Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/459 E. 2021/946 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/459 Esas
KARAR NO:2021/946

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:18/09/2014
KARAR TARİHİ:23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVA :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacının davalı bankanın … Şubesi müşterisi olduğunu, banka müdürünün banka hesaplarında bulunan yüklü miktarda parayı zimmete geçirdiğinin ortaya çıkması üzerine kendi hesap hareketlerini inceleyen davacının 01/11/2007 tarihinde hesabından para çekildiğini öğrendiğini, ancak bankanın başvuruya rağmen ödemede bulunmadığını 10.000,00 TL nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVA CEVAP :
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; davanın niteliğinin anlaşılamadığını, davacının 25.000,00 TL kredi kullandığını, ancak ödemede mütemerrüt olduğunu, bu krediden dolayı borçlu olmadığı iddiasında ise buna göre harç yatırması gerektiğini, 01/11/2007 tarihinde imza karşılığında 25.000,00 TL lik işlek kredinin davacıya kullandırıldığını, dekonttaki imzanın davacıya ait olduğunun anlaşıldığını, davacının her iki işlek krediye ait Aralık 2007 ve Mart 2008 devre sonu faizlerini nakden ve kasadan ödediğini, böylece 25.000,00 TL lik krediyi kullandığından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının kredi ödemede temerrüde düşmesi üzerine borç ikrarı ve ödeme taahhüdünde bulunduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA :
( Kapatılan ….Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas … Karar)
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacının davalı bankanın … Şubesi müşterisi olduğunu, banka müdürünün banka hesaplarında bulunan yüklü miktarda parayı zimmete geçirdiğinin ortaya çıkması üzerine kendi hesap hareketlerini inceleyen davacının 01/11/2007 tarihinde hesabından 25.000,00 TL para çekildiğini öğrendiğini, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alacak davası açtıklarını ve davanın lehlerine sonuçlandığını, davalı bankanın başvuruya rağmen ödemede bulunmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00 TL nin 01/11/2007 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş 10.760,00 TL avans faizi ile birlikte toplam 25.760,00 TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP :
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacının dava konusu zararının haksız fiile dayandırdığını, haksız fiilde zamanaşımı süresinin bir yıl olduğunu ve davanın zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkil bankanın … Şubesinden 01/11/2007 tarihinde 78.000,00 TL tutarlı ve yine aynı tarihte 25.000,00 TL tutarlı işlek kredi kullandığını, kullandırılan kredilerin 01/11/2007 tarihinde davacının imzası karşılığında ödendiğini ancak davacının 25.000,00 TL’lik tediye fişindeki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından dava açtığını ve imzanın kendisine ait olduğunun tespit edildiğini, davacıya kullandırılan kredilere istinaden 150.000,00 TL bedelli 19/02/2008 tarih ve 1048 yevmiye numaralı ipotek tesis edildiğini, davanın kötü niyetle açıldığını beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava, banka hesabındaki paranın usulsüz olarak çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; banka müfettiş raporu, dava dışı …’in bankaya ödeme taahhüdü örneği, dava dışı banka müdürü ve banka görevlileri ile kredileri kullandıkları iddia edilen … hakkında açılan ceza davasına ilişkin tutanak örnekleri, … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyası, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
… Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığı ile banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmış, … Şubesinde 01/11/2007 tarihinde 78.000,00 TL lık işlek kredi açıldığını ve …’e ait … nolu hesaba aktarılan paranın aynı gün saat 17:29 da … tarafından çekildiğini, aynı tarihte saat 17:38 de 25.000,00 TL lık işlek kredi hesabı açıldığı ve … nolu davacı hesabına aktarıldığını, risk hesabı açılış fişinde …’in imzasının olmadığını, ancak … nolu hesaptan 01/11/2007 tarihinde saat 17:40 da çekilen 25.000,00 TL lık fişte davacını imzasının bulunduğunu, banka tarafından 19/02/2008 tarihinde 150.000,00 TL lık ipotek alındığını rapor etmiştir.
Mahkememizce banka kayıt ve belgeleri üzerinde yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiş, yeniden düzenlenen bilirkişi raporunda; banka müdürü …’ın teftiş kurulunun verdiği ifadesinde …’e ait 25.000 TL lık işlek krediyi …’e kullandırdığını, …’in bankaya sunduğu ödeme teklifinde …’in kullandığı krediyi ödemeyi teklif ettiği, …’in de 03/02/2009 tarihli ibranamesinde 25.000,00 TL lık ödemeyi kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ayrıca 19/02/2008 tarihinde 150.000,00 TL bedelli ipotek verdiğini rapor etmiştir.
Mahkememizde (Kapatılan….Asliye Ticaret Mahkemesi) yapılan yargılama sonucu mahkememizce 03/10/2011 tarih ve … Esas 2012/201 Karar sayılı ilamıyla; ”Davacının davasının kabulü ile 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı … A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2013 tarih ve 2013/2095 Esas 2013/19693 Karar sayılı ilamıyla; ”ava konusu kredinin de içinde bulunduğu birçok kredide yapılan usulsüzlükler nedeniyle dava dışı banka müdürü hakkında kamu davası açılmış olup, bu davada davacı banka da müşteki olarak yer almaktadır. Halen derdest olduğu anlaşılan kamu davası sonucunda kurulacak hüküm, maddi vakıanın tespiti açısından hukuk hakimini bağlayacaktır. Bu itibarla ceza mahkemesindeki yargılamanın akıbetinin araştırılması ve gerekirse bekletici mesele yapılması gerekir. Mahkemece bu husus nazara alınmadan yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin … sayılı dosyasıyla, davacı …’in suçtan doğrudan zarar görmediğinden davaya katılma ve temyiz hakkı olmadığından temyiz talebi reddedilmiş ancak banka müdürü … ile banka çalışanı … hakkında zimmet suçundan mahkumiyet kararı verildiği, kararın Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 2019/1540 Esas 2019/29066 Karar sayılı ilamıyla bazı usulü eksiklikler ve banka müdürü … hakkında basit zimmetten kurulan hükmün aleyhine olarak nitelikli zimmet suçundan hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulduğu, bu suretle bankada kredi kullanımlarında usulsüzlük yapıldığının kesin olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları, Yargıtay bozma ilamı, dava dosyası ile birleşen …. ATM’nin … Esas sayılı dosyasından davacı tarafça faizde eklenerek talepte bulunulduğundan bu konuda ve talep edilen faiz miktarının hesaplatılması yönünden konusunda uzman bilirkişiden inceleme yaptırılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş olup, Bankacı bilirkişi … tarafından sunulan 20/04/2015 tarihli raporu özetle; ”Davacıya ait … numaralı vadesiz ticari hesabından 01/11/2007 tarihinde çekilen 15.000,00 TL kredi tutarının, … TAŞ. – … Şubesi eski müdürü … tarafından çeşitli hile ve desiselerle bankanın kurumsal yapısına güvenen davacı müşterinin, düzenlenen ödeme dekontu üzerine imzası alınmak suretiyle gerçekleştirilmiş olabileceği ihtimalinin kuvvetli ve muhtemel olduğu, davalı banka tarafından yeteri derecede denetlenmediğinden şüpheli banka personelinin müşteri mevduat ve kredi hesaplarından tamamen kendi yetkisi içinde serbestçe usulsüz ve yetkisiz para çekilişlerini yapma imkanı bulduğu, davalı bankanın çalışanının kusurunda ötürü tamamen sorumlu olduğu, davanın kabulü halinde davacının davalı bankadan dava tarihi itibariyle 15.000,00 TL asıl alacak ve 16.241,06 TL faiz olmak üzere toplam 31.241,06 TL talep edebileceği, davacının talebinin ise 15.000,00 TL asıl alacak ve 10.760,00 TL avans faizi olmak üzere 25.760,00 TL olduğu, davacının talebinin izlemeye ve denetlemeye açık olmadığı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekili 30/06/2020 tarihli dilekçesiyle, faiz talebine ilişkin ıslahta bulunduğu, 25.000,00.-TL’nin 01/11/2007 tarihinden itibaren işletilecek avans (ticari) faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle davalıdan tahsilini talep etmiş ancak ıslah harcını yatırmamıştır.
Tarafların iddia savunmaları ile toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları, Yargıtay bozma ilamı ve asıl ile birleşen dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı … T.A.Ş. … Şubesinde … MBB numaralı ticari hesabı bulunduğu, 01/11/2007 tarihinde 145.000,00.-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalayarak, … 7 – 1 numaralı 78.000,00.-TL tutarında nakit kredi kullandığı, kredinin nakit olarak ödendiği, bu işlemden sonra yine … 7 – 2 numaralı 25.000,00.-TL tutarında ikinci bir kredi kullandırılarak aynı gün davacının … numaralı ticari hesabına yatırıldığı, iki dakika sonra nakit olarak çekildiği, kredi kullandırma fişinde davacının imzasının bulunmadığı, nakit ödeme fişinde davacının imzasının bulunduğu, davalı bankaca kredinin davacı tarafından kullanıldığının kabul edildiği ancak davacının bunu kabul etmediği, … Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararında davacının şikayetine konu eylemin zimmet olarak nitelendirilmediği, Yargıtay’ında bu görüşü benimsediği ancak yerel mahkeme gerekçesinde davacı … adına kullandırılan kredi de içerik itibariyle zimmet tespit edilmemesine rağmen evrak ve dekontlarda imza bulunmamasının dikkat çekici bulunduğunun değerlendirildiği ve alt hadden uzaklaşılmasının gerekçesi yapıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da davacının kredi kullandırma fişinde imzasının bulunmadığı, nakit ödeme fişinde imzasının bulunduğu, kötü niyetli banka personelinin çeşitli hile ve desiselerle bankanın kurumsal yapısına güvenen müşterilerin imzalarını düzenledikleri ya da boş fişlere almak suretiyle müşteri hesaplarından önemli miktarlarda zimmet olayı gerçekleştirdiklerine değindi, davaya konu olayımızda her nekadar davacının müştekiliği yönünden ceza hukuku anlamında şartları oluşmadığından zimmet suçu oluşmamış ise de, davacı yönünden yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatı yönünden usulsüz olduğu, onbir dakika arayla kredi kullandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu ve banka görevlilerinin bir kısım müştekiler yönünden cezalandırılmalarına karar verilmesi de bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda davacının gerçekte kullanmadığı krediyi ödemek zorunda kaldığından davacının talepleri, asıl davada davalı tarafın kazanılmış hakkı ve bilirkişi raporu göz önünde bulundurulduğunda asıl ve birleşen davaların kabulüne ilişkin mahkememizce verilen 15/09/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 08/03/2021 tarih ve 2020/7573 Esas – 2021/2148 Karar sayılı ilamıyla; ”1- Asıl ve birleşen dava, banka hesabındaki paranın usulsüz olarak çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davacı, kendi adına kredi kullandırıldığını ve paranın hesabından çekildiğini, bu işlemlere ilişkin bilgisi ve talimatı olmadığını ileri sürerek 25.000.-TL’nin iadesini talep etmiş, davalı paranın hesaptan çekildiğine ilişkin dekontta davacı imzası bulunduğunu savunmuş, mahkemece, kredi kullandırma fişinde davacının imzasının bulunmadığı, davacının istemi yönünden şartları oluşmadığından zimmet suçu oluşmamış ise de, onbir dakika arayla kredi kullandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu ve banka görevlilerinin bir kısım müştekiler yönünden cezalandırılmalarına karar verilmesi de bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğundan davanın haklı ve yerinde olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir. Her ne kadar, davacının davalı bankadan 0111.2007 tarihinde kullandığı 25.000.-TL’lik kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığı sabit ise de, kredi kullanılması nedeniyle davacının hesabına geçen 25.000.-TL’nin aynı gün tarihli dekont ile davacının hesabından çekildiği anlaşılmış olup, dekontta davacıya ait olan imzanın davacı tarafından inkar edilmediği ve banka görevlileri ile hesaplardan usulsüz çekilen parayı mal edindiği iddia edilen diğer şahıslar hakkında … Ağır Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda; davacının hesabından usulsüz para çekilmesine yönelik eylem yönünden sanıkların beraatine karar verildiği ve beraat kararının Yargıtay incelenmesinden geçerek kesinleştiği dikkate alındığında, davacının, hesabındaki paranın kendi rızası ve talimatı dışında banka görevlilerince çekilip, dava dışı şahıslara verildiği iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmış olup, bu durumda mahkemece asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davaların kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığından, asıl ve birleşen davalarda verilen kararların bu nedenle bozulması gerekmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.” gerekçesiyle kararın davalı yararına bozulmasına karar verilmiş ve dosya mahkememize gelerek yeni bir esas almıştır.
Yapılan yargılama sonucu mahkememizin 15/09/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararında direnilmesine karar verilmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu, Yargıtay ilamları ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; Asıl ve birleşen dava, banka hesabındaki paranın usulsüz olarak çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacının, davalı … T.A.Ş. … Şubesi’nde … … numaralı ticari hesabı bulunduğu, 01/11/2007 tarihinde 145.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalayarak, … 7 – 1 numaralı 78.000,00-TL tutarında nakit kredi kullandığı, sözkonusu tutarın davacının … nolu ticari hesabına yatırılarak aynı gün davacıya nakit olarak ödendiği, bu işlemden sonra yine … 7 – 2 numaralı 25.000,00-TL tutarında ikinci bir kredi kullandırılarak aynı gün davacının … numaralı ticari hesabına yatırıldığı, iki dakika sonra nakit olarak çekildiği, kredi kullandırma fişinde davacının imzasının bulunmadığı, nakit ödeme fişinde davacının imzasının bulunduğu, davalı bankaca kredinin davacı tarafından kullanıldığının kabul edildiği ancak davacının bunu kabul etmediği, davalı bankada yaşanan olaylara ilişkin … Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas – …/… Karar sayılı dosyasında görülen dava ve sonrasında Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nde 2019/1540 Esas – 2019/29066 Karar nosu ile görülen temyiz aşamaları davamıza konu olay yönünden irdelendiğinde, … Ağır Ceza Mahkemesince davacının da şikayetçi olduğu bir kısım müştekiler yönünden “… Gıda, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … yönünden zimmetin oluşmadığı anlaşıldığından, bu yünden sanıklar …, …, …, …, … hakkında cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmış ise de, yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle, CMK’nın 223/2.e maddesi gereğince AYRI AYRI BERAATLERİNE,” şeklinde hüküm kurulduğu ancak neden beraat kararı verildiğine ilişkin gerekçeli kararda bu fıkraya yönelik bir açıklama bulunmadığı, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nde görülen temyiz incelemesinde müştekilerin bu fıkraya yönelik yaptıkları temyizleri ise “Müştekiler … …A.Ş. yetkilisi … ile vekilinin ve …, …, …, …, … ile ….Ltd.Şti. vekillerinin sanıklar hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde; Davanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekilerin davaya katılmasına karar verilmesi hukuken geçersiz olup hükmü temyize hak vermeyeceğinden, müştekiler ….A.Ş. yetkilisi …, …, … ve ….Ltd.Şti. Vekilinin temyiz inceleme isteklerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,” gerekçesiyle reddedilmiştir. BU DURUMDA DAVACININ DA DAHİL OLDUĞU BİR KISIM MÜŞTEKİLERİN İDDİALARINA YÖNELİK BERAAT KARARI TEMYİZ İNCELENMESİ YAPILMAKSIZIN KESİNLEŞMİŞTİR. Bunun yanında … Ağır Ceza Mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223 (2) e) maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir. Bu fıkra, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmamasına dayanmaktadır, yani ortada bir suç yok denmemektedir. Eğer ortada bir suç olmadığı düşünülseydi a) fıkrası yani yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması maddesinden beraat kararı verilmesi gerekirdi. Bundan başka … Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık olarak yargılanan dava dışı banka müdürü … … … 07.06.2008 tarihinde banka müfettişine verdiği yazılı ifadesinde bu kredinin …’in dolaylı finansmanında kullanıldığını ifade etmiştir. Yine …’te 02.07.2008 tarihinde … A.Ş. Genel Müdürlüğüne verdiği dilekçe ile davacı adına kullanılan 25.000.00 TL tutarlı krediyi taksitle ödemeyi kabul ettiğini bildirmiştir. … Ağır Ceza Mahkemesi’nce davacı … adına kullandırılan kredide içerik itibariyle zimmet tespit edilmemesine rağmen evrak ve dekontlarda imza bulunmamasının dikkat çekici bulunduğunun değerlendirildiği ve alt hadden uzaklaşılmasının gerekçesi yapıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da davacının kredi kullandırma fişinde imzasının bulunmadığı, nakit ödeme fişinde imzasının bulunduğu, kötü niyetli banka personelinin çeşitli hile ve desiselerle bankanın kurumsal yapısına güvenen müşterilerin imzalarını düzenledikleri ya da boş fişlere almak suretiyle müşteri hesaplarından önemli miktarlarda zimmet olayı gerçekleştirdiklerine değindiği, davaya konu olayda her nekadar davacının müştekiliği yönünden ceza hukuku anlamında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nda özel olarak düzenlenen zimmet suçu oluşmamış ise de, beraat kararının niteliği yönünden başka bir suç oluşabileceği eylem suç olmasa dahi davacı yönünden yapılan işlemlerin bankacılık mevzuatı yönünden usulsüz olduğu, onbir dakika arayla kredi kullandırılmasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu ve banka görevlilerinin bir kısım müştekiler yönünden cezalandırılmalarına karar verilmesi ayrıca bir güven kurumu olan bankanın tacir olması nedeniyle basiretli bir tacir olarak hareket etmesi ve her türlü usulsüzlüğe karşı tüm önlemleri alması gerektiği gibi bankanın en hafif kusurundan dolayı dahi verdiği zarardan sorumlu olması bir bütün olarak göz önünde bulundurulduğunda davacının gerçekte kullanmadığı krediyi ödemek zorunda kaldığından davacının talepleri, asıl davada davalı tarafın kazanılmış hakkı ve bilirkişi raporu göz önünde bulundurulduğunda mahkememizce önceki kararda direnilmesine, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 15/09/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
2-Asıl davanın KABULÜ ile,
10.000,00 TL’nin 27/10/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Birleşen davanın KABULÜ ile,
15.000,00 TL’nin 30/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
10.760,00 TL işlemiş faizin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 683,10-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 135,00-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 548,10-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Asıl dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Asıl dava yönünden davacı tarafından yapılan 14,00-TL başvurma harcı, 135,00-TL peşin harç, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti ve 135,30-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplamı 1.584,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.024,65-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 439,95-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 584,70-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
8-Birleşen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Birleşen dava yönünden davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvurma harcı, 439,95-TL peşin harç ve 88,00-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplamı 552,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ’ne hitaben yazılacak dilekçeyle TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır