Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/201 E. 2022/693 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/201 Esas
KARAR NO : 2022/693
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 20.03.2021 dava tarihli dilekçesinde;“…. İcra Müdürlüğü 2019/… Esas sayılı dosyası ile müvekkili şirket aleyhine icra takibinin yapıldığını, müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibine konu çekteki imzanın şirket yetkilisi … …’e ait olmadığını, takibe ilişkin yasal itiraz sürelerinin kaçırıldığını ve müvekkili şirket malvarlığı aleyhine hacizlerin uygulandığını, haciz tehdidi altındaki müvekkili şirketin, takibe ilişkin davalı vekili Av. … hesabına 02.10.2019 tarihinde 13.000,00 TL ödeme yaptığını, davanın ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber istirdatı talebine ilişkin olduğunu, müvekkili şirket yetkilisine ait imza örnekleri ile icra takibine konu çekteki imzanın karşılaştırılması ve bilirkişi incelemesi yapılması sonucunda imzanın müvekkil şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşılacağını” beyanla; Davanın kabulü ile 02.10.2019 tarihli 13.000,00 TL bedelli ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte istirdatına, alacaklı davalı aleyhine asıl alacağın %20‘ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama masrafları ve avukat vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesi talebinde bulunuştur.
Davalı Faktoring Şirketi vekili, 05.04.2021 tarihli cevap dilekçesinde, “… Bankası … seri numaralı, 17.000,00-TL bedelli, 30.08.2019 tarihli çekin karşılıksız kalmasına istinaden, müvekkili şirket tarafından, ….İcra Dairesi 2019/… E. sayılı dosyasında çekte yer alan keşideci ve cirantalar hakkında girişilen, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine başlandığı ve dosya borçlusu tarafından takip borcunun 02.10.2019 tarihinde ödenmesini müteakip davacı tarafından işbu İstirdat davasının açıldığı, Davaya konu çek incelendiğinde; keşidecisinin … Ltd. Şti olduğu daha sonra gerçekleştirilen ciro silsilesiyle takip alacaklısı müvekkil … A.Ş’ye geçtiğinin görüleceği,
Hak düşürücü sürenin 02.10.2020 tarihinde sona erdiği, davacı alacaklı müvekkili şirketin pasif dava ehliyetinin olmadığı, paranın istirdatın iyi niyetli alacaklıdan istenemeyeceği, istirdat davasının çekte imzası bulunan diğer cirantalara yöneltilmesi gerektiği, imza itirazının samimi olmadığı, Davaya konu olayda davacının kusur durumunun irdelenmesinin gerektiği, davacı yanın basiretli tacir olduğu gözetildiğinde yapılan takipte çekten ve çek kaynaklı borçtan haberdar olmamasının düşünülemeyeceği,
Takip kesinleştikten sonra imzaya itiraz etmeyen, takip kesinleştikten kısa bir süre sonra borcu ödeyen, ödeme yapıldıktan bir buçuk yıl içerisinde borçlu olmadığına dair menfi tespit davası açmayan, tedbir talep etmeyen, çek iptali yoluna başvurmayan davacı tarafın imza itirazının kötüniyetle yapıldığı, Davacı şirket yetkilisi … …’in imzaya itiraz davası açmamış olması, ve çalıntı veya zayi olduğu durumda da sessiz kalıp Cumhuriyet başsavcılığına başvurmamasının hayatın olağan akışına aykırı düştüğü, Davaya konu kambiyo senedinin takibinde imzaya neden itiraz edilmediği, çekteki imzanın … …’e ait olmama durumunun nasıl gerçekleştiği, çek çalındı ise neden Cumhuriyet Başsavcılığına bir yıldan uzun süre içerisinde başvuruda bulunulmadığı, çek iptal davasının bu süreçte neden açılmadığı, çek zayi olduysa, çekin zilyetliğinin nasıl kaybedildiği, buna ilişkin Asliye Tic. Mahkemesinde zayi nedeniyle neden dava açılmadığı hususlara ilişkin dava dilekçesinde herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi delil de bulunmadığı, Dava konusu çekin … ile yapılmış olan ticari ilişinin sonucu olarak müvekkiline geçtiği, müvekkilin davacının çeki çaldırmış olabileceğini bilmediği gibi davacı ile diğer çek borçluları arasındaki ilişkileri de bilebilmesinin mümkün olmadığı,. Müvekkilinin huzurdaki davaya konu çekin meşru ve iyiniyetli hamili olduğu, huzurdaki davaya konu çeki TTK 792’e göre iyi niyetle iktisap ettiği, davacı tarafla olan alacak ilişkisinin taraflarına sunulan 08.03.2019 tarihli faktoring sözleşmesine ve çekin iktisabına ilişkin faturalara güvenilerek gerçekleştirildiği, çekin Faktoring Sözleşmesine istinaden … firması tarafından müvekkiline teslim edildiği, Müvekkilince teslim alınan her çekin faturalı ve kanuni düzenlemelere uygun olduğu, imza şirket yetkilisi … …’e ait olduğundan takip borçlusunun takipten doğan borçlardan sorumlu olduğu, Alacaklı müvekkilinin takibe konu çekin iyiniyetli meşru hamil olması, müvekkilinin çekten kaynaklanan alacağını resmi bir ticari ilişkiye ve gerçek bir alacağa dayanarak tahsil edilmiş olması, çekteki imza itirazında samimi olmadığı gözetildiğinde müvekkil şirkete yöneltilen istirdat davası usul ve yasaya aykırı olduğu” beyanıyla; Hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın usulden reddi, pasif husumet yokluğundan davanın reddi, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddi, davacının en az % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmili kararının verilmesi taleplerinde bulunmuştur.
Dava şartı olan arabuluculuk ile ilgili 19.03.2021 tarihli tutanaktan, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlıkla sonuçlanmış olduğu anlaşılmaktadır.
… Faktoring A.Ş., ….İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı dosyasından 11.09.2019 tarihinde keşideci davacı firma ve çekteki diğer cirantalar aleyhine, 30.08.2019 vadeli … seri no.lu 17.000 TL’lik çek ile ilgili olarak; 17.000 TL asıl alacak, 101,29 TL avans faizi, 1.700 TL % 10 çek tazminatı ve 51 TL de % 0,3 komisyon olmak üzere toplam 18.852,29 TL üzerinden takibe geçmiştir.
İcra Müdürlüğü’nün 12.04.2021 tarihli yazısında, dosyanın 02.10.2019 tarihinde haricen tahsil yoluyla kapatıldığı bilgisi verilmiştir.
Dosyadaki bilgilerden 02.10.2019 tarihinde de 13.000 TL’nin yatırılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Dr. … tarafından düzenlenen 19.11.2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde;
“İnceleme konusu olan mevcut yazı ve imza örneklerinden tamamen farklı olması ve aynı elden çıkmış olabileceğini gösteren hiçbir benzerlik ihtiva etmemesi nedeniyle (imzanın) … …’e ait olmadığı” sonucuna varılmıştır.
Dosyanın faktoring alanında uzman bilirkişiye tevdi ile davalı kayıtları üzerinde inceleme de yapılarak rapor düzenlenmesinin istenilmesi dair ara karar kurulmuş, alanında uzman bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davalı faktoring şirketinin faturayı sunan borçlu firmanın mali durum incelemesini yeterli düzeyde yapmaması, ayrıca teminata aldığı çekin teyidini almaması nedeniyle riske katlanması gerektiği kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Davanın istirdat davası olduğu, Uyuşmazlığın konusunun …. İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine başlatılan takibe dayanak çekteki imzanın davacı şirket temsilcisi … …’e ait olmaması nedeni ile davacının haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı 13.000-TL’nin istirdatı istemi olup davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı, husumet ehliyeti olup olmadığı noktasında toplandığı görüldü.
Davalı vekili her na kadar zaman aşımı ile hak düşürücü süre yönünden itirazda bulunmuş ise de; araya Covid-19 girmesi hasebiyle duran süreler de nazara alındığında 1 yıllık süre içinde davanın açıldığı sabit olduğu gibi yapılan ödemelerin davacı tarafça davalıya yapılması hasebiyle davalı yanın husumet itirazının da yerinde olmadığı hususlarında mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı husunun tespit edildiği, salt bu hususun dahi davacının davasında haklı olduğunu gösterme noktasında yeterli olduğu gibi faktoring işlemleri yönünden değerlendirme yapıldığında da; davalı faktoring şirketinin faturayı sunan borçlu firmanın mali durum incelemesini yeterli düzeyde yapmaması, ayrıca teminata aldığı çekin teyidini almaması nedeniyle riske katlanması gerektiği, her iki durumda da davacının icra baskısı altında sorumlu olmadığı tutarı ödediğinin izahtan vareste olduğu mahkememizce değerlendirilmiş, anılan sebeplerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın kabulü ile 13.000-TL alacağın 02/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2-Davalı tarafın zaman aşımı ve pasif husumet itirazının reddine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 888,03 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 222,01 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 666,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvurma harcı, peşin harç, posta masrafları ile bilirkişi ücretinden teşekkül eden 2.046,21 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Arta kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*