Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/756 E. 2021/1002 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/756 Esas
KARAR NO : 2021/1002
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülen İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA /Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle;
Halka açık … AŞ nin … Oto Kiralama A.Ş. (…) paylarını 15.09.2014 tarihinde 3.900.000 TL bedel ile … AŞden (… Turizm) devir alıp, 11.06.2015 tarihinde … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ( … Petrol ) 2.750.000 TL bedel ile devretme işlemini yaptığı, işlemlerin 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn) ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında incelenmesi neticesinde … tarafından 15/10/2019 tarihli raporun hazırlandığı , denetim raporunda;
“Merkez adresi…Şişli/İstanbul olan … şirketinin faaliyet konusu, vergi dışı mali konularda, özellikle yerli ve yabancı finans piyasaları düzenine ilişkin olarak, sermaye piyasası mevzuatında belirtilen yatırım hizmetleri ve faaliyeti kapsamında olmamak şartıyla; teknik planlama, programlama, bütçeleme, projelendirme, finansal organizasyon, firma değerlemesi gibi konularda danışmanlık, ticari, sınai ve finansal konularda yatırım ve araştırmalar yapmaktır. Şirket payları 09.05.2005 tarihinde halka arz edilmiş olup, mevcut durumda halka açıklık oranı %99,46’dır. Şirket payları mevcut durum itibarıyla … AŞ Ana Pazar’da işlem görmektedir. Şirket’in bağımsız denetimden geçmiş 31.12.2018 tarihli finansal tablolarında yer verilen bilgilere göre, Şirket’in 31.12.2018 tarihi itibarıyla toplam personel sayısı 8Şirket, davaya konu … paylarını alım işlemini 2014 Eylül’de yapmış, satım işlemini ise 2015 Haziran’da gerçekleştirdiğini
Şirket tarafından yapılan 02.06.2016 tarihli özel durum açıklamasında; 25.05.2016 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu üyelerinden … ve … ‘a münferiden atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzam etmelerine karar verildiği kamuya duyurulmuştur. Bu tarihe kadar Şirket’te birçok yönetim kurulu üyesi görev yapmış olsa da, yönetim kontrolünün Şirket’te 11.06.2013-12.12.2013 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanlığı yapmış olan … ile eşi …’da (…) olduğu, 02.04.2014-19.11.20141 tarihleri arasında Şirket’te yönetim kurulu başkanlığı yapan … isimli şahsın, … ve eşi …’ın (…) direktifleriyle hareket ettiği denetim sürecinde anlaşılmıştır. 19.11.2014-20.05.2016 tarihleri arasında yönetim kurulu başkanlığı yapan …’ın ise bu dönemde Şirket paylarının yaklaşık %16’sına sahip olduğu, Şirket’teki diğer payların dağınık yapıya sahip olması nedeniyle Şirket’te yönetim kontrolü gücüne sahip olduğu anlaşılmıştır. Bununla birlikte bu kişinin …’ın (…) kardeşi olduğu ve yönetim kurulu başkanlığı yaptığı dönemde … ve … (…) ile birlikte Şirket’i kontrol ettiği anlaşılmıştır. Buna göre 19.11.2014 tarihine kadar Şirket’te kontrol gücü sahibi … ve eşi … (…) iken 19.11.2014-20.05.2016 tarihleri arasında Şirket’in …, eşi … (…) ve … (…’ın kardeşi) tarafından ortak kontrol edildiğinin değerlendirildiği ” tespitlerinin yer aldığını, belirterek ;
Davalılar … ve … tarafından, örtülü kazanç aktarımı yoluyla malvarlığı azaltıldığı tespit edilen halka açık … A.Ş.’ye davalılarca yapılması gereken faiz hariç toplam 1.150.000,00-TL’sı tutarındaki iadenin verilen süre içerisinde yapılmaması nedeniyle hukuka aykırı olarak aktarıldığı belirtilen 1.150.000,00-TL ile kanuni faizinin, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 115.000,00-TL’sının malvanlığı azaltılan …’e iadesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP / Davalı … vekili 16/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde ve diğer dilekçelerinde özetle;
Müvekkili … ın … ile hiç bir hukuki ve ticari ilişkisinin bulunmadığını, herhangibir paya sahip olmadığını, ticari hayatın dürüstlük ilkelerine önem verdiğini, denetleme raporunda ki … ın menfaat temin ettiği iddiasının doğru olmadığını, örtülü kazanç aktarımı konusunda somut delil bulunmadığını, davanın müvekkili yönünden husumet dava şartından reddine, zamanaşımı itirazları bulunduğunu belirterek davanın zamanaşımı/hak düşürücü süre yönünden reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesiniyargılama giderleri vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili 16/02/2021 tarihli cevap dilekçesinde ve diğer dilekçelerinde özetle;
Müvekkilinin 19/11/2014 ve 20/05/2016 tarihleri arasında … AŞ nin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını, diğer davalı … ın abisi olduğunu, … firmasının müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığından önce 15/09/2014 tarihinde satın alındığını, işlemler tarihinde müvekkilinin … ile hiçbir hukuki bağlantısı olmadığını, pay sahibi bulunmadığını, denetleme raporunda ki … ın menfaat temin ettiği iddiasının doğru olmadığını, aksine müvekkilinin işlemler sonucunda zarara uğradığını, … firmasının daha büyük zararlara uğranılmasının önlenmesi için satıldığını, zamanaşımı itirazları bulunduğunu belirterek davanın zamanaşımı/hak düşürücü süre yönünden reddine aksi halde esastan reddine karar verilmesini yargılama giderleri vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Sermaye Piyasası Kanunun 21. ve 94. maddeleri gereğince açılan iade istemine ilişkindir.
Mahkememizce 02/07/2020 tarih ve 2020/… Esas- 2020/… Karar sayılı karar ile; dava şartı arabuluculuk yerine getirilmediğinden davanın usulen reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafça istinaf edilmiş; … BAM … HD si 2020/ … -2020/… sayılı 08/12/2020 tarihli kararı ile ;
“Davacı Kurul, örtülü kazanç aktarımı yaptığı tesbit olunan davalılardan yasal düzenlemeler gereği isteğe rağmen halka açık ortaklığa iade gerçekleşmemesi üzerine şirkete iade talebin de bulunmuştur.Davacı kurula dava açma yetkisi veren yasal düzenlemenin kamusal yönü gözetildiğin de davanın; ” tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlığı niteliğinde olmadığı ” açıktır. Davanın niteliği itibariyle dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı gerekmemektedir.Açıklanan nedenlerle; işin esasına girilip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesini açıklayarak mahkememiz kararını kaldırmıştır.
2020/… esasa kaydedilen dava dosyasında, mahkememizce istinaf kararı doğrultusunda işin esasına girilmiş tarafların bildirdiği deliller toplanmış, yeminli baş mürakıp … , bağımsız denetçi mali müşavir … ve Prof.Dr. …’dan oluşan bilirkişi heyetinden 26 /09 /2021 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Davalı … vekili müvekkili yönünden husumet dava şartı itirazında bulunmuştur.Alınan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; … AŞ nin 14/03/2014 tarihinde … tarafından kurulduğu, … şirketinin 31/12/2014 itibariyle … AŞ ( eski ünvanı … AŞ) nin %100 hissesinin sahibi olduğu, … AŞ nin … A.Ş hisselerini … AŞ den devir aldığı, bu devir nedeniyle … AŞ nin ödediği paraların davalı … ın banka hesaplarına yatırıldığı anlaşılmış olmakla davacının husumet itirazı kabul edilmemiştir.
Davalıların zamanaşımı/hak düşürücü süre itirazları incelendiğinde; davacı SPK nun yapılan inceleme sonunda düzenlenen denetleme raporunu 07/11/2019 tarihli toplantıda öğrendiği, … sayılı karar ile … AŞ ye 3 ay içinde gerekli işlemleri yapması konusunda tebligat yapmayı kararlaştırdığı, SPK kanununun 21/4 maddesi gereğince 13/11/2019 tarih ve … sayılı kararın … AŞ ye tebliğ edildiği, şirketin 03/02/2020 tarihli yazı ile davalılar …, … ve diğer kişiler hakkında … İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını bildirdiği, ayrıca davacı SPK nun İstanbul CBS nin 2019/… soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunduğu eklenen evraklar ve CBS dosyasından tespit edilmiştir. Huzurdaki dava 30/03/2020 tarihinde açılmıştır.Davacı SPK kanununun 21 md gereğince yasal 3 aylık hak düşürücü süre içinde iade talebinde bulunmuş, ayrıca … CBS nin 2019/… soruşturma sayılı dosyasına ……tarihinde 3 aylık hak düşürücü süre içinde şikayette bulunmuştur. Davalıların hakdüşürücü süre itirazı kabul edilmemiştir.
818 sayılı BK. 66.maddesi ;“Nedensiz zenginleşmeden dolayı açılacak dava, zarar görenin, verdiğini geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl ve herhalde bu hakkın doğumundan başlayarak on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.Eğer, mal edinimi, zarar gören için bir borç oluşturmuşsa, zarar görenin dava hakkı zamanaşımına uğramış olsa bile, o bu borcu yerine getirmez.”
6098 sayılı TBK. 82.maddesi :“Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Davacı SPK sebepsiz zenginleşmeyi öğrendiği 07/11/2019 tarihli toplantıdan itibaren 2 yıl içinde huzurdaki davayı açmıştır.Ayrıca sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiği 15/09/2014 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi de dolmamıştır.Davalıların zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Mahkememizce alınan 26 /09 /2021tarihli bilirkişi raporu tespitlerine göre;
…’in 15.07.2013 tarihinde …’nun kontrolüne geçtiği, …’nun 12.11.2013 tarihinde şirket sermayesini 300.000 TL’den 4.000.000 TL’ye çıkarttığı ve şirket paylarının hepsini 04.02.2014 tarihinde … e ( sgk kayıtlarına göre … nun şoförü) sattığı, … ‘in bu payları 09.04.2014 tarihinde … Turizm’e sattığı, … Turizm’in 15.09.2014 tarihinde … paylarının %97,5’ini …’e, …’in ise söz konusu payları 11.06.2015 tarihinde … Petrol’e sattığı, … Petrol ün tek pay sahibi nin … ( sgk kayıtlarına göre … nun şoförü çalışanı ) olduğu,…’in …’i satması işlemlerinde … (…)’m banka hesabından çekilen 1.350.000 TL’nin birkaç işlem ile …, … Petrol, … banka hesaplan arasında döndürülmesi suretiyle gerçekleştirildiği, işlemler sonunda paranın … (…)’nun banka hesaplarına geri yatırıldığı, …’in kaynaklarının önemli kısmının ticari olmayan alacaklardan oluştuğu, şirketin ticari faaliyetlerinin çok kısıtlı olduğu ve büyük bir kısmı ile …’nun ilişkili taraflarının parasal transferlerle kaynak oluşturulduğu,
Halka acık … A.Ş. tarafından bağlı ortaklığı … paylarının … Turizm’den 3.900.000 TL karşılığında satın alınması ve bu payların 2.750.000 TL karşılığında … Petrol’e satılması işlemlerinin emsallerine, piyasa teamülleri ile ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak yapıldığı, alım satım aşamasında yapılan işlemler ile ilişkili kişiler olan davalılar lehine bariz bir menfaat sağlandığı, bunun sonucunda halka açık ortaklık ve bağlı ortaklığı kârında/ malvarlığında azalma meydana geldiği, bu eylemlerin SPKn’nun 21 ve 110 uncu maddelerinde düzenlenen örtülü kazanç aktarımı kapsamına girdiği,
… paylarının … tarafından satın alınmasından sonraki dönemde özkavnak kaleminin fîktif giderlerle azaltıldığı böylece … paylarının … tarafından satıldığı dönemdeki gerçek değerinin düşük gösterildiği. …’in 15.09.2014 tarihinde 3.900.000 TL’ye satın alınması ve 9 ay sonra 1.150.000 TL zararla satılması sonucunda … A.Ş. 11.06.2015 tarihi ile 1.150.000 TL tutarında zarar ettirilerek malvarlığının azaltıldığı, bu elden çıkarmanın ilişkili taraf kişi sıfatına haiz bir şahsa yapılması ile işlemin kasten ve bilinçli olarak yapıldığı,…’in 3.900.000 TL’ye satın alınması ve 9 ay sonra 1.150.000 TL zararla satılması olayında davalıların sorumluluklarının bulunduğu. diğer sorumlu … nu kamuoyunu yanıltıcı işlemlere aracılık ettiği ve vefat ettiği, davalılar … ve … ın SPK, II-17.1 Sayılı Kurumsal Yönetim Tebliği gereği üyelik yaptıkları dönemlerde şirketin mal varlığının korunması ve yatırımcıların haklarının korunması anlamında sorumluluğunun devam ettiği, TTK’da Yönetim Kurulu Üyelerinin ortaklık idaresindeki özensizlik, ihmal, hatta suiistimallerini önlemek amacıyla 549-553 maddeler ile ayrıntılı şekilde düzenlemeler yapılmış olduğu, Yönetim Kurulu üyesinin kendi menfaatinden daha çok şirket menfaatlerini dikkate alması gerektiği, Yönetim Kurulu Üyeleri ve yöneticilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri, bu nedenle hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan dolayı sorumlu oldukları, şirketin uğramış olduğu 1.150.000 TL zararın giderilmesi için ilgili kişiler hakkında … icra müdürlüğü nün 2019/… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, itiraz sebebi ile takibin durduğu, örtülü olarak aktarılan şirket zararı 1.150.000 TL’nin Sirket’e iadesinin gerçekleşmediği sabit bulunmuştur.
Mahkememizce davacı talebi ile bağlı olmak üzere 115.000 TL üzerinden davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /
1-Davalı tarafın … yönünden olan husumet itirazının, zamanaşımı, hakdüşürücü süre itirazlarının reddine , yeni bilirkişi raporu alınması isteminin reddine,
2-Davanın kabulü ile … İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere 115.000,00 TL nin … İcra müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyasında ödeme emrinin davalılara tebliği ile davalıların temerrüdünün başladığı 23/12/2019 dan itibaren yasal faizi ile davalılardan alınarak dava dışı … AŞ ye verilmesine
3-Davacı … harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 4.716,50 TL (bilirkişi ücreti, tebligat gideri , müzekkere gideri ) nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 14.875,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde mahkememizce taraflara iadesine,
Davacı vekili Av. … Davalılar vekili Av. … yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır