Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/710 E. 2020/832 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1139 Esas
KARAR NO : 2020/797
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/03/2014
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkillerinden … …’ın eşi … …’ın 20/11/2013 tarihinde Pozantı – Tarsus Tem Otoyolu Yenice gişeleri mevkiinde bozulan aracı için emniyet şeridinde yardım beklerken davalı …’nin kullanmış olduğu … plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda vefat ettiğini, kazada …’nin yüzde yüz asli kusurlu olduğunu, diğer davalı … Tic. LTD. ŞTİ.’nin ise kazaya sebebiyet veren aracın maliki olması nedeniyle işleten sıfatıyla sorumlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS poliçesinin davalı …Ş. tarafından yapıldığını, müteveffanın ölümü nedeniyle geriye kalan eşi ve çocuğunun destekten yoksun kalarak bakıma muhtaç hale geldiklerini, manen de büyük zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik her bir davacı için 1.000 er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, her bir davacı için 15.000 er TL manevi tazminatın araç sürücüsü ve maliki olan davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekilinin cevap dilekçesi özetle; Müvekkil şirketin … plaka numaralı aracın 28.05.2013 tarihinden başlayarak 1 yıl süreyle geçerli olmak üzere KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla kusur tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınarak aktüerya bilirkişisine tazminat hesabı yaptırılması gerektiğini, davaya konu eylemin haksız fiil olması ve ayrıca haksız fiile maruz kalan kişinin gerçek kişi olması nedeniyle söz konusu eylem TTK kapsamında ticari iş niteliğinde olmadığından davacı tarafça yasal faiz talep edilebileceğini, davacı tarafın müvekkil şirkete müracaat etmediğini ve bu sebeple müvekkil şirketin temerrüde düşmediğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadelerde olayın davacı tarafça anlatılan şekilde gerçekleşmediğini doğruladığını, müvekkilinin üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü gösterdiğini ancak bütün çabasına rağmen kazanın önüne geçemediğini, ilgili durum kaza tespit tutanağında da açıkça görüleceği üzere, kusurun tamamen müteveffaya ait olduğunu, davacı tarafın müvekkilin kusuruna yönelik iddialarını kabul etmediklerini, müteveffanın ölümünün şüpheli olduğunu, mahkeme tarafından maddi tazminat hususunda davacı tarafın böyle bir zararı olduğu kanaatine varılırsa, müvekkile ait aracın sigorta şirketi olan … Sigorta AŞ.nin bu zarardan sorumlu olacağını, manevi tazminat şartları oluşmadığı gibi talep edilen tazminat miktarı da fahiş olduğunu ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ye usulüne uygun yapılan davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı ve davanın esasına ilişkin herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/02/2017 tarih ve 2014/… Esas 2017/… Karar sayılı görevsizlik kararıyla dosya 27/12/2017 tarihinde mahkememize tevzi edilerek 2017/… sayılı esasına kaydedildiği anlaşıldı.
Dava, trafik kazası nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; trafik kazası nedeniyle desteğini kaybeden davacıların bu zararını davalılardan tazminini talep edip edemeyeceği ve miktarı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Taraflarca delil olarak; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/… Soruşturma sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, poliçe, olay yeri inceleme keşif ve otopsi tutanağı, hastane kayıtları, trafik kayıtları, hasar dosyası, veraset ilamı, tanık, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkemece tanık …’nun dinlenmesi için … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/… Talimat sayılı dosyasından tanık …’nun 02/09/2015 tarihinde; ”Davalı … benim iş arkadaşımdır. Kaza yaptığını öğrenince olay yerine ilk gelenlerdenim, kaza yenice otoban gişelerinden çıktıktan sonra 100 metre ilerde olmuştu. Yol kenarındaki demir bariyerlerin altında bir kişinin yattığını gördüm, zannedersem kaza davalı … nin kullandığı tırın sağ tarafı ile yayaya çarpması neticesinde meydana gelmiş ben kazanın oluş anını görmedim, benimle aynı anda polis ekipleri geldi gerekli tespitleri yaptılar. Davalı … tır şoforüdür. Davacı tarafı tanımıyorum” olarak beyan etmiştir.
Mahkemece tanık …’un dinlenmesi için Adana Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş olup, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/… Talimat sayılı dosyasından tanık …’un 22/06/2015 tarihinde; ”Davalılardan … benim meslektaşım olup aynı firmada şoför olarak çalışmaktayız ben davaya konu davaya konu kazaya bizzat şahit olmadım ancak aynı firmada çalışmamız sebebi ile ben kazaya karışan davalı … ve diğer şoför arkadaşımız olduğu halde Pozantı İstikametinden Tarsus Yenice gişelerini çıkmış üzere iken arkadaşım …’nin kaza yaptığını duydum …’nin sevk ve idaresindeki aracın arkasında seyir halindeydim …’nin aracı durunca bende durdum olay yerine gittiğimde … panik halindeydi olay saati gece olması sebebi ile etraf karanlıktı kazayı bizzat görmedim ancak …’nin çarptığı kişi bariyerin hemen dibine düşmüştü orada bulunanlar olarak Jandarmayı emniyeti aradık olay yerine savcı geldi ambulans arandı . benim olay hakkındaki bilgim bundan ibarettir.” olarak beyan etmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte aktüerya hesabı yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi Aktüerya Uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 11/07/2018 tarihli raporu özetle; ”Destekten yoksun kalanların toplam maddi zararının 335.007,70 TL olduğu, poliçe limiti yönünden Hazine Müsteşarlığı’nın sakatlanmış ve ölüm için kişi başına belirlediği teminat limitinin 250.000,00 TL olması nedeniyle toplam tazminat bedelinin poliçe limiti dahilindeki kısmından sorumlu olacağı” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
Mahkememizce tarafların kusur durumlarının tespiti yönünden Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar verilmiş olup, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 26/08/2019 tarih ve 7604 sayılı Heyet Raporu’nda; ”Davalı sürücü …’nin kusursuz olduğu, müteveffa yaya … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu” bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte kusur yönünden bilirkişi heyet raporu alınmasına karar verilmiş olup, … Trafik Kürsüsünde görevli bilirkişiler Makine Mühendisi Prof.Dr. … , Makine Mühendisi Öğr.Gör. … ve Makine Mühendisi Öğr.Gör. … tarafından hazırlanan 29/07/2020 tarihli heyet raporu özetle; ”Davalı sürücü …’nin kusurunun bulunmadığı, müteveffa yaya … ‘ın %100 oranında asli kusurlu olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Davacı vekilinin; 18/10/2020 tarihli bedel arttırım talepli ıslah dilekçesi sunarak müvekkil davacı … için maddi tazminatı 207.000,00 TL’ye, müvekkil davacı … için maddi tazminatı 41.000,00-TL’ye çıkarttıklarını beyan etmiş olup, ıslah harcını süresi içerisinde yatırdığı ve ıslah dilekçesinin davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldı.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, ATK raporu ve bilirkişi raporları ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi ve sonrasında makine mühendislerinden oluşturulan üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan kusur raporuna göre trafik kazasının meydana gelmesinde davacıların murisi yaya … …’ın yüzde yüz asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nin kusurunun bulunmadığı, Türk Borçlar Kanunu’nun 49’uncu maddesinin “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü düzenlediği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu davalı sürücü …’nin kusurunun bulunmadığı ve tüm kusurun davacıların murisi … …’ta olduğu, dolayısıyla tüm davalılar yönünden bir yükümlülük doğmadığından davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Maddi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcı ve manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcı toplamı 108,80-TL’nin davacı tarafından peşin yatırılan 546,50-TL peşin harç ve 4.236,00-TL ıslah harcı toplamı 4.782,50-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 4.673,70-TL harcın kararın kesinleşmesi sonrasında talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Maddi tazminat talebi yönünden davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılar … ve …’ne verilmesine, ayrıca 23.950,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’ne verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’ne verilmesine,
6-HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde … Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/12/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪