Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/422 E. 2021/505 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/422
KARAR NO : 2021/505
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Bankası … Şubesi’nden kredi çektiğini ve 2017 Model … markalı … plakalı traktörü satın aldığını, bankanın kredi alacağını garanti altına almak üzere davalı … şirketinde traktör için müvekkil adına 14/09/2017 tarihinde başlamak üzere ve her yıl yenilenen daini mürtehinli kasko poliçesi yaptırıldığını, söz konusu poliçenin ödemeleri davalı bankaca müvekkilin kredi ödemeleri ekstresine yansıtılarak yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin kredi ödemelerini yaparken hem davalı banka borcunu ödemekte hem de kasko poliçesinin ödemelerini yaptığını, bu şekilde de kasko poliçesi her yıl yenilenerek 14.09.2020 yılına kadar aktif kaldığını, ancak müvekkil kredi ödemelerini yapmasına rağmen davalı banka tarafından kaskonun son primi ödenmediğini, müvekkilin 3 aylık prim borcunu ödeme süresi devam ederken hatta daha başlamamışken 11.10.2020 tarihine müvekkilinin aracının sebebi bilinmeyen bir yangın sonucu tamamen yanarak kullanılamaz hale geldiğini, aracın yandığı tarihte müvekkiline ait aracın kasko sigortası devam ettiğini, sadece ödenmeyen prim borcu söz konusu olduğunu, yangının meydana gelişinden 4 gün sonra durumu bildirmek ve ayrıca prim borcunu yatırmak için sigorta şirketinin Niğde ili … ilçesinde bulunan … Bankası şubesine giden müvekkilinin buradan sözleşmenin bittiği iddiasıyla karşılaşıp ödeme isteği kabul edilmediğini, akabinde sigorta şirketine e-mail üzerinden başvuruda bulunan müvekkilinin buradan da geri dönüş alamayınca son çare müşteri hizmetlerini arayıp hasar dosyası açtırmak istediklerini belirtmiş olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından geçerli bir kasko sigortası olmadığı iddiasıyla bu isteğin de red edildiğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL kasko tazminatının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalı … şirketine sigortalı davacı aracının yanarak kullanılamaz hale gelmesi nedeniyle davacının davalıdan kasko tazminat bedeli talebine ilişkindir.
HMK’nun 114. maddesinde dava şartları sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
Dava 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususu ve buna uyulmaması HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebidir.
Davacı vekili 24/06/2021 tarihli dilekçesi ile dava şartı olan arabuluculuğa başvurmadan davayı açtıklarını, bu sebeple dosya üzerinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun(HUAK) 16.maddesinde, “(1) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar….” hükmü ile sürecin başlangıcını;
HUAK madde 17/1’de belirtilen haller olan;
“a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d) (Değişik: 12/10/2017-7036/23 md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.”
Arabuluculuk sürecinin sona erme hallerini düzenlemiştir.
6325 sayılı Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesi ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”hükmünü içerir.
Davacı yanın, dava açılırken dava dilekçesine son tutanağı(anlaşmazlık) ekleyerek davayı açması gerekirse de başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul 18/A maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, arabulucuya başvuru yapıldığı anlaşılıyor ancak son tutanak eklenmemişse davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilmesi gereklidir.
Somut olaya bakıldığında;davacı tarafın davayı 23/06/2021 tarihinde açtığı, arabuluculuk başvurusunda bulunmadığı anlaşılmıştır .
Ankara BAM 22 HD 2019/1889-2074 sayılı örnek kararında açıklandığı üzere; Dava açılmadan önce tarafların anlaşamadığını gösterir arabuluculuk son tutanağı düzenlenmediğinden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 114/2 delaleti ile 6102 sayılı yasa 5/A-16325 sayılı yasa 18/A-2 ve HMK 115/2 md. uyarınca ARABULUCUĞA BAŞVURU DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİ İLE USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi.28/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır