Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/435 E. 2023/108 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/435 Esas
KARAR NO : 2023/108
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle), Tazminat
DAVA TARİHİ : 22/01/2021
KARAR TARİHİ : 31/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) ve Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirket nezdinde … nolu Zorunlu Trafik ve … nolu zorunlu ferdi kaza koltuk sigortası ile sigortalı … davalı … Turizme ait araç Sürücü … … idaresinde 29.05.2016 tarihinde …’da tek taraflı kaza yaptığını, Meydana gelen kaza kırık jant kullanımı, hız sınırı aşımı, karayolu taşıma yönetmeliği araç kullanım sürelerine uyulmaması, aşırı hız ve sürücünün ağır kusuruyla meydana gelmiştir. Otobüsün jantı kırıldığını, Bu Kazayla ilgili bugüne kadar toplam 370.871,21TL sürekli sakatlık tazminatı ödendiğini, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları A 7 a, b, c, d maddeleri ve Trafik poliçesi genel şartlar B 4 a maddeleri çerçevesinde, taşıt mevzuatın gerektiği teknik şartlara ve işletilmeye ilişkin diğer koşullara uygun değilse, kaza ağır kusurla meydana gelmişse, taşıt kullanım süreleri ve hız sınırı aşılmışsa sigortacının sigortalıya rücu hakkı bulunduğunu, Dava konusu kaza ekli takograf kayıtlarından da sabit olduğu üzere sürücülerin 4,5 saatten fazla araç kullanımı ve hız sınırının üzerinde araç kullanmalarından, ağır kusurlarıyla meydana geldiğini, KTK 109/2 BK 73.maddesi BK 155. Madde Zorunlu Karayolu Ferdi Kaza Koltuk Poliçesi Genel Şartları A.7 a b c d ve Trafik poliçesi genel şartları B./4 maddeleri çerçevesinde taşıt mevzuatın gerektiği teknik şartlara ve işletilmeye ilişkin diğer koşullara uygun değilse, hız sınırı ve kullanım süresi aşımı ve ağır kusura kaza yapılmışsa sigortacının sigortalıya rücu hakkı bulunduğunu, izah edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 370.871,21-TL. tazminatın fazlaya ve kusura ilişkin haklarımız saklı kalmak ,zarar gören diğer üçüncü kişilere yapacağımız ödemelerden dolayı da doğmuş doğacak haklarımız saklı kalmak kaydıyla 130.445,21 TL için 04.07.2018 tarihinden, 37.399,00 TL için 19.07.2017 tarihinden,32.597,00 ,00 TL için 12.01.2018 tarihinden 85.000 TL için 18.10.2019 tarihinden 31.683 TL için 12.05.2020 tarihinden 8.750 TL için 18.07.2017 tarihinden 8.750,00 TL 10.01. 2018 tarihinden ,27.500,00 TL için 18.10.2019 tarihinden,8.750,00. TL için 09.07.2019 tarihinden işleyecek ticari faiz, (reeskont işlemlerine uygulanan avans faizi )ile birlikte davalıdan tahsiline, Talebin 200.438,00 TL lik kısmı için … İcra 2019/… esas dosya ile davalıya ilamsız takip yapıldığını ve bu kısım bedel için Davalının takibe yaptığı itirazın iptaline ve bu kısım için icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Kabul anlamına gelememekle beraber; Davacının iddia ettiği gibi kurallara aykırı davranış söz konusu olsa ve %100 kusur bulunması, başlı başına kasıtlı ya da ağır kusur olduğu anlamına gelmediğini, Bu kapsamda rücu şartları oluşmadığı aşikar olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2015/11179 K. 2018/5693 T. 30.5.2018; “… K.T.K. 95 md. ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda koşulları varsa sigorta zarar görenlere ödediği tazminatı sigortalısın rücu edebilecektir. Genel Şartların B.4. maddesinde sigortacının sigorta ettirene rücu koşulları düzenlenmiş, (a) bendinde sürücünün kasıt ya da ağır kusurunun rücu olanağı verdiği belirtilmiştir. Ne var ki, ödenen tazminatın ağır kusur nedeni ile sigorta ettirenden rücu edilebilmesi için aranan kusurun, asli kusur değil, kasta yaklaşan bir kusur olması gerekir. HGK’nun 10.12.2003 gün ve 2003/11-756-743 sayılı ilamında da ‘ağır kusurda, hal ve şartların yüklediği özen gösterme ve tedbir alma ödevlerine veya bir hareket tarzı emreden kurallara tam bir aldırmazlık söz konusudur. Ağır kusur bağışlanması kesinlikle olanaksız olan irade eksikliği esasına dayanır.’ şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda; hükme esas alınan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi raporunda; davalı sürücünün mahalli dörtlü kavşağa yaklaştığında hızını asgari düzeye düşürüp ana yolda seyreden araçlara vermesi, kontrol etmeden girdiği kavşakta sol tarafından kavşağa yaklaşan aracın seyir şeridini kapadığı olayda yüzde 70 kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumun da kasta yaklaşan bir kusur durumu olan ağır kusur olarak kabul edilmesi doğru değildir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle rücu şartlarının oluşmadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir …” dendiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber; kazada otobüs kusurlu olsa dahi ağır kusurdan bahsedilemeyecek olup rücu şartları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, . Yukarıda açıklanan nedenlerle; … Davacının itirazın iptali davasının hak düşürücü süre içinde açmadığı gözetilerek davanın reddini, sonrasında zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddini ve ağır kusur halinin oluşmaması nedeniyle rücu hakkının da doğmadığı gözetilerek davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin Davacıya yüklenilerek ayrıca %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Dosya kapsamına göre … İcra Dairesinin 2019/… sayılı icra dosyası, davacı şirkete ait sigorta poliçesi, başvuruya ilişkin evraklar, ödemeye ilişkin banka dekontu, hasar dosyası, bilirkişilerin düzenlemiş olduğu rapor dosyamız içerisine alınmıştır.
… asliye ceza mahkemesi 2018/…E., 2019/… K. sayılı ilamında sanık … için olaya ilişkin alınan kusur raporunda asli kusurlu bulunması nedeniyle üzerine atılı suç olan taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına sebep olma suçundan dolayı neticeten HAGB aldığı ve verilen kararın 07/10/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Alınan 28/09/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle; Davacı … Sigorta Şirketi, avalı … Anonim Şirketini … poliçe numaralı Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 09.05.2016 – 09.05.2017 vade tarihleri arasında, … poliçe numaralı Karayolu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile 11.05.2016 – 11.05.2017 vade tarihleri arasında sigortalayan sigorta şirket olduğu, Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre 29.05.2016 tarihinde …’da meydana gelen trafik kazası ilgili sigorta poliçeleri vade süreleri içerisinde gerçeklemiş olduğu, Davaya konu kaza sebebiyle davacı … Sigorta zarar gören muhtelif kişilere 370.871,21 TL tutarında tazminat ödemesinde bulunduğu ve tazminat ödemesine ait bilgi ve belgelerin dosya kapsamında yer aldığı, Kusur ve rücu kapsamında yapılan değerlendirmelerde, teknik bilirkişinin yaptığı tespitler doğrultusunda, sigorta ettirenin çalışanı (şoförün) asli kusurlu olduğu, bununla birlikte söz konusu kusurun kasıt ya da ağır kusur boyutuna ulaşmadığı ve davacıya rücu hakkı bahşetmeyeceğini görüş ve beyan etmiştir.
GEREKÇE
Dava; zorunlu mali sorumluluk trafik sigortacısı (aynı zamanda zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası kapsmaında) tarafından dava dışı zarar görene ödenen tazminatın rücuan tahsili istemi ile bir miktar bakımından da İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak Davacının ödemiş olduğu hasar tazminatının,
davalı kurumdan TTK 1472. madde gereği halefiyet kapsamında rücuen
tazmini talebine ilişkin açılan itirazın iptali davası olup, dava süresinde açılmıştır.
TTK’nın 1472. maddesinde “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken
sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı
varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya
takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı
uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam
ettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, 29/05/2016 tarihinde … da meydana gelen trafik kazası ile ilgili olarak muhtelif kişilere meydana gelen zarar nedeniyle sigortalısına 370,871,21-TL ödeme yapıldığını, kazanın meydana gelmesinde sürücülerin sorumluluğu bulunduğunu belirterek yaptığı ödemenin davalıdan rücuen tahsilini talep etmiş olup raporumuzun “teknik yönden” değerlendirmeler içeren bölümünde, kazada, sürücü … …’in 2918 ayılı Karayolları Trafik Kanununun 49. Maddesi “Madde 49 – Ticari amaçla yük ve yolcu taşıyan motorlu taşıt sürücülerinin, taşıt kullanma sürelerine aykırı olarak taşıt kullanması ve bunlara taşıt kullandırılması yasaktır. Taşıt kullanma süreleri ile ticari amaçla yük ve yolcu taşıyan motorlu taşıtları kullanacakların denetimi ve süre dışı kullanmaya devamı önleyici tedbirlerle ilgili uygulanacak esas ve usuller yönetmelikte belirtilir.” Maddesi ve aynı kanunun 52/b maddesi Madde 52 – Sürücüler: b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” maddelerini ihlal etmesi sebebiyle Asli Kusurlu sayılmasının uygun olabileceği tespitine varılmış, kusur ve rücu bakımından yapılan değerlendirmede ise sigorta ettirenin çalışanı (şoförün) asli kusurlu olduğu, bununla birlikte söz konusu kusurun kasıt ya da ağır kusur boyutuna ulaşmadığı anlaşılmakla (Bununla birlikte kasıt hali veyahut ağır kusur teşkil eden bir davranışı bulunmayan araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde tam kusurlu olması, rücu sebebi teşkil etmemekle) davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu tazminat ödemesinin davalı kurumdan rücuen tahsilinin talep edilemeyeceği kanaati ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜ K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 179,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubu ile fazla alınan 6.646,72-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 54.921,97-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.360,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/01/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*