Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2021/652 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/571 Esas
KARAR NO : 2021/652
DAVA : İtirazın İptali (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;
Müvekkili tarafından davalıya 14/11/2018 tarihinde 440.000-€ emanet olarak ödeme yapıldığını, müvekkilinin iş bu bedeli … şubesindeki … IBAN Nolu hesabından davalının TC … Bankası … şubesinin (…) … nolu banka hesabına “Emanet” olarak yatırdığını,
Davalıdan bu bedelin sözle olarak istendiğini, ancak ödeme yapılmayınca bu kez … Noterliğinin 04/09/2019 tarih ve … yevmiyeli ihtarı ile ödemenin yapılmasını talep ettiklerini, yine ödeme yapılmayınca bu kez … İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, ancak davalının söz konusu bedelin ödendiğine yönelik bir beyanı olmadığını ve belge sunmadığını belirterek,
Haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında yapılmış olan anlaşmanın ariyet sözleşmesi olduğunu, ariyet olarak verilmiş olan paranın, davacı asil veya tayin etmiş olduğu kişilerin hesaplarına aktarılması ile ilgili olduğundan davalı şirket her ne kadar Tacir olursa da olsun, davalı asil tacir olmadığı için, bu ihtilafın çözüm yargısal Asliye hukuk Mahkemesi olduğunu, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini,
Müvekkili şirketin faaliyet alanının üçüncü kişilere ait olan ticari emtiya ve nakip bedelleri muhafaza ile muhafaza ettiği emtia ve nakitti emanet bırakan şahıslar nam ve hesabına uhdesinde ya da banka hesaplarında yediemin olarak muhafaza ettiğini, dava konusu bedel de aynı şekil ve şirketin faaliyet alanı kapsamında müvekkili şirketin banka hesaplarında muhafaza edilmek üzere bırakıldığını ve ariyet isteği üzere yurtdışındaki muhataplarına emanet bırakanın nam ve hesabına gönderildiğini,
Davacının müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı olmamasına rağmen müvekkili şirketin faaliyet konusuna giren işte; banka kayıtları ve davalı şirket kayıtlarından da sabit olduğu üzere, davacı ariyet-emenet veren kişinin ve onu bağlı olduğu kişilerin isteklerine uygun ariyet emanet olarak müvekkili şirketin banka hesaplarına bırakılan icra takibi konusu ve dava konusu bedelin müvekkili tarafından faturaya esas hizmet bedeli kesilerek üçüncü kişilere davacı asilin nam ve hesabına gönderildiği için , dava haksız ve hukuka aykırı olarak açıldığını belirterek,
Davanın reddine, davacı tarafın inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, emanet olarak verilen paranın iadesi istemiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Mahkememiz 13/02/2020 tarih, 2019/602 -2020/148 sayılı görevsizlik kararını vermiştir.
Mahkememizin kararının davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine , … BAM 43 HD si 2020/1601-2020/44 sayılı 24/09/2020 tarihli kaldırma kararını vermiş;
“Davaya konu somut olayda davacının tacir ya da tüketici olup olmadığını belirleyebilecek nitelikte tarafların beyanından başka herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı tarafından emanet olarak verildiği iddia edilen bedeller yönünden taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK.’nun 4. Maddesinde belirtilen mutlak ticari dava olup olmadığı veya davacının tacir sıfatının bulunup bulunmadığı hususunun tarafların bu yöndeki delilleri toplandıktan sonra değerlendirilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle gerekli araştırmalar yapılmak ve tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre görev hususunun değerlendirmesi ” gerekçesini açıklamıştır.
Mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda , davacı … hakkında tacir olup olmadığı konusunda Gaziantep ve İstanbul ticaret sicil müdürlüğüne, vergi dairesine, esnaf ve sanatkarlar odasına SGK ya müzekkereler yazılmıştır. Yazılan müzekkere cevaplarına göre davacının dava tarihi itibariyle sigortalı çalışan işçi olduğu, tacir olmadığı, dava açıldıktan bir yıl sonra kurulan şirket nedeniyle vergi mükellefi olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili mahkememizce yapılan 09/09/2021 tarihli duruşmada müvekkilinin gelen kayıtlara göre tacir olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önüne alınır.
6102sy TTK’nun 4 ve 5 maddelerinde ticaret mahkemesinin görevi düzenlenmiştir.
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nun 2.mad Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevi düzenlenmiştir.
” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
Somut olayda dava konusu ihtilaf tacir olmayan gerçek kişi davacının davalıya emanet/ariyet olarak para verip vermediği, davacının paranın iadesini isteyip isteyemeyeceği konusundadır.
Uyuşmazlığın Borçlar Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği açık olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2018/1187 Esas, 2018/933 Karar sayılı içtihatı da bu doğrultudadır.
Dava konusu alacağın tacir olan tarafların ticari işletmesiyle ilgili ve ticari iş niteliğinde olmadığı, bu nedenle davanın ticari dava olmadığı, davaya bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesin de olduğu anlaşılmıştır.
Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2 md ve TTK 5. md gereğince davaya bakma görevi mahkememize ait olmadığından mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
H Ü K Ü M /.
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. Maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulen REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul BAM da istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır