Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/661 E. 2021/343 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/661
KARAR NO : 2021/343
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin maliki bulunduğu … Mah. … Sk. Bina No: … Daire: … /İstanbul adresinde bulunan ve tapuda, …pafta, … parselde kayıtlı olan taşınmazın bulunduğu binanın tamamı 26.09.2019 tarihinde İstanbul’da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremde tamamen hasarlı ve oturulamaz hale geldiğini, bu durumun karot raporu ve … Belediyesince tanzim edilen 10.03.2020 tarihli Riskli Yapı Raporu ile de tespit edildiğini, binada oturmak can güvenliği açısından riskli olduğu için müvekkile ve diğer maliklerce tahliye edildiğini, bina riskli yapı olduğu için yıkılarak yeniden inşası zorunlu hale geldiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi zarara uğradığını, yıkılan binanın yeniden inşasının halen devam ettiğini, deprem nedeniyle hasar gören ve kullanılmaz hale gelen müvekkiline ait dairenin hasar tarihinde yürürlükte olan, 59.630.-TL sigorta bedelli 31.12.2018 tanzim tarihli ve … numaralı DASK Poliçesinin mevcut olduğunu, müvekkili tarafından davalıya yapılan ihbar ve poliçe teminat tutarının ödenmesi talebi üzerine, hasar dosyası açıldığını ancak bina tamamen hasarlı olmasına rağmen müvekkile poliçe teminat tutarının tamamının ödenmediğini, davalı tarafından müvekkiline ödenen meblağ 5.817,11.-TL olduğunu, müvekkil “fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğunu” belirterek sözkonusu meblağı tahsil ettiğini, poliçe bedelinin 59.630.-TL olduğunu, %2 poliçe muafiyeti olan 1.192,60.-TL düşüldükten sonra 58.437,40.-TL ödenmesi gerekmekte iken 5.817,11.-TL ödendiğini, yapılan ödeme mahsup edildikten sonra kalan alacaklarının 52.620,29.- TL olduğunu, bu tutara, binanın tamamı hasarlı ve oturulamaz hale geldiği için gerek müvekkilince daha önce yapılan ve gerekse 08.07.2020 tarihinde vekaleten yapılan itiraz ve poliçe hasar bedelinin ödenmesi talebine, davalı tarafından herhangi bir şekilde cevap verilmediğini beyanla;
fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 52.620,29-TL alacağın 26.09.2019 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, DASK poliçesi kapsamında bir kısım ödemenin yapılmış olduğu ancak poliçe hasar bedelinin tamamının ödenmediğinden bahisle bakiye tazminat istemine ilişkindir.
Görevli mahkemenin belirlenmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un dava konusu uyaşmazlık ile ilgili 3/1-k-1, 4/3, 73/1 ve 83/2 maddelerinde yer alan hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade ettiği,
3/1-l maddesinde; tüketici işleminin, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği,
4/3.maddesinde; Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemeyeceği, bankaların, tüketici kredisi veren finansal kuruluşlar ve kart çıkaran kuruluşlar tarafından tüketiciye sunulan ürün veya hizmetlerde ise tüketiciden faiz dışında alınacak her türlü ücret, komisyon ve masraf türleri ile bunlara ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın görüşü alınarak bu Kanunun ruhuna uygun olarak ve tüketiciyi koruyacak şekilde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği,
73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olduğu,
83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki uyuşmazlığın DASK poliçesinden kaynaklandığı, davacının tacir olmadığı ve taraflar arasındaki bu hukuki ilişkide davacıların 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-k maddesinde belirtildiği şekilde tüketici konumunda olduğu, yapılan işlemin de 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-l maddesinde ifade edilen tüketici işlemi kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği, mahkememizin ise görevsiz olduğu anlaşılmaktadır.
Göreve ilişkin düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerekmektedir.
Bu sebeplerle; dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Davacının maliki bulunduğu binanın 26/09/2019 tarihinde meydana gelen depremde hasarlandığı, DASK poliçesi kapsamında bir kısım ödemenin yapılmış olduğu ancak poliçe hasar bedelinin tamamının ödenmediğinden bahisle bakiye tazminat istemi olup mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
4-HMK nun 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraflarının yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi.20/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır