Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/354 E. 2021/373 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/354 Esas
KARAR NO : 2021/373
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; uzun yıllar geçimini yurt içi ve yurt dışı tır şoförlüğü yaparak sağlayan müvekkilinin işi gereği sürekli yollarda olduğu ve birikimini de yollarda yanında taşımak istemediği için yüklü miktardaki parasını vadeli banka hesabına yatırmaya karar verdiğini ve bu doğrultuda 28.03.1985 tarihinde davalı banka nezdindeki … Şubesi’nde açtırmış olduğu … numaralı Vadeli Tasarruf Mevduatı Hesabı’na aynı tarihte o zamanki para değeri ile 360.000,00 TL yatırdığını, vade sonu olmayan işbu hesabın faiz oranı %53 olduğunu, müvekkilinin aynı hesaba 01.07.1985 tarihinde yine o zamanki para değeri ile 48.092,00 TL daha yatırdığını ve aynı tarihte hesaptan 4.809,00 TL çektiğini, yine müvekkilinin 27.09.1985 tarihinde hesaba o zamanki para değeri ile 53.874,00 TL yatırdığını ve aynı tarihte hesaptan 5.382,00 TL çektiğini, nihayetinde 27.09.1985 tarihi itibariyle hesapta o zamanki para değeri ile 451.775,00 TL (Hesap Kartı’nda yazılı miktar) bulunduğunu, nitekim işbu hesap hareketlerini ve faiz oranını ispatlayan Hesap Kartı suretinin ekte sunulduğunu, Hesap Kartı aslı istenildiğinde ayrıca sunulacağını, bilahare nakit paraya ihtiyaç duyan müvekkilinin, vadeli hesabına yatırdığı parasının akıbetini öğrenmek ve bir miktar para çekmek için ilgili banka şubesine gitmek istemiş ise de hesabının olduğu banka şubesinin Unkapanı Şubesi’ne bağlandığını öğrendiğini, oraya gittiğinde ise … Şubesi’ne yönlendirildiğini, … Şubesi’nde ise müvekkiline ilgili hesap kaydına ulaşılamadığı, böyle bir hesap bilgisinin olmadığı bilgisi verilerek müvekkilinin talebinin reddedildiğini, müvekkilinin konu ile ilgili olarak davalıya ayrıca yazılı müracaatta da bulunduğunu ancak olumlu / olumsuz cevap alamadığını, müvekkiline güncel durumu hakkında bilgi verilmeyen işbu hesap açıldığı tarihten beri aktif olduğunu, nitekim müvekkilinin parasını işbu bankaya yatırdığı esnada banka personelinin kendisine hesabının sürekli aktif olacağını beyan ettiğini, müvekkilinin hesabı vadeli olmasından dolayı düzenli olarak işlem gören aktif bir hesap olduğunu, vadeli bir hesabın işlem görmemesinin mümkün olmadığından bahisle haklı ve yerli davalarının kabulü ile davalı nezdindeki müvekkiline … numaralı Vadeli Tasarruf Mevduatı Hesabı’nda bulunan para ile işlemiş faizinin ve diğer hakların alım gücü üzerinden bugünkü karşılığının tespiti ile 10.000,00 TL’nin (fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak ve tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik) dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, aksi halde temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE :
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “bu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 3/1. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukukî işlemin kanun kapsamına (m.2) alınmış olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden banka, davacı ise gerçek kişi mevduat sahibi tüketicidir. 6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
TTK 4.(1) f. maddesi uyarınca “bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde yer alan hususlardan doğan davalar mutlak ticari dava niteliğindedir. Ticari dava niteliğindeki bir davanın taraflarından birinin tüketici olması halinde 6502 sayılı Kanunun 83/2. maddesindeki açık hüküm nedeniyle davaya tüketici mahkemesinde bakılması gerekmektedir. Davanın tüketici mahkemesinde bakılması davanın ticari dava olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu nedenle eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun mahkemenin görevli olması ile ilgili 114/1-c bendi gereğince dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2. fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun mahkemenin görevli olması ile ilgili 114/1-c bendi gereğince dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2. fıkrası uyarınca usulden REDDİNE,
6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince, kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin mahkemeye başvurması halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına dair mahkememizce resen hüküm tesis edilmesine,
HMK 331/2. fıkrası gereğince yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
İlişkin, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf başvuru yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 27/05/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪