Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/6 E. 2021/123 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/6 Esas
KARAR NO : 2021/123
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2020
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Müvekkil şirketin davalı şirketin talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde davalı şirketten 2.940,67-TL alacağının bulunduğunu ve yapılan yazılı ve sözlü müracaat sonrasında herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin borcunu ödememesi üzerine alacağın tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu ve tüm bu nedenlerle davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacı şirketin karayolu ile taşıma için sunduğu öneriyi müvekkil şirketin kabul etmesi ile birlikte taraflar arasında ürünlerin karayolu ile taşınacağı üzerine sözleşme kurulduğunu ancak davacı şirketin taşınacak eşyaları tamamen kendi insiyatifi ile sözleşmeye aykırı olarak havayolu ile taşıdığını ve havayolu ile taşıma ücretleri üzerinden fatura hazırlayıp müvekkil şirkete gönderdiğini, müvekkil şirket yetkililerinin derhal bu faturanın kurulan sözleşmeye aykırı ve hatalı olduğu ve bu faturayı kabul etmediklerini TTK.nun 21.maddesi anlamında süresinde davacı tarafa bildirdiklerini, karayolu servisi ile taşıma yapılması ve çıkacak gümrük vergi ücretleri için tarafların anlaşmasına rağmen davacının müvekkil şirkete gönderdiği mailde gümrük vergisi ödememek için havayolu servisi ile taşıma yaptığı ve bunun üzerinden fatura düzenlediği ve düzenlenen faturanın geçerli olduğu iddiaları gerekçelerinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın müvekkilinin iyi niyetini suistimal ederek hileli hareketlerle müvekkilinden kötü niyetle fayda sağlamaya çalıştığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, davalı tarafın kötü niyetli olarak haksız bir bedel üzerinden başlatılan takip konusu alacağın % 20’inden az olmayacak şekilde belirlenecek kötüniyet tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK. 67 ve devamı maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Dava, davacının fatura alacağının davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak; …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı icra dosyası, faturalar, cari hesap ekstresi, sözleşme, bilgi ve belgeler, ticari defter kayıtları ve bilirkişi incelemesine dayanılmış olup, gösterilen deliller toplanarak dosya arasına konulmuştur.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyaya getirtilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 26/12/2017 tarihinde 7 örnek nolu ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlu şirkete 03/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu şirket vekili tarafından 04/01/2018 tarihinde borca, faize ve tüm fer’îlere itiraz edildiği ve davalı borçlu şirketin itirazlarının süresinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce dava dosyası ve ilgili kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davacı alacağının varlığı ve CMR konusu yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verildiği, Karayolu Taşımacılığı ve CMR bilirkişisi … tarafından sunulan 12/10/2020 tarihli bilirkişi raporu özetle; ”Dava konusu olan taşıma sözleşmesinin … Anonim Şirketi ile … arasında oluştuğu, davalının karayolu taşıma teklifi için onay verdiği, havayolu taşıma teklifi için herhangi bir onayının bulunmadığı, davacının taşıma şeklini değiştirmek için davalıdan talimat alması gerektiği ve bu talimatın dosyada mevcut olmadığı ve bu durumun ispata muhtaç kaldığı, karayolu için gümrük rakamının onay yazışmasının dosyada bulunmadığı sebepleriyle davacı …nin Havayolu ile eşya taşımacılığı üzerinden kesmiş olduğu faturanın revize edilmesi gerektiği, davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin Karayolu taşımacılığı için anlaşmış oldukları 330 üzerinden ödeme yapması gerektiği, gümrük bölgesinin de karayolu taşıma şekline göre ortaya çıkan veya çıkacak olan rakama göre yapılması gerektiği” kanaatiyle rapor tanzim etmiştir.
GEREKÇE :
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile dosya kapsamındaki tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında, davalı tarafa ait yükün yurt dışına taşınması konusunda görüşme yapıldığı, davacı tarafın karayolu ve havayolu ile taşıma seçenekleri sunduğu, davalı tarafın karayolu seçeneğini kabul ettiğini bildirdiği, sonrasında davacı tarafça karayolu taşımasının gümrük işlemine tabi olduğunun bildirilmesi üzerine yapılan görüşmeler sonucu ürünün havayolu taşıma yoluyla yurtdışına gönderildiği, taraflar arasındaki ihtilafın kargo taşıma ücretinin hangi seçeneğe göre hesaplanacağına ilişkin olduğu görülmüştür. Taraflar tacir olup basiretli iş adamı gibi hareket etmeleri kendilerinden beklenmektedir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmamıştır. Taraflar arasında e-posta yazışmaları ve telefon görüşmeleri (davalı taraf açıkça itiraz etmediğinden zımnen telefon görüşmesi yapıldığını kabul etmiştir) yapılmıştır. Sonuç olarak davalı tarafa ait ürünler gümrük işlemi görmeden ve karayoluna göre çok kısa süre içerisinde davalı tarafın müşterisine havayolu ile gönderilmek suretiyle ulaştırılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 ve devamı maddelerinde Vekâletsiz İşgörme düzenlenmiş olup, 529 ncu maddesinin “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır. İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir.” hükmünü düzenlediği, davalı tarafın menfaatine taşıma işlemi yapıldığından davacı tarafın zorunlu ve yararlı bütün masrafları ödemesi gerektiği anlaşıldığından asıl alacak üzerinden icra takibine itirazın iptaline, taraflar arasındaki ihtilaf yargılamayı gerektirdiğinden davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
Davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 200,88-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 146,48-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
3-Arabulucu Ücret Kararı gereği Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.940,67-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 750,00-TL bilirkişi ücreti ve 63,00-TL posta giderleri olmak üzere toplam 813,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK.nun 333 (1) maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansından bakiyesinin kararın kesinleşmesi sonrası resen mahkememizce davacıya iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı davanın miktarı ve niteliği itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2021

Katip …
☪e~imzalıdır.☪

Hakim …
☪e~imzalıdır.☪