Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/403 E. 2022/627 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/403 Esas
KARAR NO : 2022/627
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili şirketin, alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2020/… E. sayılı dosyası üzerinden davalı şirket hakkında bakiye cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlunun, borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ettiğini, taraflarınca cari hesaptan doğan alacak için icra takibine karşı itirazın iptali amacıyla … Arabuluculuk Bürosu’na başvuruda bulunulduğunu, 2020/… büro dosya numaralı, 2020/… arabuluculuk numaralı dosya ile arabuluculuk sürecinde taraflar arasında anlaşmanın sağlanamadığını, edimini ifa etmeyen davalı borçlunun bilinçli olarak müvekkilinin haklı alacağına kavuşmasını engellemeye çalışmakta ve ortada likit bir alacak mevcut olmasına karşın icra takibine itiraz etmekte olduğunu, her iki tarafın ticari defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkili alacağının haklılığının ortaya çıkacağını, huzurdaki davaya ve icra takibine konu alacağın, cari hesaptan kaynaklanmakta olduğunu iddia ederek;
davanın kabulüne, davalının haksiz ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin
takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekâlet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Müvekkili şirketin, 30 yılı aşkındır bünyesinde yer alan cafe ve restaurantlar nezdinde yeme-içme sektöründe faaliyet gösteren …’a ait “ …
” isimli restaurantın Şişli’deki şubesini işletmekte olduğunu,
Bu minvalde müvekkili şirketin, bünyesinde yer alan cafe ve restaurantlarda
yeme-içme hizmeti vermek için çeşitli toptancılarla sözleşme yaparak gıda, temizlik vb.
ürünleri satın almakta olduğunu,
Normal şartlarda müvekkili şirketin satın alım sürecinde, davacı gibi toptancılarla
öncelikle alım-satım veya cari hesap sözleşmesi imzalanmakta, cari hesap sözleşmesi
akdedilmişse belli dönemlerde yazılı mutabakat yapılarak o döneme ait hesabın
kapatılmakta olduğunu,
Davacının, dava dilekçesi ekinde ispata yarar hiçbir somut delil sunmadığını,
bunun sebebinin ise davacı iddiasının aksine taraflar arasında 6102 sayılı TTK
kapsamında bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığını,
Davacının sunmuş olduğu cari hesap görüntüsü olduğu ileri sürülen tablo
üzerinde taraflarca mutabık kalındığını gösterir imzalı ve kaşeli herhangi bir belge veya
mutabakat metni, mutabakat mektubu vb. dahi mevcut olmadığını, davacı tarafın,
aradaki cari hesap veya alım-satım ilişkisini gösterir bir adet fatura dahi sunamadığını,
TTK Md.89/1 uyarınca cari hesap sözleşmesinin tanımı “iki kişinin herhangi bir
hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten
karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın
kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme” şeklinde
yapıldığını, madde hükmünün ikinci fıkrasında ise “Bu sözleşme yazılı yapılmadıkça
geçerli olmaz.” denilerek cari hesap sözleşmeleri yazılı şekil şartına tabi tutulduğunu,
TTK Md.89/2 uyarınca yazılı şekil şartına tabi olduğu halde mevcut olmayan ve
delil olarak da sunulmayan bir sözleşmeye/ilişkiye dayanan davacının somut bir delil
sunamamış olması nedeniyle HMK Md.190 tahtında sahip olduğu ispat yükünü yerine
getiremediğinin, dolayısıyla davasını ispat edemediğinin kabulünün gerekmekte
olduğunu,
Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamakla birlikte, yazılı
ve imzalı/kaşeli bir mutabakat metninin de bulunmadığını, davacı tarafından sunulan
tablonun neye ilişkin olduğu, vadesinin veya türünün ne olduğunun dahi anlaşılamadığı
halde cari hesap alacağı olduğunun iddia edildiğini,
Tüm bunlara ilaveten –hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla– cari
hesaptan doğan alacağa yönelik icra takibi yapmadan önce mutlaka karşı tarafa
muacceliyet ihbarın gönderilmesinin gerekmekte olduğunu, ihbarın şekline dair kesin
bir belirleme yoksa da her iki tarafın tacir olması halinde ihbarın noterle ya da taahhütlü
mektupla yapılmasının gerektiğini,
Müvekkili Şirketin, yeme-içe sektöründe faaliyet göstermekte olup …
isimli restaurantın … şubesini işletmekte olduğunu,
Yeni koronavirüs (Covid-19) salgınının Mart 2020 ayından itibaren ülkemizde
görülmeye başlandığını ve bu kapsamda hastalığın yayılmasının kontrol altına alınması
amacıyla çeşitli tedbirlere başvurulduğunu, bu tedbirler kapsamında olmak üzere
zaman zaman ve ihtiyaç durumuna göre sokağa çıkma yasağı uygulanması, iş
yerlerinin kapatılması veya esnek çalışma, evden çalışma gibi değişkenlik gösteren
tedbirlerin uygulandığını, salgının etkilerinin ve yetkili kurumlarca alınan tedbirlerin
halen devam ettiğinin bilinmekte olduğunu,
Bu boyuttaki salgın hastalığı, gerek dünyada gerekse ülkemizde şu ana kadar
tecrübe edilmemiş sonuçlar doğurduğunu, özellikle bazı sektörlerin salgından ve alınan
tedbirlerden daha fazla etkilendiğinin görüldüğünü,
Somut olayda müvekkili şirketin pandemi sebebiyle uzun süre faaliyet
gösteremediğini, iş hacminde ciddi oranda düşüşün meydana geldiğini, yasakların ve
önlemlerin nispeten gevşetildiği şu dönemde dahi müvekkili şirketin belini
doğrultamadığını,
Huzurdaki dava konusu takibin 16 Haziran 2020 tarihinde, yani pandeminin ve
pandemi kapsamında alınan önlemlerin en yoğun olduğu dönemde başlatıldığı göz
önünde bulundurulduğunda –hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla–
Sayın Mahkeme’nin bir an için davacı talebini kabul etmesi ihtimalinde dahi, TBK
Md.138 tahtında güncel Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay kararları uyarınca en az
6 aylık bir tedbir kararı veya sözleşmenin uyarlaması kararı vermesinin gerekmekte
olduğunu ileri sürerek;
Davanın öncelikle usulden, her halükarda esastan reddine, takibinde haksız ve
kötü niyetli olan alacaklı davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere
kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin ise davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkere yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Dosya kapsamı itibari ile müteaddit kez bilirkişi incelemesi yapılmış, taraflara tebliğ edilerek, rapora kaşı beyanları alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında oluşan cari hesaba dayalı takip nedeni ile davalının itirazında haklı olup olmadığı, davalının davacıya bakiye borcu olup olmadığı ve miktarı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan tetkik ve incelemede; dosya kapsamına alınan deliller ile usul ve yasaya uygun hazırlanan 11/08/2022 tarihli rapor muvacehesinde; davacının davalı şirketten hak sahibi olduğu alacak miktarının 2.261,68 TL olduğu tespit edilmiş, davacının dava dilekçesinde dava değerinin sadece yukarıda mahkememizce tespiti yapılan asıl alacak kalemini kapsar şekilde olduğu görülmüş iş bu sebeple davacının asıl alacak haricindeki talebi yönünden usulüne uygun harçlandırma yapılmadan dava açıldığı değerlendirilmiş, iş bu sebeple davacının işlemiş faiz talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken sehven hata ile reddine karar verilmiş, bu hususun tashih, tavzih ile düzeltilmesi mümkün olmadığından gerekçede değinilmiş ve yine alacağın likit ve belirlenebilir olması sebebi ile; asıl alacak miktarı olan 2.261,68 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının kötüniyet ile takip başlattığını davalı tarafın ispatlayamaması sebebi ile davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalı tarafın aşırı ifa güçlüğüne dayalı uyarlama talebinin ise somut olay nezdinde koşulları oluşmaması sebebi ile reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M:
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile ….İcra Müdürlüğünün 2020/… E sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 2.261,68 TL bakiye cari hesap (asıl alacak), alacağı üzerinden devamına,
2-İşlemiş faiz talebinin REDDİNE,
3-Asıl alacak miktarı olan 2.261,68 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Davalı tarafın aşırı ifa güçlüğü sebebine dayalı uyarlama talebinin REDDİNE,
6-Her ne kadar sehven işlemiş faiz talebinin reddine dair karar verilmiş ise de; iş bu redde konu kısım yönünden dava değerinin bulunmadığı, usulünce açılmış dava bulunmadığı anlaşılmış, anılan sebeple kısa kararda bahsi geçen redde konu kısım itibari ile harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Alınması gereken 154,49 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 95,19 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan başvurma harcı, peşin harç, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan 1.028,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-Zorunlu arabuluculuk ücreti olarak Hazine üzerine bırakılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
11-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır