Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/189 E. 2022/18 K. 07.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/189 Esas
KARAR NO : 2022/18
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 07/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … İlçesi Kapadık Köyü mevkinde yapımı süren ” … DÜNYASI” olarak adlandırılan projenin tamamında bulunan 4 adet asansör ve 4 adet yürüyen merdiven bakımı ve onarım hizmetinin bu sözleşme şartları çerçevesinde verilmesi konulu “ASANSÖR VE YÜRÜYEN MERDİVENLER BAKIM VE ONARIM SERVİS SÖZLEŞMESİ” imzalandığını, sözleşmeye göre yürüyen merdivenler sözleşme tarihinde aktif olmadığından yönetim tarafından talep edildiği takdirde yürüyen merdivenlere hizmet verilmeye başlanacağını, sözleşme süresi ekipmanların kesin kabul tarihinden itibaren 1 yıl olup bu sürenin bitiminden en az bir ay önce taraflardan birinin diğerine aksine bir yazılı ihbarı olmaması halinde sözleşme süresi 1 yıllık süreler halinde otomatik olarak uzayacağının belirtildiğini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşmede hizmet karşılığı yönetim tarafından ödenecek bellerinin belirlendiğini, müvekkili şirketin, sözleşmenin 9. Maddesinde belirtilen sorumluluklarını yerine getirdiğini, sözleşme konusu asansörün bakım ve onarım hizmeti işini sözleşme şartları çerçevesinde ifa ettiğini, yapılan hizmet gereği faturalar düzenlendiğini, ancak borcun ödenmediğini, müvekkili şirket tarafından davalı borçluya 06/09/2019 tarihli ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 11/09/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ödenmesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin zaman kazanmak için hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının mesnetsiz olduğunu, sözleşmenin Anlaşmazlıklarının Çözümü başlıklı 15. Maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda İstanbul ( Merkez) mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olacağının belirlendiğini, taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu, davalı tarafın faiz oranına itirazının da yerinde olmadığını, tarafların tacir olduğunu, yapılan sözleşme ile % 1 oranında gecikme faizi uygulanacağının sözleşmede belirtildiğini beyanla, davanın kabulüne, davalı tarafın itirazının iptaline, … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibin devamına, alacağın likit olması sebebiyle davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi özetle; Davalı tarafa usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı ve davanın esasına ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşıldı.
Mahkememizce bilirkişi olarak görevlendirilen Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … ile Yüksek Makine Mühendisi Prof. Dr. … tarafından sunulan 30/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1.Davacının ibraz olunan elektronik ticari defterlerinin, e-defter beratlarının süresinde oluşturulduğu ve envanter defterlerinin açılış noter tasdikinin süresinde yaptırıldığı görülmekle ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu,
2.Davalının ticari defter ibrazında bulunmadığı,
3.Davacının ticari defterlerine göre davacının 25.10.2019 takip tarihi itibariyle 4.810,00€ davalıdan asıl alacaklı göründüğü,
4.Davacının takibe konu alacağının dayanağı faturalarının davalı aleyhine borç doğurduğu,
5.Bu nedenle, davacının 25.10.2019 takip tarihi itibariyle 4.810,00€ davalıdan asıl alacaklı olduğu kanaatine ulaşıldığın
6.Davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda; Merkez bankası verilerinden, 25.10.2019 takip tarihi itibari ile Kamu Bankalarınca EURO Üzerinden Açılan 1 Yıla Kadar Vadeli Döviz Tevdiat Hesaplarına Uygulanacağı Bildirilen Azami Faiz Oranı yıllık %2 olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının belirlenecek asıl alacağına takip tarihinden itibaren %2 oranında Azami Faiz yürütülebileceği, sonuç ve kanaatine varıldığı belirtmiştir.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, … İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı dosyası üzerinden, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 25/10/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 01/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 01/11/2019 tarihinde yetkiye, borca, tüm ferilerine ve takibe itiraz ettiği, itirazın ve davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında “Asansör Ve Yürüyen Merdivenler Bakım Ve Onarım Servis Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmeye göre yürüyen merdivenler sözleşme tarihinde aktif olmadığından yönetim tarafından talep edildiği takdirde yürüyen merdivenlere hizmet verilmeye başlanacağını, sözleşme süresi ekipmanların kesin kabul tarihinden itibaren 1 yıl olup bu sürenin bitiminden en az bir ay önce taraflardan birinin diğerine aksine bir yazılı ihbarı olmaması halinde sözleşme süresinin 1 yıllık süreler halinde otomatik olarak uzayacağını, imzalanan sözleşmenin 9. maddesinde belirtilen sorumluluklarını yerine getirdiğini, sözleşme konusu asansörün bakım ve onarım hizmeti işini sözleşme şartları çerçevesinde ifa ettiğini, yapılan hizmet gereği davalı firmaya faturalar düzenlendiğini, davalı şirket, borcun ödenmesi hususunda yapılan bütün girişimlere rağmen taraflar arasındaki ticari münasebet ve düzenlenen faturalar gereğine aykırı olarak borcunu ödemediğini iddia ettiği, davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı, ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, bilirkişi raporuna süresinde itirazda bulunmadığı, hizmetin verilmediğine ilişkin savunması olmadığı, sözleşmeye de bir itirazı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yapılan sözleşmede yetki kaydı bulunduğu ve İstanbul İcra dairelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından, davalının icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacının takipte talep edilen alacağının dayanağı olan faturalar incelendiğinde faturaların üzerinde teslim alanın imzası yoktur. Ancak söz konusu faturalar e-fatura olup, e- fatura, kâğıt fatura ile aynı hukuki sonuçlara sahip olmakla birlikte farklı teknik özellikleri ve düzenlemeleri vardır. Bu düzenlemelere göre; Temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtı dönülme imkânı bulunmaz iken, ticari fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden itiraz mahiyetinde, mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran “ret” yanıtı dönülebilmektedir. Çünkü sistem ve mevcut yazılım farklı bir düzenlemeye imkân vermemektedir. Ancak temel fatura senaryosunda düzenlenen faturalara e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtının dönülememesi, Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen harici yöntemlerle (noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile itiraz edilebilmesi imkânını ortadan kaldırmamaktadır. Yani aslında temel faturaya da Türk Ticaret Kanunu’nun da belirtilen yöntemler ile itiraz edilebilmesi imkânı bulunmaktadır. Ticari fatura senaryosunda düzenlenmiş olan faturalara ilişkin olarak alıcıların e-fatura uygulaması üzerinden ret yanıtı ile dönülmemiş olması da, TTK’da belirtilen diğer harici haklar ile itraz edilmesine engel teşkil etmemektedir. Ancak ister ret yanıtı ile dönülmüş olsun ister harici haklar ile itiraz edilmiş olsun bu işlemin yine TTK hükümlerinde belirtilen 8 günlük süreye uygun olarak yapılması gerekmektedir. Çünkü belirtilen 8 (sekiz) günlük itiraz süresine uymak tacir olmanın hukuki sonuçlarından bir tanesidir. Bu süre geçtikten sonra yapılan itirazlar ve e-fatura uygulaması üzerinden dönülen ret yanıtları söz konusu faturaların alıcı tarafından fatura içeriğinin kabul edilmiş olduğu ve davalı aleyhine borç doğurduğu sonucunu doğurmaktadır. Yine davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağı e-faturanın (temel fatura) davalının süresi içinde itiraz ettiğine dair dosyaya sunulu bir delil yoktur. Ayrıca, … vergi sicil numaralı davalı şirketin e-fatura kapsamında olup olmadığı Gelir İdaresi Bakanlığının “e-fatura.gov.tr” internet sitesinden kontrol edilmiş olup davalı şirketin e-fatura kapsamında olduğu görülmüştür. Davalı şirketin e-fatura kapsamında olmasının yanı sıra takibe dayanak faturalar içeriği hizmetin teslimine ilişkin servis formlarının da imzalı olduğu tespit edilmiştir. Bu itibarla davacının takipte talep ettiği alacağının dayanağı e-faturanın davalı şirket aleyhine borç doğurduğu sonucuna varılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile davalının 4810,00 euro davacıya borçlu olduğu tespit edildiğinden, davanın kabulüne alacak likit olduğundan, davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının … İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın icra takip tarihi itibariyle merkez bankasınca belirlenen döviz efektif satış tutarı karşılığı 30.883,567 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İcra dairesinin yetkisine itirazın REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 2.107,19-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 371,99-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.735,20-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 431,29-TL ilk gider, 1.500-TL bilirkişi, 119,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.050,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-HMK. 333. md. uyarınca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatırana iadesine,
Mahkememizin bu kararına karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde, Mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere tarafların istinaf yasa yoluna başvuru hakkı bulunduğuna dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır