Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2022/325 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/603
KARAR NO : 2022/325
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Ankara İlinde … Marka Lastiklerin Satışını yaptığını, Davalı yandan satın alınan lastiklerin daha önce … … isimli kişiye satıldığını, … … isimli kişinin de bu lastikleri … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğüne sattığını, … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğü … … isimli satıcıdan aldığı lastiklerin ayıplı-hatalı olduğundan bahisle satış bedellerinin iadesini talep ettiğini, talep edilen bedelin dava dışı … … tarafından ödendiğini, … … isimli satıcı ödemek zorunda kaldığı söz konusu bedelin tahsili amacıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğinin 2016/… Esas Sayılı dosyası ile müvekkili hakkında alacak davası açtığını, verilen karar uyarınca müvekkilinin …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına haricen ödemede bulunmak suretiyle dosya borcunu kapattığını, … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğü tarafından başlatılan ve zincirleme olarak en son müvekkilinin bedelini ödemek zorunda kaldığı lastiklerin müvekkilinin davalıdan satın aldığını ve satışını gerçekleştirdiğini, bu itibarla müvekkilinin ayıplı-hatalı çıktığı iddia edilen lastikler ile ilgili herhangi bir kusurunun ve ihmalinin bulunmadığını beyanla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak üzere müvekkilinin … İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına ödemek zorunda kaldığı bedelin son ödeme tarihi olan 20.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari reeskont faizi ile birlikte tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle, ayıplı olduğundan bahsedilen lastiklerin müvekkili şirketten satın alınıp alınmadığının belli olmadığını, Davacının öncelikle söz konusu lastikleri müvekkili şirketten satın aldığını kanıtlamasının gerektiğini, Davacının lastikleri müvekkili şirketten satın aldığını kabul anlamına gelmemek üzere; delil olarak dayandığı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… E. 2016/237 K. sayılı ilamı içeriğinden anlaşıldığı üzere söz konusu lastiklerin üretim tarihinin 2000-2001 yılları olup davacı tarafından 3. kişiye satış tarihi ise 2005 yılı olduğunu, yani 3. kişiye satış tarihi itibariyle dahi lastiklerin raf ömrü ve garanti süresi dolmuş durumda olduğunu, dolayısı ile raf ömrü ve garanti süresi dolmuş lastikleri satmaması gerekirken satan davacının, kendi kusurundan yararlanması mümkün olmadığını, nitekim davacının, kendisine karşı dava açılmadan önce 3. kişi … … tarafından çekilen ihtarnameye cevap olarak verdiği Ankara 23. Noterliğinin 22/03/2011 tarih 05037 yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesinde de lastikleri 11/02/2005 tarihinde sattığını kabul ederek ” …Tarafınızca garantisi olmayan, düşük kalitedeki lastikler talep edildiği gibi, söz konusu lastiklerin garantisinin olmadığı ve düşük kalitede olduğu da tarafınızca bilinerek ve isteyerek satın alınmıştır. Kaldı ki iyi kalitedeki bir lastiğin garanti süresi de 2 yıldır. Tarafımızdan satın almış olduğunuz lastiklerin garantisi olmadığı gibi, garanti kapsamındaki lastikleri satın almış olsaydınız dahi satın alınan lastiklerin garanti süresi ile dava ve talep zamanaşımı süresi de geçmiş olacaktı” şeklinde cevap vererek, raf ömrü geçmiş, garantisi süresi dolmuş ürünleri sattığını açıkça kabul ettiğini, belirtilen nedenlerle kabul anlamına gelmemek üzere bir an için müvekkilinden satın alındığı varsayılsa dahi dava konusu lastikleri raf ömrü dolup garanti süresi geçtikten sonra 3. kişiye satan kusurlu davacının, 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel için müvekkili şirkete rücu etmesi mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davalıdan temin edilip 3. Kişiye satılan lastiklerin ayıplı olduklarının ortaya çıkması üzerine davacının 3. Kişiye yaptığı ödemenin kendisine lastikleri satan davalıdan tazmini istemine ilişkindir.
Dosya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/02/2020 tarih 2018/… esas 2020/… karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce dosyanın bilirkişiye tevdi ile tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller üzerinde inceleme yapılarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı alacaklı ise miktarının belirlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, Muhasebe Finans Uzmanı Bilirkişi …, Y.T.Ü. Öğretim Üyesi e Makine Yüksek Mühendisi Bilirkişi Prof. Dr. … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. … tarafından sunulan 06/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının bu davadaki talebinin esası bakımından haklı görülebilmesi için, öncelikle; ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Yargıtay Bozması sonrası verdiği 30.05.2016 tarihli Kararında sözü edilen 13 adet ayıplı lastiğin davalı tarafından davacıya satılmış olmasının gerektiği, bu hususu ispat etme yükümlülüğü ise, davacıya ait olduğu, bu husus ispat edildiği takdirde, ikinci olarak; davalı tarafından davacıya satılmış olan bu lastiklerin ayıplı oldukları, yani raf ömürlerini doldurdukları halde davacıya satılmış olmalarının gerektiği, bu hususu ispat etme yükümlülüğünün de, davacıya ait olduğu, fakat dava dosyası içeriğinde, bu hususları ispata elverişli delillere rastlanamadığı, bu nedenle de davacının bu davadaki iddia ve talebinin yerinde olmadığı, zira ispat edilemediği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ile uyumlu bulunarak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
Dava, davacı tarafından davalıdan satın alınan lastiklerin dava dışı … … isimli kişiye satıldığı, … … isimli kişinin de bu lastikleri … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğüne sattığı, … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğü … … isimli satıcıdan aldığı lastiklerin ayıplı-hatalı olduğundan bahisle satış bedellerinin iadesini talep etmesi üzerine talep edilen bedelin dava dışı … … tarafından ödendiği … … isimli satıcı ödemek zorunda kaldığı söz konusu bedelin tahsili amacıyla …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… Esas Sayılı dosyası ile davacı aleyhine alacak davası sonrasında verilen karar uyarınca davacının …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına haricen ödemede bulunmak suretiyle dosya borcunu kapattığından bahisle Davacının davadışı/… …’a sattığı 13 adet lastiklerin ayıplı oldukları iddiasıyla davadışı/… … tarafından davacıya karşı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… Esas Sayılı dosyası ile açılan tazminat davası neticesinde davacının davadışı/… …’a ödemek zorunda kaldığı 9.326,00 TL tutarındaki tazminat ve ferilerinin rücuen tahsili istemidir.
Davalı tarafça zaman aşımı iddiasında bulunulmuş olup, davalı tarafından davacıya satıldığı iddia edilen lastiklerin ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmekte olduğundan davanın genel hükümlere dayanan bir tazminat talebi niteliğinde olduğu ve BK.md.227/f.2 hükmüne göre, satım sözleşmelerinde satıcı tarafından alıcıya teslim edilen malın ayıplı olması halinde, alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. TBK.md.112 ve devamında (eski BK.md.96 ve devamında) Bu hükümlere dayanan tazminat davaları, yeni TBK.md.146 (eski BK.md.125) hükmü uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımı süresi, zararın doğmasıyla işlemeye başlar.
Dava konusu tazminat davasının tabi olduğu 10 yıllık zamanaşımı süresi, davalı/satıcının ayıplı mal teslim ettiği ve de davacının bu yüzden zarara uğradığı tarihten itibaren işlemeye başlamıştır. Dava konusu olayda davalının ayıplı mal teslimi nedeniyle davacının uğradığı zarar, … Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay Bozması sonrası verdiği 30.06.2016 tarihli kararından sonra …. İcra Müdürlüğünün 2016/… Esas sayılı takip dosyasına ödemek zorunda kaldığı bedelin son ödeme tarihinin 20.03.2017 tarihi olup davacının icra veznesine bu zarar tutarını ödediği tarih de doğmuş olduğundan, davacının tazminat alacağı da ödeme tarihinde muaccel olmuş olup 25.04.2018 dava tarihi itibariyle zamanaşımına uğramamış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraça ayıplı olduğundan bahsedilen lastiklerin davalı şirketten satın alınıp alınmadığı belli olmadığı gibi davalı şirketten satın alındığı iddia olunan lastiklerin delil olarak dayanılan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… E. 2016/… K. sayılı ilamı ile söz konusu lastiklerin üretim tarihinin 2000-2001 yılları olup davacı tarafından 3. kişiye satış tarihi ise 2005 yılı olduğu ,mahkememiz dosyasında bilirkişi incele kararı alındığı tarih itibari ile davaya konu ayıplı olduğu ileri sürülen lastiklerin inceleme yapılmak üzere tevdi edilemediği gibi taraflara at ticari defter kayıt ve belgelerinin de saklama sürelerinin dolmuş olmaları nedeni ile incelenemediği bu kapsamda davalı tarafından davacıya satılmış olan bu lastiklerin ayıplı oldukları, yani raf ömürlerini doldurdukları halde davacıya satılmış oldukları hususunun ispat külfeti üzerinde olan davacı tarafından ispat edilemediği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça kendisine karşı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/… E.sayılı dava açılmadan önce 3. kişi … tarafından çekilen ihtarnameye cevap olarak verdiği … Noterliğinin 22/03/2011 tarih … yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesinde ” lastikleri 11/02/2005 tarihinde sattığını kabul ederek …Tarafınızca garantisi olmayan, düşük kalitedeki lastikler talep edildiği gibi, söz konusu lastiklerin garantisinin olmadığı ve düşük kalitede olduğu da tarafınızca bilinerek ve isteyerek satın alınmıştır. Kaldı ki iyi kalitedeki bir lastiğin garanti süresi de 2 yıldır. Tarafımızdan satın almış olduğunuz lastiklerin garantisi olmadığı gibi, garanti kapsamındaki lastikleri satın almış olsaydınız dahi satın alınan lastiklerin garanti süresi ile dava ve talep zamanaşımı süresi de geçmiş olacaktı” şeklinde cevap vererek raf ömrü geçmiş, garantisi süresi dolmuş ürünleri sattığını açıkça kabul ettiği anılan durum karşısında davacının dava konusu lastikleri raf ömrü dolup garanti süresi geçtikten sonra 3. kişiye satan davacının, 3. kişiye ödemek zorunda kaldığı bedel için davalı şirkete rücu etmesi mümkün olmadığından davanın reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 170,78-TL den 80,70-TL nispi karar harcının mahsubu ile kalan 90,08-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi üzerinden hesap olunan 5.100-TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK 333. md. uyarınca davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talebi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf nezdinde temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır