Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/68 E. 2020/792 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/68 Esas
KARAR NO : 2020/792
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2015
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin 03/12/2006 tarihinde sürücü … …’in olduğu … plaka sayılı otomobil ile çevre yolunda seyrederken direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi neticesinde trafik kazasında yaralandığını ve malûl kaldığını, kaza tarihinde aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası bulunmadığından sorumluluğun davalı …’na ait olduğunu ve tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 2.000,00-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; açılan davanın zamanaşımına uğradığını, 03/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının başvurusu üzerine 28/05/2009 tarihinde 57.500,00-TL davacı tarafa müvekkil kurum tarafından ödeme yapıldığını, müvekkil kurumun tüm yükümlülüklerini mevzuata uygun şekilde yerine getirdiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanarak malûl kalması sebebiyle maddi tazminatın davalıdan tahsili istemidir.
Yüksek Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, maddi tazminatların, kazanın kaza tarihinden itibaren günümüze ve bilinen dönem sonuna kadar gerçekleşen her türlü ücret artışları ve emsal ücretlere göre tespit ve hesaplanması gerekmektedir. Yine Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, kişinin vücut bütünlüğünün ihlali nedeniyle ortaya çıkan beden gücü kayıplarının gelirinde veya malvarlığında bir azalma meydana gelmese dahi tazminat gerektiği kabul edilmekte ve bu husus güç kaybı tazmitanı olarak ifade edilmektedir. Bu durum her ne kadar sorumluluk hukukukundaki zarar kavramına aykırı gibi görünse de, burada vücut bütünlüğü ihlal edilen kişinin aynı işi zarardan önceki durum ve diğer kişilere göre daha fazla güç sarf ederek yaptığı gerçeğinden hareket edilmekte ve zararı fazladan sarf edilen bu gücün oluşturduğu kabul edilmektedir.
Taraflarca delil olarak; … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/… Esas sayılı dosyası, kaza tespit tutanağı, poliçe, hastane kayıtları, trafik kayıtları, hasar dosyası, iddialar, savunmalar, bilgi ve belgeler ile bilirkişi incelemesine dayanılmış olup gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizce davacıya ait hastane evrakı getirtilerek maluliyet raporu aldırılmak üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 04/03/2016 tarih ve … karar sayılı yazısı ile 27/02/2017 tarih ve … karar sayılı yazısıyle eksik hususların ikmali için dosyanın geri çevrildiği ve davacı tarafça eksik hususların yapılan tüm ihtarlara rağmen yerine getirilmediği anlaşıldı.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu mahkememizce 26/09/2017 tarih ve 2015/… Esas 2017/… Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/…5 Esas 2019/… Karar sayılı ilamıyla; ”Somut uyuşmazlıkta kaza nedeniyle yaralanan davacıya davadan önce 57.500,00 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında 28.05.2009 tarihli ibraname imzalandığı, eldeki davanın ise sürekli işgöremezlik ve tedavi gideri istemi ile KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf düzenlenen ibranamenin kazaya bağlı olarak oluşan veya oluşacak tüm tazminatları karşılayıp karşılamadığı noktasındadır. Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/05/2015 tarih, 2015/4758 E. ve 2015/6907 K. sayılı kararında “İbraname, imzalanan tarihe kadar ki tedavi gideri gibi maddi zararlara karşılık gelmekte olup 28.05.2009 tarihinden sonraki henüz oluşmayan ve oluşması davacı tarafından bilinmeyen zararları kapsamamaktadır. Hukukumuzun genel prensibi gereğince doğmamış haktan feragat edilmeyeceğinden davacı tarafından imzalanan bu ibranamenin geleceğe değil, imzalandığı tarihten önceki zararları kapsadığının, kazadan kısa bir süre sonra ve hastanede imzalatılan bu ibranamenin geçersizliğinin kabulü gerekir”. Şeklinde karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 22.05.2009 tarihli ibraname de hangi teminat kapsamında ödeme yapıldığı açıklanmaksızın 03.12.2006 tarihli kaza ile ilgili başkaca bir alacak kalmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili de cevap dilekçesinde 2006 yılındaki teminat limiti kadar ödeme yapıldığını beyan etmiştir. ZMSS poliçelerinde 2006 yılında sakatlık limiti 57.500,00 TL olup bu durumda ödemenin iş göremezlik tazminatı karşılığı yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre sürekli iş göremezlik tazminat talebi bakımından açılan davanın hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Dava dilekçesinde sadece tedavi giderleri talep edildiği açıklandığı halde cevaba cevap dilekçesinde tedavi giderleri kapsamında bakıcı giderininde talep edildiği açıklanmış ise de tedavi gideri ile bakıcı gideri tazminatı farklı tazminat türleri olduğundan ve bakıcı gideri tedavi giderleri içerisinde değerlendirilemeyeceğinden mahkemece davacının bu talebine itibar edilmemiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, mahkemece davacının talep ettiği ibraname kapsamında olmayan tedavi giderleri açıklatılarak ve delillerini sunmak üzere kesin mehil verilerek ibraname tarihinden sonra oluşan tedavi giderlerinin tespitinden sonra bilirkişiden KTK’nın 98.maddesi kapsamına girmeyen tedavi giderleri belirlenmesi için raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Kabule göre de davacı vesayet altına olduğu ve vekaletname de vasi tarafından düzenlendiği halde dava vesayet kararı gereğince velayeten vasi/veli tarafından açılmamış karar başlığında vasi/veli gösterilmemiş olması da doğru olmamıştır.” gerekçesiyle davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiş ve dosya yeni bir esas almıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları ile İstinaf ilamı doğrultusunda toplanan deliller ile birlikte KTK.nun 98.maddesi kapsamına girmeyen tedavi giderlerinin belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup, Ortopedi ve Travmatoloji/Tazminat/SUT-Tedavi Giderleri Değerlendirme Uzmanı bilirkişi Op.Dr….tarafından hazırlanan 19/08/2020 tarihli rapor özetle; ”03/12/2006 tarihinde trafik kazasında yaralanan davacının KTK.nun 98.maddesi kapsamına girmeyen bakıcı ve tedavi giderleri yönünden değerlendirildiğinde; davacının tedavi ve rehabilitasyon döneminde hastanelerde tedavi gördüğünden ve tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, davacının tetraplejik, idrar ve gaita inkontinansı olduğundan 03/12/2006 kaza tarihinden itibaren bakiye ömrünce bakıcı desteğine ihtiyacı olduğu, 03/08/2020 hesap tarihi itibariyle 46,15 yıllık bakıcı giderinin 1.336.522,32 TL olduğu, davacının talep edebileceği 1.336.522,32 TL bakıcı giderinden davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluk miktarının mahkeme takdirinde olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmalar ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile İstinaf ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminat istemine ilişkin olup, dosya kapsamından, 03/12/2006 tarihinde davacının da içinde bulunduğu sigortasız olan … plaka sayılı aracın sürücü olan dava dışı sürücü … …’in direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, kaza sonrası Taksim Eğitim Araştırma Hastanesinden alınan 26.04.2009 tarihli özürlü sağlık kurulu raporuna göre davacının %92 oranında maluliyeti bulunduğunun rapor edildiği, davalı … tarafından 28.05.2009 tarihinde, davacının vasisine 57.500,00 TL ödeme yapıldığı, ödeme neticesinde davalı ile davacının vasisi arasında 22.05.2009 tarihli ibranamenin düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde açıkça sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi giderleri talep edilmektedir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde söz konusu ödemenin müvekkilin iş gücü kaybında meydana gelen azalma nedeniyle uğramış olduğu maddi tazminatın karşılığı olarak bulunduğunu fakat müvekkilinin malul kalmasından dolayı ömür boyu bir kişinin bakımına muhtaç olmasından kaynaklı tedavi giderleri zararının karşılanmadığı belirterek talebini açıklamıştır. 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi gereğince tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın hükmünden yararlanmak için, ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Somut uyuşmazlıkta kaza nedeniyle yaralanan davacıya davadan önce 57.500,00 TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında 28.05.2009 tarihli ibraname imzalandığı, eldeki davanın ise sürekli işgöremezlik ve tedavi gideri istemi ile KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen 2 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf düzenlenen ibranamenin kazaya bağlı olarak oluşan veya oluşacak tüm tazminatları karşılayıp karşılamadığı noktasındadır. Emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07/05/2015 tarih, 2015/4758 E. ve 2015/6907 K. sayılı kararında “İbraname, imzalanan tarihe kadar ki tedavi gideri gibi maddi zararlara karşılık gelmekte olup 28.05.2009 tarihinden sonraki henüz oluşmayan ve oluşması davacı tarafından bilinmeyen zararları kapsamamaktadır. Hukukumuzun genel prensibi gereğince doğmamış haktan feragat edilmeyeceğinden davacı tarafından imzalanan bu ibranamenin geleceğe değil, imzalandığı tarihten önceki zararları kapsadığının, kazadan kısa bir süre sonra ve hastanede imzalatılan bu ibranamenin geçersizliğinin kabulü gerekir” şeklinde karar verilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 22.05.2009 tarihli ibraname de hangi teminat kapsamında ödeme yapıldığı açıklanmaksızın 03.12.2006 tarihli kaza ile ilgili başkaca bir alacak kalmadığı belirtilmiştir. Davalı vekili de cevap dilekçesinde 2006 yılındaki teminat limiti kadar ödeme yapıldığını beyan etmiştir. ZMSS poliçelerinde 2006 yılında sakatlık limiti 57.500,00 TL olup bu durumda ödemenin iş göremezlik tazminatı karşılığı yapıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde sadece tedavi giderleri talep edildiği açıklandığı halde cevaba cevap dilekçesinde tedavi giderleri kapsamında bakıcı giderininde talep edildiği açıklanmış ise de tedavi gideri ile bakıcı gideri tazminatı farklı tazminat türleri olduğundan ve bakıcı gideri tedavi giderleri içerisinde değerlendirilemeyeceğinden mahkememizce davacının bu talebine itibar edilmemiştir. İstinaf kararı sonrası, mahkememizce davacının talep ettiği ibraname kapsamında olmayan tedavi giderleri açıklattırılmış ve delillerini sunmak üzere kesin mehil verilerek ibraname tarihinden sonra oluşan tedavi giderlerini bildirmesi istenilmiş sonrasında bilirkişiden KTK’nın 98.maddesi kapsamına girmeyen tedavi giderleri belirlenmesi için rapor alınmış ve alınan bilirkişi raporuna göre KTK’nın 98.maddesi kapsamına girmeyen tedavi gideri bulunmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 54,40-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 27,70-TL harçtan harçtan mahsubu ile eksik kalan 26,70-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/12/2020

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪