Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/88 E. 2021/496 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/88 Esas
KARAR NO : 2021/496
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı … A.Ş. tarafından 05.04.2018 tarihinde … işletme müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … İlçesi … Mah. Dr. … Caddesi No: … İSTANBUL adresinde müvekkiline ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili olan şirket personelince arızanın giderildiğini ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi hizmetlerin bedeli olan 908,97 TL’nin hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu … A.Ş. tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine 908,98 TL hasar bedeli 27,57 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 936,54 TL’nin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, davalı/borçlu şirketin ödeme emrinin tebellüğ ettikten sonra borca ve takibe itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, davalı/borçlunun yaptığı itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının haksız fiilden kaynaklı müvekkili aleyhine oluşan zararı tazmin etmemiş ve hasar bedeline ilişkin icra takibine de kötü niyetli itiraz ettiğini bu sebeplerle davalı/borçlunun … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini, davalı/borçlu aleyhine %20’den az olmamak koşuluyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı/borçluya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı şirketin müvekkili olan şirket tarafından çalışma yapıldığı belirtilmişse de bu hususun doğru olmadığını, müvekkili olan şirketin yeni tesis, bakım ve onarım hizmetlerini satın alma yoluyla … İnş. Tic. ve Taah. Ltd. Şti. ile yapmış olduğu sözleşme kapsamında karşılamakta olduğunu, müvekkilinin bu kapsamda çalışan personeli bulunmadığını, zarar verdiği iddia olunan altyapı çalışmasının dava dışı … İnş. Tic.ve Taah. Ltd. Şti. tarafından yapıldığını, dava konusu olayda müvekkilinin herhangi bir çalışma yapmadığından illiyet bağının olmadığını ve husumet itirazın bulunduğunu, müvekkili olan şirketle dava dışı … İnş. Tic. ve Taah. Ltd. Şti. arasında 22.07.2014 tarihli bakım-onarım sözleşmesi imzalanmış olup söz konusu sözleşmenin 36.maddesinde üçüncü şahıslara verilecek zarardan, işi yapan firmanın sorumlu olacağının açıkça düzenlendiğini, bu kapsamda müvekkili olan şirkete sorumluluk atfedilemeyeceğini, müvekkili olan şirketin sadece ihale makamı olduğu ve denetim ve gözetim yükümlüğü bulunmadığını ve meydana gelen hasardan müvekkilinin hiçbir sorumluluğunu olmadığını, davacının hiçbir somut delile dayanmadan altyapı çalışmaları esnasında tesislerine zarar verildiğini iddia ettiğini ancak dosyaya hiçbir somut delil sunamadığını, oysaki hasarın meydana geliş şekli, kim tarafından hasar verildiği vs hususların somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya kesinleşmiş bir borcu bulunmadığı gibi davacı tarafından da ihtarname gönderilmediğini, bu nedenle müvekkili olan şirketin temerrüdünün olmadığını, faizi ve faiz oranını da kabul etmediklerini, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için talep edilen alacağın likit bir başka anlatımla belirgin olması gerekmekte olduğunu, alacağın likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davanın husumetten reddini, mahkeme aksi düşüncede ise itirazları doğrultusunda esastan reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
Dosyaya getirtilen … İcra Dairesi’nin 2018/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 06/08/2018 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 31/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 04/09/2018 tarihinde icra dairesinin yetkisine, borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın ve 31/01/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu görülmüştür.
Davalı tarafından gerek icra takibine yapılan itirazda ve gerek cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş ise de 6100 sayılı HMK’nun 16. maddesinde “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü gereği, Davacının adresinin Kağıthane olması dikkate alındığında davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde, dava konusu hasardan dava dışı … Ltd. Şti.’nin sorumlu olacağı beyan edilerek husumet itirazında bulunulmuştur. Dava dışı … Ltd. Şti. ile davalı arasında “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi” adı altında sözleşme imzalanmış ise de sözleşme hükümleri sözleşmenin tarafları arasında hüküm ifade etmekte ve davalının dava dışı şirketin yaptığı işi kontrol ve denetim yükümlülüğü devam etmektedir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 01/12/2016 tarih ve E.2016/… K.2016/… sayılı kararında “Somut olayda, davalı …, işinin bir bölümünü imzaladığı sözleşme ile diğer davalıya devretmiş ise de, diğer davalı tarafından yapılan işi kontrol ve denetim yükümlülüğü bulunduğundan TBK’nın 66. maddesi uyarınca adam çalıştıran sıfatıyla kusursuz sorumlu, diğer davalı … Ltd. Şti. ise TBK’nın 49. maddesi uyarınca haksız fiil faili olarak sorumludur. Hal böyle olunca, davalılar arasında müteselsil sorumluluk vardır.
Şu halde, meydana gelen zarardan davalılar müteselsil sorumlu olduklarına göre davalı … yönünden de işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken husumet nedeniyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir…” gerekçelerine yer verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … tarafından sunulan 25.11.2020 tarihli raporu özetle; İşçilik, montaj, araç, personel giderlerinin davacı kurumca talep edilemeyeceği, … sistem işletme müdürlüğünce davalıya gönderilen 01.06.2018 tarihli yazı içeriğinde hasarın ekiplerince tamir edildiğinin açıkça belirtildiği, arızayı gideren arıza onarım bakım tarafından davacı …’a kesilmiş herhangi bir faturanın bulunmadığı, sunulan 01.02.2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi tarafı şirket tarafından dava konusu hasar ile ilgili olarak kullanılan malzeme ve yapılan işçilik bedelini gösterir davacı … ‘a kesilmiş herhangi bir fatura veya iş emri vb. belge örneğine rastlanılmadığı, sözleşmenin 10. Maddesinde “yüklenicinin her ayın sonunda şirketin belirlediği kriterlerde yapılan işi bildirerek şirketin onayını almasından sonra fatura düzenleyecek ve ödeme ertesi ay içerisinde yapılacaktır” şeklinde açık hükmün yer aldığı, dosya kapsamında yer alan hasar tespit tutanak formu, iş görev emri ve hasar süreci bilgilendirme formunda 01.02.2018 tarihli hizmet alım sözleşmesi tarafı şirketin yetkili imzasına da rastlanılmadığı, davacı Bedaş tarafından arızanın kendi elemanları dışında özel adam tutularak onarımının yapıldığı hususunun belgelendirilemediği, hasar adresindeki çalışma davalı … A.Ş.’nin yüklenicisi tarafından yapılmış olsa dahi gerek idarenin gerekse idare tarafından görevlendirilen yapı denetim görevlilerinin yüklenici şirket üzerinde denetim, gözetim yetkisi olacağı, bu sebeplerle takibin toplam 159,87 TL (KDV dahil malzeme bedeli) + 2,08 TL (takip tarihine kadar işlemiş faiz)= 161,95 TL üzerinden davalı … A.Ş. adına devam edilebileceği belirtilmiştir.
13.05.2021 tarihli bilirkişi ek raporu özetle; Faize ilişkin davacının talebindeki oranın dikkate alındığı, davacı vekilinin hasar tarihinden itibaren faiz hesaplanması gerektiğine yönelik itirazında haklı olduğu, hasar tarihi ile takip tarihi arasındaki süreçte davacı tarafça talep edilebilecek faiz tutarının 4,85 TL olarak hesap edildiği, asıl alacak bedeli talepten düşük hesaplandığından hesap edilen faizin davacı talebinden düşük çıkmasının olağan olduğu, kazı izni alınmadan da onarım işinin yapılmış olabileceği, bu durumun da davalı şirkete kusur atfı gerektirebileceği, açıklanan nedenlerle takibin toplam 159,87-TL (KDV dahil malzeme bedeli) + 4,85 TL. (takip tarihine kadar işlemiş faiz) = 164,72 TL üzerinden davalı … A.Ş. adına devam edebileceği belirtilmiştir.
… Müdürlüğü’nün 26/02/2021 tarih ve … sayılı yazısında söz konusu adreste belirtilen tarihte herhangi bir kurum ve şahsa kazı izni verilmediğinin tespit edildiği belirtilmiştir.
Tarafların iddiaları ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu zarara dayanak haksız eylemin davalı tarafından gerkçekleştirildiği somut delillerle ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 54,40-TL. nin 59,30-TL. nispi karar harcından mahsubu ile kalan 4,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 936,54-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı, davalı ve ihbar olunan tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 23/06/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)