Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2021/761 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2021/761
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2016
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkil şirketin gerçekleştirmiş olduğu kontroller esnasında davalının kaçak elektrik kullanmış olduğunun tespit edildiğini ve hakkında kaçak tüketim tahakkuku işlemi gerçekleştirildiğini, davalının işbu tahakkuk bedelini ödemediğinden bahisle alacağın tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 25/12/2015 tarihinde davalıya tebliğinden sonra davalının 30/12/2015 tarihinde haksız ve dayanaktan yoksun olarak borca itiraz ederek takibi durdurduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkilinin kaçak elektrik kullanma ve davacıyı zarara uğratma kastının olmadığını, müvekkilinin kullandığı elektriği sayaçtan geçirdiğini, davacının müvekkilinin elektriği usulsüz kullandığı yönünde bir tespiti varsa buna rağmen elektriği kesmediğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının kaçak elektrik kullanımından doğan alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Delil olarak; icra dosyası, abonelik sözleşmesi, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce delillerin toplandığı ve bilirkişi raporu aldırıldığı anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve bu karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25/02/2021 tarih ve 2019/… Esas 2021/ … Karar sayılı kararıyla; “Kaçak elektrik tüketime nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davalının dava konusu yerde … tesisat numaralı olan dava konusu yerde abone olmaksızın … ve … seri numaralı kayıtsız sayaçlardan elektrik kullandığı, davacı şirket tarafından kaçak kullanımın 24 adet tutanakla tespit edildiği, 2001 ve 2003 yılları arasındaki değişik tarihli toplam 8 adet faturanın zamanaşımına uğradığı tespitiyle hesaplama dışı bırakıldığı, diğer 16 fatura yönünden toplam 32.309,49 TL olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince davacı tarafça dilekçe ekinde sunulan abonelik sözleşmesi ve kaçak tutanakları celbedilmemiş, ilk bilirkişi incelemesinde bilirkişi “davacı … ‘tan temin ettiğim belgeler” açıklamasıyla rapor ekine endeks kayıtları, 4 adet kaçak tutanağı, abone detayı gibi belgeleri rapora eklemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda abonelik sözleşmesinin olmadığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Bu yönüyle yapılan inceleme eksiktir. Dosya kapsamından dava konusu yerin intercafe olduğu, kaçak tutanağında ticarethane olarak belirtildiği görülmektedir. TTK’nın 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda…”sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12.maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1.fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” şekilde değiştirilmiştir. 6102 sayılı TTK 16/1.maddesinde: “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” ve TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; kaçak elektrik tutanaklarında abone grubunun ticarethane olarak belirlendiği, davacı tarafından dava dilekçesinde davaya konu yerin iş yeri olduğunun belirtildiği, mahkemesince tacir-esnaf araştırması yapılmaksızın yargılamaya devam edilerek kara verlidiği görülmektedir. TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. Davada, davalının, tacir mi esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret sicil ve esnaf oda kayıtları getirtilmeden, hangi usule göre defter tuttuğu araştırılmadan, Bakanlar Kurulu’nca çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan ve bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt abonelikte yazılı “ticarethane” ibaresi ile verilen karar, usul ve hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle bunlar toplanıp kararda tartışılarak, eğer tacir niteliğinde ise Ticaret Mahkemesi olarak devam edilmek, esnaf niteliğinde ise genel mahkemeler görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılması ile dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” şeklinde karar verildiği, dosyanın mahkememize geldiği ve yeni bir esas numarası aldığı anlaşılmıştır.
İstinaf kararı doğrultusunda … Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir kanunları Usul Grup Müdürlüğü’nden sorulduğunda; Bakanlar Kurulu’nca çıkartılan, esnaf-tacir arası ayırıma dair kararnamedeki gelir sınırının sınıflarına göre 01/01/2016 tarihinden itibaren 90.000,00-TL, 168.000,00-TL ve 230.000,00-TL olduğu bildirilmiştir.
… Esnaf Ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nden sorulduğunda, davalının esnaf kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
… nbul Vergi Dairesi Başkanlığı … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden sorulduğunda davalının kahvehane işi ile ilgili olarak faaliyet gösterdiği ve 2011/04 döneminden sonra herhangi bir beyanname vermediğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili beyanında; müvekkilinin tacir olmadığını, kahvehane işletip küçük esnaf olduğunu söylemiştir.
GEREKÇE :
Dava, kaçak elektrik tüketimi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK 4/2 maddesinde mutlak ticari davalar sayılmış olup, dava sayılan mutlak ticari davalar kapsamında değildir. Ancak, TTK 4/1 maddesine göre ticari dava sayılması için de, davanın her iki tarafın da tacir olması ve uyuşmazlığın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olması gereklidir. Eğer taraflardan biri, tacir değil, esnaf niteliğinde ise davayı ticari dava olarak kabul etmek mümkün değildir. … Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan gelen cevap yazıları ve davalı vekilinin beyanı doğrultusunda davalının esnaf olduğu anlaşılmış olup genel mahkemeler görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/10/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪