Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/766 E. 2021/847 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/766 Esas
KARAR NO : 2021/847
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davalı borçlu şirketin müvekkil şirket ile arasında münakit 10.11.2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile müvekkil şirket ürünlerinin belirlenen bölgede satışı işini üstlendiğini, Davalı şirketin müvekkil şirketten aldığı mal bedelleri ile oluşan cari hesap borcunu ödemediğini ve müteaddit defalar yapılan ikazlara ve görüşmelere rağmen ödememekte ısrar ettiğini, davalı borçlu bayiinin müvekkil şirkete oluşan cari hesap borcu 74.860,63.-TL olup bu borç tutarı içinde cari hesabında görülen 50.000,00.-‘lik karşılıksız çeki için ayrı icra takibi yapıldığını, bu çek tutarı üzerinde kalan cari hesap borcu olan 24.860,63.-TL için ise takibe kadar işleyen avans faizi ile birlikte 25.800,63.-TL üzerinden … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 10.11.2015 tarihli sözleşme bulunmakta olup bu tarihten itibaren süregelen bir ticari ilişkileri bulunduğunu, sözleşme uyarınca müvekkil şirketin tüm yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, tüm ödemelerini zamanında ve eksiksiz olarak gerçekleştirdiğini, davacı tarafın iddia ettiği alacağa ilişkin faturalar düzenlendiğini ancak müvekkile bu faturaların karşılığı olan ürünleri teslim etmediğini, davacının belirtmiş olduğu 50.000-TL’lik çek ise davacının da bilgisinde olduğu üzere avans çeki olarak teslim edildiğini, ancak davacı tarafça ürün teslim edilmemesine rağmen bedel tahsil edilmeye çalışıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın mutabakat formu sunduğunu ve bu mutabakata göre müvekkil şirketin 4.340,93-TL tutarında cari hesap borcu bulunduğunun belirtildiğini ancak buna rağmen müvekkil şirkete 25.800,63-TL tutarında icra takibi başlatıldığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın icra takibinde kötü niyetli olması sebebiyle %20’den az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalıların vaki itirazının iptali ve icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçluların itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçluların icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraflarca delil olarak; … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyası, Bayilik Sözleşmesi, cari hesap özeti, mutabakat belgesi, banka kayıtları, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 07/10/2020 tarihinde cari alacağına konu 24.860,63-TL asıl alacak ve 940,00-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.800,63-TL üzerinden 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 21/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular vekili tarafından 21/10/2020 tarihinde yetkiye, borca ve tüm fer’îlerine itiraz edildiği, yapılan itirazın süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte dava dosyası, icra dosyası ve davalı tarafın ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve dava konusu talepler hususu yönünden İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediğinden rapor alınamadığı anlaşıldı.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte dava dosyası, icra dosyası ve davacı tarafın ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve dava konusu talepler hususu yönünden bilirkişi rapor alınmasına karar verildiği, Mali Müşavir … tarafından sunulan 14/09/2021 tarihli raporu özetle; ”Davacı şirketin ticari defterlerinin tetkikinden; davacının e-defter mükellefi olduğu, ticari defterlerini yasaya uygun tuttuğu ve davacının lehine delil vasfına haizliği hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacının bayisi davalı şirkete 2019 ve 2020 yıllarında sevk irsaliyeleri ile su sattığı ve e-arşiv fatura düzenlediği, düzenlediği tüm faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve vergi dairesine beyan ettiği, davacının düzenlediği e-faturalara karşı davalı tarafça bir itirazın olduğuna dair bilgi ve belgeye rastlanmadığı, davalının davacıya düzenlediği fiyat farkı faturası, iade faturası ile davacıya ödemeleri toplamı davacının davalıya düzenlediği satış faturaları toplamından mahsup edildiğinde, davacının ticari defter sonuç kayıtlarında toplamda 74.860,63 TL cari hesap alacağının olduğu, davacının icra takip dosyası ile takipte talep ettiği 50.000,00 TL lik çek hariç tutulduğunda davaya konu faturalardan kaynaklı hem takip tarihinde hemde dava tarihinde davalı şirketten 24.860,63 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki 10/11/2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi’ne istinaden ticari ilişki bulunduğu, buna istinaden davacı tarafın ürün gönderdiği ve cari hesap ilişkisinin işlediği, davalı tarafça bakiye borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafça icra takibi yapıldığı, davalı tarafın takibe itiraz ettiği, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için mahal mahkemesine talimat yazıldığı ancak davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı ve ticari defterlerini ibrazdan kaçındığı, davacı taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış olduğundan sahibi lehine delil teşkil edeceği, davacı taraf ticari defterlerine göre takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan toplamda 74.860,63-TL alacaklı gözüktüğü ancak takibe konulan 50.000,00-TL’lik çek hariç tutulduğunda 24.860,63-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222 (3) maddesi uyarınca davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden usulüne uygun tutulan davacı taraf ticari defterleri delil olarak kabul edilerek asıl alacak üzerinden davanın kısmen kabulüne, taraflar arasında cari hesap ilişkisi yürüdüğünden takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine, davalı taraf likit ve bilinebilir borca ödeme yapmadığı halde haksız olarak itiraz ettiğinden icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalıların … İcra Müdürlüğü’nün 2020/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 24.860,63 TL cari hesap alacağı üzerinden aynen devamına,
Asıl alacak 24.860,63 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.698,23-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 311,62-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.386,61-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 311,62-TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 940,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 160,75-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplamı 1.015,15-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 980,15-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır¸

Hakim …
¸e-imzalıdır¸