Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/328 E. 2021/639 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/328 Esas
KARAR NO : 2021/639
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :11/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
… Tesisat ve İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile davalı … Üniversitesi arasında 2017 yılında “T.C. … Üniversitesi … … Merkezi Hastanesi Mekanik Tesisatları Yapım İşi Sözleşmesi” ve 2018 yılında “T.C. … Üniversitesi … … Merkezi Mekanik Tesisat İşleri Sözleşmesi” başlıklı sözleşmeleri akdedildiğini, sözleşmeler kapsamında yüklenici Müvekkili Şirket, işveren davalı tarafından belirlenecek olan kısımların tüm mekanik tesisatların yapılması işini üstlendiğini,
Müvekkili şirketin sözleşme gereği üzerine düşen edimlerini tam olarak ifa etmiş olmasına rağmen davalı tarafından Müvekkili Şirket’e sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken bedeller ödenmeyerek Müvekkili Şirket’e mağduriyet yaşattığını,
Davalı tarafından müvekkili şirketin aylık hak edişlerinden sözleşmeye konu iş süresince toplam 426.000,00 TL kesinti yapıldığını, müvekkili tarafından, sözleşme kapsamında iş eksiksiz ve sözleşme hükümlerine uygun olarak tamamlama süresi içerisinde bitirilip teslimi gerçekleştirilmiş ve anlaşma gereği işbu kesinti bedelini geri almak için davalıya sözleşme sonunda 426.000,00 TL’lik teminat mektubu verildiğini, ancak davalı tarafından, sözleşme gereğince de iadesi gereken işbu teminat (kesinti bedeli) olan 426.000,00 TL”nin müvekkiline işin teslimi sonrası ödemesi gerçekleştirilmemiş ve teminat mektubu davalı tarafından haksız şekilde bozdurularak bedeli bankadan tahsil edildiğini,
Müvekkili Şirkete icra dosyalarının açılması ve hali hazırda alacaklı olduğu işlere 89/1 gönderildiği esnada dava konusu … ve … Projeleri devam ettiğinden dolayı davalı yana da alacaklı firmalar tarafından 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiğini,
Bu esnada davalı yanın yetkilisi … , Müvekkili Şirket yetkililerini yanına çağırarak icra dosyalarına kesinti yapılmaması ve paranın müvekkili şirkete ödenmesi adına iki ayrı teklif yapıldığını,
… Sözleşmesine ilişkin işin hakedişlerinden yapılan kesinti bedeli ve alacaklara ilişkin olan toplam 711.166,90 TL’yi icra dosyasına yatırmak yerine sözleşmeden kaynaklanan kesinti bedelini Müvekkili Şirket’e ödemeyi teklif ettiğini,
Davalı yanın şirket yetkilisi olan Hasan Hacıhasanoğlu zor durumda olan Müvekkili Şirket yetkililerine, Müvekkil Şirket ile davalı yan arasında fesih protokolü imzalamayı ve Müvekkili Şirket aleyhine sözde “eksik iş” faturası keserek caride alacaklı konumuna geçerek 89/1 e gerçeğe aykırı beyanda bulunmayı teklif etmiş olduğunu, zor durumda olan şirket yetkilileri de olayın vehametine kapılarak işlerinin sübuta ermesini sağlamak amacıyla davalı yanın teklifi kabul ettiğini, davalı yan 89/ 1 haciz ihbarnamelerine gerçeğe aykırı bulundukları beyanı resmi kayıtlarda da muhasebeselleştirmek adına Müvekkili Şirket aleyhine 97.264,99 TL ve 784.493,03 TL iki adet fatura keserek 170.591,12 TL alacaklı konumuna geçtiğini, Akabinde davalı tarafından 89/1 haciz ihbarnamelerine , müvekkili şirketin taraflarından herhangi bir şekilde alacaklı olmadıkları hatta borçlu bulunduklarına ilişkin itiraz edildiğini,
Yine davalı yanca, … Sözleşmesi’nin 14.maddesinin “Avans Verilmesi” başlıklı maddesi gereğince Müvekkili Şirket tarafından davalıya verilmiş olan toplam 750.000 TL’lik teminat mektubunun davalı tarafından bozdurulup nakit bedelinin Müvekkil Şirket’e ödenmesi teklif edildiğini,müvekkili şirketin nakit sıkışıklığına girmiş olmasından ötürü ve işlerin tamamlaması için nakde ihtiyacı olmasından dolayı davalı yanın işbu teklifini de kabul ettiğini, Fakat davalı yanın teminat mektubunu bozdurmasına rağmen mektubun bedelini müvekkili şirkete ödemediğini,
Davalının müvekkili şirketin mali durumunun kötüye gitmesinden, müvekkili şirketin içinde bulunduğu zor durumdan, müvekkili şirketin iyi niyetinden yararlanarak sözleşmeden kaynaklanan hakedişlerden davalı işveren tarafından kesilerek yedinde tutulan ancak sözleşme bittiği halde ödenmeyen 426.000,00 TL teminat tutarı (kesinti bedeli), 285.166,90 TL sözleşmeden kaynaklanan alacak ve yine sözleşme nedeniyle davalı tarafa verilmiş olan 750.000,00 TL bedelli teminat mektubunun anlaşma gereği bozulup tarafımıza ödenmesi gerekirken ödenmeyen 750.000,00 TL’lik alacak olmak üzere toplam 1.461.166,90 TL alacağı bulunduğunu , belirterek ;
Davanın Kabulü ile; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ; sözleşmeden kaynaklanan hakedişlerden davalı işveren tarafından kesilerek yedinde tutulan ancak sözleşme bittiği halde ödenmeyen 426.000,00 TL teminat tutarı (kesinti bedeli), 285.166,90 TL sözleşmeden kaynaklanan alacak ve yine sözleşme nedeniyle davalı tarafa verilmiş olan 750.000,00 TL bedelli teminat mektubunun anlaşma gereği bozulup tarafımıza ödenmesi gerekirken ödenmeyen 750.000,00 TL’lik alacak olmak üzere toplamda 1.461.166,90 TL alacağın temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle ;
Müvekkili … Üniversitesi’nin adresi nin “… Mah. … Cad. No: … , … Kavşağı, … /İstanbul” davaya konu inşaatların “…, Cd No: … , … /İstanbul” adresinde ve “… Mah. … Bulvarı no: … /İstanbul” adresinde bulunduğunu, gerek davalı kurumun yerleşim yeri bakımından (HMK md. 6) gerekse de davaya konu sözleşmelerin ifa yeri bakımından (HMK md. 10) görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu,
Davacı, sözleşme hükümlerini yerine getirmeden alacak talebinde bulunması mümkün olmayıp, davacının müvekkili Kurumdan talep edebileceği muaccel bir alacağı bulunmadığını, Davacının haksız ve mesnetsiz iddialar ile açmış olduğunu davayı kabul etmediklerini,
Davacının yaşamış olduğu sıkıntılar nedeniyle yüklendiği işi tamamlamadığını, inşaat faaliyetlerini sonlandıran, eksik ve hatalı yapanın davacı olduğunu, Somut olayda asıl zarara uğrayan ve mağdur olanın müvekkili olduğunu,
Davacının … … Merkezi Hastanesi işi nedeniyle 285.166,90 TL cari hesap alacağı ve 426.000,00 TL teminat alacağı olduğu iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu,
… … … Merkezi Hastanesi ile ilgili sözleşme kapsamında taraflar arasında ödemeye esas 9 adet hakediş düzenlendiğini, bu hak edişlerde yer alan bedellerin davacıya ödendiğini, müvekkili Kurumun gerekse de davacının dosyaya sunmuş olduğu cari hesaplarda yapılan ödemelerin görüldüğünü,
Davacının yapımını üstlenmiş olduğu … … Hastanesi mekanik tesisat işleri kapsamında yapmış olduğu eksik işler taraflarca 22.04.2019 tarihli tutanak ile tespit edildiğini, eksik işler bedelinin 664.824,60 TL olarak tespit edildiğini , davacı tarafından eksikliklerin tamamlanmadığını
Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi süresince davacının ödeyemediği işçilik alacakları, taşeronların alacakları, idari para cezaları ve SGK primleri gibi davacının ödemekle yükümlü olduğu pek çok alacak müvekkili Kurum tarafından ödenmek zorunda kalındığını, Bu hususun hakedişlerde ve cari hesap tablolarında açık bir şekilde görüldüğünü Bunlar haricinde davacının inşaatlardaki faaliyetleri son bulmasından sonra da çeşitli icra müdürlüklerinden onlarca haciz ihbarnamesi ve haciz müzekkesi tebliğ edildiğini, davacının alt taşeronu … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. işçileri tarafından … İş Mahkemesi’nin 2020/… Esas sayılı dosyaları üzerinden işveren … mekanik yanında müvekkil Kurum ve davacı da taraf gösterilmek suretiyle işçilik alacaklarına ilişkin dava açılmıştır. Davalar halen devam ettiğini belirterek ;
Yetki itirazımızın kabulü ile dosyanın davaya bakmakla yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliyet Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,Davacı tarafın haksız ve mesnetsiz iddialar ile müvekkil aleyhine açmış olduğu hukuki dayanaktan yoksuz davanın reddini, sözleşmeden doğan diğer hak ve alacak ile zarar tazminatı haklarımızın saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yüklenmesine,karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava ;sözleşmeye aykırılık nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.Uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda;
Davalı … Üniversitesi 07/07/2009 tarih ve 27281 sayılı resmi gazetede yayınlanan 5913 numaralı kanunun ek 112 md gereğince Vakıf Üniversitesidir.
… BAM … HD nin 2017/ … -2019/ … sayılı ve 19/12/2019 tarihli kararında açıklandığı üzere; davalı TTK m.16 kapsamında tacir niteliğine haiz olmayan vakıf üniversitesi dir.
Davacı TTK anlamında şirket ve tacir ise de, davalının tacir niteliğine sahip olmaması nedeniyle huzurdaki dava 6102 sayılı TTK’nın 4.ve 5.maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkeme sidir.
Dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkeme sine gönderilmesi gerekmektedir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM /
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır