Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/65 Esas
KARAR NO : 2020/644
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil banka ile davalı … Sanayi Ve Tic. Ltd. Şirketinin asıl borçlu, davalı … ve davalı …’in müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu 21/11/2013 tarihli 4.000.000-TL bedelli Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, borçluların kredi borçlarını geri ödememesi üzerine müvekkil banka tarafından borçlulara …. Noterliği’nin 04/10/2019 gün ve … yevmiye no’lu ihtarname keşide edilerek, sözleşme hükümlerine dayanarak kredi hesabının kat edildiği ve verilen süre içinde borcun ödenmesi gerektiği bildirildiğini, ihtara rağmen verilen süre içinde davalı/borçlular tarafından ödeme yapılmadığından alacağın tahsili amacıyla davalılar hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçluların haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlular tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesi özetle; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583’üncü maddesinin 1’inci fıkrası uyarınca davacı bankanın müvekkiline karşı takibe başlamadan önce asıl borçlunun ifada geciktiğini ve ihtarın sonuçsuz kaldığını veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunduğunu hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde kanıtlaması gerektiğini, davacı bankanın müvekkiline uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranlarının kanuni sınırın üstünde olduğundan hukuka aykırı olduğunu, davacı banka tarafından anaparaya bileşik faiz uygulandığını ve bu durumun 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’unun 3. Maddesinin 1.fıkrasında ve Türk Borçlar Kanun’unun 388. Maddesinin 3. Fıkrasında bileşik faiz uygulaması açıkça yasaklandığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, haksız ve kötüniyetli olarak itirazın iptali davası açan davcının takip değerinin %20’sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin cevap dilekçesi özetle; Türk Borçlar Kanunu 583. Ve devamı maddelerinde düzenlenen kefalete ilişkin şartlar sağlanmadığını, müvekkillerinin davacı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı banka tarafından fahiş faiz oranlarının yanında işletilen faiz üzerine yeniden işletilmiş ve yasak olan bileşik faiz uygulandığını, davacının alacağının likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini, davacı bankanın talep ettiği icra inkâr tazminat talebinin şartları oluşmadığından kabulü mümkün olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, haksız açılan dava sebebiyle davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali istemidir.
Dava, davacının kredi alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası, Genel Kredi Sözleşmesi, hesap hareketleri, ihtarname, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen … İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine 25/10/2019 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 31/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlular vekili tarafından 08/11/2019 tarihinde takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm fer’îlere itiraz edildiği ve davalı borçluların itirazının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve miktarının hesaplanması ile uygulanan faiz yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Banka Emekli Müdürü/Müfettişi bilirkişi … tarafından sunulan 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Dava konusu alacak tutarının davacı banka ile davalı asıl borçlu … San.ve Tic.Ltd.Şti.arasında imzalanan Kredi Genel Sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi mevduat hesabı niteliğindeki bankomat hesabı borcundan kaynaklandığı, davalı asıl borçlu şirket bakımından taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın takip tarihi itibariyle 60.215,75-TL alacak tutarının bulunduğu, takip talebinde ise davacı tarafından 60.308,57-TL alacak tutarının talep edildiği, bu durumda 92,82-TL’lik fazla talebin yerinde olmadığı, kat ihtarnamesinin tebliğ edilememesi nedeniyle takip tarihinde temerrüde düşürülen davalı kefiller … ve … bakımından yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın 60.100,27-TL alacak tutarının bulunduğu, davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesinde adı geçen kefillerin ayrı ayrı olarak 8.000.000,00-TL’lik geçerli kefaletlerinin bulunduğu, takip tarihi itibariyle hesaplanan 60.100,27-TL’lik tutar, adı geçen kefillerin kefalet limiti içinde kaldığından, işbu borç tutarlarından davalı kefillerin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabileceği, davalı kefillerin 60.100,27-TL borçtan sorumlu tutulabileceği görüşüne ulaşılmakla birlikte mahkeme tarafından asıl borçlunun takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüş olduğu ve bu durumda davalı kefillerin takip tarihi itibariyle asıl borç ve asıl borca takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizinden, kefalet limitini geçmeyecek şekilde sorumlu tutulması gerektiği görüşünün benimsenmesi halinde ise takip tarihi itibariyle asıl borçlu için hesaplanan toplam 60.215,75-TL borçtan davalı kefillerin de sorumlu tutulabileceği, icra takip talebinde talep edilen %28,80 temerrüt faiz oranının TC.Merkez Bankası tarafından yayımlanan 2019/26 sayılı duyuruya uygun olduğu” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı … arasında Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı, davalılar … ve …’in sözleşmede müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiği, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu asıl borçlu ve kefillerin sorumlu oldukları miktarlar tespit edildiğinden, tespit olunan miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça ödeme yapılmadığı halde likit ve bilinebilir borca haksız olarak itiraz edildiğinden icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı …’nin …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 58.919,21 TL asıl alacak, 659,90 TL işlemiş faiz, 32,99 TL %5 BSMV ve 603,65 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 60.215,75 TL üzerinden aynen devamına,
Tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılar … ve …’in …. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 58.919,21 TL asıl alacak, 549,91 TL işlemiş faiz, 27,50 TL %5 BSMV ve 603,65 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 60.100,27 TL üzerinden aynen devamına,
Asıl alacak 58.919,21 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafın diğer ve fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 4.113,34-TL karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 8.628,05-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 92,82-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ne verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 208,30-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 255,75-TL posta giderleri olmak üzere toplam 1.255,75-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 1.253,82-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00.-TL’nin davalılardan alınarak Hazineye irad kaydına,
8-HMK 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne hitaben yazılacak dilekçeyle istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/10/2020
Katip …
☪e~imzalıdır.☪
Hakim …
☪e~imzalıdır.☪