Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2023/489 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/589 Esas
KARAR NO : 2023/489
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili olan şirketin, davalı borçludan 47.948,18-TL tutarında alacağı bulunduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 23.11.2017 tarihli Kargo Taşımacılığı Sözleşmesi ve 23.11.2017 tarihli “Aracı Kurum Sözleşmesi” akdedildiğini, işbu sözleşmeler uyarınca müvekkili şirketİN davalı/borçluya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu taşıma ilişkisi sonucu karşı tarafın ödemesi gereken hizmet bedeli borcu doğduğunu, ancak davalının borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini ve bunun üzerine davalı tarafa karşı …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası üzerinden 168.907.88-TL bedelli icra takibi başlatıldığını, ancak karşı taraf hem borca itiraz ettiğini hem de 115.959,70-TL’yi müvekkili olan şirkete takip sonrasında ödediğini, dolayısıyla kalan kısım için itirazın iptalini talep etme zorunluğu hasıl olduğunu beyan ederek davalının …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamını, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkili şirketin, davacıya olan ödemelerini zamanında yapmış olmasına ve taraflar arasındaki cariye göre müvekkilinin borçlu olmak bir yana bilakis alacaklı çıkmasına rağmen davacı … şirketince, taşınan kargoların ağırlıklarının fazla tartılması, ülkeden çıkmayan, teslim edilmeyen yahut iade dönen faturaların müvekkiline fatura edilmesi, mükerrer fatura kesilmesi, yıllar sonra iade fatura kesilmesi gibi sebeplerle davacı şirket müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia eder olduğunu, ödeme emrinin ekinde bir döküm yer aldığını ve bu döküme göre müvekkili şirketin 168.907,88TL borçlu olduğu iddia edildiğini, söz konusu dökümünün neye istinaden düzenlendiğinin ve dayanağının belli olmadığını, Davacı yan, icra takibine girişilmesinin ardından 115.959,70.-TL ödeme yapıldığını beyan etmiş ve bu ödemenin borca itirazla çeliştiğini beyan ederek sanki borcu kabul anlamı taşıdığını belirttiğini, Oysaki söz konusu ödeme davacı yanın haksız bir şekilde tüm teamüllere aykırı olarak teminat mektubunu paraya çevirmesi neticesinde gerçekleştiğini, buna ilişkin taraflar arasında 09.01.2020 tarihli e- posta gönderisi bulunduğunu, davacı taraf, 100.000.-TL bedelli ve 10.01.2020 vadeli teminat mektubunu paraya çevireceğini 1 gün öncesinde müvekkiline e-posta ile bildirdiğini, ve teminat mektubunu teamüllere ve iyi niyet kaidelerine aykırı bir şekilde bir çırpıda bozdurduğunu, davaya konu faturaların toplamı 130.688,83.-TL ettiğini, dava değeri 47.948,18.-TL olduğunu, teminat mektubunun bozulması ve sair ödemeyle 115.959,88.-TL’lik ödeme gerçekleştiğini, davaya konu faturalardan teminat mektubu ve ödemeler düşünce geriye 15.000.-TL gibi bir rakam kaldığını, icra emrinin dayanağındaki fatura bedelleriyle, dava dilekçesi ekindeki fatura bedelleri arasında 25.752,94.-TL bulunduğunu, yani davaya konu edilmeyen faturaların toplamı 25.752,94-TL olduğunu, ayrıca dava dilekçesinde 16.08.2019 tarihli ve 967,10-TL bedelli bir fatura bulunmadığını ancak bu fatura icra takibine konu edilmiş bir alacak olmadığını, ancak davacının hangi ödemeyi hangi faturaya mahsup ettiği, geriye ne kadar borç kaldığı, takibe hangi faturaları konu ettiği ve davaya konu faturaların dava değerinden neden daha yüksek olduğunun anlaşılamadığını, davacı yan hiçbir somut veri sunmadan alacaklı olduğu beyanıyla karmakarışık bir şekilde alacak iddiasında bulunduğunu, dava dilekçesinde de alacağın içeriğine ve uyuşmazlığın esasına ilişkin hiçbir açıklamada bulunulmadığını, fatura içeriklerinin taraflar arasında sürekli tartışma konusu yarattığını, davacı tarafından net ve belgeli bir dönüş yapılmadığını, müvekkili tarafından fazla tartımlara itiraz edilmediğini, hatta müvekkilinin iade fatura kesmesi gerektiği davacı tarafından da kabul edildiğini, müvekkili tarafından e-posta ile itiraz edildiği gibi iade faturalar kesildiğini beyan ederek; davanın reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/… Talimat sayılı dosyasından alınan 01.04.2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Dava dosyasında davacı yandan 168.907,88-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 oranında ve değişen oranlarda işleyecek Reeskont Avans Faizi, icra giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili istemi ile dava konusu edildiğini, ilgili mevzuat gereği; davalı yan tarafından sunulan 2019 yılı Yevmiye Defteri, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin kanuni süresi içinde açılış ve Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapıldığını; davalı defterlerinde takip tarihi itibariyle Davacı …’nin, davalı …’den -157.969,06-TL tutarında alacaklı olduğunu görüş ve beyan etmiştir.
06.09.2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Tarafların ibraz olunan ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin eksiksiz olduğu, tarafların ibraz olunan ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğunu, davacının ticari defterlerine göre davacının 02.12.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 168.907,88-TL davalıdan alacaklı göründüğünü, dava tarihi itibariyle davacının takibe konu bakiye alacağının 47.948,18-TL olduğunu, takibe dayanak faturanın davalı aleyhine borç doğurduğunu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 02.12.2019 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %18,25 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %18,25 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceğini görüş ve beyan etmiştir.
15.03.2023 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; 06.09.2022 tarihli bilirkişi kök raporundaki görüş ve beyanlarında herhangi bir değişiklik olmadığını beyan etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, taşıma hizmetinden kaynaklı bakiye alacağın tahsiline yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup, yasal sürede açılmıştır.
Davacı taraf, davalıya taşıma hizmeti verildiği, hizmet bedelinin bir kısmının takip sırasında ödendiğini, kalan kısmına itiraz edildiğini iddia etmiş, davalı borçlu olmadığını savunmuştur.
Uyuşmazlık konusunda tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmiş, tarafların ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu tespit edilmiş olup; davacının ticari defterlerine göre davacının 02.12.2019 takip tarihi itibariyle kaydi olarak 168.907,88-TL davalıdan alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle davacının 157.969,06-TL tutarında alacaklı olduğu, davacının düzenlediği faturaların tamamının davalının defterinde kayıtlı olduğu, defterler arasındaki farkın davalının takipten sonra düzenlediği ve tebliğ/teslim hususu ispata muhtaç faturalardan kaynaklandığı, davalının bu faturaların davacı aleyhine borç doğurduğuna dair delil ibraz edemediği, dava tarihi itibariyle davacının takibe konu bakiye alacağının 47.948,18-TL olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne, alacak açık hesap alacağına dayalı olup likit olduğundan, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 47.948,18-TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2- Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 3.275,34-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 3.216,04-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 118,60-TL ilk gider, 2.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 140,50-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.659,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası taraflara iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize ve Mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … BAM ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere istinaf yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair verilen karar, hazır olan davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda karar verildi. 17/05/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*