Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/728 E. 2021/903 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/728 Esas
KARAR NO : 2021/903

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/08/2014
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; davacı müvekkilinin bünyesinde olan … Tesislerinin Temizlik ve Salon Hizmetleri’nin hizmet satın almak suretiyle davalılardan…Hizmetler Turizm Dağıtım Organizasyon İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti.’nce 01/03/2007-31/12/2007 tarihleri arasında yürütüldüğünü, davalı şirket ile imzalanan teknik şartname gereği yüklenicinin yükümlülükleri başlıklı 8. Maddesinin 8. Bendi ile SSK Başkanlığının mevzuatı ile her türlü işçi ve iş veren hakkındaki mevzuata göre işçi alınması, işçi haklarının ödenmesi, işçi çıkartılması ve sair konularda tüm sorumluluğun yükleniciye ait olduğunu, idarenin bu konuda sorumlu tutulamayacağını, dava dışı işçilerin Üsküdar … İş Mahkemesi’ndeki muhtelif esas sayılı davalardaki kesinleşmiş mahkeme ilamları ile işçi alacakları davalarının kabul edildiğini ve Yargıtay’dan geçerek kesinleştiklerini, kesinleşen mahkeme kararları ile müvekkil kurum aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin icra takiplerindeki bedelleri ödendiğini, kurum zararının meydana geldiğini belirterek, dava dışı işçilere ödenen toplam 102.070,22 TL’den davalı şirketin sorumluluğuna tekabül eden 17.912,16 TL’nin rücuen ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tazminini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkili firmanın hizmet alım işini 01/03/2007-31/12/2007 tarihleri arasında müvekkili firma tarafından yürütüldüğünü, toplam ihale süresinin 9 ay olduğunu, süre bitiminde tekrar ihaleye girilmeyerek hizmet alım işinin tekrarlanmadığını, iş kanuna göre en az bir yıl süre ile çalışan işçiye işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesi devam ettiği süresince her geçen tam yıl için iş verence 30 günlük ücretinin kıdem tazminatı olarak ödendiğini, kıdem tazminatı açısından müvekkili firmanın sorumlu olamdığını, ihale süresinin 9 ay ile sınırlı olduğundan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanamayacaklarını, ihbar tazminatı bakımından davaya konu edilen işçi alacaklarına hak kazanan işçilerin bu kapsamda müvekkili tarafından işe alınarak belirtilen süreler içinde çalıştıklarını, ihbar tazminatı bakımından müvekkili firmanın sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkil firmanın ihale sonucu almış olduğu hizmet alımına ilişkin sürenin 2007 yılında sona erdiğini, ihalenin sona ermesinden sonra tekrar ihale sürecine girilmediğini, bu sebeple müvekkili firmanın işçi alacaklarından sorumlu olmayacağını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, davacının dava dışı işçilere İş Mahkemesinin Yargıtayca onanan kararına istinaden ödediği kıdem, ihbar, yıllık ve ücretli izin, resmi ve dini tatil ücretlerinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası, yine mahkememizin… Esas sayılı dosyasından tefrik edilmiştir.
Hizmet alım tip sözleşmesi örneği, Üsküdar … İş Mahkemesinin …, …,…, 661 ve 662 Esas sayılı dosyalarından davaların kabulüne dair verilen ve Yargıtayca onanan kesinleşmiş karar örnekleri, icra dosyası örneği incelenmiştir.
Toplanan deliller ve dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, hukukçu mali müşavir bilirkişi …’den rapor aldırılmış, 30/11/2015 tarihli raporda; davacının ödemek durumunda kaldığı çalışanlara ilişkin davalının 01/03/2007-31/12/2007 dönemi içerisindeki her bir çalışana ilişkin hesaplanan gün sayısı itibari ile toplam ödenen içerisindeki tekabül eden kısmının 14.980,16 TL olduğu, davacının 26/07/2012 tarihinde icra dosyalarına ödeme yaptığı, ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, davacının 01/01/2007-31/12/2007 dönemine ilişkin davalı payının hesaplandığı, mevcut 01/03/2007 başlangıç döneminden önceki davalının sorumluluğunun dayanaklarının sunulması halinde talebe binaen hesaplamanın yapılacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda …Esas – …Karar sayılı 14/06/2016 tarihli karar ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2017/2004 Esas – 2020/2636 Karar sayılı 07/09/2020 tarihli kararı ile; ”Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır. İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır. İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir. Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde ihbar ve yıllık izin alacağının tamamından son yüklenici olan… Ltd. Şti.nin sorumlu tutulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile davacının yıllık izin alacağı ve ihbar tazminatından dönemi ile sınırlı sorumlu tutulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla, bilirkişi … tarafından 02/08/2021 tarihli rapor özetle; ”Yargıtay ilamı kapsamında yapılan incelemeler neticesinde davalının son yüklenici olduğu, Yargıtay ilamı kapsamında ihbar ve yıllık izin alacağının tamamından son yüklenici olan davalı şirketin sorumlu olacağı, hafta tatil ve kıdem tazminatı yönünden çalıştığı dönem ile sınırlı olacağı yönünde kararı kapsamında ferileri dahil davalı payının 45.018,32 TL olacağı, işçi… yönünden işçinin 11/03/2002-31/12/2005 tarihleri arasında çalışmış olması bu işçi yönünden son yüklenicinin… firması olması nedeniyle … Temizlik firmasından ihbar ve yıllık izin tazminatlarının istenebileceği yönünde kanaat oluşması halinde …’a ait ihbar ve yıllık izin bedelleri ayrık tutulduğunda bu defa davalı payının 36.719,27 TL olacağı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesiyle, bilirkişi tarafından davalı tarafın sorumlu bulunduğu 36.719,27-TL miktara yargılama giderlerini de ekleyerek dava değerini 41.850,49-TL’ye çıkartarak davasını ıslah etmiş ve gerekli harcı yatırmıştır.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporları ile Yargıtay ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminata ilişkindir. Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. Bu kapsamda bilirkişi tarafından davalı yüklenici şirketin sorumlu olduğu miktar 36.719,27-TL olarak hesaplanmış, bu hesaba payına düşen yargılama giderleri de katıldığında bulunan 41.850,49-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
41.850,49 TL’nin ödenme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 2.858,81-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 306,00-TL peşin harç ve 409,00-TL ıslah harcı toplamı 715,00-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 2.143,81-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 6.240,56-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 25,20-TL başvurma harcı, 306,00-TL peşin harç, 409,00-TL ıslah harcı, 1.200,00-TL bilirkişi ücreti ve 141,00-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplamı 2.081,20-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde YARGITAY temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.16/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır¸

Hakim
¸e-imzalıdır¸