Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/13 E. 2021/429 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/13
KARAR NO: 2021/429

DAVA : Sözleşmenin Uyarlanması
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Uyarlanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 04/10/2016 tarihinde … tescil ve … nolu finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede müvekkilinin Euro üzerinden ödeme planı hazırlandığını, müvekkili tarafından ödenecek toplam anaparanın 52.407,28-Euro, toplam faiz 6.148,59-Euro ve KDV’li toplam kira bedelinin 59.141,43-Euro olduğunu, sözleşmenin imzalandığı tarihten kısa bir süre önce darbe girişimi nedeniyle ekonomik kriz yaşandığını, sözleşmenin yapıldığı 04/10/2016 tarihinde Euro kuru 3,37430-TL iken yaşanan olağanüstü ve öngörülemez gelişmeler neticesinde dava tarihinde 6,4635-TL olduğunu, kur farkında %100’lük bir artış meydana geldiğini, tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartların daha sonra çok önemli surette çarpıcı ve öngörülemez biçimde adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmiş ise tarafların artık o akitle bağlı tutulamayacağını, değişen bu koşullar karşısında M.K. 2. Maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi zorunluluğunun doğduğunu,
Her ne kadar uzun yıllardır ekonomik istikrarsızlık bulunsa da hain darbe girişiminin gerçekleşeceğini, darbe girişimi sonrası döviz kurunun ülke tarihinde hiç görülmemiş şekilde fahiş oranda artacağını öngörmek hayatın olağan akışına göre mümkün olmadığını, kobi işletmekte olan Müvekkilinin haksız oranda artan ödemeler sebebiyle zorlandığını, son derece mağduriyet yaşadığını, Davalının ise sebepsiz zenginleştiğini beyanla;
fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000-TL’lik değer üzerinden Davanın kabulüne, Müvekkili ile davalı arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinin uyarlanarak ödeme planında muaccel hale gelmemiş edimlerin hakkaniyete uygun bir mablağa çekilmesine, Müvekkili tarafından bu zamana kadar yapılmış ödemelerde, sabitlenen bedelin üstünde kalan kısımların yasal faiziyle birlikte Müvekkiline geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin itirazlarının bulunduğunu, davacının arabuluculuk dava şartını yerine getirmeden iş bu davayı açtığını, bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi gereğince arabuluculuğa henüz dava açılmadan önce başvurulmasının gerektiğini beyanla;
Davanın arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında mevcut 14/10/2016 tarihli … numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesinin de kira bedelinin Euro cinsinden kararlaştırıldığı, mevcut zaman içerisinde ekonomik koşulların beklenmeyen koşullar nedeni ile ağırlaşması nedeniyle TBK m.138 kapsamında sözleşmenin uyarlanması koşullarının mevcut olup olmadığı, davalının sözleşmeden dava tarihinden önce feshedildiği yönündeki iddiasının uyarlama talebine etki edip etmediği noktasında toplandığı görüldü.
HMK’nun 114. maddesinde dava şartları sayılmış, aynı maddenin 2. fıkrasında ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
Dava 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olmakla, ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup, arabulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açılması hususu ve buna uyulmaması HMK’nin 114/2.maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık” olarak davanın usulden reddi sebebidir.
Davacı taraf dava açıldıktan sonra 27/01/2021 havale tarihli dilekçesi ile arabuluculuk başvurusunu yaptıklarını, sürecin devam ettiğini beyan etmiştir.
6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun(HUAK) 16.maddesinde, “(1) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar….” hükmü ile sürecin başlangıcını;
HUAK madde 17/1’de belirtilen haller olan;
“a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d) (Değişik: 12/10/2017-7036/23 md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.”
Arabuluculuk sürecinin sona erme hallerini düzenlemiştir.
6325 sayılı Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesi ise; “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”hükmünü içerir.
Davacı yanın, dava açılırken dava dilekçesine son tutanağı(anlaşmazlık) ekleyerek davayı açması gerekirse de başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul 18/A maddesinde düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece, arabulucuya başvuru yapıldığı anlaşılıyor ancak son tutanak eklenmemişse davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilmesi gereklidir.Mahkememizce ihtar yapılmıştır.
Somut olaya bakıldığında; davacı tarafın davayı 07/01/2021 açtığı, arabuluculuk başvurusununda 26/01/2021 tarihinde yapıldığı, arabuluculuk son tutanağının da tutulmadığı anlaşılmıştır .
Ankara BAM 22 HD 2019/1889-2074 sayılı örnek kararında açıklandığı üzere; Dava açılmadan önce tarafların anlaşamadığını gösterir arabuluculuk son tutanağı düzenlenmediğinden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı yokluğundan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 1.000-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır