Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/353 E. 2021/810 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/353
KARAR NO : 2021/810
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının dava dışı … Limited Şirketi’nin yetkilisi olduğunu, işbu şirketin seyahat işinde hizmet verdiğini, müvekkilinin ise İran vatandaşı olup yaklaşık beş yıldır Türkiye’de ikamet ettiğini, müvekkilinin İran’dan gelen çevresini ve portföyünü işbu seyahat şirkete yönlendirerek seyahat etmelerini sağladığını, kısa bir süre sonra davalı … ile müvekkili arasında iş ilişkisi başladığını, Davalı …’nin araçlarından … plaka numaralı … cinsi 2013 model kendisine ait aracının %50’sini müvekkiline 60.885-TL karşılığı sattığını ve araç satış sözleşmesi imzaladıklarını, müvekkilinin işbu araç satış sözleşmesini yaptıktan ve ödemeyi geçtikten sonra, davalı aracının sözleşme tarihinden günümüz tarihine kadar çalıştırıldığını ve kiraya verildiğini, ancak davalının elde ettiği bir kuruş kar payını dahi ödemesini müvekkiline geçmediğini, davalının müvekkilinin yıllardır çalışarak kazandığı parasını alarak ve kar payı vermeyerek müvekkilini mağdur ettiğini beyanla;
Davanın kabulü ile; müvekkilinin davalıya, … plaka numaralı … cinsi 2013 model aracının alım satım sözleşmesinde %50 oranında vermiş olduğu 60.885, 00 TL bedel nedeniyle, minibüsün %50 hissesi oranında müvekkili adına tesciline, bu mümkün değilse satış bedeli olarak ödenen 60.885, 00 TL TL’nin ödeme tarihi olan 25/09/2019 ’den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşme tarihi 25/09/2019 tarihi ile ve günümüz ve halen çalıştırılan aracın, kar ve zarar miktarının belirlenerek %50 hissesi oranında kar payının müvekkilimize iadesine ve alacaklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak aylık ve yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu … plakalı araç üzerinde kurulan adi ortaklık, 25.09.2019 tarihli sözleşmeye dayandığını, sözleşmede; “Minibüs sağlam olarak alınmış olup…”belirtmesinin bulunduğunu ve sözleşmede bizzat davacının imzasının bulunduğunu, dava dilekçesinde bu sözleşmenin davacı tarafından kabul edildiğinin görüldüğünü, Davacının sözleşme ilişkisi kurduğu aracı kontrol ederek sağlam olduğunu sözleşmeye yazmasına rağmen tam 2 yıl 9 ay sonra afaki sözlerle aracın bozuk olarak satıma konu edildiğinin belirtildiğini, 14.02.2020 tarihinde yani sözleşme tarihinden 4 ay 7 gün sonra aracın motoru vurduğunu ve bu motorun … isimli servise işçilik dahil 48.365,25 TL’ye yaptırıldığını, bu ödemenin müvekkilinin cebinden çıktığını, 4 ay 7 gün sonra vuku bulan motorun bozulması, davalın istemi ve bilgisi dahilinde olan veya olabilecek bir mevzu olmadığını, dolayısı ile elini açarak kar bekleyen davacının, külfete de katlanarak bu masrafa 1/2 katlanmasının gerektiğini, Dava konusu … plakalı araç üzerinde kurulan adi ortaklığın, 25.09.2019 tarihinde başladığını, davacının da belirttiği üzere bu aracın ile turistik amaçlı sefer ve geziler yapılmak istendiğini, covid 19 nedeniyle 17 Mart 2020 tarihinden 1 Haziran 2020 tarihine kadar tüm sektörlerde kesin sokağa çıkma yasağı olduğunu, Mart 2020 tarihinden beri turizm sektöründe hiç kimse iş yapamadıklarını, esnaf ve tacirlerin ayakta durabilmek, virüs bittikten sonra ekmek teknelerini kaybetmemek için birikmişleri ne var ise harcadıklarını, müvekkilinin de, araçları ve ticari ağı kaybolmasın, işi elinden gitmesin diye babasına ait taşınmazı satarak şoför, muhasebecilerin dahi aylıklarını ve sigortalarını ödediğini, araçlarını kullanılabilir vaziyette tutmak için de gerekli gider ve iyileştirmeleri yaptığını, Davacının iddiası olan kar zarar dengesiz tablosunun sebebinin, müvekkilinin davacıyı sömürmesi değil, ülkemiz dahil tüm dünyayı ve turizm sektörünü baltalayan, bir çok kişi ve kurumun batmasına sebep olan virüs salgını olduğunu, müvekkilinin, ortaklık ilişkisi ve hesap verme yükümlülüğü ile iyi niyetle dava konusu araca yapılan tüm masrafları günü gününe not aldığını, evraklarını klasörlediğini ve davacıya bildirdiğini, talep üzere davacının vekiline de dosya halinde sunduğunu ancak davacı bunun üzerine haksız olduğunu anlamış olmalı ki, vergi mevzuatını ilgilendirebilecek vakıaları adli yargıya taşımaya çalışarak konunun özden uzaklaşmasını sağlamaya çalıştığını beyanla;
Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, Taraflar arasında mevcut ticari alım satımdan kaynaklı 2013 model … markası … plakalı aracın % 50 hissesini harici olarak 60.885-TL bedelle satın alındığı ancak aracın tescilinin üzerine yapılmadığı, kar zarardan bilgisi olmadığı beyanı ile öncelikle % 50 payın adına tescilini kabul görmemesi halinde 60.885-TL bedelin kendisine iadesini ve 25/09/2019 sözleşme tarihinden itibaren kar zarar miktarının tespiti ile kar payının % 50 oranında ödenmesi talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Dava şartları davanın başlangıcından sonuna kadar bulunması gereken şartlardır. Bir başka deyişle dava açan ve davalı konumunda bulunan her gerçek ya da tüzel kişi, davanın devamı ve hüküm kesinleşinceye kadar bu ehliyetini korumuş olmalıdır.
Taraf sıfatına gelince; bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakkın sahibinin kim olduğu, dolayısıyla o hakkı dava etme yetkisinin kime ait olduğu, (o davada davacı sıfatının kime ait olacağı) tamamen maddi hukuk kurallarına göre belirlenir. Ancak, bir davanın davacısının o dava yönünden davacı sıfatına sahip bulunmadığının belirlenmesi halinde, mahkeme dava konusu hakkın mevcut olup olmadığını inceleyemeyeceği ve sıfat yokluğundan davanın reddine karar vermek zorunda olduğu için, taraf sıfatı usul hukukunun da düzenleme alanındadır.
Eş söyleyişle, sıfat, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir
Dava konusu … plakalı araç üzerinde kurulan adi ortaklık, 25.09.2019 tarihli sözleşmeye dayandığı, dava konusu … plakalı araç üzerinde kurulan 25.09.2019 tarihli sözleşmesinde taraf olmayan davalı …’nin pasif husumet ehliyeti bulunmadığı sabit olmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 853,88-TL den 59,30-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 794,58-TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 4.080-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır