Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/500 E. 2023/254 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/500 Esas
KARAR NO : 2023/254
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 16/03/2023

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlunun asıl alacağa, faize ve ferilerine itirazda bulunduğu, davalı borçlunun yaptığı borca yaptığı itirazının haksız olduğunu, davalı borçlunun Almanya’da … … şirketini iki ortak ile kurduğu, şirketine yatırımcı arayışına girdiği, davalının şirkete yatırım yapmak isteyenlere, şirketin amacının ve hedefinin yenilenen enerjiye ve solar enerjisine yatırım yapmak olduğunu ifade ettiği, şirkete yatırım yapan yatırımcıların, borçlu tarafından kendilerine şirketin kuruluş amacı olarak ifade edilen bu amaca yönelik olması şartı ile yatırım yaptıkları, ancak borçlu, yatırımcıların sermayeleri başka amaçlarla kullandığı şirkette vaat edilen hedefe uygun şekilde kullanmadığı, bundan dolayı da … Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2013 tarihli … ve … sayılı kararı ile borçlu davalı aleyhine 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiği, bahse konu kararda toplanan paraların çok azının şirketin amacına uygun olarak kullanıldığı, geriye kalan asıl paraların başka amaçlar için kullandığının tespit edildiği, dolayısıyla borçlunun şirkete yatırılan paraları amaç dışı kullandığı ve yatırımcıları bu şekilde dolandırdığı cezaya mahkum edildiğinin sabit olduğu,
Müvekkilinin davacı …’in de bulunduğu, davalı hakkında … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15/07/2008 tarihli kararı ile 15/07/2008 tarihinde saat: 12:40’da tüketici iflası açıldığı, akabinde de şirkete para yatıran ve dolandırılan alacaklıların bir çoğunun alacaklarını iflas masasına yazdırdığı, müvekkilinin de süresinde 01/09/2008 tarihinde alacağını masaya yazdırdığı, müflis ve idaresi bu alacağa itiraz etmiş olsalar da, müflisin itirazın 10/06/2010 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesince kaldırıldığı, iflas idaresinin de itirazı da 18/02/2010 tarihinde bertaraf edildiği mahkemenin kararı ile tespit edildiği, buna göre davacının borçludan 6.247,68 Euro alacağının bulunduğu,
Davalının Almanya’daki iflas tasfiyesinde kötüniyetli olarak Muğla’daki taşınmazını beyan etmediği, öncelikle davalının mal varlığını kaçırma ihtimaline binaen davalının Muğla İli, … İlçesi, … Mahallesi, 256/… ada/parselde kayıtları taşınmazın kaydına ihtiyati tedbir işlenmesine, davalının ….İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, dava değeri oranında alacaklarının takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi, vekalet ücreti, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile İİK 67/2 uyarınca takip çıkışının % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı borçludan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Müvekkilinin Almanya’da ikamet eden biri olduğu, davacının ise Almanya’da yaşayan ve dava dışı … … Holding AG’den alacaklı olduğunu iddia eden gerçek kişi olduğunu huzurda görülmekte olan davala davacı … … AG’den alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ancak bu mahkemeye sunmaktan çekindiği …. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/… esas ve …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı davasında sunduğu … Asliye Hukuk Mahkemesi … numaralı mahkeme kararının incelenmesinde; davacının … olduğu, davalının ise … olduğunun açıkca görüleceği, davalı …’nin … nin yetkilisi olduğu ve davada iddia edilen ticari ilişkiden aslen sorumlu olmasının mümkün olmadığını, davacının … ‘den olduğunu iddia ettiği alacaklarını hukuka aykırı olarak davalıdan tahsil etmeye çalıştığını, bu sebeple de davaya konu ticari ilişki de taraf olmayan davalıya karşı husumet yönetilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek husumet itirazında bulunduğunu, aynı zamanda bu davanın güneş enerjisi ile ilgili bir ticari ilişkiden alacaklı olduğun iddia ettiğini, bu durumda davacının … ‘den olduğu iddia edilen ticari alacak davası olduğundan davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, mahkememizin görevli olmadığını, ayrıca müvekkilinin adresinin yurt dışı olması sebebiyle mahkememizin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, diğer taraftan davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava,şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayanan alacak nedeniyle İİK 67 maddesi gereğince açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Getirtilerek incelenen … İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasında; davacı tarafından davalı aleyhine 16/02/2017 tarihinde 10.367,93 Euro asıl alacak, 3.995,21 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.363,14 Euro alacağın tahsili için ilamsız takip başlatıldığı, takibin dayanağının … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve nolu İflas Tablosu, Sıra Cetveline Kayıt Kararı, olarak açıklandığı,
Borçlu vekili tarafından 23/02/2018 tarihinde icra dairesinin yetkisine, takip konusu yapılan borcun tamamına, faize, faiz oranlarına, fer’ilerine ve icra takibine tümüyle itiraz edildiği görülmüştür.
Dava … Asliye Hukuk Mahkemesi nin 2018/… esas sayılı dosyasında açılan davada; davalının görev itirazı kabul edilmiş, 26/03/2019 tarih ve 2019/119 sayılı görevsizlik kararı verilmiştir.karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
Dava dosyası mahkememizin 2019/… esasına kaydedilmiş, davalının milletlerarası yetki itirazı kabul edilmiş ve 22/01/2020 tarih ve 2020/… sayılı yetkisizlik kararı verilmiştir. Karar davacı tarafça istinaf edilmiş … BAM … HD nin 2020/… sayılı ve 06/10/2020 tarihli kaldırma kararında; dava dosyasında davalının mutad meskeninin …/Türkiye adresinde bulunması nedeniyle Türk Mahkemeleri ve İstanbul adliyesi mahkemelerinin yetkili olduğu , davaya TTK nun yöneticinin sorumluluğu hükümleri gereğince heyetçe bakılması gerektiği açıklanarak, karar verilmiştir.
Mahkememizce kişisel iflas sonucu düzenlenen sıra cetveline dayanan alacak istendiğinden dava dosyasında 1,2,3 numaralı … Asliye Ticaret Mahkemeleri nin görevli olduğu belirtilerek 2020/… sayılı ve 08/06/2018 tarihli gönderme kararı verilmiş, … Asliye Ticaret Mahkemesi dava dosyasında ihtisas mahkemeleri değil genel mahkemelerin görevli olduğuna dair 2020/… sayılı ve 11/12/2020 tarihli kararı vermiştir. … BAM … HD nin 2021/ … -2021/… sayılı ve 22/06/2021 tarihli kaldırma kararında; genel mahkemelerin görevli olduğunu açıklayarak dava dosyasını mahkememize göndermiştir.
Mahkememizin 2021/500 esasına kaydedilen dava dosyasında davacı tarafa icra takibinde alacağın dayanağı olarak açıklanan … Sulh Hukuk Mahkemesi nin verdiği 15/07/2008 tarihli tüketici iflası kararı, bu kararın eki olan aynı mahkemenin 17/02/2014 tarihli iflas tasfiyesinin bitirilmesi kararı, … Sulh Hukuk Mahkemesi nin … esas numaralı … seri numaralı iflas tablosu nun tanınması davası açmak üzere süre verilmiştir.
Davacı taraf … ATM nin 2021/… ve devamında … ATM nin 2022/… sayılı dosyalarında görülen davalarda sonuç alınamadığı anlaşılmış, davacı taraf tanıma dava dosyasının sonucu beklenmeden, ara karardan dönülerek dava dosyasında toplanan delillerle bilirkişi raporu alınmasını istemiştir.
Mahkememizce davacının alacağının varlığı ve miktarının tespiti bakımından bilirkişiler milletlerarası özel hukuk uzmanı Doç.Dr…. ve bağımsız denetçi ,mali müşavir … ‘ün 13/01/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
5718 Sayılı MÖHUK’un 34. maddesi uyarınca:
(1) Haksız fiilden doğan borçlar haksız fiilin işlendiği ülke hukukuna tâbidir.
(2)Haksız fiilin işlendiği yer ile zararın meydana geldiği yerin farklı ülkelerde olması hâlinde, zararın meydana geldiği ülke hukuku uygulanır.
(3)Haksız fiilden doğan borç ilişkisinin başka bir ülke ile daha sıkı ilişkili olması hâlinde bu ülke hukuku uygulanır.
(4)Haksız fiile veya sigorta sözleşmesine uygulanan hukuk imkân veriyorsa, zarar gören, talebini doğrudan doğruya sorumlunun sigortacısına karşı ileri sürebilir.
(5)Taraflar, haksız fiilin meydana gelmesinden sonra uygulanacak hukuku açık olarak seçebilirler.”
Yukarıda açıkladığımız hususlar da dikkate alındığında derdest dosyada gerek haksız fiilin işlendiği yer ve gerekse zararın meydana geldiği yer Almanya’dır. MÖHUK m. 34/3 anlamında davacı … ve davalı … arasındaki ilişkide Almanya’ya göre daha sıkı ilişkili bir hukuk da mevcut değildir.
Tüm bu sebepler ışığında davacının haksız fiil sorumluluğuna dayalı talepleri bakımından uygulanacak hukuk ALMAN hukukudur.
Yine MÖHUK’un 2. maddesi gereğince “Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular.” Bu anlamda her iki tarafın da Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’na dayalı iddia ve taleplerinin derdest davada uygulanması olanağı mevcut değildir.
İcra ve iflas hukuku devletin egemenlik hakları kapsamında yürütülen iş ve işlemlerden oluşmakta olup, bu konu mülkilik ilkesi gereği sadece yapıldıkları ülke hukukuna tabidir. Dolayısıyla davalı … hakkında Almanya’da yürütülmüş olan iflas süreci bir bütün olarak ALMAN hukukuna tabidir.
Davalının zamanaşımı itirazı bakımından;MÖHUK m. 8’de düzenlenmiş olup “Zamanaşımı, hukukî işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tâbidir.”
Buna göre haksız fiil sorumluluğunun varlığı ve koşulları bakımından esasa Alman hukuku uygulanacağı tespit edildiğinden, haksız fiile dayalı talepler bakımından zamanaşımı süresi de ALMAN hukukuna göre belirlenecektir.
Davalı vekili taraflar arasındaki iddia edilen ilişkinin 2005 yılında doğduğunu iddia etmiştir. Davacı 01.09.2008 yılında Almanya’da iflas masasına başvurmuş ancak talebi reddedilmiştir. Akabinde davacı 02.06.2010 yılında tekrar masaya başvurmuş ve bu sefer alacağa ilişkin kayıt talebi kabul edilmiştir.Alman … ‘a göre iflas takibinde bulunmak zamanaşımı süresini durdurmaktadır.
Alman hukukunun uygulanması bakımından:
1-Davacı bakımından zamanaşımı süresinin takip talebi esas alınarak 2008 yılı ile başladığı,
ii-Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010 tarihli kayıt kabul kararıyla durduğu,
iii-…’nin kişisel iflas yolu ile borçtan kurtulma talepli iflas tasfiyesinin Hamburg Sulh Hukuk mahkemesinin 17.02.2014 tarihli kararıyla sonlandırıldığı tarihte tekrar başladığı,
iv-Davacı 16.02.2018 tarihinde Türkiye’de …. İcra Müdürlüğü’nde takip başlatmış olup, iflasın kapanması ile takibin başladığı süre arasında 3 yıldan daha az süre bulunduğu
v-Bu anlamda … uyarınca zamanaşımı süresinin dolmadığı, anlaşılmıştır.
Davalı … hakkında Almanya … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15/07/2008 tarihinde 12.40’da tüketici iflası kararı verildiği, davacının 10.367,93 Euro alacağının 01/09/2008 tarihinde iflas masasına yazdırılarak kabul edildiği anlaşılmıştır.
Davacı alacağını “kişisel iflasın sonucu muaccel olan alacağın” tahsili talebine dayandırmaktadır.
Öncelikle iflas bakımından iflasın mülkiliği ilkesi gereği iflasın açılması ve buna bağlı sonuçlar aksine bir düzenleme olmadığı sürece, diğer ülkelerde hüküm ve sonuç doğurmazlar. Bu veriler ışığında davalı hakkındaki “kişisel iflasın sonucu borçtan kurtulma” yoluyla yürütülen iflas prosedürünün etkileri ve sonuçları da Almanya’da doğmuş olup Türkiye’de bir etkiye sahip değildir. Diğer taraftan Türk hukukunda yer almayan bu özel iflas kararı bütün mahkeme kararları gibi MÖHUK m. 50 kapsamında tanınmadıkça Türkiye’de hüküm ve sonuç doğuramazlar.
İkinci olarak davalı … gerçek kişi olup, dosyadaki veriler ışığında Türk hukukuna göre iflasa tabi kişilerden de değildir.
Nitekim Yargıtay 23. HD 14.02.2014 tarihli ve 2014/8371 E. ve 2014/1048 K. sayılı kararında “Türkiye’de İİK m. 43 ve TTK kapsamında tacir olanların iflasa tabi olabileceğine, bu hükmün kamu düzeninden olduğuna, Almanya’da iflasına karar verilen kişinin tacir olmadığına bu nedeniyle kişi hakkında Almanya’da verilen iflas kararının Türkiye’de tanınamayacağına” hükmetmiştir.
Davacı …’in iflas masasına yazdırdığı alacağının kesinleşmiş bir alacak veya ona delalet eden bir belge olarak İİK m. 68 kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceğidir. Davalının iddiası aksine Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi’nce İflas mahkemesi olarak hazırlanmış bulunan alacak-borç listesi Türk İİK m. 68 anlamında bir belge olarak kabul edilemez. Alman hukukunda İflas Mahkemeleri iflas cetveline kayıt talepleri hakkında bir yargılama yapmamaktadır. Bu anlamda borcun varlığı hakkında bir muhakeme yapılmamakta ve alacağın varlığı tartışmasız bir şekilde karara bağlanmamaktadır. Buna bağlı olarak iflas memurunca yapılan alacak kaydı da Alman hukukuna göre adli ya da resmi makamlarca onaylanmış ve varlığı kesinleşmiş bir alacağın varlığını ortaya koymamaktadır. Bu nedenlerle;
i-Davacı tarafın dosyaya sunduğu iflas tablosunda ve Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesi kararında gözüken alacağın, varlığı kesinleşmiş bir alacak olarak kabul edilemeyeceği,
ii-Almanya’da davalı … hakkında verilmiş olan iflas kararın Türkiye’de bir hüküm ve sonuç doğurmasının mümkün olmadığı,
iii-Yapılan ilamsız icra takibi bakımından alçağın iflas masasına yazdırıldığını teyit eder belgelerin ÜK m. 68 kapsamında değerlendirilemeyeceği,
iv-Bu başlık altında incelenen belge ve iddialar kapsamında davacının alacağını ispatlamaya yeter kanıt sunmadığı sabittir.
Davacı alacağının diğer dayanağı davacı … tarafından dava dışı … ‘ye verilen 10.367,93 EU tutarındaki paradır.
Öncelikle söz konusu paranın dava dışı … ye verildiğini gösterir bir makbuz, fatura vb. belgeye dosyada rastlanılamamıştır. Ancak davalı … vekili tarafından sunulan dilekçelerde dava dışı şirket ile davacı arasındaki para ilişkisi Şirket yönünden inkar edilmemiştir.
Davacı taraf dava konusu alacak talebini davalı …’ye karşı, … ortağı ve yöneticisi olması sıfatına bağlı olarak tüzel kişilik perdesinin aralanması kapsamında yöneltmiştir. Ancak davacı tarafça, dosyada davalı …’nin kişisel sorumluluğu gösterir bilgi ve belgeler sunulmamıştır. Bu anlamda davacının tüzel kişilik perdesini aralama suretiyle davalının şahsına yönelik sorumluluk iddialarını destekleyici bir delil kanaatimizce bulunmamaktadır.
Davacının iddiaları kapsamında dosyaya sunduğu tek belgenin … Ceza Mahkemesi’nin 09.04.2013 tarihli mahkumiyet kararı olduğu görülmüştür. Kararın (25- b) fıkrasında fiilin sabit olup olmadığının araştırılması gerektiğinin açıklandığı, ve kararın kesinleştiğine dair belge sunulmadığı sabittir. Davalı vekili 31/08/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde 09.04.2013 tarihli kararı ve bu kararın 05/07/2022 tarihinde … Eyalet Mahkemesince ortadan kaldırıldığına dair kararı/tercümesini ibraz etmiştir.
… Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ceza kararıda davacı tarafın “dolandırıcılık sebebiyle haksız fiile dayalı alacak talebi” bakımından iddiasını ispatlar nitelikte değildir.
Mahkememizce davacı alacağı ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Yeni rapor alınması taleplerinin reddine,
2-Davanın reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70 TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 983,34-TL harçtan mahsubu ile bakiye 902,64-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan 200,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde mahkememizce yatıran taraflara iadesine,
8-Davacı tarafça yatırılan teminatın mahkememiz kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
Davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır