasını açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek 100,00.TL kâr payı (temettü) alacağının davalıdan tahsiline, müteveffa … …’nın … Bankası hissesi satın alıp almadığının tespitine, müteveffa … … hissedar ise müteveffa adına kaç adet kök hissesinin bulunduğunun, kök hissesinin bedelli-bedelsiz sermaye artırımları sonucunda bugün kaç adet;* kurucu hisse, *a tertip hisse, *b tertip hisse *ve c tertip hisse yaptığının tespitinin yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusunun Davacı müteveffa … mirasçılarından olduğu ve murisin … A.Ş’nin kurucusu olduğu ve … Bankası A.Ş’nin kurulumu aşamasında çok sayıda hisse satın alarak hissedar konumuna geçtiğinden bahisle, murisin davalı banka hissedarı olup olmadığı, hissedarı olması halinde kaç adet hissesinin ve nevilerinin tespitini talep ve kar payı alacağının tespitini talep ettiği, bu kapsamda iştirak halinde mülkiyete konu davada davacının husumet ehliyetinin olup olmadığı, davalı husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı, dava açılmasında hukuki yararı olup olmadığı, kesin hüküm itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı görüldü.
Her ne kadar davalı vekili … Atm ye ait 2020/… E – 2020/… K sayılı dosyası ile iş bu davanın aynı mahiyette olduğundan bahisle kesin hüküm itirazında bulunmuş ise de … Atm ye ait dosyanın tespit davası mahiyetinde olup usulden reddedildiği ve kesinleştiği, iş bu davanın eda davası mahiyetinde olduğu anlaşılmakla kesin hüküm itirazının reddine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi 22.10.2015 tarih, 2015/… E. 2015/… K. sayılı kararı ile Sermaye Piyasası Kanunu’nun Sermaye Piyasası Araçlarının Kaydileştirilmesi başlıklı 13. maddesinin 4. Fıkrasının, “… ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz. Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı ayni haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar Yatırımcıları Tazmin Merkezi (YTM)’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.” şeklindeki düzenlemesini iptal etmiştir.
İptal üzerine, Sermaye Piyasası Kurulu tarafından, 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 13. Maddesinin 4. fıkrasının kısmen iptali üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi Tarafından Yatırımcılara Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik çıkarılarak, 07/09/2016 tarih ve 29824 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmelik hükümleri gereğince, hak sahipliği iddiasında bulunanların Yönetmeliğinin 5. maddesinde belirtilen belgelerle birlikte YTM’nin merkez adresine başvurmaları gerekmektedir.
Yüksek Mahkemenin iptal kararı ve bu karara göre çıkarılan Yönetmelik düzenlemeleri gereğince, hak sahipliğini ispat eden kişilerin sermaye piyasası aracının asılları ile birlikte artık YTM’ye başvurarak YTM’den talepte bulunması gerekmektedir.
Nitekim SPK’dan gelen yazı cevabında da dava konusu payların YTM’ye aktarıldığı açıkça bildirilmiştir.
Tüm yasal düzenlemeler nazara alındığında; davalıya husumet tevcih edilemeyeceği, somut olay ile birebir aynı olan bir başka dava dosyasının istinaf incelemesinde; … Bam … Hukuk Dairesi’nin 2020/… Esas, 2021/… Karar sayılı ilamında “SPK tarafından mahkemeye gönderilen yazı cevabında, davalı …nın kaydileştirilmemiş hisselerinin toplam sermayeye oranının %0,1804 olduğu, SPK’nın 13/4. Maddesi uyarınca kaydileştirilmeyen hisselerin 31.12.2012 tarihi itibariyle YTM’ye intikal ettiği, söz konusu hisselerin fiziken teslim edilmediği anlaşıldığından YTM’ye intikal ettiğinin değerlendirildiği bildirilmiştir. Hal böyle olunca dava konusu hisselerin kaydileştirilmeleri için teslim edilmemiş olmaları ve yedi yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle YTM’ye intikal etmelerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Anayasa Mahkemesince iptal edilen kanun hükmünün, iptal kararından önce hisselere sahip olan YTM’ye sağladığı haklar varlığını sürdürmekte olup iptal kararıyla birlikte paylar davalı … na dönmüş değildir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra, 26/4/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlarak yürürlüğe giren 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanunla SPKn’na eklenen “Mülkiyeti YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarının hak sahiplerine yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar” Geçici Madde 10 ile, kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal etmiş olan sermaye piyasası araçlarının iadesi ile satışlarının yapılmış olması hâlinde bunların bedellerinin ödenmesi talebiyle yapılacak başvuruların ve başvuru üzerine hak sahiplerine YTM tarafından yapılacak ödemelerin usul ve esasları, hak sahiplerince teslim edilecek sermaye piyasası araçlarının iptal ve imha esasları ile ihraççıların bu başvurulara ilişkin yükümlülüklerinin Kurulca belirleneceği, şu kadar ki, YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından; ilgili mevzuat uyarınca satışı yapılmamış olanların aynen; satışı yapılmış olanların ise, Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde hesaplanacak satış tutarları üzerinden nakden ödeneceği düzenleme altına alınmıştır.
06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesine dayanılarak çıkarılan ve 07 Eylül 2016 Tarih ve 29824 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 13 üncü Maddesinin Dördüncü Fıkrasının Kısmen İptali Üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi Tarafından Yatırımcılara Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 4/1. maddesinde, kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından; ilgili mevzuat uyarınca satışı yapılmamış olanların 8 inci maddede belirtilen esaslar çerçevesinde aynen, satışı yapılmış olanların ise 9 uncu maddedeki esaslar çerçevesinde belirlenen satış tutarları dikkate alınarak, 10 uncu maddede belirtilen nemaları ile birlikte, YTM’ye başvuran hak sahiplerine EK-1’de yer alan taahhütname ve ibraname alınmak kaydıyla ödeneceği, 2. fıkrada ise ödeme için 5 inci maddede yer alan belgelerle birlikte YTM’ye başvurulmasının gerektiği düzenlenmiştir. 5 inci maddedeki düzenlemeye göre ise, Yönetmelik kapsamında ödeme talep eden hak sahipleri veya noter onaylı vekâletname ibraz eden vekili tarafından, bu Yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren 10 yıl içinde iadeli taahhütlü posta yolu ile veya özel şirketler aracılığıyla imza karşılığı teslim suretiyle YTM’nin merkez adresine başvurulması zorunludur. Anılan bu düzenlemeler kapsamında dava konusu senetlerin, Yönetmelikte belirtilen alternatifli durumlara göre aynen veya nakden tazmini hususu YTM’nin sorumluluğundadır.
Davacı tarafın, dava konusu ettiği hisselerin belirtilen süre içerisinde kaydileştirilmemiş olmaları nedeniyle … Tazmin Merkezine devredildiği dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda … Tazmin Merkezine devredilen hisse senetlerinin davalı tarafından davacı tarafa verilmesi mümkün değildir. Davacı taraf, Yatırımcı Tazmin Merkezi cevabi yazısında bildirildiği gibi Yatırımcı Tazmin Merkezinden ancak duruma göre aynen iade veya bedel talep edebilir. Hal böyle olunca davacı tarafın dava konusuyla ilgili olarak davalıdan talep edebileceği bir hakkı bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalıya husumet yöneltilemez. Mahkemece davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi yerinde görülmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 65/1. Maddesine göre, bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Somut olayda ise davacı ve asli müdahale talep eden ortak kök murise ait olduğunu iddia ettikleri paylara ilişkin hak iddia etmektedir. Dolayısıyla üzerinde hak iddia edilen paylar terekeye dahil olup, tereke adına davanın açılması gerektiğinden, diğer mirasçıların davacı ile aynı yöndeki beyanları davaya muvafakat verme hükmündedir. Dolayısıyla davaya müdahale talep edenin istinaf dilekçesinin, ayrı bir istinaf başvurusu olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; asli müdahale talep eden vekilinin istinaf dilekçesinin reddine; Mahkemece pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken öncelikle Yatırımcı Tazmin Merkezine başvurulmaması nedeniyle davacının bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.” şeklinde olup, kararın iş bu dava dosyasına da uygun olduğu, tüm bu hususlar nazara alınarak, açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
7-Bakanlık adına karşılanan ve yargılama gideri kapsamında bulunan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*