Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/601 Esas
KARAR NO : 2022/931
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2021
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirkete ekte yer alan faturaladaki deri mamülleri imal ettirdiğini, ancak bedelini ödemediğini, bunun üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine başlanıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz etmesi üzerine ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, dava devam ederken 15.02.2019 tarihinde davalı vekiliyle sulh protokolü imzalandığını, yine bunun üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… Esas sayılı dosyasında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, sulh sözleşmesine göre sulh olunan borç miktarı 34.000 USD olmakla borcun 4.000 USD tutarındaki kısmının peşin, kalanının ise aylık 3.000 USD olarak ödenmesi konusunda anlaştıklarını, davalının peşinatı ve ilk taksit olan 3.000 USD’yi ödediğini, ancak kalan borcu ödemediğini, taraflar arasındaki protokolün 5. maddesi uyarınca protokole uygun olarak ödeme yapılmaması durumunda sulh olunan miktar ile sınırlı olmaksızın davaya müvekkilinin tüm feri alacaklarıyla birlikte devam edebileceğini, ayrıca borçlu şirketin geciktiği her gün için 500 TL cezai şart tazminatı ödeyeceğinin kararlaştırıldığını belirterek, davalı tarafın mal varlığı ile üçünü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine 250.000 TL ile sınırlı olarak ihtiyati haciz konulmasına, davalı tarafın davacı müvekkili şirkete şimdilik toplam 300.000 TL’yi dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte ödemesine, yargılama masrafları ile avukatlık ücretlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, savunma dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davacının müvekkilinin siparişi üzerine ürettiği malları müvekkiline teslim etmeden faturaları düzenleyip müvekkiline gönderdiğini, söz konusu malların genelde davacının iş yerinde bekletildiğini, müvekkiline kısım kısım teslim edildiğini, müvekkilinin iyi niyetli olarak sipariş ettiği ancak teslim almadığı mallara ilişkin faturalara itiraz etmediği, davacının icra takibi başlattığını, müvekkilinin de teslim almadığı malların bedeli olan fatura alacağına haklı olarak itiraz ettiğini, bunun üzerine davacının itirazın kaldırılması davası ikame ettiğini, taraflar arasında 15.02.2019 tarihli borç tasfiye protokolünün bahsi geçen davanın devamı sırasında imzalandığını, bahsi geçen protokole istinaden müvekkilini 20.02.2019 tarihinde 4.015 USD, Nisan 2019 tarihinde 3.000 USD, 01.08.2019 tarihinde 1.015 USD olmak üzere davacıya toplamda 8.000,30 USD ödeme yaptığını, sulh protokolü gereği davacının elinde bulunan ve müvekkiline teslim edilmesi gereken malların değerinin 23.051 USD olduğunu, davacının müvekkiline teslim etmediği malların bedelinin ise 13.536 USD olduğunu, zira bu hususu destekleyen 21.03.2019 tarihli belge olduğunu, 11 Aralık 2019 tarihinde davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen whatsapp mesajında ise 14.387 USD değerindeki malın müvekkiline teslim edilmediğinin ikrar edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla 11.387 USD ‘den müvekkilinin yaptığı ödeme toplamı olan 8.030 USD düşüldüğü takdirde davacının müvekkilinden talep edileceği alacağın, 11.500 USD tutarında olması gerektiğini, 09.01.2018 tarihli irsaliyeli faturada görüleceği üzere davacının hiçbir zaman fatura bedeli ürünlerin tamamını müvekkiline teslim etmediğini müvekkiline teslim edilmeyen malların teslim edilmesini, ayıplı malların bedellerini borç miktarından düşülmesi ve takas mahsup yapılarak bakiye borcun belirlenmesi hususunda müvekkili tarafından karşı tarafa ihtarname gönderildiği, davacının dosyaya sunduğu mail yazışmalarının tamamının sulh protokolü öncesine dayandığını, davacının deposundaki 14.387 USD tutarındaki malların akibetinin belli olmadığını, sulh protokolünde yer alan cezai şartın davacı tarafından talep edilmesinin koşullarının oluşmadığını, bahsi geçen sebeplerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise %40 ‘dan aşağı olmamak üzere teminat miktarının belirlenmesine, müvekkile teslim edilmeyen ve hala davacının elinde bulunan malların ve miktarlarının tespiti ile alacaktan mahsup edilmesine açılan davanın reddine, müvekkili lehine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Dosya kapsamı üzerinden bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, tarafların rapora karşı beyan ve itirazları dosya arasına alınmıştır.
Uyuşmazlığın konusunun Taraflar arasında mevcut cari ilişkiye istinaden …. İcra Müdürlüğünün 2018/… esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik görülen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyasında tarafların 15/02/2019 tarihli sulh ve borç tasfiye protokolü sunmaları nedeni ile “konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığı” kararı verildiği, davalının protokol gereklerine uymayarak eksik ödeme yapmış olması nedeni ile 15/02/2019 tarihli borç tasfiye protokolü uyarınca belirlenen cezai şart ve bakiye alacak istemine dayalı davada protokol uyarınca belirlenen miktarın davalıya teslim edilip edilmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarın noktasında toplandığı görüldü.
Dosya içerisinde borç tasfiye protokolü isimli belge bulunmaktadır. Söz konusu belgenin Avukat … tarafından imzalanmış olduğu, protokol kapsamında borcun 36.833 USD olarak belirlendiği, borçlunun malın 13.782 USD kısmını teslim aldığı, malın geri kalanının borçlunun depolayacak yeri olmaması nedeniyle alacaklı tarafından bir süre daha muhafaza edildiği, hali hazırda 23.051 USD malın alacaklının deposunda beklediği, borcun kalanının ödenmemesi üzerine alacaklı tarafından ilamsız takip yapılarak itiraz üzerine ….Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, tarafların tahsilat ve feragat harçları hariç olmak üzere toplam 34.000 USD ticari ilişkileri sulhen tasfiye edilmesi üzerine anlaştıkları, 4.000 USD’nin borçlu yanca en geç 25.02.2019 tarihine kadar ödeneceği, 3.000 USD’nin 15.03.2019’dan başlamak üzere on taksitte her ayın 15. günü ödeneceği, borçlunun peşinat veya taksitlerden herhangi birini ödememesi üzerine en geç ödeme tarihini izleyen beşince gün içinde ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın alacaklının işbu sulh protokolünü tek taraflı feshederek tüm ferileriyle takip ve davaya devam edebileceği veya feshetmezse geciken miktara bakılmaksızın gecikmenin devam ettiği her gün için 500 TL cezai şart tazminatı talep edebileceği hususlarının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamındaki tüm deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilen protokol kapsamında; davalı şirketin davacıya toplamda 8.000 USD ödeme yaptığı, protokol gereği ödenmesi gereken bedelin 34.000 USD olduğu, bu durumda davalı yanın protokol gereği ödemediği kısmın 26.000 USD olduğu, dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, davacı yanın mesajlaşma kayıtlarına göre ikrarında olduğu üzere teslimi yapılmayan 14.387 USD değerinde malın bulunduğu anlaşılmakta ise de; aynı protokolün 6. Maddesine göre mal tesliminin protokol gereği ödemelerin tam ve düzenli yapılamasına bağlandığı yazılıdır. Bu durumda teslimi yapılmayan malların teslimi ödenmeyen alacağın ödenmesine bağlı olup, bu husus doğru bir tespit ile bilirkişi tarafından da vurgulanmıştır. Bu durumda davalı yanın teslimi sağlanmayan malların değerinin mahsup edilmesi talebi yerinde olmayıp, dava tarihi olan 23.09.2021 tarihinde Merkez Bankası Efektif Satış Kuru 8,68TL’dir. Dava tarihi itibariyle 26.000USD x 8,6870 = 225.862TL olup, davacı bu alacak kalemi yönünden 250.000 TL değer göstererek davasını ikame ettiği anlaşıldığından, 225.862,00 TL alacağın dava tarihi olan 23.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
Davacının yukarıda izahı yapılan asıl alacak haricinde cezai şarta ilişkin alacak talebi mevcut olup, taraflar arasında akdedilen protokole göre, ödemenin geciktiği her gün için 500,00 TL davacının cezai şart tazminatı talep edebileceği yazılı olup, aynı protokolde tarafların belirlenen bedeli fahiş bulmadığı noktasında bağlayıcı beyanları da mevcut olup, dosya kapsamı ile de sabit olduğu üzere davalının ödemelerini kısmen yaptığı, gecikmenin 100 günün üzerinde olduğu, 100 günlük gecikmenin cezai şart bedelinin 100×500= 50.000 TL olduğu, davacının cezai şarta ilişkin başlangıçta gösterdiği tazminat bedelinin 50.000 TL olduğu anlaşılmakla; davacı yan 50.000 TL cezai şarttan kaynaklı tazminata hak kazanmış olup, cezai şarta ilişkin protokol maddesine göre ödemenin olmadığı her gün için 500,00 TL tayin edilmek suretiyle, esas itibariyle faiz işlevi görecek mahiyet de düzenleme yapıldığı anlaşıldığından, cezai şart bedeli yönünden faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili her ne kadar ıslah talebinde bulunmak suretiyle başlangıçta açıkça TL cinsinden talep etmiş olduğu davasını, USD cinsinden talep ettiğini beyan ederek netice-i talebini değiştirmek istese de; ıslah ile talep edilen para cinsinin değiştirilmesinin mümkün olmadığı, bunun için ancak tam ıslah işlemi yapılması gerektiği ancak ıslah işleminin tam ıslah mahiyetinde olmadığı ve yine davacı aynı ıslah işlemi ile 2 adet alacak kalemindeki miktarları değiştirmek istemiş, dava dilekçesinde asıl alacak 250.000, cezai şart 50.000 TL göstermiş, ıslah dilekçesinde asıl alacağını 250.000’den 225.862,00 TL(26.000 USD’nin dava tarihi karşılığı)’ye düşürmüş, düşürdüğü miktar kadar da cezai şart talebinde arttırım yaparak cezai şart alacağını 50.000 TL’den 74.138,00 TL’ye yükseltmiştir. Dava dilekçesi ile ıslah dilekçesi incelendiğinde her iki dilekçede de dava değeri 300.000 TL ise de; davacı vekili ıslah dilekçesi ile iki adet alacak kalemini kendi içinde arttırıp azaltmıştır. Davacı vekilinin bu ıslah işlemi de geçerli olmayıp, davacının arttırım yaptığı alacak kaleminden arttırdığı miktara göre harç ikmali yapması gerekirken harç ikmali yapmamış olup ve yine taleplerini kendi içinde arttırmak ve azaltmak suretiyle netice-i i talebi değiştirmeye çalışmış olup, kısmi ıslah dilekçesi ile bu şekilde yapılan işlemler geçerli olmayıp, anılan sebeplerle ıslah işlemi geçerli bulunmamış, anılan sebeplerle davacının talebinin TL olarak değerlendirilmiş ve başlangıçta belirtilen dava değerine göre( asıl alacak 250.000 TL, cezai şart tazminatı 50.000 TL olmak üzere toplam 300.000 TL) değerlendirme yapılmıştır.
Tüm bu hususlar nazara alınarak; açılan davanın kısmen kabulü ile; taraflar arasında akdedilen protokole göre ödenmeyen 225.862,00 TL alacağın dava tarihi( dava dilekçesinde talep dava tarihine göre olup) olan 23.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 50.000 TL cezai şarttan kaynaklı tazminat alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair talebin reddine dair aşağıdaki hali ile hüküm tesis edilmiştir.
Davalı her ne kadar kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuş ise de; davanın mahiyeti ve türü nazara alındığında bu yönde talepte bulunmasının mümkün olmadığı değerlendirilmiş, anılan sebeple bu yöndeki talebin reddi uygun bulunmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile;
-Taraflar arasında yapılan protokole göre ödenmediği tespit edilen 225.862,00-TL alacağın dava tarihi olan 23/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
-50.000,00-TL cezai şart tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, cezai şarta ilişkin faiz talebinin reddine,
-Davalının kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin davanın mahiyeti gereği reddine,
-Bakiye taleplerin reddine,
2-Davanın kabulüne konu miktar üzerinden alınması gereken 18.844,13 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.123,25 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 13.720,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı tarafça yatırılan 5.123,25 TL peşin harç tutarının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça yapılan 282,90 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları nazara alınarak; 260,13 TL olan kısmının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 108,00 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranları nazara alınarak; 9 TL olan kısmının davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kalan kısmının davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 41.620,68 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
8- Bakanlık tarafından karşılanan ve yargılama gideri kapsamında olan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak; 1.213,79 TL olan kısmının davalıdan, 106,21 TL olan bakiye kısmın ise davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/12/2022
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır
*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*