Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/614 E. 2022/706 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/614 Esas
KARAR NO : 2022/706
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 28/09/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili düzenlediği 28.09.2021 harç ikmal tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın, 2021 yılının şubat ayının başında müvekkil şirketin … no.lu vadesiz mevduat hesabında bulunan 44.367,60 TL’yi ortada hiçbir haklı ve hukuki neden olmaksızın müvekkil şirkete ödemediğini, Davalı bankanın … Şubesi’nin ilgili personelinin, paranın ödenmeme nedeni olarak genel merkezlerinin hesabı kontrol ettiğini ve bir iki gün sonra hesaptaki paranın ödeneceğini ifade ettiklerini, iki gün sora gidildiğinde paranın yine ödenmediğini ve 10 günlük süre geçtiği halde netice alınamadığını, ayrıca şube yetkililerince şirket hesaplarına bloke konulduğunun ifade edildiğini, ancak blokenin hangi kurum tarafından konulduğu konusunda da yazılı belge verilmediğini, bunun üzerine müvekkil tarafından, … İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. sayılı dosyası ile davalı banka hakkında, mevduat hesabındaki paranın ödenmesi talebi ile 24.02.2021 tarihinde, 44.367,60 TL’lık icra takibi başlatıldığını, İcra takibinden hemen sonra şube yetkililerinin 44.367,60 TL’nin üzerindeki blokeyi kaldırdıklarını haber verdiklerini ve icranın cebri altında parayı hemen ödemek zorunda kaldıklarını, belirterek sonuç olarak; icra takibinde yer alan ve itiraza uğrayan 6.800,00 TL’ye yönelik itirazın iptaline, davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili düzenlediği 05.10.2021 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davada davacı tarafından hesaplarına bloke konulduğu ve bloke sebebi ile tasarrufunun engellendiğini iddia ettiğini, ancak MASAK talimatı ile konulan bloke, incelemelerin tamamlanması ile kaldırıldığını ve söz konusu tutarlar davacı tarafından internet bankacılığı ile EFT yapıldığını, bu minvalde işbu davayı ikame ettiren davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmaması sebebiyle huzurdaki davanın usulden reddi gerektiğini, Davacının hesabından işlem yapmak istediğinde, bankacılık işlemlerinin Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından incelemede olduğunun belirlendiğini ve 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 19/a madde kapsamınca, gerçekleştirilecek işlemlerin ertelenmesi yönünde MASAK talimatları ile ertelendiğini, Söz konusu bloke işlemleri kapsamında müvekkil bankaya sorumluluk yüklenemeyeceğini, şöyle ki; davacıya ait hesaplarda müvekkil banka tarafından şüpheli bankacılık işlemleri tespit edildiğini ve bu husus 5549 Sayılı Kanunun Şüpheli işlem bildirimi başlıklı 4/1 maddesi uyarınca MASAK’a bildirildiğini, müvekkil banka tarafından 27.06.2018 tarihli yazı ile “işleminiz 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında ertelenmiştir.” denilmek suretiyle davacı tarafa bilgi verildiğini, somut olayda hesaplara MASAK talimatı ile bloke konulduğunu, incelemenin tamamlanması akabinde müvekkil banka tarafından söz konusu blokelerin kaldırıldığını ve davacı hesabında bulunan paranın EFT yapıldığını, belirterek sonuç olarak; haksız ve yasal mesnetten yoksun davanın müvekkil banka yönünden öncelikle usulden, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise esastan reddine, davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dosya kapsamına göre ilgili icra dosyası istenmiş, dava dosyasına mevcut olan belgeler incelenmiş ayrıca davalı bankada bizzat yerinde kayıtlar üzerinde inceleme yapılmıştır.
Davacı … Tic.Ltd.Şti. tarafından … T.A.Ş. nezdindeki hesabında bulunan paranın ödenmesi için, … T.A.Ş. aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. sayılı dosyası 26.02.2021 tarihinde 44.367,60 TL tutar üzerinden ilamsız Takipte Ödeme Emri (örnek No: 7) ile icra takibi başlatıldığı ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa TTK 1530. madde uyarınca temerrüt faizi talep edildiği, Takip borçlusu vekili tarafından, …. İcra Müdürlüğü’ne hitaben düzenlenen 03.03.2021 tarihli dilekçede; Takibe konu edilen takip alacaklısının müvekkil banka nezdinde bulunan hesabına Maliye Bakanlığı’nın 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında verdiği talimat gereği bloke konulmuştur. (…) konulan blokeye ilişkin talimat; 5549 sayılı Kanun gereğince gerçekleştirilen incelemenin tamamlanmış olması sebebi ile 26.02.2021 tarihinde saat 19:28 saatinde kaldırılmıştır. açıklaması ile takibe, asıl alacağa, faiz ve tüm ferilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Alınan 22/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre, MASAK ve davalı bankanın Uyum Biriminin incelemeleri sonucunda MASAK tarafından, davalı bankaya yazılan 23.02.2021 tarihli yazı ile işlemlerin ertelenmemesine karar verildiği ve davalı bankaca da MASAK’ın talimatına uyularak, hesap üzerindeki kısıtın 26.02.2021 tarihinde kaldırıldığı, Davacıya ait hesap hareketleri ve MASAK’a ilişkin yasal düzenlemeler birlikte göz önünde bulundurulduğunda, davacının hesabı üzerinde inceleme yapılması için yedi işgünü süreyle işlemlerin ertelenmesinin yasal mevzuata uygun olduğu ve bu sebeple davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı açıklanmıştır.
GEREKÇE:
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının fatura alacak bedelinin davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, fatura, cari hesap ekstresi, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
5549 sayılı Kanunun 19/A maddesinde dayanılarak 29.07.2016 tarih ve 29785 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesi Kapsamında İşlemlerin Ertelenmesine Dair Yönetmelik’in 4. maddesinde yer alan; “Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılmaya teşebbüs edilen ya da halihazırda devam eden işleme konu malvarlığının aklama veya terörizmin finansmanı suçu ile ilişkili olduğuna dair şüpheyi destekleyen belge veya ciddi emare bulunması durumunda, yükümlüler şüpheli işlem bildirimini Başkanlığa gerekçeleri ile birlikte işlemin ertelenmesi talebi ile gönderirler.” hükmü ile şüpheli işlem bildirimlerine istinaden işlemin ertelenebileceği düzenlenmiştir. Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasında, işlemlerin ertelenmesinin, yükümlü tarafından şüpheli işlem bildiriminde bulunulan tarihten itibaren yedi işgününü geçemeyeceği yer almaktadır.
Yine 5549 sayılı Kanunun 5’inci maddesine dayanılarak hazırlanan, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine ilişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesi uyarınca, bankalar MASAK kapsamında çıkarılan yönetmelik ve tebliğlere gerekli uyumun ve denetimin sağlanması amacıyla, Uyum Görevlisi atanması ve Uyum Birimi oluşturmak mecburiyetindedirler.
Bu kapsamda tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde somut olayda, Davacı …Tic.Ltd.Şti.’nin davalı … T.A.Ş.’nin … Şubesi nezdinde, … IBAN no.lu hesabının bulunduğu, Davacıya ait söz konusu hesap incelendiğinde (Ek.1). hesabın 11.01.2021 tarihinde açıldığı, hesaba başka bankalardan hemen hemen her gün gönderilen 25.000,00 TL ile 50.000,00 TL aralığındaki EFT havalelerinin hesaba alacak kaydedildikten hemen sonra 3- 5 dakika içerisinde, gelen havalenin tamamı ya da tamamından birkaç lira eksik tutarlarda hesaptan çekildiği, Davalı banka nezdinde 5549 sayılı Kanun uyarınca kurulan Uyum Birimi tarafından işlemlerin şüpheli bulunduğu ve hesap üzerine 15.02.2021 tarihinde, “158-Acil Durum ADK” kodu ile kısıt konularak (Ek.2), hesabın 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi uyarınca T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’na (MASAK) şüpheli işlem bildirimi yapıldığı, Hesabın bulunduğu Şube tarafından, davacının hesaptan para çekme taleplerinin davalı bankanın Genel Müdürlüğü Uyum Birimine iletildiği, ancak Uyum Birimi tarafından, hesap üzerindeki işlemlerin 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi kapsamında ertelendiği şeklinde cevap verildiği, MASAK tarafından, davalı bankanın genel müdürlüğüne “Gizli” kaydıyla yazılan 23.02.2021 tarihli yazıda (Ek.3); … Tic.Ltd.Şti. unvanlı şirketin hesabında bulunan 44.368,00 TL tutarındaki bakiyenin (…) 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi uyarınca ertelenmemesine karar verildiği ve söz konusu yazıya istinaden hesap üzerine konulan kısıtın 26.02.2021 tarihinde kaldırıldığı, 27.02.2021 ve 28.02.2021 tarihlerinin hafta sonu olması nedeniyle, davacı tarafından 01.03.2021 günü saat 08:36’da hesaptan 44.365,00 TL çekildiği ve hesabın halen 0,20 TL bakiye arz ettiği tespit edilmekle, Hesaptan gerçekleştirilen işlemlerin, davalı bankanın 5549 sayılı Kanun uyarınca kurulan Uyum Birimi tarafından şüpheli işlemler olarak değerlendirilerek, 5549 sayılı Kanunun 19/A maddesi uyarınca hesaba kısıt konularak, MASAK’a 15.02.2021 tarihinde bildirim yapılmıştır. Söz konusu bildirimle birlikte hesaptan yapılacak işlemler, yine 5549 sayılı yasa uyarınca yedi işgünü süreyle ertelenmiştir. Bu sebeple, bu yedi işgünlük süre içerisinde davacının para çekme talepleri davalı banka tarafından uygun görülmemiştir. Hesap üzerinde MASAK ve davalı bankanın Uyum Birimince yapılan incelemeler neticesinde MASAK tarafından, davalı bankaya gönderilen 23.02.2021 tarihli yazı ile işlemlerin ertelenmemesine karar verilmiş ve davalı bankaca da MASAK’ın talimatına uyularak hesap üzerindeki kısıtın 26.02.2021 tarihinde kaldırıldığından davacının hesabı üzerinde inceleme yapılması için yedi işgünü süreyle işlemlerin ertelenmesinin yasal mevzuata uygun olduğu ve bu sebeple davalı bankanın sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilerek takip konusu alacağın likit ve hesap edilebilir nitelikte olması ve icra takibinin 26/02/2021 tarihinde başlatılması dikkate alınarak alacağın %20 oranı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatından da davacının sorumlu olması gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Asıl alacak miktarı (dava değeri olan 6.800,00 TL) üzerinden %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan harçtan karar ve ilam harcı 80,70-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı vekilleri lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 6.800,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/09/2022

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır