Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/542 E. 2021/940 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/542
KARAR NO : 2021/940
DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari ilişki sebebi ile davalıdan olan açık hesap alacağı nedeniyle davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2020/ … E. sayılı icra dosyasıyla yaptıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, davalı söz konusu takipte borcun tamamına, faize ve tüm fer’ilere haksız olarak itiraz ettiğini, davalı her ne kadar borcun tamamına itiraz etse ticari defterlerinin ve faturaların incelenmesi neticesinde davalının müvekkiline borcunun olduğunun tespit edileceğini beyanla davanın kabulü ile haksız itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmaya da katılmamıştır.
GEREKÇE:
Dava İİK 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, taraflar arasında bulunan ticari ilişki nedeniyle oluşan cari bedelin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar ve kötüniyet tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 30.213,51-TL asıl alacağın tahsili amacıyla 18/02/2020 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 02/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/03/2020 tarihine borca itiraz ettiği, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından bahisle yetki itirazında bulunduğu, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür. İtirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, HMK’nın 114/2. Maddesi anlamında dava şartı olup İİK’nın 50. maddesi uyarınca, para alacakları için yetkili icra dairesi, HMK’nın mahkemelerin yetkisine dair hükümlerine göre belirlenir.
HMK’nun 6/1. maddesinde “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”. 10. maddede ise “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı davalıyla arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap (fatura) alacağı bulunduğunu ileri sürmüş olup yazılı sözleşme ibraz etmemiştir.
HMK’nın “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Faturadan doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline yöneliktir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması, itirazın iptali davası koşullarından biri olup mahkememizce İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 5. vd maddelerinde yetki, 17. maddesinde ise yetki sözleşmesi düzenlenmiştir. Maddede, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davayı sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemede açacaklarına yer verilmiştir. Yetki Sözleşmesinin geçerlilik şartları ise 18. maddede düzenlenmiştir. Yetki sözleşmesi, ayrı bir sözleşme olarak veya somut olayda olduğu gibi, sözleşmeye bu sözleşmenin uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklar için belli bir yer mahkemesinin yetkili olacağına dair bir hüküm konularak gerçekleştirilebilir. Ancak böyle bir durumda, doğal olarak, sözleşmenin geçerli bir sözleşme olması gerekecektir. Geçerli bir sözleşme olması halinde sözleşmeye konulan yetki şartıda geçerli kabul edilecektir.Somut olayda, taraflar arasında bir yetki şartının da düzenleyen sözleşme mevcut olmayıp 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer.
Davacı ve davalı adresi … olup Dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğuna göre ve davacının şirket merkezinin bulunduğu … adresinin … İcra dairesinin yargı çevresine bağlı olduğu, davacının yetkisiz icra dairesinde takip başlattığı dolayısıyla seçme hakkının davalıya geçtiği, davalı borçlu tarafından süresinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6.maddesi gereğince, davalı şirketin ticari merkezinin bulunduğu … ilçesinin bağlı bulunduğu … icra dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davanın, HMK 114/2 ve115/2 maddeleri uyarınca, yetkili İcra Dairesine yapılmış bir icra takibi bulunmaması nedeniyle dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ortada geçerli ve yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi mevcut bulunmadığından koşulları oluşmayan icra takibine yönelik itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 59,30-TL karar harcının davacıdan peşin alınan 515,98-TL harçtan mahsubu ile 456,68-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iade edilmesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır