Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/694 E. 2022/79 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/694 Esas
KARAR NO : 2022/79

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Davacı müvekkili ile davalı arasında imzalanan 06.01.2014 tarihli Ana Bayilik Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin … İli … Depo Faaliyet alanı sınırları içerisinde bulunan ilçe ve beldelerde 19 LT Damacana Su, Bardak Su, Pet Şişe Su ve Kutu Su satış ve dağıtımı yapacağını, davalı şirketin 15.11.2019 tarihli bir fesih ihtarnamesiyle “Firmanız ile aramızda 06.01.2014 tarihli Ana Bayilik Sözleşmesi imzalanmıştır. Halihazırda devam eden sözleşmemizin 06.01.2020 tarihinde sona ereceğini bilgilerinize sunarız.” demek suretiyle sözleşmeyi tek taraflı, gerekçesiz ve haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin sona ermesiyle doğal olarak tüm tali bayiler müvekkilinin elinden alındığını ve dolayısıyla müvekkilinin hiçbir kazanç elde edemez hale geldiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere 20.000,00 TL denkleştirme tazminatının sözleşmesinin fesih tarihi olan 06.01.2020’den itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Taraflar arasında 2014 tarihli bir ana bayilik sözleşmesi olduğunu, davacı yanın bayi olarak ilk ve temel yükümlülüğünün alım yükümlülüğü olduğunu, sözleşmenin 14. maddesi ise, sözleşmenin feshini düzenlemekte ve sonuçlarını hüküm altına alındığını, bu aşamada davacı ile müvekkili arasında akdedilen ana bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı yanın müvekkilinin koymuş olduğu kotalara, müşteri memnuniyetine, sadakat yükümlülüğüne, rekabet etmeme gerekliliğine ve diğer hususlara dikkat etmeden, basiretli bir tacir gibi davranmayarak müvekkilinin marka değerine zarar verdiğini, davacı yanın denkleştirme tazminatı talebinin haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkilinin sözleşmesinin feshi sürecinde davacı yana tüm kolaylıkları sağladığını, davacı yanın borçlarını yapılandırılmış, teminat olarak verilen çeklerin davacı yana iade edildiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, bayilik sözleşmesinin feshi sebebiyle denkleştirme tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; ana bayilik sözleşmesi ve ekleri, faturalar, ihtarnameler, cari hesap dökümleri, banka kayıtları, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda denkleştirme tazminatı konusunda uzman ticaret hukukçusu, sektör bilirkişisi ve mali müşavir bilirkişilere dosyanın tevdi ile taraf ticari defterleri ve diğer hususlarda yerinde de inceleme yapmak suretiyle bilirkişi heyet raporu alınmasına karar verildiği, Ticaret – Sözleşme Hukuku Öğr.Üyesi bilirkişi …, Gıda Mühendisi bilirkişi … ve SMMM bilirkişi … tarafından sunulan 11/11/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu özetle; ”Tarafların 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerini TTK.hükümlerine uygun tuttukları, davacı şirket ile davalı şirket arasında 06/01/2014 tarihli 25 madde ve 8 sayfadan ibaret Ana Bayilik Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile davacının … İli …Depo Faaliyet alanı sınırları içerisinde bulunan ilçe ve beldelerde 19 LT Damacana Su, Bardak Su, Pet Şişe Su ve Kutu Su satış ve dağıtımı yapacağının kararlaştırıldığını, … Depo olacak şekilde ve faaliyet alanı içerisinde bulunan ilçeler ise …, …, …, .., … ve … olacağının belirtildiği, taraflar arasında iş bu sözleşme kapsamında muhasebe kayıtlarına yansıyan ticari ilişki olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirkete hitaben tanzim edilen 15/11/2019 tarihli Bayilik Sözleşmesinin Sona Ermesi konulu yazı ile davacı ile 06/01/2014 tarihli Ana Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, hali hazırda devam edilen sözleşmenin 06/01/2020 tarihinde sona ereceğini, bunun doğmuş ve doğacak haklarından feragat anlamı taşımadığı, sözleşmenin sona ermesi ile ilgili olarak mezkur sözleşme hükümlerinin geçerli olduğunu hatırlattıkları hususu bildirildiği, ilgili yazının elde davacı kaşe ve imzasına ve … tarafından teslim alındığı, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinden söz edilemeyeceği, portföy tazminatı talep etme şartlarının gerçekleştiği, olası bir portföy kaybı tutarı 202.100,83 TL olarak hesaplandığı, yeni TTK.gereği dava konusu ile ilgili 122.maddesine göre davacının talep ettiği portföy tazminatı tavanı son beş yıllık hasılat tutarının ortalamasını geçemeyeceği, buna göre davacının 2015 yılında 5.908.025,91 TL, 2016 yılında 5.460.764,42 TL, 2017 yılında 5.905.864,60 TL, 2018 yılında 6.365.964,60 TL ve 2019 yılında 7.402.984,61 TL olmak üzere anılan beş yılda toplamda 31.043.604,23 TL hasılat elde ettiği ve 31.043.604,23 TL hasılatın beşe bölünmesi ile denkleştirme isteminin üst sınırı olan 6.208.720,85 TL hasılat ortalamasına varıldığı, fakat davacının portföy kaybının 202.100,83 TL olarak hesaplandığı tespit edildiği, ancak davacının talebi ile bağlı olarak 20.000,00 TL talep edebileceği, TCMB verilerinden 06/01/2020 fesih tarihi itibariyle avans faizi %13,75 olduğu görüldüğünden, davacının hesaplanan 202.100,83 TL asıl alacağına fesih tarihinden itibaren %13,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği, faizin infaz aşamasında hesaplanabileceği” kanaatiyle rapor tanzim etmişlerdir.
Davacı vekili davasını ıslah etmiş ve gerekli harcı yatırmıştır.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiği iddiasıyla uğranılan denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Acentelik sözleşmesinin sona ermesi üst başlığı ve Denkleştirme istemi alt başlığı altında 122 nci maddesinde denkleştirme tazminatı düzenlenmiştir. Buna göre Kanun’un “(1) Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. (2) Tazminat, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalama esas alınır. (3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz. (4) Denkleştirme isteminden önceden vazgeçilemez. Denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerekir. (5) Bu hüküm, hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanır.” hükmünü düzenlediği, taraflar arasında 06/01/2014 tarihli “Ana Bayiilik Sözleşmesi” imzalandığı, taraflar arasındaki ilişkinin bayilik olarak nitelendirilmesi karşısında tek satıcılık ve acente sözleşmelerinde uygulama imkanı bulunan denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 80,70-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 341,55-TL harç ve 3.109,82-TL ıslah harcı toplamı olan 3.451,37-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 3.370,67-TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 22.597,06-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce taraflara iadesine
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır