Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/708 E. 2023/584 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2020/708 Esas
KARAR NO:2023/584

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/03/2020
KARAR TARİHİ:07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkili şirket ile davalı taraf arasında, 2018 yılı Ağustos ayında “Yetki Belgesi –
Dijital Pazarlama Yönetimi” başlıklı sözleşme ile …, Blog, Sosyal Medya ve danışmanlık hizmetlerinin sağlanması amacıyla 22.000,00TL +KDV bedelli sözleşme akdedildiğini, daha sonra sözleşme bedelinin 12.500,00TL + KDV olarak revize edildiğini, müvekkilinin sözleşme konusu edimlerini yerine getirdiğini, davalının sözleşmenin 4. Maddesi kapsamında 1 yılı süre ile geçerli olan sözleşmeyi 15 gün önceden yazılı olarak ihbarda bulunmak suretiyle feshedebileceğini, davalının sözleşmeyi feshetmediğini, davalının sözleşme konusu hizmetlere istinaden düzenlenen 18.11.2019 tarihli … seri numaralı 14.750,00TL bedelli faturayı ödemediğini, davalı taraf 08.11.2019 – 06.12.2019 dönemi faturalarını ödemeyerek sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu nedenle … 2. Noterliği’nin … yevmiye sayılı 09.01.2020 tarihli ihtarname ile haksız fesih nedeniyle fatura bedelleri ve cezai şart bedeli olarak düzenlenen kalan süre bedellerinin ödenmesinin ihtar edildiğini, bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşme kapsamında düzenlenen fatura bedelleri ile haksız fesih nedeniyle cezai şart bedeli olarak şimdilik (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile) 1.000,00TL’nin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle;dilekçesinde özetle: Davacı tarafın, müvekkili şirketten hiçbir alacağı olmadığını ve esasen davacı taraf sözleşmeye açıkça ve birden fazla olacak şekilde aykırı davrandığını, Dava konusu sözleşme, müvekkili şirket tarafından, haklı gerekçeler ve davacı tarafın edimlerini yerine getirmemesi üzerine ilki ve yazılı olanı 2019 yılı Ocak ayında, İkincisi ve sözlü olanı da 2019 yılı Aralık ayında olmak üzere, tek taraflı fesih edildiğinden; iş bu haklı fesih bildirimi de dahil olmak üzere, davacı akide 4-5 ayrı kez Noter’den farklı adreslere de gönderilmesine rağmen tebligat yapılamadığından, sözleşmeye aykırılıkların ve fatura iadesi ihtar ve ihbarlarının ulaştırılamamış olmasından ve özellikle de esasen davacı taraf sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmeyip, temerrüde düştüğünden; kimse de kendi kusurundan faydalanamayacağına ilişkin M.K.’daki iyi niyet kuralından dolayı; açılan davanın haksız, yersiz ve mesnetsiz olduğunu, Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında yapılan görüşmeler sonrasında 2018 yılı Ağustos ayında, “Yetki Belgesi-Dijital Pazarlama Yönetimi” adında bir ticari sözleşme akdedildiğini ve “iş bu anlaşmanın konusu, TEKSTİL alanında hizmet veren müvekkili şirketin “…, blog, sosyal medya” ve danışmanlık hizmetlerinin davacı firma tarafından verilmesi üzerine hizmet satış sözleşmesi akdedildiğini davacı taraf, sözleşmenin kurulmasından itibaren sözleşmeyle yüklendiği edimlerini olması gerektiği şekilde sunmadığını, bazı edimleri hiç yerine getirmediğini, davacının sözleşmeye açıkça aykırı davrandığını, Müvekkilinin, sözleşme kapsamında düzenlenen fatura bedellerini, eksiksiz ve kararlaştırılan sürede ödemeye devam ettiğini, ancak defalarca uyarılmasına karşın davacının, sözleşme ile hedeflediği hizmet alımını gerçekleştiremediğinden bahisle,
sözleşmenin haklı ye tek taraflı feshini ihbar etmek zorunda kaldığını, davacı taraf hakkında, ilk olarak, … 10. Noterliği’nin 22.01.2019 gün ve … sayılı “taraflar arasında mevcut sözleşmenin fesih, edildiğinin ihtarıdır” konulu ihtarname keşide-etmek-zorunda kaldığını, Ancak, müvekkili şirket bahsi geçen ihtarnameyi keşide ederken, sözleşme metninde açıkça davacı tarafın yasal tebligat adresi “… Mah. … Sok. No:4/l …/…“ olarak gösterilmiş olmasına ve müvekkili davalı Noter’den, davacı tarafa sözleşmede bildirdiği adrese tebligat gönderilmesini talep ettiğini ve sözleşmenin “giriş” kısmında “…Her iki taraf madde 1 ’de belirtilen adreslerini tebligat adresleri olarak kabul etmişlerdir. Adres değişiklikleri usulüne uygun şekilde karşı tarafa tebliğ edilmedikçe en son bildirilen adrese yapılacak tebligat ilgili tarafa yapılmış sayılır… hükmü yer almasına karşın; bu adrese yapılan tebligat, “adreste tanınmıyor” şerhiyle İADE edildiğini, Bunun üzerine müvekkili şirketin, davacı tarafın Ticaret Sicil Memurluğunda yazılı ve iş bu dava dilekçesinde de davacı tarafın adresi olarak yer alan … Mahallesi … Cad. … … Apt. No:24 A/52 …/… adresine tebligat yapılması için … 10. Noterliği’ne hitaben 04/02/2019 tarihli dilekçe vermiş, ancak, bu adrese gönderilen tebliğ mazbatası da muhatap davacıya tebliğ edilemediğini, Bunun üzerine, davacı taraf her ne kadar sözleşmede, “yasal tebligat Adresine” tebliğ yapılamamasına karşın, müvekkili davalı şirket yetkilileri ile temasa geçtiğini ve sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getiremediğini, ancak sözleşme bedelinde de değişikliğe gidilerek, yeni ve önceki sözleşme ile aynı mahiyette ancak yazılı olmayan sözlü bir akit imzalamak ve ticari ilişkiye bu şekilde devam etmek istediğini, Müvekkili şirket yetkilileri ile sözleşmenin aylık bedelinin 22.000.00.-TL’den 12.500.00.-TL’ve indirilmesi karşılığında, davacı taraf ile yeni bir anlaşmaya varıldığını, davacı tarafın dilekçesinde bildirdiği gibi, sözleşme bedelinin revize edilmesi değil tümüyle yeni ve sözlü bir sözleşme ilişkisi söz konusu olduğunu, Davacı tarafa, yazılı sözleşme kapsamında olmasa dahi, yeni bir mutabakat ile adeta “ikinci bir şans” tanındığını, ancak davacı taraf sözlü halen gelen sözleşme ile yüklendiği edimleri yerine getirmediğini, sözleşmeye aykırılıklar yapmaya devam ettiğini, Müvekkili Şirketin 2019 yılı Kasım ayına gelindiğinde; artık daha fazla ticari ilişki
kapsamında “TEMEL FATURA” düzenlenip gönderilmemesini, zira sözleşmeye aykırılıkların bir türlü giderilmediği gibi bazı sözleşme şartlarının hiçbir şekilde yerine getirilmediği “sözlü” ve dijital ortamda “yazılı” olarak davacı tarafa bildirdiğini, ancak davacı
taraf hiçbir şekilde sözleşmeye aykırılıkları gidermeyerek, fatura kesip göndermeye devam ettiğini, 2019 yılı Aralık ayına gelindiğinde, artık müvekkili davalı şirketin, sözleşme kapsamında ziyadesiyle mağdur edildiğini ve davacı tarafından haksız yere düzenlenen en
son fatura olan 06.12.2019 tarih ve … sayılı 14.750,00TL bedelli fatura da dahil hiçbir bedel ödememeye karar verdiğinden, … 33. Noterliği’nin 11/12/2019 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle en son fatura olan 06.12.2019 tarih ve … temel faturayı noter’den İADE etmek istediğini, ancak, davacının yazılı sözleşmede yer alan adresine bu kez de noter evrakının tebliğ edilemediğini, İş bu temel faturanın da tebliğ edilememesi, davacı tarafın edimlerini yerine getirmekten sürekli şekilde imtina etmesi karşısında, bu kez davalı taraf, temerrüt ihtarnamesi mahiyetinde … 10. Noterliğinin 27/11/2019 gün ve … yevmiye sayılı
ihtarnamesini keşide ettiğini ve düzenlediği ihtarnameyle “.. .Açıklanan: nedenlerle; iş bu ihtarnamenin tebliğinden itibaren en geç 10 gün içerisinde, ekteki belgede yer alan eksiklikleri tamamlamanızı ve bu suretle sözleşmeye Aykırılıkları ortadan kaldırmanızı; aksi
halde sözleşmenin derhal ve tek taraflı fesih edeceğimizi ve bu uğurda yasal işlem başlatmak zorunda kalacağımızı… ” şeklinde temerrüt ihtarnamesi keşide ettiğini, Bahsi geçen ve yazılı sözleşmede davacının bildirdiği adrese gönderilen Noter evrakının da tebliğ edilmemesi ve davacı tarafa tanınan sürede de sözleşmeye aykırılıkların giderilmemesi sonrasında, müvekkili davalı şirket; sözleşme ve ticaret hukuku temel prensipleri ye ticari teamül gereği, aralarında “sözlü mutabakat” ile devam eden ticari ilişkiyi
haklı nedenlerle ve tek taraflı olarak feshini ihbar etmek maksadıyla yine … 23. Noteriliği’nin 20/12/2019 tarih ve, … yevmiye sayılı sözleşmenin haklı Nedenle ve Tek Taraflı Feshine Dair” konulu ihbarnameyi keşide etmek zorunda kaldığını; ancak, iş bu son
Noter evrakı gönderme girişimi de, muhatap davacı tarafın, ısrarla sözleşmedeki tebligat adresinde yasal tebligatları birden fazla olacak şekilde ve bu süreçte, hiçbir şekilde sözleşmede yazılandan farklı bir tebligat adresi yasal bildirimlerin yapılması imkanı
tanımaması nedeniyle; beyhude kaldığını, ancak bu sayede müvekkilinin üzerine düşen ticari, yasal ve hukuki tüm zorunlulukları yerine getirerek hiçbir şekilde ekonomik menfaat sağlayamadığı ve kendisine yük olan sözleşmeden tek taraflı olsa da kurtulma hakkı elde ettiğini, Kronolojik sırada bildirildiği, delilleri ile açıklandığı ve yargılama sırasında toplanacak deliller ile hiçbir tartışmaya yer verilmeyecek şekilde anlaşılacağı üzere; taraflar arasındaki AĞUSTOS 2018 tarihli yazılı sözleşme, 2019 yılının OCAK ayında, davacı tarafın edimleri yerine getirmemesi üzerine, haklı nedenle ve tek taraflı ortadan kaldırıldığını; daha sonra taraflar arasında varılan sözlü mutabakat ta, her türlü, şifahi, elektronik ortamdaki yazışmalar ve en sonunda KASIM 2019’da gönderilen temerrüt ihtarnamesine rağmen de giderilmemesi üzerine 20/12/2019 tarihli Fesih İhbarnamesi ile ortadan kaldırıldığından; müvekkili davalı tarafın, davacı tarafa hiçbir borcu olmadığını, Benzer şekilde, davacı taraf, sözleşme ile yasal tebligat adresi olarak bildirdiği tebligat adresinde, hiçbir şekilde yasal gönderileri tebellüğ etmemesi ve yazılı sözleşmenin ilgili maddesine göre de, tarafların bildirdiği yasal adreslerde değişiklik olması halinde bunun yazılı olarak karşı tarafa bildireceği açıkça kararlaştırılmış ve böyle bir yeni adres bildirimi olmaz ise sözleşmede bildirilen adreslere yapılacak yasal bildirimler muhatabına yapılmış sayılır hükmüne göre, taraflar arasındaki tüm ticari ve hukuki ilişki davacı tarafın haksız eylemleri sonrasında sona erdiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
-11/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Tarafların yasal defterlerini-e defter olarak tutmakta olup 2019-2020 yılı tüm aylarına
ait yevmiye kebir dosylarının GİB onaylı beratlarının dijital ortamda saklanan klasörleri bilirkişiliğimize ibraz edilmiş olup bu kapsamda ilgili dönemlere ait defterler görüntülenmiş, doğrulamalar yapılmış defterlerin usulen uygun tutulduğu, sahipleri
lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, Davacı ile davalı arasında ticari ilişki;iki tarafça imzalanan dijital pazarlama danışmanlık sözleşmesine binaen verilen dijital pazarlama danışmanlık hizmetinden kaynaklı olduğu, Sözleşmeye ve verilen hizmete bianen davacının dijital pazarlama danışmanlık faturaları düzenlendiği,dava konusu düzenlenen 08.11.2019 tarihli … n.olu 14.750
TL’lik faturanın davalı defter kayıtlarında tespit edildiği,06.12.2019 tarihli … n.olu 14.750 TL’lik faturanın davalı defter kayıtlarında, 2019/12 yılı BA formunda tespitinin yapılamadığı, Davacı şirketin davalı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2020 tarihi itibariyle 29.500,00TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı gözüktüğü, Davalı şirketin davacı firma ile ilgili faturaları ve ödemeleri Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2019-2020 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2020 tarihi itibariyle 14.750,00 TL tutarında defter ve kayıtlarında davacıya borçlu gözüktüğü, Bu alacağın 2021 yılına devrettiği başkaca ödeme olmadığı, Taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında verilecek hizmete ilişkin olarak ortaya çıkan ihtilafın Kasım 2019 döneminde kesilen fatura ile ortaya çıktığı, önceki
dönemde her ne kadar Davalı tarafından 22/01/2019 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği belirtilmişse de, bu tarihten sonra da Davacı tarafından hizmet verilmeye devam edildiği, buna karşın kesilen faturaların da Davalı tarafından ödenmiş olduğu, Taraflar arasında mevcut bulunan sözleşme içerisinde; verilecek hizmetin kapsamı ile hizmet karşılığında ödenecek ücret hususu net olarak belirtilmiş olmasına karşın, aylık sözleşme bedeli ücreti düşürüldükten sonra verilecek olan hizmetin kapsamına ilişkin yazılı bir mutabakata rastlanmadığı, Dosyada mevcut bulunan mail kayıtları üzerinde yapılan incelemede; Kasım 2019 döneminde Davacı tarafından, sözleşme kapsamında Davalı firmaya verilen hizmete yönelik olarak bir takım çalışmaların yapıldığına ilişkin ekran görüntülerinin bulunduğu, aynı zamanda Davalı firma Teknoloji Müdürü tarafından 02/11/2019 tarihinde gönderilen mail içeriğinde “… hizmetinin aktif olarak alındığı” hususunun belirtildiği, bu durumda ihtilaf konusu dönem için taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında Davacı tarafından Davalı firmaya hizmet verilmesine yönelik bir takım çalışmaların mevcut olduğu sonucuna ulaşılabileceği, ancak fiyat güncellemesi sonrasında sözleşme kapsamı ve buna karşılık ödenecek ücret bedeli yazılı olarak net
bir şekilde belirlenmemiş olduğundan dolayı verilen hizmete yönelik net bir değerlendirme yapılabilmesinin mümkün olamadığı, Davacı şirket Kasım 2019 ayında hizmet verdiğinden ve ilgili fatura iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğundan, davacı şirketin KDV dahil 14.750 TL bedelli Kasım 2019 fatura bedelini talep edebileceği, Davacı şirketin, kendi ticari defterlerinde kayıtlı olmakla birlikte, davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve bu ayda hizmet verdiği de ispat edilemeyen Aralık 2019 dönemine ait 14.750 TL fatura bedelini talep edemeyeceği, (Mahkemenin farklı kanaatte olması ihtimalinde Aralık ayı fatura tutarının KDV dahil 14.750 TL olduğu), Taraflar arasındaki Ağustos 2018 tarihli, 1 yıl süreli, 22.000+KDV aylık bedelli yazılı sözleşmenin 22.01.2019 tarihinde davalı şirket tarafından feshedildiği, davacı şirketin de bu feshi kabul ederek, ücreti 12.500+KDV şeklinde belirleyerek tekrar çalışmaya devam ettikleri, böylece geçerliliğini yitiren yazılı sözleşmenin 5.4 maddesine göre bu sözleşmenin Ağustos 2020 tarihine kadar uzadığının kabul edilemeyeceği, buna bağlı olarak, erken fesih sebebiyle davacı şirketin bakiye süreye dair üretleri talep
edemeyeceği (Mahkeme’nin farklı kanaatte olması halinde Ocak 2020-Ağustos 2020 dönemini kapsayan 8 aylık süre için davacının isteyebileceği ücret miktarının KDV dahil 8 x 14.750 = 118.000 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
-28/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; TTK.m.21’de faturaya itiraz süresi belirlenmiş ve HMK.m.222’de ticari defterlerin sahibi lehine ve aleyhine delil olma koşulları düzenlenmiştir. Bu hükümlerde kanun koyucu, ispat yüküne etkisi olan bir takım yasal karineler getirmiştir. Davalı taraf Kasım ayı faturasına itiraz etmediği gibi ticari defterlerine de kaydetmiştir. Taraflar arasındaki ilk yazılı sözleşme daha önce davalı tarafından … 10. Noterliği’nin 22.01.2019 gün ve … sayılı ihtarnamesi ile feshedilmiş, akabinde yeni bedel ve yeni koşullarla ilişkiye devame dilmiş, sonra yine davalı tafından … 10.Noterliğinin 27/11/2019 gün ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi davacı şirkete ihtarname gönderilerek sözleşmeye aykırı davranıldığı ihtar edilmiş iken, Kasım 2019 faturasına herhangi bir itiraz ileri sürülmeden ticari defterlere kaydedilmesi sonucunda bu fatura bedeli konusunda birbirini doğrulayan ticari defter kayıtlarına göre bir değerlenedirme yapılması tabiidir.Nitekim davalı taraf Aralık 2019 faturasına itiraz etmiş ve akabinde sonraki sözleşmeyi de feshetmiş olması sebebiyle, Aralık ayında hizmet verildiği ispat edilmedikçe bu fatura bedelinin istenemeyeceği değerlendirilmiştir. Buna karşılık, herhangi bir itiraza uğramayan ve kendi ticari defterlerine kaydedilmiş olan Kasım 2019 faturasına konu hizmetin alındığı kabul edilmiştir. Kök bilirkişi raporunda alternatif hesaplaması yapılan bakiye süre ücretinin hukuki temelinin bulunmadığı, çünkü sözleşmenin kendileri tarafından m.4’de tanınan tek yanlı fesih hakkına dayanılarak feshedildiğinden, fesihten sonraki 15 günlük ücret dışında başka bir ücret ödenmeyeceği, varsayım olarak bakiye ücret ödenecek olsa bile hesaplamanın eksik olduğu, ayrıca Yargıtay kararları gereğince davacının bakiye sürede kurtulduğu masraf ve giderler ile ikame gelirlerin düşülmesi gerekeceği ifade edilmiştir. Bilirkişi heyetimiz, taraflar arasındaki önceki yazılı sözleşmenin usulünce feshedildiği, bununla birlikte tarafların yeni bir yazılı sözleşme imzalamaksızın ücret başta olmak üzere koşullarda değişiklik yaparak çalışmaya devam ettikleri, bu sözleşmenin de davalı şirket tarafından gönderilen … 10. Noterliği’nin 20/12/2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedilmiş olduğu, önceki sözleşme feshedildiğinden, sözleşme süresinin kendiliğinden uzamasının ve bakiye süre ücretinin söz konusu olmayacağı kanaatindedir. Bununla birlikte Mahkeme’nin farklı kanaatte olması ihtimaline binaen bakiye süre ücreti hesaplanmıştır. Yargıtay içtihatları ticari hizmet sözleşmelerinin erken feshi durumunda bakiye süre ücretinden borçlunun tasarruf ettiği giderler ve ne kadar sürede benzer nitelikte bir iş bulabileceğigibi kriterlerin de dikkate alınması gerektiği yönündedir. Davacı şirketin fesihten sonra benzer nitelikte bir iş bulma ihtimali bakımından 6 aylık süre makul görünmektedir. Yine davacı şirketin hizmet vermeye devam etmesi halinde bu iş için nitelikli bir personel istihdam etmesi gerektiği değerlendirilerek kök raporda hesaplanan ücretten 1/3 oranında indirim yapılması Mahkemenin takdirinde olduğu kanaati bildirilmiştir.
10.02.2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Tarafların ibraz olunan ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu,
davacının ticari defterlerine göre davacının dava tarihi itibariyle 29.500,00TLdavalıdan alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre davacının 14.750,00TL davalıdan alacaklı göründüğü, taraf defterlerindeki farkın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu halde davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 06/12/2019 tarihli … sayılı 14.750,00TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu hususunun ispata muhtaç olduğu, davacının dava tarihi itibariyle 14.750,00TL davalıdan alacaklı olduğu, taraflar arasındaki Ağustos 2018 döneminde akdedilen yazılı sözleşmenin, sözleşmede belirlenen adrese fesih ihbarnamesi tebliğe çıkarılmış olmakla geçerli ve haklı nedenle feshedilmiş olduğu, fesihten sonra tarafların başta fiyat olmak üzere başkaca koşullarda çalışmış olmasının sözleşmenin devam ettiğine yorulamayacağı, bu nedenle sözleşmenin Ağustos 2019 ve sonrasına uzamadığı ve davacının sözleşmenin haksız ve tek tarafı feshi nedeniyle sözleşmenin kalan sürelerine istinaden cezai şart bedeli talebinin yersiz olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava, yapılan sözleşme uyarınca davalı tarafa hizmet verildiği, verilen hizmet karşılığı düzenlenen fatura bedelinin ödenmediği iddiasıyla alacak istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki Ağustos 2018 döneminde akdedilen yazılı sözleşmenin, sözleşmede belirlenen adrese fesih ihbarnamesi tebliğe çıkarılmış olmakla geçerli ve haklı nedenle feshedilmiş olduğu, fesihten sonra tarafların başta fiyat olmak üzere başkaca koşullarda çalışmış olmasının sözleşmenin devam ettiğine yorumlanamayacağı, bu nedenle sözleşmenin Ağustos 2019 ve sonrasına uzamadığı ve davacının sözleşmenin haksız ve tek tarafı feshi nedeniyle sözleşmenin kalan sürelerine istinaden cezai şart bedeli talebinin yersiz olduğu kaldıki sözleşmede cezai şarta ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tarafların ibraz olunan ticari defterlerinin sahibi lehinde delil vasfına haiz olduğu, davacının ticari defterlerine göre davacının dava tarihi itibariyle 29.500,00TLdavalıdan alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre davacının 14.750,00TL davalıdan alacaklı
göründüğü, taraf defterlerindeki farkın davacının defterlerinde kayıtlı olduğu halde davalının defterlerinde kayıtlı olmayan 06/12/2019 tarihli … sayılı 14.750,00TL tutarlı faturadan kaynaklandığı, söz konusu faturanın davalı aleyhine borç doğurduğu hususunun ispatlanamadığı, davacının dava tarihi itibariyle 14.750,00TL davalıdan alacaklı olduğu ve bu alacağının ödenmediği anlaşıldığından, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 14.750,00-TL’nin 02.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 1.007,57-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 289,32-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 718,25-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesinin “…Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır…” hükmü gereği 1.320,00-TL’sı arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 343,72-TL ilk gider, 5.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 926-TL posta gideri olmak üzere toplam 6.669,72-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK. 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.07/06/2023

Katip …

Hakim …