Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/478 E. 2021/622 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/478 Esas
KARAR NO : 2021/622
DAVA : Tespit ve tescil
DAVA TARİHİ : 15/12/2010
KARAR TARİHİ : 03/09/2021

Mahkememizde görülen Tespit ve tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle ;
Müvekkillerinin miras bırakanı … ‘nin 22/11/1999 tarihinde vefatı üzerine mirasının, murisin çocukları olan müvekkillerine kaldığını, müvekkillerinin miras bırakanının kurucusu ve ortağı olduğu … San. Tic. A.Ş.’deki hissesinin %22,39 kısmını eşi ile arasındaki boşanma davası sırasında davalıya geçici bir süre için emanet olarak verdiğini, her ne kadar bu hisseler davalı adına gözükse de hisseye ait olan nemalar, sermaye artışındaki ödemelerin miras bırakana yapıldığını, murisin 40 yaşında erken ölümü ile kız kardeşi olan davalıdan hisselerini geri almaya fırsatının olmadığını, müvekkillerinin miras bırakanının çok iyi durumda olduğunu, hisselerini satması için geçerli bir nedeni bulunmadığını, miras bırakan tarafından hisse devir bedeli olarak gösterilen değerin hisselerin üzerinde yazılı değer olup, bunun da hisse değerlerinin çok çok altında olduğunu, bu devrin gerçek işlem olmayıp muvazaalı bir işlem olduğunu, miras bırakanın ölümünden sonra da müvekkillerine babalarının hissesi olan %22,5 oranında ödemeler yapıldığını, müvekkillerinin davalıdan babalarına ait olan ve emanet olarak bulunan hisse senetlerinin kendilerine geri verilmesini yönündeki isteklerine olumlu ya da olumsuz bir cevap alamadıklarını ileri sürerek;
miras bırakan tarafından davalıya devredilen şirketteki %22,39 nispetindeki hisselerin müvekkillerine ait olduğunun tespiti ile miras bırakan tarafından davalıya devredilen hisselerin miras payları oranın da (1/2’şer) müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;
Davacıların iddialarına göre hisse senedi devir işleminin 1997 yılından önce gerçekleşmiş olması nedeniyle, gerek 5 yıllık gerekse 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, muvazaa iddiasının yerinde olmadığını, hisse devrinin yasaya uygun olarak müvekkilinin alacağına karşılık yazılı sözleşmeyle yapıldığını ancak aradan geçen zaman nedeniyle yazılı sözleşmenin bulunamadığını, davacıların murisinin elinde kalan %0,11 payın yönetim kurulunda yer almak maksadıyla bırakıldığını ve kendisine sonradan yapılan ödemelerin iyiniyet ödemesi kapsamında olup kâr payı ödemesi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacıların murisi ile davalı arasında yapılan anonim şirket hisse devrinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı, tespit ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; … San. Tic. AŞ nin hisse adedinin 4.000 olarak kabulü ile bu hisselerden davacılar murisi … ’ye ait olan 920 adet 46.000 TL sermaye değerli hissenin davacılar … ve …’ye ait olduğunun tespitine , Davacıların miras payı oranında ; 460 Adet ve 23.000 TL sermaye değerli hissenin davacı … adına tesciline , 460 Adet ve 23.000 TL sermaye değerli hissenin davacı … adına tesciline karar verilmiştir.
Yargıtay … HD’sinin 18.11.2019 gün ve 2019/… – 2019/… sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve yine aynı dairenin 2020/… Esas 2021/… karar sayılı karar ile ilamın kaldırılmasına karar verilerek hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Dosya mahkememize gelmiş olmakla mahkememiz 2021/478 Esasına kaydı yapılmıştır.
Davacılar vekili Av. … 06/08/2021 tarihli dilekçe ile taraflar arasında uzlaşma sağlandığını, uzlaşma protokolünün 3. Maddesi gereğince davalı tarafından müvekkillerine davaya konu payların noterden devrinin yapıldığını, uzlaşma protokolü 8. maddesi gereğince davaya ilişkin olarak birbirlerinden hiçbir yargılama gideri , vekalet ücreti , harç ve başka nam altında bir bedel talep etmeyeceklerini, bildirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
Davadan feragat H.M.K. nun 307. maddesi hükümü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. H.M.K. nun 309. Maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davadan feragata yetkili olduğu saptanmaktadır. Feragat bildirimi de H.M.K. nun 309. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tesbit olunmuştur. Bu yasal nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Talep edilmediğinden taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına , bakiye gider avanslarının kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iadesine ,vekalet ücreti takdirine yer olmadığına
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 59,30 TL karar harcının peşin alınan 694,35 TL (608,85 TL peşin harç, 85,50 tamamlama harcı toplamı) harçtan mahsubuna hazineye gelir kaydına , artan 635,05 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine ,
Dair tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay da Temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır