Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2023/750 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/602 Esas
KARAR NO : 2023/750
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2023

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili … San. A.Ş. ile davalılar arasında 07.07.2009 tarihinde “Hisse Devrine İlişkin Sözleşme” başlıklı anlaşmanın imzalandığını, bu sözleşmenin amacının, davalıların … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ndeki hisselerinin tamamının müvekkili şirkete veya kendisinin göstereceği 3.kişilere devri ve iş bu devrin şart ve koşullarının belirlenmesi olduğunu, hisse devirlerinin 31 Aralık 2009 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, bu devir tarihinden önce, 27.11.2007 tarihinde … şirketi bünyesinde enjeksiyon makinesi operatörü olarak çalışmakta olan … …’ın enjeksiyon makinesinde çalışırken geçirdiği bir iş kazasının sonucu olarak yaralandığını, bu iş kazası sebebiyle … … tarafından …’e maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, … İş Mahkemesi’nin 2019/… E. ve 2019/… K. sayılı hükmü gereğince … …’a 316.903-TL maddi tazminat ve ferileri, 76.000 TL manevi tazminat ve ferileri ve … İş Mahkemesi’nin 2016/… E. ve 2018/… K. Sayılı hükmü gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu’na 141.375,86 -TL olmak üzere toplamda 534.278,86-TL tutarında tazminat bedeli ödenmek zorunda kaldığını, söz konusu davalar neticesinde müvekkili şirketin 16.589,75-TL hazineye ve 5.727,93-TL icra dairesine de toplam 22.317,68-TL harç ödemesi yapmak zorunda kaldığını, iş bu tutarların taraflar arasında imzalanmış olan “Hisse Devrine İlişkin Sözleşme” uyarınca davalılardan rücuen tahsilinin talep edildiğini,
Hisse Devrine İlişkin Sözleşme’nin “Hisse Devirleri karşılığında Satıcıların Alacağı Bedel ve Satıcının Sorumlulukları” başlıklı 5. maddesi ile “Satıcıların Beyan ve Taahhütleri” başlıklı 6. maddesinde, …’teki hisselerini satan davalıların bu devir karşılığında alacakları bedeller ve bunun karşılığında müvekkili şirkete karşı olan başkaca borç ve yükümlülüklerinin de düzenlendiğini, davalıların taraflar arasındaki sözleşme imzalanırken hem müvekkili şirkete “6 Kasım 2008 tarihi öncesi borç listesi” ile şirketin borçlarıyla ilgili olarak doğru ve eksiksiz bilgi verdiklerini taahhüt ettiğini, hem de bildirimde bulunmadıkları bir borcun varlığı halinde de bu borçtan şahsi malvarlıklarıyla ve hisseleri oranında borçlu olacaklarını açıkça kabul ettiklerini,
… şirketinin işçisi … …’ın söz konusu kazayı 27.11.2007 tarihinde geçirdiğini, bu kazayla ilgili SGK bildirimi de o tarihlerde davalılara ait olan ve kendilerince yönetilen … tarafından yapıldığını, bu borçların hisse devir tarihinden önce 27.11.2007’de doğmuş olmasına rağmen, müvekkili ile davalılar arasında imzalanmış olan Hisse Devrine İlişkin Sözleşme’nin ekinde yer alan borç listesinde yer almadıklarıni, davalıların, kötü niyetle borçların varlığı hakkında müvekkili şirketi bilgilendirmediklerini,
Aradan geçen süre zarfında, … şirketinin hisselerinin devrine ilişkin olarak … tarafından ödenmesi gereken tüm hisse devir bedelleri ödenmiş olduğundan, bahsi geçen borcun, hisseleri oranında …’dan olan hisse devir bedeli alacaklarından mahsup edilmesi imkanı olmadığından; işbu dava ile Hisse Devrine İlişkin Sözleşme’deki düzenlemeler gereğince, Kurum’a ve işçiye ödenmiş bulunan asıl alacak ve fer’ilerini, bu borçtan şahsi malvarlıklarıyla ve hisseleri oranında borçlu olacağı kabul edilmiş olan davalılardan talep edilmesi lüzumu hasıl olduğunu beyanla;
Davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, kazazede … …’a ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına ödenmek zorunda kalınan kalemlerden oluşan toplam 556.595,68-TL’nin davalıların hisseleri oranında ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP /Davalılar vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacı tarafın dava dilekçesinin 2.bend 3.paragrafında manevi tazminata ilişkin ödemelerin; 21.04.2016 tarihinde 40.000 TL ve 17.06.2016 tarihinde 36.000 TL olarak yapıldığını beyan ettiğini,
TBK’nun 73. Maddesine göre;”Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hüküm altına alındığını,
Manevi tazminata ilişkin borcun en son 17.06.2016 tarihinde istenebileceğini, huzurdaki davanın ödemeden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten çok sonra açıldığını belirterek, manevi tazminat alacağına ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep ettiklerini,
Hisse devir sözleşmesinin imzalandığı tarihte veya öncesinde; çalışan … …’tan kaynaklanan ne açılmış bir dava nede kesinleşmiş bir şirket borcunun bulunmadığını,
Sözleşmenin 5.maddesinin, 7. paragrafında; “… 10 kasım 2008 tarihinden itibaren … yönetiminde söz sahibi olmuş ve işten çıkartılan işçilere ilişkin sorumluluğu şirket yasal kayıtları çerçevesinde üzerine almıştır”
Hükmü gereğince sözleşme her ne kadar 07.07.2009 tarihinde imzalanmış olsa da sözleşme de belirtildiği üzere davacı taraf … in yönetimde söz sahibi olarak 10 Kasım 2008 tarihinden itibaren şirketi yönetmeye başladığını, iş kazası geçiren işçi … …’ın, davacı tarafın şirketi devralmasından sonra da … A.Ş. bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, 01.12.2009 tarihinde davacının irade ve tasarrufuyla işten çıkarıldığını, davacı tarafın, fiilen şirketi yönetmeye başladığı 10.11.2008 tarihinden çalışan … …’ın işten çıkartıldığı 01.12.2009 tarihine kadar ki dönemde; … …’ın iş kazası geçirdiğine dair tüm bilgi ve belgelere sahip olduğunu, çalışan … …’ın tedavi ve kontroller için … dan İstanbul’daki hastanelere fabrika araçları ile şirket elemanlarınca götürüldüğünü, 10.11.2008 – 07.07.2009 dönemi ve sonrasın da yetkili şirket çalışanlarınca … …’a istifa etmesi ve iş çıkışı ile ilgili -tüm haklarını aldığına dair – evrak imzalatmaya çalışıldığını, bu çabanın birçok kez tekrarlanıp başarılı olunamayınca, davacı tarafça çalışan … … ın işine 03.12.2010 tarihinde son verildiğini
Davacı taraf müvekkillere hisse pay bedellerini 06.07.2009 tarihinde 11 ay taksitler halinde ödemeye başladığını, son taksitin 06.05.2010 tarihinde ödendiğini,
Sözleşmenin 6.maddesinin b fıkrasında yer alan; …’ya bildirilen borçlar dışında yeni bir borç doğurabilecek alacağın çıkması halinde …, satıcılara ödeme planı çerçevesinde yapacağı ödemelere talep edilen alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere bloke koyma hakkı olmasına rağmen; şirketi fiilen yönetmeye başladıkları 10.11.2008 tarihinden çalışan … …’ın işten çıkartıldığı 03.12.2010 tarihine kadar tüm eylem ve tasarruflar kendilerince yerine getirilmesine rağmen bloke hakkını kullanmadıklarını,
Sözleşmenin imzalandığı 07.07.2009 tarihinin öncesinde ve sonrasında … A.Ş.’nin çalışan … …’a ve SGK’ya bu iş kazasına ilişkin herhangi bir borcunun bulunmadığını, açılmış bir dava veya icra takibatı da olmadığını, var olmayan bir borcun bildirilmesini beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, var olmayan sebebe dayanarak müvekkillerini sorumlu tutmanın akla ve hukuka aykırı olduğunu,
10.11.2008 tarihinden itibaren şirketi fiilen yönetmeye başlayan davacı tarafın işçi … …’la ilgili tüm tasarrufları kendisinin yapmasına rağmen, kötüniyetle bundan habersiz gibi davranarak dava konusu taleplerde bulunmasının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, … …’ın, iş kazasının meydana geldiği 27.11.2007 tarihinden davacı tarafça işten haksız çıkarıldığı 03.12.2010 tarihine kadar 3 sene boyunca herhangi bir dava ve talepte bulunulmadığını, iş kazasından kaynaklı davanın açılmasına davacı tarafın haksız tutum ve dayatmacı davranışlarının sebep olduğunu,
Sözleşmenin 5. maddesinin, 8. paragrafı yorum ve tartışmaya açık bırakılmayacak şekilde davacının Bilcümle Personelin/ İşçilerin İş Hukuku Vb. Gibi Sair Hukuki İlişki Ve Akitlerden Kaynaklanan Her Türlü Hak Ve Taleplerinden, Haklarından Yasal Kayıtlar Çerçevesinde açıkça sorumlu olduğunun belirtildiğini beyanla haksız ve mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, anonim şirket hisse devir sözleşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere toplam 556.595,68 TL alacağın ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle hisseleri oranında davalılardan rücuen tahsili istemi konusunda olduğu, davacı alacağın dayanağının
Taraflar arasında bağıtlanan 07/07/2009 tarihli hisse devir sözleşmesi, … İş Mahkemesinin 2019/… sayılı dosyası nedeniyle … … a ödenen 316.903 TL maddi tazminat ve ferileri, 76.000 TL manevi tazminat ve fer ileri,… İş Mahkemesi nin 2016/… sayılı dosyası hükmü gereği SGK ya ödenen 141.375,86 TL, Davalar sonucu hazineye ödenen 16.589,75 TL icra dairesine ödenen 5.727,93 TL olduğu şeklinde tespit edilmiştir.
Tarafların bildirdiği deliller toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiştir. Dava dosyası bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Dr. … a tevdii edilmiş 20/02/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Alınan kök rapora karşı taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması bakımından 24/02/2023 tarihli ek bilirkişi raporu alınmıştır.Alınan kök ve ek bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Somut olayda;
06.07.2009 tarihli sözleşme ve şirketin ticaret sicil kayıtları dosya içine alınmış incelenmesinde; taraflar arasında yapılan sözleşme ile … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin hissedarları davalılar … … in şirket hisselerinin tamamının … A.Ş. ‘ye devredildiği anlaşılmıştır.
Davalıların sahip olduğu ve davacıya devrettikleri hisseleri şöyledir

Adı Soyadı Hisse Değeri (TL)

… 925.000,00

… 750.000,00
… 500.000,00
… 175.000,00
… 75.000,00

… 75.000,00
Toplam 2.500.000,00

Anılan sözleşme hükümlerine göre 10.11.2008 tarihinden itibaren … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin yönetimi davacı …ya geçmiştir.

06.07.2009 tarihli sözleşmenin “Hisse Devirleri Karşılığında
Satıcıların Alacağı Bedel ve Satıcının Sorumlulukları” başlıklı 5. maddesi hükümleri;

“…sözleşme ekinde bulunan borçların dışında ve resmi kayıtlarda
bulunmayan borçlardan dolayı …’nın hiçbir sorumluluğu
bulunmamaktadır. Böyle bir borcun ortaya çıkması durumunda …
borçlandırıcı işlemi yapan kişiye rücu etmeye yetkilidir.”
“… işbu sözleşmenin imzalanmasından ve hisse devir
temlik sözleşmelerinin de taraflar arasında akdedilmesinden itibaren Satıcılar
tarafından kendisine bildirilmiş şirketin doğacak olan her türlü resmi makam ve
mercilere karşı, devlet idarelerine ve makamlarına karşı, resmi, özel ve kamusal borç
ve yükümlülüklerinin gayrikabili rücu olarak kendisine ait olduğunu ve bundan dolayı,
Satıcıların kötü niyetli olması hali saklı kalmak şartıyla Satıcıların herhangi bir
sorumluluğu olmadığını ve olmayacağını muhatabın kendisi olduğunu beyan, kabul ve
taahhüt eder.”
“Yine … işbu sözleşmenin imzalanmasından ve Şirket yönetiminin …’nın göstereceği kişilere geçmesinden sonra SATICI’nın kiracıları, işletme veya müesseselerinde çalışmakta olan bilcümle personelin/ işçilerin iş hukuku, hizmet sözleşmesi, istisna akdi gibi sair hukuki ilişki ve akitlerden kaynaklanan her türlü hak ve taleplerinden ,haklarından yasal kayıtlar çerçevesinde gayrikabili rücu olarak sorumlu olduğunu ve SATICI’nın hiçbir koşulda bu taleplerden ve bu taleplerden doğan zararlardan sorumlu ve muhatap olmayacağını, tüm borçları karşılayacağını beyan, kabul ve taahhüt eder. Ancak … hisse devir tarihi itibariyle sadece resmi kayıtlara vakıf olup bu kayıtlar dışında çalışanlara ödenmiş olan hiçbir ücretten sorumlu tutulamaz.şeklindedir
Taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davacı …’nın bilgisi dahilinde olan tüm borç ve yükümlülükleri üstlendiği, buna karşın kendisine bildirilmeyen veya bilmediği yani sonradan ortaya çıkan borçlarda ise rücu hakkı olduğu anlaşılmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat numaralı dosyası
kapsamında tanık … ; “Ben … şirketinde yönetici
olarak görev yapıyordum, sonrasında şirketten ayrıldım, bildiğim kadarıyla …
şirketi 2008 veya 2009 yıllarında … şirketine satılmış, hisse devirlerine
ilişkin yapılan protokole ilişkin bir bilgim yoktur, iş kazası ile ilgili … şirketinin devir
yapılmadan önce kaza ile ilgili bilgileri vardı, devirden sonra da …’nın bu hususta
bilgi sahibi olduğunu biliyorum.”
şeklinde beyanda bulunmuştur.
… A.Ş.’nin şirket kayıtları ve sgk kayıtlarına göre
Tanık …’ın,13.04.2007 tarihinde … şirketinde yönetici olarak işe başladığı, 31.08.2012 tarihinde işten ayrıldığı, yani … …’ın kaza geçirdiği 27.11.2007 tarihinde ve taraflar arasında akdedilen 06.07.2009 tarihli sözleşme sürecinde ve sözleşmeden sonra yönetici olarak davacı şirkette çalıştığı sabittir.
… A.Ş.’nin işçisi … …’ın 27.11.2007
tarihinde iş kazası geçirdiği, davacı şirketin 10.11.2008 tarihinde fiilen … in yönetimini aldığı, 06/07/2009 tarihli sözleşmenin yapıldığı , işçi … … ın davacı şirket tarafından 01/12/2009 tarihinde işten çıkartıldığı da şirket kayıtları ile sabittir.
İşçi … … geçirdiği iş kazası nedeniyle işten çıkarıldığı 01/12/2009 tarihinden sonra 23/01/2013 tarihinde … İş Mahkemesinin 2019/… sayılı dosyasında dava açmıştır.
Bu kronoloji ve tanık … ın söylemi dikkate alındığında;
– 10/11/2008 tarihinde fiilen yönetimi ele alan,
– davacı şirketin tüm SGK kayıtları ile ticari defter ve belgeleri elinde tutan
-basiretli tacir gibi davranması beklenen
davacı şirketin; işçi … … ın geçirdiği iş kazasından haberi olmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırı bulunmuştur.
Davacı şirket yine aynı bendler gereğince davalı satıcıların bu konudaki kötü niyetini de ispat edememiştir.
Davacı şirketin sözleşmenin 5. Maddesinin 6 ve 7. Bendi gereğince öğrenmediği iddiasına dayalı rücu talebi ve manevi tazminat talebi kabul edilmemiştir.
Ayrıca yine davacı şirket sözleşmenin 5. Maddesinin 8. Bendinde “…çalışmakta olan bilcümle personelin/ işçilerin iş hukuku, hizmet sözleşmesi, istisna akdi gibi sair hukuki ilişki ve akitlerden kaynaklanan her türlü hak ve taleplerinden ,haklarından yasal kayıtlar çerçevesinde gayrikabili rücu olarak sorumlu olduğunu ve SATICI’nın hiçbir koşulda bu taleplerden ve bu taleplerden doğan zararlardan sorumlu ve muhatap olmayacağını, tüm borçları karşılayacağını..” kabul ederek
davalıların personelin/ işçilerin iş hukuku, hizmet sözleşmesi, istisna akdi gibi sair hukuki ilişki ve akitlerden kaynaklanan sorumluluğunu bertaraf etmiştir. Ayrıca bu madde gereğince de davacıların rücu ve manevi tazminat talepleri kabul edilmemiştir.
Davalı tarafın manevi tazminat yönünden zamanaşımı savunması; haksız fiilde ceza zamanaşımı süresi içinde manevi tazminat istenebileceğinden ve ceza zamanaşımı süresi dolmadığından kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalıların zamanaşımı itirazlarının reddine
Sabit olmayan davanın reddine
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 9.505,70-TL den 179,90-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 9.325,80-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 79.225,52-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
4-Davalıların yapmış olduğu 100-TL tebligat giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Davacı ve davalı vekilin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/09/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır