Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/190 E. 2022/1005 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/190 Esas
KARAR NO : 2022/1005
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Müvekkili …’ın … ‘nün … sicil numarasında kayıtlı olup, … … Caddesi No: … adresinde mukim … Servisi Aş. ile, yine …nün … sicil numarasında kayıtlı olup, yine aynı adreste ki B Blokta mukim … Aş. firmasının ortağı olduğunu, her iki şirketin kurucusu ve hakim ortağı olan … ‘ın 24.06.1999 tarihinde vefatı sonrasında son aşamaya geldiğimizde … … bir kısım hisse operasyonları ile şirkette hakim hissedar konumuna ulaştığını, kurucu hakim hissedar baba … … ‘ın vefatı sonrası, … Aş. her yıl ciddi karlar elde etmesine ve kasasında her daim azımsanmayacak miktarda nakde sahip olmasına rağmen, davalılardan … …, yönetim kurulundaki görev ve sorumluluklarını, kendisine emanet edilen şirket yönetimini kötüye kullanarak ve kendi menfaatine olarak yaptığı bedelli artırımlarla … AŞ. Hissesini erittiğini ve hisse durumu tecelli ettiğini,
… Aş. de söz konusu bedelli artırım yapılmasını gerektiren hiçbir yasal zorunluluk, ihtiyaç ve gereklilik yok iken, üstelik müvekkilimin hem kendisinin hem de … Aş. ‘nin maddi gücünün bu artırımları karşılamaya fazlasıyla imkanı bulunmasına rağmen, … … ve … …, bu artırımları kendi menfaatlerine çevirdiklerini,
Ancak … Aş. sermaye artırımına katılsa bile, yalnızca 243.000 TL ödeme yapıp, bu tutarın 6 katını kar dağılımı yoluyla zaten en kısa zamanda geri alabileceğini, tüm olanlar diğer yönetim kurulu üyesi …’in de bilgisi çerçevesinde gerçekleştiğini, … … kendi menfaatine ve yasal kararlar oluşturulmadan, hiçbir tebliğat yapılmaksızın 2016 ylında yapılan genel kurula gelindiğinde sahip olduğu bu güce karşılık, müvekkilinin ve … Aş. son derece ağır zarara uğradığını,
Buna karar verecek olan kişinin … … olduğunu, kendisine emanet edilen görevi kötüye kullanarak hisse operasyonunu kendi lehine ve keza eşi olan diğer davalı … lehine kullandırdığını, oysa, Türk Ticaret Yasası ‘mn ruhunu temsil eden Türk Medeni Yasası ‘nın iyi niyet prensibi tamamen yok edilerek, kendisine emanet edilen her iki şirketteki yönetim kurulu üyeliklerini şahsi menfaatlerine alet ederek, her iki şirketteki hakim gücü ile elde edilen karları istediği gibi yönlendirdiğini, her iki şirketi manipüle ettiğini, tüm itirazlara rağmen yüksek huzur hakları ve mali imkanlardan yararlanarak, … ve azlık hissedarları ciddi zararlar görmeye başladığını,
Uzun yıllardan beri … firmasının akaryakıt bayiliğini sürdüren İstanbul’un güzide bir noktasında ciddi gelir elde ederken ve … ‘den her 5 yılda bir 2.000.000,-USD seviyesinde şerefiye edinirken bu şirket, tam anlamıyla çöküntüye uğradığını, bu arada, hem 08.04.2019 tarihli, hem de 12.02.2021 tarihli genel kurul toplantılarında yönetim kurulu üyeleri ibra edilmediğini, herhangi bir şekilde ibra davası açılmamış olduğu gibi, her iki genel kurulda Türk Ticaret Yasası ‘nın 395 ve 396 maddelerine ilişkin olarak yönetim kurulu üyelerine şirketle işlem yapma ve rekabet yasağına ilişkin izinler verilmediğini beyanla;
Her iki şirketin Yönetim Kurulu Üyeleri olan Davalıların, kendi menfaatlerine olarak sorumlu ve karar verici pozisyonlarını kötüye kullanarak, karlı ve nakdi güce fazlası ile sahip bulunan şirketlerin sermaye artırımlarına katılmayarak, hisse oranlarının düşmesine sebebiyet vermeleri, son 5 yıllık sürede şirketin gerçek karlarını düşük göstermeleri, kendi lehlerine örtülü kazanç transferine imkan sağlamaları sonucu, ortaklık ve paydaşların, keza kamunun zararına sebebiyet vermeleri ve zararlara ilişkin sorumlulukları nedeniyle her iki Şirketin uğradığı zararın tespiti ile zararların doğduğu günden itibaren bu tutarların ticari avans faizi ile birlikte ilgili Şirketlere ödenmesine,
Davalıların Yönetim Kurulu üyeliklerinden ıskatına, uzaklaştırılmalarına, her iki şirkete, konularında uzman kayyum veya kayyum heyeti tayin edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunduğu 14/11/2022 tarihli artırım dilekçesi ile dava değerini müvekkillerinin zararlarını oluşturan toplam 10.041.957-TL’ye arttırdıklarını beyan etmiştir.
CEVAP / Davalılar …, … ve … vekili cevap dilekçesinde ve özetle;
Davacının, yönetim kurulunun sorumluluğunu iddia ettiği dönemin tamamında bizzat yönetim kurulu üyesi olduğunu, zarar doğurucu olduğunu iddia ettiği yönetim kararlarına kendi imzasıyla katıldığını ve bu kararları icra ettiğini, aynı karar ve işlemleri, genel kurul toplantılarında hissedar sıfatıyla olumlu yönde oy kullanarak onayladığını,
Davacının dava konusu ettiği işlemler de dahil olmak üzere tüm yönetim kurulu işlemlerini genel kurul toplantılarında oybirliğiyle katıldığı kararlarla ibra ettiğini, yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği 2018 yılından itibaren oluşan yönetim organı kararlarına yönelik hiçbir somut isnadının olmadığını,
2018 yılından itibaren davacının yönetim kurulunun kendisine bilgi vermediği iddiaları ve özel denetim talepleri kesinleşen mahkeme kararlarıyla reddedildiğini, davacının bu genel ilkeler karşısında, kendisi dışında kalan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu iddia edemeyeceğini,
Davacının da bir üyesi olduğu yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle alınan sermaye artırımına katılmama kararının, şirketin o dönemdeki likidite durumu, güçlü mali yapının muhafazası, ortaklıktan elde edilen kazanç, işletme sermayesinin korunması ve potansiyel yatırım ve yenileme maliyetleri dikkate alınarak ve şirket menfaatleri gözetilerek alındığını,
Kaldı ki davacının 1999 yılından 2018 yılına kadar kesintisiz olarak her iki şirketin de yönetim kurulu üyesi olduğunu, dava dilekçesinde atıf yaptığı tüm yönetim kurulu ve genel kurul kararlarına katılarak hepsinde olumlu oy kullandığını,
Davacının yönetim kurulu üyesi sıfatıyla … A.Ş.’nin 19/10/2015 tarih ve 2015/6 sayılı yönetim kurulu kararına imza atarak, … A.Ş.’nin … A.Ş.’nin yapacağı sermaye artırımına iştirak etmeme kararı verdiğini,
Yönetim kurulu üyesi olarak attığı bu imzayı takiben 15/10/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına hissedar sıfatıyla katılarak, sermaye artırımına … A.Ş.’nin katılmamasına dair kararda olumlu oy kullandığını,
Sermaye artırımına katılmama işlemini takiben 10/05/2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, sermaye artırımına katılmama işleminin sonuçlarını da içeren tüm mali tablolar ve finansal raporların onaylandığını,
Şu halde davacı gerek şirket hissedarı, gerekse de yönetim organı olarak bizzat kendi iradesiyle sermaye artırımına katılmama yönünde işlem yaptığından ve bu karar tüm hissedarların oybirliğiyle alındığından, üstelik iki ve beş yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan şirket zararını iddia edemeyeceğini,
Davacının iddiasının 2019 yılına kadar yapılan tüm genel kurul toplantılarına sunulan ve bizzat kendi imzasını taşıyan yönetim kurulu kararları, faaliyet raporları, bilançolar ve finansal tablolar karşısında mesnetsiz olduğunu,
Davacının söz konusu iddiasına dayanak olarak yönetim kurulu üyelerinin hiçbir eylemini göstermemekte olup bu husus esasen maddi durumun bir yansıması olduğunu, davacının yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı 2019 yılına kadar TTK 395 ve 396 maddeler kapsamında yönetim kurulu üyelerine izin verildiğini, bu tarihten sonra ise izin verilmediğini,
İzinlerin verildiği yirmi yıl boyunca ve izin verilmeyen son iki yıllık dönemde, davacı da dahil olmak üzere yönetim kurulu üyelerinin şirketle rekabet vasfında görülebilecek bir eylemlerinin bulunmadığını,
… AŞ, … ilçesinde bir petrol istasyonu işlettiğini, … AŞ akaryakıt ekipmanları, enerji sistemleri ve basınçlı hava sistemleri alanlarında faaliyet gösterdiğini,
Davalıların doğrudan veya dolaylı olarak her iki şirketin iştigal alanıyla benzer alanda bir faaliyeti olmadığını, müvekkili davalılar her iki şirkette üstlenmiş oldukları görevler dışında başkaca ticari faaliyet yürütmediği gibi, şirketle işlem de yapmadığını,
Davacının, yönetim kurulu üyelerine ve hissedarı olduğu … AŞ ve … AŞ’ye husumet içinde kötüniyetli davalar açtığını, her iki şirket aleyhine birbirini tekrarlar nitelikte açtığı davalarla şirketleri olağan ticari faaliyetlerini sürdüremez hale getirmeye çalıştığını, huzurdaki sorumluluk davasının da bu doğrultuda olduğunu, son üç yıl içinde açtığı davaların tamamının reddedildiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, TTK … md gereğince; davalılar …, … ve … in yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı … AŞ ile … AŞ nin zararına hareket etmeleri nedeniyle anonim ortaklık perdesinin ters kaldırılmak suretiyle, son 5 yıllık sürede;
Şirketlere, şirket ortaklarına ve kamuya – sermaye artırımına katılmayarak, şirket karını düşük gösterip kendi lehlerine örtülü kazanç sağlayarak, transfer ederek, haksız rekabette bulunarak- verdikleri zararın tespiti,
Bu zararın doğduğu günden itibaren ticari avans faizi ile davalılardan tahsil edilerek ilgili şirketlere ödenmesi, Davalıların yönetim kurulu üyeliklerinden ıskatı, her iki şirkete kayyum/kayyum heyeti atanması istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller;şirketlerin ticaret sicil dosyaları,genel kurul kararları, hazirun cetvelleri toplanmış davacı tanıkları; … dinlenmiştir.
Davalı taraf TTK 560 gereğince zamanaşımı süresinin dolduğu savunmasında bulunmuştur. Davacı taraf dava tarihinden geriye doğru 5 yıl içinde gerçekleşen eylem ve işlemler nedeniyle tazminat talep etmiş olup , TTK 560 da öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından 22/12/2022 tarihli hükümle reddedilmiştir.
Dava dosyasında tespit edilen uyuşmazlık kapsamında bilirkişi … ve … ın hazırladığı 28/04/2022 tarihli bilirkişi kök raporu ile 19/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre
TTK m. 369/1 uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.
Kanun gerekçesinde işin gerektirdiği özenin nesnel olarak belirleneceği, o konuya ilişkin uzman bilgisinin aranmayacağı ifade edilmektedir.
TTK m.553/I uyarınca, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
Maddede açıkça ifade edildiği üzere, söz konusu düzenleme kusur sorumluluğu esasına dayanmaktadır. Davalı tarafın yönetim kurulu üyesi olarak şirket adına gerçekleştirdiği faaliyetler, özen yükümlülüğü ve kusur sorumluluğu ilkeleri çerçevesinde değerlendirilecektir.
TTK m. 555/1 uyarınca şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.
Kanunun açık hükmü uyarınca şirket pay sahipleri, tazminatın şirkete ödenmesini talep etmek şartıyla, şirket yönetim kurulundan tazminat isteyebilirler.
TTK m.369/1 uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. TTK’nın 369’uncu maddesi, gerekçesinde belirtildiği gibi tedbirli bir yönetici ve şirket menfaati ölçütlerini esas almış, yönetim kurulu üyesinin şirkete karşı özenle bağlılık yükümlülüğünü bu iki kıstasa bağlı olarak açıklamıştır. Yönetim kurulu üyelerinden beklenilecek özen, benzer durumlarda tedbirli bir yöneticinin göstereceği özenin ötesinde olmayacaktır. Tedbirli bir yönetici ölçüsünün, yönetim kurulu üyesi tarafından kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak “iş adamı kararı” (business judgement rule) verilebileceğini kabul ettiği ve riskin bundan doğduğu durumlarda üyenin sorumlu tutulmaması esasına dayandığı TTK md. 369 gerekçesinde ifade edilmiştir. Bununla birlikte, yine madde gerekçesinde belirtildiği üzere anonim şirket ile yönetim kurulu üyesi arasında akdedilecek sözleşme kapsamında özen borcunun ağırlaştırılabilmesi mümkün olup bu halde sorumluluk genişletilebilmektedir.
TTK m. 553 kapsamında sorumluluğun doğabilmesi için öncelikli koşul zararın oluşmasıdır. Öğretide şirket malvarlığı ve dolayısıyla ortakların katılım değerinde meydana gelen azalmalar zarar olarak kabul edilmiştir .Eğer şirket bir zarara uğramışsa; kusurun varlığını aramak gerekecektir.Bu şartların gerçekleşmesi halinde dolaylı zarar niteliğindeki tazminatın şirket yöneticileri tarafından şirkete ödenmesi gerekecektir.
Bilirkişi kök raporunda davacı tarafın iddialarını somutlaştırması gerektiği açıklanmış olup, davacı vekili 20/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile iddialarını ” … Servis A.Ş.’nin ana faaliyet konusunu hem şirketin hem de ortakların zararına sebebiyet verecek şekilde keyfi tutumla durdurulması, tüm akaryakıt pompa, servis hizmetleri ile market’in faaliyetlerini durdurup, alanın tamamını hakim hissedarı olduğu diğer şirkete bırakılması” olarak açıklamıştır.
Dava dışı … A.Ş nin hisse ve ortaklık yapısı ile yönetim kurulu kararları incelendiğinde;
-Davacı … ın 1999 yılındaki ortaklık payının 9.000 adet ile %20 iken 2005 yılında 210.618 adet ile %46,80’e yükselmiş olduğu, 2009 yılında ise yapılan bedelsiz sermaye artırımı ile 584.369 adet ile %46,75’lerde kalmış olduğu. 2018 yılında aynı oranla şirkette ortaklık payı bulunduğu bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
-Davalı … ın 1999 yılındaki ortaklık payının 9.000 adet ile %20 iken 2005 yılında 232.160 adet ile %51,80’e yükselmiş olduğu, 2009 yılında ise yapılan bedelsiz sermaye artırımı ile 645.638 adet ile %51.65’lerde kalmış olduğu. 2018 yılında ise 645.666 adet ile aynı oranla şirkette ortaklık payı bulunduğu , bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
-Davalı … ın 1999 yılındaki ortaklık payı 450 adet ile %1 iken 2005 yılında 4.330 adet ile %0.96 olarak oluştuğu, 2009 yılında ise yapılan bedelsiz sermaye artırımı ile 12.015 adet ile %0,96 olduğu, 2018 yılında aynı oranla şirkette ortaklık payı bulunduğu bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
07.05.2009 tarihli 2009/1 numaralı yönetim kurulu kararı ile 450.000 TL olan sermayenin 1.250.000 TL’ye artırıldığı, artırılan 800.000,00 TL’nin %99,82 si olan 798.544.59 TL’nin sermaye düzeltmesi olumlu farklarından olmak üzere bedelsiz dağıtıldığı. %0,18 i olan 1.455,41 TL’nin ise nakit olarak karşılandığı, bedelsizlerin hisseleri oranında hissedarlara dağıtıldığı,
03.03.2014 tarihinde …’in 28 adet payını 1 TL’den … … a devrettiği,
Böylece M. … …’ın 645.638 TL olan paylarının 645.666 TL olduğu.
Davacı … ın Yönetim Kumlu Başkan Vekili sıfatı ile 07.05.2009 tarihi ile sermayenin 450.000 TL’den 1.250.000 TL’ye artırılmasına ilişkin kararı ve ana sözleşme tadil metnini imzaladığı,
Davalı …’ın yönetim kurulu başkanı olarak ve davalı …’ın yönetim kurulu üyesi olarak aynı kararları imzaladığı,
04.06.2009 tarihli Genel Kurul ile M. … …, …, … ve …’in yeniden yönetim kurulu üyesi seçildikleri
Yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporunun, şirketin, o yıla ait faaliyetlerinin akışı ile her yönüyle fınansal durumunu, doğru, eksiksiz, dolambaçsız, gerçeğe uygun ve dürüst bir şekilde yansıtarak, fınansal durumun, fınansal tablolara göre değerlendirildiği raporlar olduğu,
Dava dosyasında yer alan 2017 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporlarında davacının imzasının yer almadığı, bu bilgilerin imza alınmayarak davacıya aktarılmadığı anlaşılmıştır.
… ticaret sicil numaralı Davalı … A.Ş nin hisse ve ortaklık yapısı ile yönetim kurulu kararları incelendiğinde;
-Davacı …’ın 1999 yılındaki ortaklık payı 250 adet ile %5 iken 2003 yılında 15.650 adet ile %5.22’ye yükselmiş olduğu. 2009 yılında ise 16.441 adet ile %5,14 olduğu, 2015 yılında şirketin bedelli sermaye artırımına gittiği, böyle olmakla birlikte 2015 yılında 16.441 adet ile sermaye payının aynı kaldığı böylece toplam sermayedeki pay oranının %1,64 ‘e düştüğü, 2018 yılında da aynı sermaye payı ile şirketteki pay sahipliğinin devam ettiği bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
-Davalı …’ın 1999 yılındaki ortaklık payı 1.750 adet ile %35 iken 2003 yılında 158.550 adet ile %52,85’e yükselmiş olduğu, 2009 yılında ise 171.393 adet ile %53,56 olduğu, 2015 yılında şirketin bedelli sermaye artırımına gittiği, davalının 616.861 TL sermayeyi taahhüt ettiği ve ödediği böylece sermaye payının 788.265 adede çıktığı ve pay oranının %78,83 olarak en büyük paya sahip olduğu bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
-Davalı …’ın 1999 yılındaki ortaklık payı 250 adet ile %5 iken 2003 yılında 1.050 adet ile %0,35 olduğu, 2009 yılında ise 17.544 adet ile %5,48’e yükseldiği, 2015 yılında şirketin bedelli sermaye artırımına gittiği, davalının 63.139 TL sermayeyi taahhüt ettiği ve ödediği böylece sermaye payının 80.683 adede çıktığı ve pay oranının %8,07’ye yükseldiği, bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
– Dava dışı … Servis A.Ş.’nin 2003 yılında şirket sermayesinde 93.450 adet ile %31,15 payı bulunurken 2009 yılında sermaye payının 114.611 adet ile %35.82’ye yükseldiği, 2015 yılında şirketin bedelli sermaye artırımına gittiği, dava dışı … A.Ş.’nin Yönetim Kurulunda sermaye artırımına katılmaması yönünde karar alındığı ve aynı adet ile 1.000.000 TL sermayedeki payının %11,46’ya düştüğü bu tarihten sonra şirketin sermaye artırımı yapmadığı
… A.Ş nin Yönetim Kurulunca 19.09.2015 tarihli 2015/6 sayılı kararın alındığı; karar ile 6102 sayılı TTK 461/3 maddesi gereğince şirket ortaklarının sermaye artırımına katılıp katılmayacaklarının belirlenmesi için pay sahiplerine, yeni pay alma haklarının kullanılmasına ve iştirak taahhütnamesi imzalanmaları hususunda ilanın yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün süre verilmesine karar verildiği, ilanın yayınından itibaren 15 gün içinde taahhüt ettikleri miktarları nakden ve defaten … Bankası nezdinde belirtilen IBAN numarasına yatırılması gerektiği, yatırılan makbuz aslını şirkete teslim etmeleri gerektiği, bahsi geçen süre sonuna kadar yeni pay alma taleplerini iletmeyen ve iştirak taahhütnamesi imzalamayan bu ilana kayıtsız kalan ortakların yeni pay alma haklarını kullanamayacakları ve rüçhan haklarını kayıp edecekleri ayrıca haklarını kullanmayanların haklarının yönetim kurulunca dilediği şirket hissedarına veya şirket hissedarı bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere satmakta veya kullandırmakta yetkili olacağının açıklandığı
… A.Ş nin Yönetim Kurulunca 29.09.2015 tarihli 2015/7 sayılı kararın alındığı; karar ile 320.000 TL olan ödenmiş sermayenin 1.000.000 TL’ye çıkarılmasına karar verildiği
2015/7 sayılı Yönetim Kurulu Kararında; Başkan olarak M. … … ve üyeler olarak … ile …’in imzalarının bulunduğu, ancak davacı …’ın 04.04.2018 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi/başkan vekili olmasına rağmen 2015/7 sayılı sermaye artırımı kararında imzasının bulunmadığı, bu kararların hem şirket hem de pay sahipleri açısından pay miktarlarını etkileyeceğinden önemli olduğu
2015/7 sayılı Yönetim Kurulu Kararının Ticaret Sicilinde 07.10.2015 tarihinde tescil edildiği ve ilan edildiği, Yönetim Kurulu Kararının … A.Ş nin 15.10.2015 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kuruluna sunulduğu,
.. Ticaret A.Ş nin 15.10.2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında 114.611 adet pay sahibi dava dışı … Servis A.Ş yi yönetim kurulu başkanı … … ın temsil etmesine karar verildiği (… A.Ş Yönetim Kurulu’nun 12.10.2015 Tarihli 2015/5 Karar No.lu Kararı ile )
… Ticaret A.Ş nin 15.10.2015 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısının yapıldığı,hisse durumunun
Pay sahibi Sermaye payı TL Artış ile taahhüt edilen
… 171.404.00 616.861,00
… ( …) 16.441.00 ——-
… 17.544,00 15.795,00
… A.Ş. 114.611.00 ——-
TOPLAM SERMAYE 320.000.00 TL 632.656,00
Şeklinde gerçekleştiği
… Servis A.Ş.’nin 2015 yılında 2.196.662,93 TL gibi yüksek bir temettü dağıtımı yaptığı, dağıttığı temettü ile sermaye artırımına 243.548,00 TL miktarla katılabilecek durumda olduğu.
Dava dışı … Servis A.Ş.’nin 2015 yılındaki … A.Ş nin bedelli sermaye artırımına katılma mali gücü bulunmakta iken katılmaması yönünde alınan kararlar sonunda 2017 yılından itibaren … Ticaret A.Ş nin yaptığı kar dağıtımları nedeniyle … Servis A.Ş.’nin kâr kaybına uğratıldığı ve şirketin sürekliliğinin tehlikeye atıldığı,
… Ticaret A.Ş. ‘deki davacı … ın ve … Servis A.Ş.’nin pay miktarı düştüğünden, yapılan kar dağıtımlarından mahrum kaldığı, azaldığı
Böylece TTK m.553 gereğince şirket malvarlığı ve dolayısıyla ortakların katılım değerinde meydana gelen azalmalar /zarar koşulunun gerçekleştiği,
Davacının her iki şirkette 2018 yılına kadar yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen dava dosyasına sunulan belge ve bilgiler ile tanık ifadelerinden kendisinden birçok karara ilişkin imza alınmadığı, yönetim kurulu toplantılarına çağrılmadığı, şirketin faaliyetlerini öğrenebileceği yönetim kurulu faaliyet raporlarının tarafına sunulmadığı, imzasının alınmadığı,
Böylece TTK m. 553 kapsamında kusurun varlığı belirlenmiş,
Yapılan mali tespitler doğrultusunda davalıların … AŞ lehine 8.782.153,58 TL zarardan ve davacı … lehine 1.259.803,92 TL zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Zarar ve kusur unsurlarının gerçekleşmesi sonucunda; … AŞ nin ve davacı … ın zararının tespiti ile davacı talebi ile bağlı olarak … AŞ nin zararının ödenmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf davalıların yönetim kurulu üyeliklerinden ıskatı, her iki şirkete kayyum atanması taleplerinde bulunmuş ise de; … AŞ nin varlığının devam ettiği, borca batıklık durumu olmadığı, davalı yönetim kurulu üyelerinin görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmedikleri dosya kapsamı deliller ile takdiren sabit görülmediğinden , davacı istemi kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalının zamanaşımı itirazının TTK 560 gereğince reddine
2-… AŞ nin 8.782.153,58 TL , davacı … ın 1.259.803,92 TL zararı olduğunun tespitine,
Davacı talebi ile bağlı olarak; 8.782.153,58 TL zararın davalılardan dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile alınarak … AŞ ye ödenmesine,
Davacı tarafın davalıların yönetim kurulu üyeliklerinden ıskatı, her iki şirkete kayyum atanması taleplerinin reddine
Davacı tarafın mahkememizce ihbar ve suç duyurusunda bulunulması taleplerinin reddine, kendisinin suç duyurusunda bulunmakta muhtariyetine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 685.966,08-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 230,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 685.736-TL harcının davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 338.419,57-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 181.926,60-TL ilk gider, 15.000-TL bilirkişi, 963,85-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 197.890,45-TL. Yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde yatırana iadesine,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde … BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır