Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/132 E. 2021/975 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/132
KARAR NO : 2021/975
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı aracın 28/07/2020 tarihinde seyir halinde iken davalıya sigortalı olan …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın tali yoldan ana yola giriş yaparken müvekkiline ait araca çarpması neticesinde hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, … numaralı Tramer Kusur Davalımı raporunda ise müvekkiline ait aracı kullanan …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalıya sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in ise %100 kusurlu bulunduğunun tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihinde davalı … Sigorta A.Ş’nin … nolu poliçesi ile motorlu kaza taşıtları zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davalı sigorta tarafından müvekkiline 20/08/2020 tarihinde hasar bedeli olarak 14.985-TL ödeme yapıldığını ancak orijinal parça kullanılmış olsa idi gerçek zararın daha fazla çıkacağının bilirkişi aracılığıyla yapılacak tespitte ortaya çıkacağını beyanla; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100-TL işçilik ve KDV ücreti, 100-TL orijinal parça yerine yan sanayi eş değer parça kullanımından kaynaklanan ücret olmak üzere şimdilik 200-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı başvuranın müvekkili şirketi dava konusu hasar bedeline ilişkin olarak ibra ettiğini, müvekkili şirketin gerçek zarardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin orijinal parça bedeli ödemek gibi bir sorumluluğu olmadığını, değer kaybının sigorta genel şartlarında belirtilen şekilde hesaplanması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacıya ait araç ile davalı nezdinde sigortacı … plakalı aracın karıştığı 28/07/2020 tarihli trafik kazası neticesinde davacıya ait araçta meydana gelen hasar bedeli olarak davacıya 20/08/2020 tarihinde 14.985-TL ödeme yapıldığı ancak bu bedelin gerçek zararı karşılamadığından bahisle bakiye hasar bedeli ve değer kaybının tazmini talebine ilişkindir.
Mahkememizce Dosyanın bilirkişiye sevki ile ve sigorta şirketince yapılan ödeme de nazara alınarak davaya konu araçta meydana gelen gerçek zararın karşılanıp karşılanmadığı, buradan bahisle varsa bakiye hasar bedeli ve değer kaybının belirlenmesinin istenmesine karar verildiği, Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 30/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Olay şartında, sağdan gelen araca rağmen sola dönüş manevrasına aşlayarak … plakalı aracın yolunu kesen … plakalı aracın sürücüsü …’ n %100 oranında tam kusurlu, trafik kurallarına aykırı olarak yolunu kesen araç karşısında etkili tedbir alması eklenemeyecek olan … plakalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, yapılan onarım ile … plakalı davaya konu araçta meydana gelen gerçek zararın karşılandığı, Dava konusu araç hasar tarihi itibariyle 165.000 km kullanım mesafesinin üzerinde olması nedeniyle hasar tarihi itibariyle geçerli mevzuata göre değer kaybı zararı oluşmayacağı kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
28.07.2020 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında yer alan sürücü beyanları arasında çelişki bulunmadığı ve dava konusu aracın hasar fotoğraflarında görünen hasarının kaza şartı ile uyumlu olduğu göz önüne alınarak kazanın tutanakta yer aldığı şeklide meydana geldiği
Bu kapsamda, dava konusu kazada … plakalı aracın sürücüsü …’ın kusursuz, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, Dava konusu … plakalı, … marka,… 2013 model aracın hasarına ilişkin olarak açılan … sayılı hasar dosyası kapsamında hazırlanan 28.07.2020 tarihli Ekspertiz Raporunda, değişmesi gereken parça bedeli 11.033,00 TL, işçilik bedeli 3.953,00 TL olmak üzere toplam onarım bedeli KDV dahil 14.986,00 TL olarak hesaplandığı, raporda yer alan parça ve işçilik kalemlerinin hasar fotoğraflarında görünen hasar ile uyumlu ololdu, aracın rayiç değerini 82.000,00 TL olup, … sayılı hasar dosyasında mevcut 28.08.2020 tarihli dekont ile davalı şirket tarafından … hesabına 14.986,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
Davaya konu araçta meydana gelen gerçek zararın karşılanıp karşılanmadığının belirlenmesi amacıyla ibraz edilen bilirkişi raporu uyarınca 28.07.2020 tarihli Ekspertiz Raporunda yer alan parçaların hasar tarihi itibariyle orijinal yeni fiyatları tespit edilerek Ekspertiz Raporunda yer alan parça bedelleri ile karşılaştırıldığı, onarımda kullanılan parça tutarlarının orijinal yeni parça tutarlarından ortalama 43% daha düşük değerde olduğu, söz konusu indirim tutarının yeniden değerlendirilebilir orijinal parçalar için piyasa rayiçlerine uygun olduğu, yapılan onarım ile davaya konu araçta meydana gelen gerçek zararın karşılandığı anlaşılmıştır.
Değer kaybı talebine yönelik olarak, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2002/130 Esas, 2002/4512 karar sayılı ilamında “…tamamen onarılmış olsa bile arızalı araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin onarımdan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Aracın onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun, kural olarak aynı nitelikteki hiç onarım görmemiş araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.” şeklindeki ilamı göz önüne alındığında, dava konusu aracın görmüş olduğu dava konusu hasar onarımı nedeniyle hasar öncesi rayiç değerinde bir azalmanın olacağı, önceki hasarlarının da dava konusu hasar öncesi rayiç değerinde azalmaya neden olacağı, mükerrer hasarların ise değer kaybı yaratmayacağı açıktır.
Yargıtay kararında, tamamen onarılmış olsa bile arızalı araba, tahribatın izlerini taşıyacağından onarıldıktan sonra rayiç değerinin onarımdan önceki rayiç değerinden az olacağının kabulü gerektiğinin belirtildiği göz önüne alındığında, hasarın, hasarlı parçanın herhangi bir müdahale yapmadan orijinal parça ile değiştirilerek giderildiği durumlarda, değer düşümüne neden olan tahribat izlerinin tamamen ortadan kalkması nedeniyle değer kaybına yol açmayacağı açıkça ortaya konulmaktadır.
Dava konusu araçta değer kaybına neden olacak parçalar sol ön çamurluk değişimi ile motor kaputu onarımları olup Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi yazı cevabı ile aracın 28.07.2020 tarihli hasar öncesi 9 ayrı hasarı bulunduğu, bu hasarlara ait bilgi içeren belgelerden aracın 28.07.2020 tarihli hasarda onarılan motor kaputu hasarının mükerrer hasar olduğu anlaşılmıştır.
Anılan durum karşısında; … plakalı aracın sürücüsü …’ un kusursuz olduğu, yapılan onarım ile araçta meydana gelen gerçek zararın karşılandığı, dava konusu araç hasar tarihi itibariyle 165.000 km kullanım mesafesinin üzerinde olması nedeniyle hasar tarihi itibariyle geçerli mevzuata göre değer kaybı zararı oluşmayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince 59,30-TL karar harcı peşin alınmış olduğundan bu konudan yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “… Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 200-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, kesin olarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır