Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/271 E. 2022/304 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/271
KARAR NO: 2022/304

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil yaklaşık 12-13 sene önce davalı taraftan kiraladığı taşınmaz için kira sözleşmesi imzaladığını, diğer davalı …’ün ise sözleşmenin kefili olduğunu, bu kapsamda 12-13 sene önce bir aylık kira ve depozito tutarı karşılığı olarak toplam 1.150 TL tutarında bono kira sözlesmesi evrakları arasında imzalatıldığını, ancak davalı tarafça yıllar sonra 2019 senesinde bu senet metninde tahrifat yapılarak, boş kısımları da doldurularak takibe konu edildiğini, müvekkillerinin önce davalıyı ve senedi hatırlayamadığını, bu sebepten imza itirazında bulunduklarını, ancak yeterli tetkiklerden sonra aslında bu senedin yıllar önce kira sözlesmesinin arasında davalı tarafından imzalatıldığının anlaşıldığını, müvekkilinin davalıya tahakkuk etmiş hiçbir borcunun bulunmadığını, aralarında bu denli çapta bir ticari ilişkinin olmadığını, müvekkillerinden …’ın taksi şoförü, …’ün ise belediyede çöp temizleme personeli olarak çalıştığını, bu kadar yüksek bir meblağda ticari ilişkileri kesinlikle mevcut olmadığını, ayrıca senet metni incelendiğinde görüşeceği üzere tahrifat yapıldığı açıkça anlaşılacağını, takibe konu kambiyo senedinin borç kısmında yazılı asıl borcun, müvekkillerinin davalı ile arasında kambiyo senedine konu olan gerçek hukuki ilişkiye göre 1150-TL olduğunu, lakin bu miktarın davalı tarafından senedi tahrif etmek suretiyle 215.000-TL ye çıkarıldığını, senette tahrif edilen kısmın koyu ve karalanmış şekilde yazıldığının ve miktar kısmında yeteri kadar boşluk var iken miktarın matbu kısma yazıldığı senette sonradan oynandığını açıkça gösterdiğini, bonoda evvelki rakamın 1 olduğunun açıkça belli olduğunu, senet miktarını değiştirerek haksız kazanç elde etme amacıyla müvekkillerini zarara sokmaya ve haksız kazanç elde etmeye çalıştığını beyanla;
Davanın kabulü ile 215.000 TL’lik kısım ve bu kısma işletilen faiz ve ferileri için müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, 215.000-TL’lik kısım için davalı haksız ve kötü niyetle takip başlattığından müvekkilleri lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Bononun bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, bu nedenle bir illete bağlı olmasının gerekmediğini ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden davacı borçlular tarafa ait olduğunu, Senet metninde ‘nakden’ ibaresi mevcut iken bunun davacılar tarafından kabulünün mümkün olmadığı iddiasının yerinde olmadığını, senedi talil eden, savını kanıtlama yükümlülüğü altına gireceğini, Davacılar senette tahrifat yapıldığı iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunu, takip konusu bonoda tahrifat yapılmadığını, Davacıların önce takip konusu bonoda yer alan imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürdüklerini, bu hususa ilişkin İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan 12/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ile bonoda yer alan imzaların davacılar … ve …’ın eli ürünü olduğunun tespit edildiğini, şimdi ise imzaların kendileri tarafından atıldığının anlaşıldığını ancak bedel kısmı 1.1500 iken tahrifat yapılarak 215.000,00 TL yapıldığı şeklinde yeni bir iddia ortaya attıklarını, bonoda tahrifatın söz konusu olmadığını, davacılar tamamen kötüniyetli olup bu eylemleri ile sadece müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya çalıştığını beyanla;
Davacıların davasının tüm talepler bakımından reddine, Davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe dayanak senedin …nın kiralayan davacı …’ün kefili …’ın kiracı olduğu kira sözleşmesinde bir aylık kira ve depozito tutarı karşılığı olarak toplam 1.150-TL bedelli olarak hazırlanarak kiralayan davalıya verildiği, davalının yıllar sonra senetle bedeli 215.000-TL olarak tahrifat yaparak takibe koyduğu iddiasına dayalı başlatılan takip nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe dayanak senedin 12-13 yıl önce bir aylık kira bedeline karşılık depozito bedeli olan 1.150 TL miktarlı senedin imzalanarak davalıya verildiği ,ancak miktarda tahrifat yapılmak ve boş olan vade tarihinin doldurulmak sureti ile 215.000 TL bedelle takibe konulduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur.
… Vergi Dairesi Müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile kiralayanın … Kiracının … aylık kira bedelinin 1.150 TL olan Çağlayan mah. … sokak … Kağıthane adresindeki iş yerine ait bildirim olduğu ve bu kapsamda Somut olayda ;Davacı ile davalı arasında kira sözleşmesi imzalandığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin kira ilişkisi olup mahkememiz dosyasında Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu, tarafların cevap dilekçelerinde Sulh Hukuk Mahkemesi nin görevli olduğunu beyan ettikleri anlaşılmıştır.
HMK.nun 1. maddesine göre, göreve ilişkin kurallar kamu düzeninde olup, aynı yasanın 114/1-c bendi uyarınca dava şartı olan bu husus, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır. Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden tarafların arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı anlaşıldığından mahkememiz davaya bakmakla görevsiz olup, bu dava şartı noksanlığının sonradan giderilmesi de mümkün olmamakla, davanın saptanan dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddasi uyannca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır