Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/720 E. 2022/835 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/720 Esas
KARAR NO : 2022/835
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 2015 yılından bu yana Yozgat İli , … ilçesinde … bayilik hizmetini başarılı bir şekilde yerine getirdiğini, başarılarına bağlı olarak ödüller kazandığını, davalı şirketin bölge yöneticilerinin müvekkilinden sürekli faydalanmaya çalıştıklarını, müvekkilinden bayilik yaptığı yıllarda yaklaşık 50.000-TL civarında para aldıklarını, müvekkilinin bu duruma itiraz etmesi üzerine aylık 50 olan satış hedefinin 150 adede çıkarıldığını, müvekkiline mobing yapıldığını, hedeflerin yükselmesi üzerine müvekkilinin gelirlerinin hayli düştüğünü, bayilerin ana gelir kaynaklarının satış hedefini tamamlayıp akabinde sattığı cihazlardan elde ettiği primler olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirket yöneticilerine resti çekip daha fazla menfaat sağlamaması üzerine bayi sözleşmesinin fesih sürecine sokulduğunu ve nihayetinde bayi sözleşmesinin feshedildiğini, davalı şirketin 6098 sayılı Yasa’nın adam çalıştırma hükümleri gereğince yöneticilerinin eylemlerinden sorumlu olduğunu, müvekkilinin silver bayi olması nedeniyle …’ye yakışır bir mağaza kurmak için iş yeri kiralayıp 100.000-TL ‘ye aşkın masraf yaptığını, yapılan fesih sonucunda müvekkilinin zor duruma düştüğünü, acze düşme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, 6102 sayılı TTK’nın “Denkleştirme İstemi Başlıklı” 122. Maddesi hükmü uyarınca müvekkili şirketin portföy tazminatını hakkettiğini, davalının bu haksız feshi sonucunda müvekkili şirketin yaptığı yatırımların maliyetinin dahi karşılanmadığını, müvekkili şirketin acenteliğinin davalı tarafından erken ve haksız feshedilmesi nedeniyle ticari camiada ve çevresinde işini becerememiş bir tacir haline geldiğini ve ticari itibarının sarsıldığını belirterek denkleştirme (portföy) tazminatına karşılık şimdilik 10.000-TL, müspet zarara karşılık şimdilik 5.000-TL, manevi tazminat olarak da davalıdan 105.000-TL olmak üzere toplam 120.000-TL’nin sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren merkez bankasınca öngörülen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafın sözleşme hükümlerine ve yasal mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle feshedildiğini, davacı tarafın iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının kendisine verilen yetkileri kötüye kullanarak, gerek müvekkili şirketin ve gerekse müvekkili şirket abonelerini zarara uğratacak işlemler yaptığını ve haksız kazanç sağladığını, davacı tarafça abonelerden nakit olarak alınan ödemelerin önce sisteme girildiği, daha sonra söz konusu ödemeler iptal edilmek suretiyle müvekkili şirketin zarara uğratıldığını, davacı tarafın aynı zamanda eşi ve bir başka bayi olan … … — … – İletişim tarafından da birçok sözleşmeye ve usullere aykırı işlemler gerçekleştirdiğini, davacı ile dava dışı … …’in aynı ortak hareket ederek haksız kazanç sağladığını, taraflar arasındaki sözleşme gereğince, sözleşmenin 17.maddesi kapsamında müvekkili şirketin herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın derhal fesih hakkının doğduğunu, davacı tarafça sözleşme hükümlerine ve prosedürlere aykırı olarak cihaz tanımlamaları yapıldığını ve bu şekilde haksız kazanç sağlandığını, yine taraflar arasındaki sözleşmenin 6.maddesinde bayinin yükümlülüklerinin düzenlenmiş olduğunu, davacı tarafça sözleşme gereğince Abonelik Tesisi ve Sari İşlem hizmetlerini tam ve gereği gibi yerine getireceği taahhüdünde bulunduğunu, ancak davacı tarafça abonelerin bilgisi ve rızası dışında cihaz tanımlamaları yaptığını ve yine cihaz tanımlaması adı altında nakit finansman sağlamak suretiyle gerek müvekkili şirketin ve gerekse müvekkili şirketi abonelerini zarara uğrattığını, davacı tarafça müspet zararların neler olduğunun ve hangi talep için ne miktarda alacak talebinde bulunulduğunun açıklatılması gerektiğini, müspet zarar kavramının TBK m. 112’de karşılıklı iki taraflı sürekli bir edim borcu yükleyen sözleşmelerin sona erdirilmesinde istenebilecek zarar kalemlerinin belirtildiğini, sözleşmenin ileriye dönük olarak sona erdirilmesi sonucunda oluşan zararların müspet zarar olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davacı tarafa münhasır satış hakkı tanınmadığından somut olayda portföy tazminatı talep etme şartlarının gerçekleşmediğini, TTK’nın 122. Maddesi gereğince portföy tazminatı talep edilebilmesi için sözleşme ilişkisi devam etmiş olsa idi elde edilecek bir ücret isteme hakkının varlığının ve sözleşmenin sona ermesi nedeniyle ücret talep etme hakkının kaybedilmiş olması şartının somut olay açısından söz konusu olmadığını, davacı tarafından müvekkiline kazandırıldığı iddia edilen portföyün ve söz konusu portföyden müvekkili şirketin önemli derecede menfaat elde ettiğinin ispatlanması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinden manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın öncelikle usulden reddine, davacı tarafa tazminat taleplerinin somutlaştırması ve ayrıştırması için kesin süre verilmesine aksi halde taleplerin reddine, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce alınan 02/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda; ”08.11.2019 tarihli Soruşturma Raporundaki tespitlere ve davalı tanıklarının ifadelerine göre sözleşme davacı/bayinin kusuru (borca aykırı davranışı) nedeniyle davalı/bayilik veren tarafından haklı olarak feshedilmiş olduğu için, davacının davalıdan, herhangi bir tazminat talep edemeyeceği, yani davacının davalıdan herhangi tazminat alacağına hak kazanamadığı” yönündeki kanaat ve düşünceleleri bildirilmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlığın konusunun Taraflar arasında mevcut Silver Bayilik sözleşmesinin davalı tarafça erken feshi iddiasına dayalı olarak, portföy tazminat müspet zarar ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı, davanın belirsiz alacak olarak kabulünün mümkün olup olmadığı noktasında toplandığı görüldü.
Her ne kadar davalı tarafça davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı yönünde itiraz edilmiş ise de davacı vekilinin açmış olduğu dava nazara alınarak davanın belirsiz alacak mahiyetinde olduğu görülmekle bu yöndeki usuli itirazın reddine karar verilerek esas yönünden incelemeye geçilmiştir.
Mahkememizce davanın esasına etkili deliller toplanılmış, tanıklar dinlenilmiş, dosya bilirkişi incelemesine hazır hale getirilmiş, sonrasında ise taraf iddia ve savunmaları, dosyaya ibraz edilen deliller nazara alınarak taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedilip feshedilmediği, haksız fesih olması halinde davacının talep edebileceği denkleştirme ve müspet zararının bulunup bulunmadığı hususunun belirlenmesi amacıyla sözleşme hukuku alanında uzman Prof. Dr. …, YMM … ile Yazılım ve bilişim uzmanı bilirkişilerinden oluşan heyetten rapor aldırılmış, alınan heyet raporunda davacının kusuru nedeniyle davalı tarafından yapılan fesih işleminin haklı olduğu davacının tazminat talebinde bulunamayacağı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda tespiti yapılan hususlar birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında bayilik sözleşmesi akdedilmiş olup, sözleşmenin 5 yıl olarak tayin edildiği sözleşmenin 17.1 maddesine göre; davacı/bayi, sözleşme süresi içinde sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirememesi ya da yükümlülüklerini ihlal ettiği takdirde davalının sözleşmeyi derhal feshedebileceğinin yazılı olduğu, aynı madde de ihlalin düzeltilebilecek mahiyette olması halinde de davalı ihlalin giderilmesini talep eden yazılı ihbarının davacı tarafından alınmasından itibaren 10 gün içerisinde ihlalin giderilmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği hususunun dercedildiği yazılıdır.
Somut olayda; gerek dosya kapsamındaki davalı yanca mahkememize sunulan inceleme raporu gerekse bu raporu tevsik eden tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; Yozgat/Kayseride faaliyet gösteren … /… … İletişim-… … isimli silver bayilerin cihaz kredisi yöntemleri kullanmak suretiyle … abonelerine nakit para verdikleri ve buna karşılık cihaz kampanyası tanımladıkları ve aynı zamanda sistem açığını kullanmak suretiyle 4 ve üzeri adette cihaz ve aksesuar kampanyaları tanımladıkları iş bu eylemler neticesinde davalının zarara uğradığı netice olarak davacının sözleşme hükümlerine aykırı olarak kampanya şartlarında öngörülen cihazları fazladan aynı hatlara tanımladığı, anılan sebeplerle sözleşmenin feshinin haklı olduğu, haklı fesih sebebiyle davacının talep konusu tazminatları talep etme hakkının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın tüm talepler yönünden ayrı ayrı reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan 2.049,30-TL peşin harçtan, maddi (portföy tazminatı ve müspet zarara ilişkin taleplerin toplamı) tazminat yönünden 80,70-TL ve manevi tazminat yönünden 80,70-TL olmak üzere toplam 161,40-TL karar harcının mahsubu ile bakiye 1.887,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iade edilmesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden maddi tazminat (portföy tazminatı ve müspet zarara ilişkin taleplerin toplamı) yönünden hesap olunan 9.200-TL ve manevi tazminat yönünden hesap olunan 9.200-TL olmak üzere toplam 18.400-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yapılan 110-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu evrak 5070 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*