Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/134 E. 2022/24 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/134 Esas
KARAR NO : 2022/24
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili ile davalılar arasında 02.04.2018 tarihli sözleşme uyarınca … dükkanının 01.04.2018 tarihinde devrinden dolayı eksik kalan 15.000,00-TL’nin koşulsuz şartsız ödenmesine ilişkin bir sözleşme bulunduğunu, işbu sözleşmeye konu olduğu üzere 02.04.2018 düzenleme tarihli 20.04.2018 vade tarihli 15.000,00-TL bedelli senet sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olarak borçlular tarafından imzalandığını, ancak söz konusu senette sehven alacaklı ile borçlu aynı kişi olarak yazıldığını, davalı borçluların söz konusu devre ilişkin borcu ödemedikleri için ve borca ilişkin bononun açıklanan nedenlerden ötürü senet vasfı olmadığından taraflarınca …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile davalı borçlular hakkında 10.04.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların 24.04.2019 tarihinde haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, tüm bu nedenlerle davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkilinin davacıya dava dilekçesinde iddia edildiği ve takibe konu edildiği şekilde bir borcu bulunmadığını, müvekkili ile davacının … dükkanının devri konusunda 82.000,00-TL (KDV hariç) karşılığında anlaştıklarını, protokolde hüküm altına alınan ve ödeme dekontlarından da görüleceği üzere bu bedelin 5.000,00-TL’si 01/03/2018 tarihinde 77.000,00-TL’si ise 30/03/2018 tarihinde eksiksiz olarak davacıya ödendiğini, protokolün 4 numaralı maddesinde açık bir şekilde davacı tarafından devir bedeli olan 82.000,00-TL’ye ilişkin fatura düzenlendiğinde KDV bedeli olan 14.760,00-TL’nin ödeneceğinin hüküm altına alındığını ve ilgili fatura düzenlenmediği takdirde KDV tutarının ödenmeyeceğine ilişkin olarak 5 numaralı madde de protokole eklendiğini, aradan geçen zamana rağmen davacı tarafın devir bedeline ilişkin olarak fatura düzenlemediğinden taraflar arasındaki anlaşma ve temel hukuk prensipleri gereği müvekkili tarafından KDV bedelinin davacıya ödenmediğini, henüz doğmayan bir borcun müvekkili tarafından ödenmesinin beklenemeyeceğini, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan borç sözleşmesi isimli belgede bedelden de görüleceği üzere KDV tutarına ilişkin olduğunu, davaya konu senedin senet vasfının bulunmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davanın esasına ilişkin herhangi bir cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşıldı.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçluların itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası, 02/04/2018 tarihli sözleşme, protokol, 20/04/2018 vade tarihli senet, faturalar, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 11/04/2019 tarihinde bono alacağına konu 15.000,00-TL asıl alacak ve 1.995,51-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.995,51-TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 19/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular tarafından 24/04/2019 tarihinde icra takibine, ödeme emrine, borca, faize, faiz oranına, işlemiş faize ve borcun tüm fer’îlerine itiraz edildiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında … dükkanının devrinden kaynaklı bakiye borç için 02/04/2018 tarihli borç sözleşmesi düzenlendiği, buna göre davalıların 15.000,00-TL’yi 20/04/2018 tarihinde koşulsuz olarak ödemeyi taahhüt ettikleri, bakiye borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığı, davalıların takibe itiraz ettikleri ve işbu itirazın iptali davasının açıldığı, davalı tarafın borcu ödediğini ancak yazılı bir belgeyle ispat edebileceği, bu konuda tanık dinlenemeyeceği, davalı tarafça borcun ödendiğine ilişkin yazılı bir belge mahkememize sunulamadığından davanın kabulüne, davalılarca bilinebilir ve likit olan borca ödeme yapılmadığı halde haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalıların …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Asıl alacak 15.000,00 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.160,96-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 205,27-TL peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 955,69-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 205,27-TL peşin harç ve 126,75-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplamı 391,32-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 11/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır